Son Haberler

Piyasaların gözü FED’de ve Merkez Bankası’nda…

FED’in Eylül toplantısında faiz artırımını pas geçmesi ve Aralık ayını işaret etmesi, yıl sonuna kadar olan süreçte global risk iştahının devam edeceğine işaret ediyor. Bu da hem BIST hem de TL varlıklarda kısa vadeli dalgalanma sonrası hızlı toparlanma beklentilerini destekliyor.

Ağustos ayına 76.000 seviyelerinden başlayan BIST-100 endeksi FED’in faizleri sabit bırakmasıyla 80.000 seviyelerini test ederek güçlü performans gösterdi. Ancak, daha sonra Moody’s’in Türkiye’nin yatırım yapılabilir olan “Baa3″ seviyesindeki notunu, yatırım yapılabilir seviyenin bir altı olan “Ba1” seviyesine düşürmesiyle dalgalanan piyasada Endeks 76.000’li seviyelerini test etti. Moody’s not görünümünü “durağan” olarak belirlerken, not indirime nedenlerini, “Türkiye’nin yüksek boyutlu dış finansman ihtiyacına bağlı risklerdeki artış ve daha önce destekleyici olan borçlanma temellerinde, özellikle de büyüme ve kurumsal sağlamlıkta zayıflama” olarak ifade etti. Kuruluş “durağan” görünümün ise büyük ve esnek ekonomi ile güçlü mali disiplini yansıttığını açıkladı. Karar sonrası ilk fiyatlamaların negatif olmasına karşın yıllardır başarı bir şekilde sürdürülen mali disiplin ile oluşturulan sağlam mali yapı sayesinde piyasalar kısa sürede dengeledi ve not indirimin etkisi sınırlı kaldı. İlk şokun atlatılmasıyla BIST tepki yükselişi gerçekleştirirken, Eylül ayını sınırlı da olsa yükselişle kapatmaya çalışıyor. Siyasi iradenin yapısal reformlara devam edeceği beklentisi ve global piyasalardaki bol likidite ortamının devamına bağlı olarak piyasalardaki sınırlı etkinin de kısa sürede pozitife döneceğini ve düşük enerji fiyatlarının benzer kredi notu seviyesine sahip Rusya ve Brezilya gibi ülkelere karşı Türkiye’nin cazibiyetini arttıracağını düşünüyoruz. FED’in Eylül toplantısında faiz artırımını pas geçmesi ve Aralık ayını işaret etmesi en azından yıl sonuna kadar olan süreçte global risk iştahının devam edeceğine işaret ediyor. Bu da hem BIST hem de TL varlıklarda kısa vadeli dalgalanma sonrası hızlı toparlanma beklentilerini destekliyor.

FED, ARALIK’TA FAİZLERİ ARTIRACAK MI?

FED Eylül toplantısında faiz oranlarını %0,25 -%0,50 bandında sabit tutarken, karar 3’e karşı 7 üyenin oyuyla alındı. Karar FED üyeleri arasındaki görüş ayrılığının devam ettiğini gösterdi. FED faiz artırımı için Aralık ayını işaret etmekle birlikte üyelerin faiz tahminlerini aşağı çekmesi piyasalar açısından pozitif algılandı. FED üyelerinin yaptığı ankette 2017 için faiz artırım öngörüsü 3’den 2’ye düşerken, 2018 için 3 olarak sabit kaldı. FED üyeleri 2017 ve 2018 sonu için ortalama faiz tahmini ise %0,5 düşürerek %1,1 ve %1,9 olarak tahmin ettiler. Toplantı sonrası açıklama yapan FED Başkanı Janet Yellen bu ay istihdam piyasasındaki atıl kapasite ve düşük enflasyon nedeniyle faizlerin arttırmadığını söylerken kademeli ve yavaş faiz artışı beklentisini vurgulamaya devam etti. Yellen yeni riskler oluşmaz ve istihdam artışı devam ederse bu yıl içinde 1 faiz artırımı olabileceğini söyleyerek Aralık ayı için faiz artırımına işaret etti.

MERKEZ BANKASI FAİZLERİ İNDİREBİLİR

TCMB ise FED kararı sonrası Eylül PPK toplantısında beklentiler dahilinde faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirerek %8,25’e düşürürken, haftalık repo faizini %7,50’de, faiz koridorunun alt bandını da %7,25’te sabit bıraktı. Böylece TCMB Mart ayından bu yana yapılan indirimlerle üst bandı toplamda 250 baz puan düşürmüş oldu. PPK özetinde “son dönemde açıklanan veriler ve yılın üçüncü çeyreğine dair göstergeler iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret edilerek” büyümeye ilişkin endişeler ön plana çıkarıldı. Ayrıca “Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eğiliminin başlaması bekleniyor” ifadesi yer aldı. Talepteki yavaşlamanın etkisiyle kısa vadede enflasyonun düşüşüne devam edeceği vurgulandı. Moody’s’in not indirimine karşın büyüme endişeleriyle birlikte TCMB’nin Aralık ayındaki FED toplantısına kadar sadeleşme adımları çerçevesinde faiz koridorunun üst bandında indirimlere devam edebileceğini düşünüyoruz.

Ağustos ayında 1.1050 ile 1.1350 arasında gidip gelen parite Eylül ayına 1.11’li seviyelerden başladı. Pariteyi etkileyen en önemli gelişme FED’in faiz artış hamlesi olacaktır. Faiz artışı dışında pariteyi etkileyebilecek diğer bir husus da Deutsche Bank sorunu. ABD hükümetinin verdiği cezadan sonra bankanın hisseleri tarihi diplerini görürken yıllık kaybı %60’a yaklaşmış durumda. Şu aşamada büyük bir sorun olmamasına karşın sorunun büyümesi ve Merkez Bankası müdahalesi gerektirecek duruma gelme ihtimali belirirse Euro’yu oldukça zor günler bekleyebilir. ABD tarafında FED’in faiz artışı ihtimali ile birlikte paritede aşağı yönlü baskılar olacaktır. Destek noktaları olarak 1.10 ve 1.08 noktaları izlenirken, olası yükselişlerde 1.14 ve 1.1550 seviyelerine dikkat edilmeli.

DOLAR, NEREYE GİDİYOR?

Dolar/TL tarafında ise hem FED faiz artışı hem yurtiçi etkenler kura yön veriyor. Eylül ayının en önemli olayı ise hiç kuşkusuz Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesiydi. Not indirimi sonrası 3.00 seviyelerine yaklaşan kur kısa sürede dengelenerek 2.96-2.99 bandına geri döndü. Dolar için kritik nokta 3.00 seviyesi olurken TL için olumsuz haberlerde yada FED faiz artışı haberlerinde kur 3.02 ve 3.05 noktalarını test edebilir. Aksi durumlarda ise 2.95 ve 2.90 seviyelerine doğru gevşemeler beklenebilir.

Uzun bir süredir 1300’ün üzerinde seyreden Altın, 1350 ve 1370 seviyelerinden sürekli satışlarla karşılaşıyor. FED faiz artışının gelecek yıla kalma ihtimali sarı metali artırırken aksi yöndeki haberler de düşüşe sebep oluyor. FED tarafında daha önce faiz artışı için aceleci davranılmamalı diyen üyelerin bile faiz artırma fikrine sıcak bakmaları bu ihtimali kuvvetlendiriyor. Dolayısıyla faiz artışı baskısı, altında 1300 seviyesinin test edilmesine sebep olabilir. 1300’ün aşağısında ise 1260 takip edilebilir. Güvenli liman özelliğinin ağır basması durumunda ise 1340 ve 1370 seviyeleri altın için izlenmesi gereken kritik dirençlerdir.

 

TRUMP, PİYASALARI NASIL ETKİLİYOR?

Yurtdışında Ekim ayında gündem kısmen sakin geçecek. Ekim ayında FED faiz kararının olmaması nedeniyle piyasalarda risk iştahı devam edebilir. OPEC’in toplantı yaparak petrol üretimini aylık 32,5 milyon varilde sabit tutma kararı alması sonrası petrol fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi de Ekim ayında risk alma iştahına pozitif katkı sağlayabilir. Japonya Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası’nın genişleyici para politikalarına devam etmesi ve Kasım’daki ABD seçimleri öncesi FED’in Aralık ayına kadar bir faiz artırımına gitmeyeceği beklentisi Ekim ayında özellikle gelişmekte olan varlıklarında risk alma iştahının devamı bekleniyor. Ekim ayında piyasalar FED üyelerinden ve ABD’den gelecek başta istihdam verileri olmak üzere makro verileri izlemeye devam edecek. Önemli gündemlerden biri ise ABD başkanlık seçimlerine ilişkin anketler ve beklentiler olacak. Adaylardan Trump’ın önde görülmesi piyasalara negatif baskı oluşturabilir. Aksine Clinton’un seçimleri kazanabileceği yönündeki beklentilerin güçlenmesi piyasalardaki risk alma iştahını güçlendirerek devam ettirecektir. Ekim ayında yurtdışı piyasalarda en büyük risklerden biri Avrupa bankacılık sistemine ilişkin endişelerin artması olacaktır. Avrupa bankalarına ilişkin negatif beklentilerin güçlenmesi başta Avrupa piyasaları olmak üzere satışların yaşamasına neden olacaktır. Yurtiçinde ise Suriye yönelik gelişmeler gündemdeki yerini korurken, ekonomik tarafta TCMB’nin faiz indirimlerine devam dip etmeyeceği ve makro veriler izlenecektir. TCMB’nin zorunlu karşılık oranlarında düşüşe devam etmesi ve alınan tedbirlerle birlikte Ekim ayında bankacılık sektörü Eylül ayındaki pozitif ayrışmasını devam ettirebilir.

TL VARLIKLARDA TOPARLANMA

Moody’s kararının etkilerinin sınırlı kalması ve özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik global risk iştahının devam etmesi durumunda cazip değerlere gelen TL varlıklarına ilginin Ekim ayında artması, yurtiçi piyasaların güçlü toparlanmasına neden olabilir. Dönemsel olarak incelendiğinde Ekim aylarında genel olarak TL varlıkların pozitif seyir izlediği görülüyor. Geçmiş yıllar incelendiğinde son 6 yılda BIST’in Ekim ayında 2011 yılı hariç hep güçlü performans gösterdiği ve ay içinde ortalama olarak %6’nın üzerinde yükseliş gerçekleştirdiği görülüyor. Benzer eğilimin Moody’s etkilerinin atlatılarak bu yılda gerçekleşmesi ve ekonomi yönetimi tarafından alınan önlemlerle birlikte BIST’te bankacılık endeksinin Ekim ayında pozitif ayrışmaya neden olması bekleniyor. Ekim ayında yurtiçinde önemli negatif gelişmeler yaşanmaması durumunda TL varlıklarda hızlı bir toparlanma yaşanmasını bekliyoruz. Ancak, Avrupa tarafında bankacılık sektörüne ilişkin yaşanacak olumsuz gelişmeler, FED faiz artışına ilişkin güçlü şahin mesajların gelmesi gibi global risk iştahını ve özelliklede gelişmekte olan ülkelere oluşan fon akımını kesecek gelişmelerin yaşanması durumunda Türkiye’nin de bundan olumsuz etkilenmesi beklenir.

Osman Göktan

Şeker Yatırım Genel Müdürü

goktan@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası