Son Haberler

Seçimlere giderken Türkiye ekonomisini neler bekliyor?

Yüksek cari açık, yüksek enflasyon ve toplam borç yükünde kısa vadeli borçların ağırlığının artması, Türkiye’nin makro ekonomik dengelerini iyice bozuyor. Döviz talebi, arzın altındadır. İç talebi zayıflatıcı sıkı para politikası uygulanmadığı sürece TL’deki değer kaybı devam edecektir.

Türkiye’nin mevcut dış finansman koşulları, Türk lirasının zayıflığı ve özel sektörün hassaslaşmış yükümlülük karşılama gücü, ülkenin kredi notu üzerinde aşağı yönlü baskı kuran temel faktörler olmaya devam ediyor.   Fiyat istikrarında enflasyonun düşürülmesi ve Türkiye’nin dış pozisyonlarında iyileştirme sağlanması için sıkı para politikası ve yapısal reformların yapılması gerekiyor.

Yüksek cari açık, yüksek enflasyon ve toplam borç yükünde kısa vadeli borçların ağırlığının artması, Türkiye’nin makro ekonomik dengelerini iyice bozuyor. Döviz talebi, arzın altındadır. İç talebi zayıflatıcı sıkı para politikası uygulanmadığı sürece TL’deki değer kaybı devam edecektir. Türk Lirası’nın dış değer kayıpları ve yüksek oynaklık aralığı, finansal istikrara yönelik riskleri artırıyor.  Küresel faiz oranlarının artış eğiliminde olmasına rağmen Türkiye’de yeterli faiz artırımına gidilememesi de TL’nin zayıflamasında temel belirleyici etkendir.

                                              TÜRKİYE’NİN MALİ POZİSYONU ZAYIFLIYOR

Bozulan mali disiplin ve bütçe açığının giderek büyümesi, Türkiye’nin mali pozisyonunu zayıflatıyor. Yaklaşan seçimler için açıklanan harcama bazlı kamusal teşvik, yardım, destek, yapılandırma ve diğer benzeri uygulamalar mali pozisyonunu daha da zayıflatacak ve Merkez Bankası’nın enflasyon karşıtı politikalarını başarısız kılacaktır. “Seçim ekonomisi uygulanmayacaktır” şeklindeki vaatlere rağmen, 24 Haziran 2018’de yapılacak seçimler için Türkiye, seçim ekonomisi içerisindedir.  Açıklanan vergi afları, imar affı gibi düzenlemeler ve bunun yanında emeklilere bayram harçlığı verilmesi, bütçeye önemli ölçüde yük getirecektir. Ancak her şeye rağmen kamu maliyesi alanında Türkiye’nin karşılaştırmalı üstün gücü devam ediyor.

                                       EKONOMİK BÜYÜME, SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Krediye ve teşviklere bağımlı hale gelen ekonomik büyüme sürdürülebilir değildir.  Ayrıca kredi ödemelerinde artan yeniden yapılandırma talepleri, özel sektörün likidite ve içsel fon üretme sıkıntısının en bariz göstergesidir. Bu harcama artışlarının hesap verilebilir olup olmadığı izlenecektir.

Türkiye’yi çevreleyen bölgesel dengesizlikler ve içerideki siyasi belirsizlikler, ekonominin dayanma gücünü zayıflatıyor. Türkiye’nin eksen değişikliği içerisinde olduğu algısına dayalı olarak dış ilişkiler kapsamında AB ve ABD ile yaşanan gerginlikler de jeopolitik riskleri artırıyor.

Ekonominin bu yıl %4,5 büyümesi beklentilerine rağmen kredi garanti fonu sayesinde hızlanan kredi büyümesi yavaşladı, bankaların varlık kalitesi ve sermaye tamponlarında zayıflama gözlenmeye başlandı.

Orhan Ökmen

JCR Eurasia Rating Başkanı

okmen@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası