Son Haberler

Çözüm odaklı olan, her sorunu çözer…

Çözüm odaklı olmak, düşünmeyi, araştırmayı, çalışmayı, öz veriyi gerektirir. Bu nedenler insanların büyük çoğunluğu ne yazık ki çözüm değil, sorun odaklı olmayı tercih ederler.

Bir kitapta okumuştum, uluslararası bir şirketin yöneticileri, mühendis olarak çalıştıracak adaylarla işe alım mülakatı yapıyorlar. Aday mülakat heyetinin önüne geliyor, gayet güzel eğitim almış, diksiyonu – fiziği her şeyi çok iyi. Heyet, adaya açılması imkansız olduğu önceden belli olan pencereyi göstererek, “şu pencereyi açabilir misiniz?” diye soruyor. Mühendis, hiç yerinden kıpırdamadan, şöyle bir bakıyor ve “bu pencere açılmaz” diyor ve mülakatı kaybediyor. Bir diğeri geliyor, aynı durum. Böylece 8 – 10 aday aynı gerekçelerle eleniyor. Adaylardan biri geliyor ve talimatı alır almaz, ceketini çıkarıyor ve işe koyuluyor, pencerenin açılması için elinden gelen tüm çabayı sarf ediyor, 15-20 dakika uğraşıyor, adeta kan-ter içinde kalıyor. Sonunda, şu nedenlerle bu pencerenin açılması imkansız, ancak şu şu aletler olursa açabilirim, aksi halde imkansız diyerek, elinden gelen her şeyi yapıyor. Heyet, belki daha iyi eğitimli olanları değil, bu “terleyen adayı” işe alıyor.

Bu örneği vermemin nedeni, iş yerlerinde en az eğitim kadar, hatta belki de eğitimden de fazla, çalışanların ve hatta yöneticilerin ‘’çözüm odaklı olması’’ büyük önem taşıyor. Günümüzde, akıllı patron ya da yöneticiler, işe eleman alımlarında buna çok dikkat ediyor. Gerçekten de öyle. İş hayatında, negatif – çözüm odaklı olmayan kişilerce, “olmaz” denilen pek çok sürecin, daha sonra gayet güzel bir şekilde, hatta daha iyisinin bile olabildiğine yüzlerce kez şahit olmuşumdur. Denemeden, düşünmeden, karşılaştığı her durumda, problemin çözümüne direkt olarak “hayır” diyen bir çalışan o işletmeye ne kadar yararlı olabilir. Elbette, aynı şey patron ve yöneticiler için de geçerli.

BAŞARI HAYAL ETMEKLE BAŞLAR

Çok güzel bir atasözümüz var, “olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.” Atasözü, düşüncelerimize sınır koymamamız gerektiğini çok çok güzel bir şekilde anlatıyor. Zira, gerçekleşen her şey, elde edilen tüm başarı önce hayal etmekle başlar. Olmayacak gibi görünen hayallerin, o doğrultuda çalışıldığı sürece bir bir gerçekleştiği çoğu kez karşılaşılan bir durumdur. Günümüzde, avantajını yaşadığımız, iş ve özel yaşamlarımızda hayatımızı kolaylaştıran tüm teknolojik gelişmeler, “olmaz” düşüncesine inanmayan, pozitif ve çözüm odaklı kişilerin çabaları sonucu elde edilmiştir.

Bir problemle karşılaştığında, problemin çözümüne karşı pozitif yaklaşan (odaklanma) kişiler, öncelikle problemin bütününü kavrar ve özünü anlamaya (sorun nedir – 5N1K) geniş zaman harcarlar, sonra problemi ayrıştırarak alt gruplara ayırırlar (tümden gelim) , çözüm yolları konusunda gerekirse diğer çalışanlardan bilgi-kaynak-teknoloji desteği alırlar (sinerji), çözüm için gerekli süreci oluştururlar (süreç planlaması), sonra problemin çözümünü gerçekleştirir (Sonuç), elde ettikleri sonucu değerlendirirler.(Ölçme-Takip)

 

BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE GİDER

Çözüm odaklı olmayan kişilerse, “böyle gelmiş/böyle gider” yaklaşımıyla, olaya daima negatif bakar, çözümün değil, sorunun parçası, adeta kaynağı olmaya devam ederler. İş yerlerinde çok sık rastladığım husus, gerek yönetici ve gerekse çalışanlar, bir çok problemden bahsedeler ancak bunun çözümü için asla parmaklarını oynatmazlar, sonra da şikayet etmeye devam ederler.

Sorun odaklı olmak, hiç bir şey yapmayarak, işin kolayına kaçmaktır. Adeta tembelliktir. Oysa çözüm odaklı olmak, düşünmeyi, araştırmayı, çalışmayı, öz veriyi gerektirir. Bu nedenler insanların büyük çoğunluğu ne yazık ki çözüm değil, sorun odaklı olmayı tercih ederler. Bu durumu aşmanın yolu, çalışanlara pozitif düşünce gücünü aşılamaktan (eğitim-eğitim-eğitim) geçer.

PROBLEMİ YARATAN BEYİN, ÇÖZÜMÜ BULAMAZ

Kişi, şirket ya da kurumlar, odaklandıkları her şeyi başarırlar. Bir işletme sadece karlılığa odaklanıyorsa kar, büyümeye odaklanıyorsa büyüme, yaygınlaşmaya odaklanıyorsa yaygınlaşma, kaliteye odaklanıyorsa kalite mutlaka elde edilecektir, yeterki vizyon ve strateji doğru konumlandırılsın.

İnsan, akla ve çözüm kapasitesine sahip yegane varlıktır. Bu nedenle her türlü problemi çözebilir. Problemin ne olduğu önemli değildir, önemli olan probleme olan yaklaşımın ne şekilde olduğudur. Bunun için kişi mutlaka bakış açısını olumlu/pozitif kullanmalıdır. Aksi halde, Einstein’ın ifade ettiği gibi ‘’Problemi yaratan beyin, çözümü bulamaz.’’

Çözümün bir parçası olmak, işletmeye katkı sağladığı gibi, aynı zamanda kişiyi de geliştiren, bir kısım yeteneklerini ortaya çıkaran da bir durumdur. Bu nedenle, negatif yaklaşıma sahip kişilerle çalışmak adeta insanı köreltir, verimlilik ve motivasyonu düşürür.

Çözüm odaklı bir yaklaşımın bir işletmede yaygın olarak benimsenmesi ve kurumsallaşması ana hatları itibariyle aşağıdaki sonuçları doğuracaktır.

  1. Sürekli Gelişim,
  2. Verimlilik,
  3. Yenilikçilik,
  4. Pozitif Ortam,
  5. Olumlu İletişim,
  6. Yüksek Motivasyon,

Sonuç olarak, gerek iş ve gerek özel yaşamımızda, pozitif düşünce biçimini içinde barındıran çözüm odaklı yaklaşımı içselleştirmek gerekir. Aksi halde, negatif enerji arttığı gibi, gelişimin önüne set çekilmiş olur.

Şaban Çağıran

cagiran@turcomoney.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası