Son Haberler

Piyasaların yönünü dışarıda Trump, içeride 16 Nisan referandumu belirleyecek

Uluslararası piyasalarda rotayı ABD Başkanı Donald Trump’ın atacağı adımlar, izleyeceği politikalar belirleyecek. İç piyasalar ise, 16 Nisan Anayasa referandumunda çıkacak “Evet” veya “Hayır” kararına göre şekillenecek.

Şubat ayını 87.478 seviyesinden kapatan BIST-100 endeksi Mart ayı içinde 87.638-91.497 arasında hareket etti ve diğer gelişmekte olan ülke (EM) borsalarından sınırlı negatif ayrışarak ayı hafif yükselişle kapattı. BIST, TL’deki sınırlı değer kaybının da etkisiyle dolar bazında MSCI EM endeksinin altında performans gösterdi. Ocak ayı ortasından itibaren gelişmekte olan ülkelere başlayan fon akımı ile birlikte hızlı toparlanan ve pozitif ayrışan BIST, Mart ayında yükseliş eğilimini devam ettirse de momentum kaybederek sınırlı negatif ayrışma gösterdi. Bankacılık endeksi Halk Bankası’na ilişkin negatif haber akışının da etkisiyle Mart ayında negatif ayrışmada etkili oldu.

MOODY’S KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ

Moody’s’ Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyenin bir alt kademesine düşürdüğü kredi notu görünümünü Mart ayı içinde durağandan, negatife çekti. Gerekçe olarak, ülkenin kurumsal gücündeki süregelen aşınma, büyümedeki zayıflama, bütçe ve dış finansmana yönelik artan baskılar ile kredi riskindeki artışı gösterdi. Kuruluş Eylül ayından bu yana ülkenin kredi profiline yönelik iç ve dış baskıların arttığını belirtti.

Öte yandan iki aylık güçlü performans sonrası Moody’s kararı, jeopolitik risklerin tekrar artmaya başlaması ve yaklaşan referandum süreci TL varlıkların Mart ayında diğer EM varlıklara göre daha zayıf performans göstermesinde etkili oldu. Mart ayında petrol fiyatlarındaki sert düşüşle birlikte Brezilya ve Rusya borsaları güçlü negatif ayrışan borsalar olurken, Avrupa bölgesine yönelik ekonomik toparlanmanın güç kazandığına ilişkin beklentilerle birlikte başta İtalya, Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa borsaları Mart ayında pozitif ayrışan piyasalar oldular. Avrupa ekonomisine yönelik son dönemde gelen veriler güçlenmeye işaret ediyor. Bu da diğer gelişmiş ülke piyasaları içinde 2017 yılında geri de kalan Avrupa borsa endekslerinde hızlı toparlanma ve yükselişi beraberinde getirdi. Mart ayında ABD’den gelen güçlü veriler ve FED üyelerinden gelen açıklamalar sonrası Mart ayına ilişkin faiz artışı beklentilerinin yükselmesiyle birlikte Mart ayının ilk iki haftasında gelişmekte olan ülkelere yönelik risk alma iştahı ve fon akımı yavaşladı. Ancak FED’in faizleri artırmasına rağmen 2017 yılı için üç faiz artışı öngörüsünü koruması karar sonrası gelişmekte olan ülkelere yönelik risk alma iştahı tekrardan güçlendiği gözlendi. Marta ayında FED’in faizleri artırması sonrası ve Trump’ın uygulayacağı politikalar ilişkin belirsizlik sonrası ABD borsaları uzun süre sonra gelişmiş borsalar içinde negatif ayrışarak satışlarla karşılaştı. Mart ayında arz endişeleriyle birlikte petrol fiyatlarında hızlı bir gerileme yaşanırken, petrol ihracatçısı ülke piyasaları negatif ayrışma gösterdi.

FED, FAİZLERİ YÜKSELTTİ

FED Mart ayı toplantısında faizleri 25 baz puan artırarak  %0,75-%1,00 aralığına yükseltti. Karar üyelerden Kashkari’nin muhalefeti ile 1’e karşı 9 üyenin oyuyla alındı. FED üyeleri 2017 için ortalama faiz projeksiyonunu %1,40 olarak korurken, 2017 için 3 faiz artırım öngörüsünü değiştirmemiş oldu. FED büyüme ve enflasyon tahminlerinde önemli bir değişiklik yapmadı. FED tutanaklarında ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümeye devam ettiği ve istihdam piyasasında bir miktar daha güçlenme beklendiği ifadeleri yer aldı. FED enflasyonun kademeli faiz artırımlarıyla birlikte orta vadede %2 civarında istikrar kazanmasını beklemeye devam ediyor. Genişlemeci para politikası ve kademeli faiz artırımı vurgusu tutanaklarda yer almaya devam etti. Karar sonrası açıklama yapan FED başkanı Yellen, Faiz artırımı kararının ekonomideki ilerlemeyi yansıttığını söyledi. Yellen, kararın aynı zamanda ilerde faizleri artırmak için uzun süre beklemenin daha hızlı artırımı gerektireceği görüşünü de yansıttığını söyledi. FED’in faizleri artırmasına karşın 2017 için 3 faiz artırımı öngörünü ve kademeli faiz artışı beklentisini koruması, piyasalar tarafından pozitif algılandı. Karar sonrası gelişmekte olan ülkelere yönelik fona akımı ve risk alma iştahı tekrar güç kazanmaya başladı.

MERKEZ BANKASI, FAİZLERİ YÜKSELTTİ, FONLAMA MALİYETLERİ ARTTI

TCMB Mart ayındaki toplantısında piyasa beklentilerine yakın şekilde geç likidite penceresi (GLP) faiz oranını 75 baz puan artırarak %11,75’e yükselti. TCMB 1 haftalık repo faiz oranı olan politika faizini %8,00’de, marjinal fonlama faiz oranı olan koridorun üst bandını da %9,25’de sabit bıraktı.  PPK özetinde iktisadi faaliyetin kademeli bir toparlanma sergilediği ifadesi korundu. Tutanaklarda “iç talep göreli olarak daha zayıf seyrederken Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir” ifadesi yer aldı. Enflasyon gelişmelerinde ise düşük talebin enflasyona düşüş yönünde katkı sağladığı ibaresi PPK özetinden çıkarılırken, kur hareketlerinin gecikmeli etkileri ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisinin enflasyondaki yükselişi devam ettireceği vurgulanmaya devam edildi. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği belirtildi. TCMB kararı sonrası ağrılık ortalama fonlama maliyeti (AOFM) %11,33 seviyelerine yükseldi. TCMB enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar AOFM mevcut seviyeler ve üzerinde tutularak sıkı para politikası duruşunu korunması beklenmektedir. TCMB’nin GLP faiz oranının artırmasına rağmen TL gelişmekte olan ülke kurları içinde Mart ayında sınırlı da olsa negatif ayrışma gösterdi.

TRUMP, SAĞLIK REFORMUNU GERİ ÇEKTİ, DOLAR DEĞER KAYBETTİ

Mart ayındaki FED toplantısı öncesinde faiz artırım olasılığı oldukça artmış ve bu durum piyasalar tarafından toplantı öncesinde fiyatlanmıştı. Bu açıdan toplantı sonrası FED Başkanı’nın yaptığı konuşmada bu yıl içerisinde üçten fazla faiz artırımı olup olmayacağının sinyali aranmıştı. Üç faiz artırım öngörüsünün değişmemesiyle Dolar/TL kuru ilk tepki olarak 3.70 seviyelerine, ABD 10 yıllık tahvil faizi ise %2.50’nin altına geriledi. Ertesi gün ise TCMB Para Politikası Kararları ile geç likidite penceresi faiz oranının %11’den %11,75’e yükseltilmesi TL varlıklarını ve kurun düşüşünü destekledi. Bu gelişmeler ve FED’in etkisiyle Türk Lirası’nın Dolar’a karşı iyimser görünüm sergilediğini gördük. Mart ayının sonlarına doğru ABD Başkanı Trump’ın sağlık reformunu geri çekmesi Dolar’ın küresel anlamda değer kaybetmesine neden oldu. Geçtiğimiz aya 3.77 seviyesinden başlayan Dolar/TL kuru bu aya 3.6378 seviyesinden başlamıştı. 3.66 seviyesinin aşağısında fiyatlanması durumunda kurda 3.56 ve 3.48 takip edilebilecek destek noktalarıdır. 3.66 seviyesinin üzerinde tutunması halinde ise kurda 3.75 ve 3.85 dirençleri gündeme gelebilir.

AVRUPA’DA SEÇİM BELİRSİZLİĞİ

Mart ayının başında EURUSD paritesi Avrupa cephesindeki seçim belirsizliği, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve FED kararları ile baskı altında fiyatlanmaktaydı ve 1.0490 seviyesine kadar gerilemişti. Hollanda seçimlerinde sürpriz yaşanmaması, ECB’nin para politikasında bir değişikliğe gitmemesi ve FED kararları sonrasında rahatlayan parite, yükselişe geçerek 1.09 üzerini test etti. Ancak Mart ayının sonuna doğru İngiltere’nin AB’den çıkış ile ilgili evrakları Brüksel’e teslim ederek 2 aylık resmi süreci başlatması sonrası paritede rekor seviyelerden düşüş gördük. Mart ayını alıcılı kapatmaya hazırlanan parite için 1.0730 seviyesi önemlidir. Bu seviyenin üzerinde kalıcı bir parite görebilirsek 1.09 direnci hedeflenebilir. Aksi durumda ise 1.06 ve 1.05’e kadar geri çekilme görülebiliriz.

ALTIN FİYATLARI, NEREYE GİDİYOR?

Altın fiyatları, ABD Başkanı Trump’ın vaatlerini gerçekleştiremeyeceği beklentisi, Brexit, Avrupa’daki seçimler, FED etkisiyle birlikte bu yıl yükseldi. Bunun yanı sıra ABD’de sağlık hizmetleri yasa tasarısının oylamasının önce ertelenmesi sonra geri çekilmesi Trump’ın politikalarına ilişkin endişeleri artırdı. Bu durum yatırımcıların altın gibi güvenli limanlara yönelmesine neden olduğundan Mart ayında ons altın 1260’ın üzerine çıktı. FED’in Mart ayı toplantısından sonra 1220’nin aşağısına sarkmayan sarı metal için 1250 noktası önemlidir. 1250 üzerindeki yükselişlerde 1270 ve 1295 dirençleri hedeflenebilir. 1250’nin aşağısında tutunması durumunda ise 1227 desteğinden sonra 1200 noktasına kadar geri çekilmeler görülebilir.

YURTDIŞI PİYASALARI TRUMP’IN POLİTİKALARI BELİRLEYECEK

Nisan ayında yurtdışı piyasaların ana gündemi Trump politikaları olmaya devam edecek. Mart ayında sağlık hizmetlerine ilişkin tasarı Cumhuriyetçi üyelerinin bir kısmının karşı çıkması nedeniyle iki kez geri çekildi. Bu durum global piyasalarda kısa süreli riskten kaçış ve satış baskısı oluşturdu. Trump’ın bu tasarıyı geçirememesiyle uygulamayı hedeflediği politikalar daha fazla sorgulanmaya başladı. Bu nedenle Nisan ayında da sağlık hizmetleri tasarısında olduğu gibi aksaklıkların yaşanması durumunda başta ABD borsaları olmak üzere piyasalarda satış baskısı oluşması beklenir. Bu da piyasalarda kısa süreli bir türbülansa neden olabilir. Mart ayında FED kararı sonrası DXY endeksi ve ABD tahvil faizlerinde düşüş yaşanmıştı. Trump politikalarına ilişkin belirsizlik sonrası güvenli limana kaçışla birlikte bu düşüş güç kazanmıştı. Bu da gelişmekte olan ülke kurlarına pozitif yansımıştı. Nisan ayında da genel olarak DXY endeksi ve ABD tahvil faizlerinin düşük seyrini devam ettirerek EM piyasalarına yönelik risk alma iştahının bu nedenle devam etmesi beklenmektedir. Nisan ayında ABD verileriyle birlikte FED başkanı ve üyelerden gelecek açıklamalar takip edilmeye devam edilecek. Takip edilecek bir diğer konu ise Fransa’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı 1. tur seçimleri olacak. Aşırı sağcı lider Le Pen’in güçlü bir sonuç alması başta Avrupa piyasaları olmak üzere global piyasalar üzerinde satış baskısına neden olabilir. Le Pen’in kazanabileceği yönündeki işaretler zaten zor günler geçiren Avrupa birliğinin sorgulanmasına neden olacaktır. FED’in 2017 yılı için 3 faiz artırım öngörüsünü koruması, Trump politikalarına ilişkin belirsizliğin FED’in faiz artırımları konusunda elini zayıflatması ve FOMC üyelerinden faiz artırımı konusunda gelen ılımlı mesajlar gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımının Nisan ayında da devam edeceğini gösteriyor. Yurtiçinde olumsuz gelişmeler olmaması durumunda Türkiye’nin de bu fon akımından sınırlı da olsa yararlanması beklenir. Ancak önümüzdeki referandum süreci nedeniyle yurtiçi piyasalar Nisan ayında kısmen negatif ayrışma gösterebilir ya da yüksek dalgalanma oluşabilir.

 

GÖZLER, 16 NİSAN ANAYASA REFERANDUMUNDA

Yurtiçinde ana gündem 16 Nisan’da yapılacak olan yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin referandum olacak. Referandum öncesi ve sonrasında yurtiçi piyasalarda volatilitenin yükselmesi bekleniyor. Nisan ayında yurtiçinde ikincil planda kalsa da TCMB faiz kararı izlenecek ekonomik taraftaki gelişme olacak. Referandum sonucuna oluşacak piyasa şartlarına göre TCMB faiz kararında farklı yaklaşımlar oluşabilir. Suriye’deki ateşkese rağmen son dönemde yaşanan gelişmeler Jeopolitik riskleri tekrar artırmaya başladı. Bu nedenle Jeopolitik risklere ilişkin gelişmeler ikincil önemde olsa da piyasalar tarafından takip edilmeye devam edilecek.

REFERANDUMDAN EVET ÇIKARSA NE OLUR, HAYIR ÇIKARSA NE OLUR?

Özetle Nisan ayında genel olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik risk alma iştahının devam etmesi ve EM piyasalarının gelişmiş ülkelerden genel olarak pozitif ayrışması bekleniyor. Ayrıca petrol fiyatlarındaki düşük seyrin devamı durumunda petrol ihracatçısı ülkelerin EM piyasaları içinde negatif ayrışmaya devam etmesi beklenir. Türkiye’nin petrol fiyatlarındaki düşüşten genel olarak pozitif etkilenmesi beklense de ihracat yaptığı bölgelerin de genelde petrol ihracatçısı ülkeler olması sebebiyle bu pozitif etkinin sınırlı kalması beklenir. Son 6 yıl ortalamalarına göre BIST’in Nisan aylarında genel olarak pozitif seyir izlediği görülüyor. Referandumdan Evet kararı çıkması durumunda bu pozitif seyrin bu yılda devam etmesi beklenir.  Referandumdan yüksek oranlı bir Evet kararı çıkması, erken seçim yapılmayacağına ilişkin açıklamalar BIST’te Nisan ayında TL bazında tarihi zirve seviyelerinin test edilmesini sağlayabilir. Ancak referandumdan hayır kararı çıkması durumunda erken seçim beklentileri kuvvetleneceği için TL varlıkların Nisan ayını kayıplarla ve güçlü negatif ayrışmayla kapatması beklenir. Bu nedenle Nisan ayında Referandum öncesi ve sonrası farklı yönde fiyatlamalar ile yurtiçi piyasalardaki dalgalanmanın yüksek olması bekleniyor.

Osman GÖKTAN

Şeker Yatırım Genel Müdürü

goktan@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası