Son Haberler

Rekabet mi, yoksa işbirliğiyle küresel güç olmak mı?

Dünyanın en büyük petrokimya ve entegre plastik sanayisi, Türkiye-Suudi Arabistan ortaklığı ile oluşur. Tüm dünyaya bitmiş plastik ürünleri, bu ortaklık sağlar.

İki ülkenin işbirliğiyle; hem hammadde de, hem de bitmiş üründe korumacılık duvarları yerine ölçek ekonomisine müsait büyük ve yeni pazar oluşturabilir.

Türkiye, plastik mamul üretiminde büyük başarılara imza atıyor. Geçtiğimiz yıl 6.7 milyon tonluk plastik işleyen sektör, Avrupa’da Almanya ve İtalya’dan sonra en büyük üretici haline geldi. Hammaddede yüzde 87 gibi yüksek bir oranda ithalata bağımlı olan sektörün önündeki en büyük engel, hammaddedeki dışa bağımlılık…

İthalata bağımlılığın azalması için ya yerli üretici PETKİM kapasitesini artıracak, ya da yeni petrokimya yatırımları yapılacak. Petrokimya yatırımı o kadar da kolay değil elbet. Uzun vadeli bu yatırımlar için ciddi sermaye ve yatırım için uygun koşullar gerekiyor.

Türkiye’de hızla büyüyen plastik işleme sektörünü, sadece Avrupa değil başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri de yakından izliyor. Suudi Arabistan’ın bizi igilendiren bir diğer özelliği ise Türk plastik mamul üreticisinin hammadde ithalatındaki bir numaralı ülke olması. Zengin petrol rezervlerine sahip, petrokimyasal üretimi olan S. Arabistan’ın bir eksiği var ki, o da Türkiye’de… Yani hızlı, dinamik, üreten bir sektör.

Türkiye hammadde ithalatına ek vergiler getirip, üreticinin omuzlarındaki yükü arttırırken, Suudi Arabistan verdiği teşviklerle Türk üreticisini çekmeye çalışıyor. Hangi teşvikler mi? Bedelsiz arazi, ucuz hammadde, vergi istisnası, yatırıma katkı gibi sayısız olanakların yanında S. Arabistan’da gelir vergisi yok, KDV yok, stopaj, emlak vergisi yok. Yeni yapılan değişikliklerle yabancılara yüzde 100 mülkiyet hakkı verilmeye başlandı.

Kâr, sermaye transferi serbest. Jubail ve Yanbu’da çok ucuz, her şeyiyle tamam Organize Sanayi Bölgeleri mevcut. Körfez ülkeleri ve Genişletilmiş Arap Serbest Ticaret Bölgesi’ne Gümrük Vergisiz ihracat imkânı da bulunuyor. Para transferi, döviz işlemleri serbest; yabancı işçi çalıştırmak yasal, üstelik Suudi elemanların maaşlarının önemli bir bölümünü Suudi Devleti karşılıyor. Yatırım sırasında Suudi Kalkınma Fonu, ucuz kredi de kullandırıyor. Kalkınmada öncelikli bölgelere özel indirimler uygulanıyor.

Elektrik fiyatı Türkiye’nin üçte biri, yakıt 20 kat daha ucuz. 2010 yılında Suudi Arabistan’ın çektiği yabancı yatırım miktarı 28 milyar dolarken, Türkiye’nin direkt yabancı yatırım miktarı 6,3 milyar dolarla sınırlı. 2012 iş yapma kolaylığı endeksinde Suudi Arabistan 12., Türkiye ise 71. sırada. Teşviklere ve yatırım ortamına yakından bakıldığında Suudi Arabistan’da yatırım yapmamak için hiçbir neden göremiyorsunuz.

Bence Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki rekabet her iki ülkeye de fayda getirmeyecek. İki ülke işbirliğine giderek hem bölgenin, hem de dünya plastik üretiminin küresel oyuncularından biri haline gelebilir.

Türkiye ve S.Arabistan neden işbirliği yapmalı?

Türkiye, bölgesinin en büyük, Avrupa’nın en büyük üçüncü üreticisi, Suudi Arabistan ise petrokimyada dünyanın en büyük üreticileri arasında. çoğu hammadde türünde birinci, bazılarında ikinci büyük üretici konumunda. Türkiye petrokimyada yetersiz, Suudi Arabistan ise plastik işlemede yetersiz ve bu nedenle petrokimya ürünlerinin yüzde 90’dan fazlasını ihraç etmek zorunda kalıyor.
Bu durumda Türkiye ve Suudi Arabistan’ın önünde iki seçenek var:

YA İKİ üLKE DE KAYBEDECEK

Türkiye, S.Arabistan’dan gelen hammaddelere vergiler koyacak, Suudi Arabistan ise Türk plastik üreticisini cazip tekliflerle ülkesine çekecek. Türkiye’nin dinamik, hızlı hareket eden ve know-how sahibi Türkleri ülkesine transfer edecek. Bu durumda iki ülke de kaybedecek çünkü Türkiye en çok petrokimyasalı Suudi Arabistan’dan ithal ediyor. Bu Suudi Arabistan için önemli bir pazar kaybı olabilir. Türkiye’nin kaybı ise vergi ve istihdam yaratan üreticisini bu ülkeye kaptırmakla sınırlı kalmaz, vergilerle ayakta tuttuğu petrokimya sektöründe de zarar görür.

YA DA İKİ üLKE DE KAZANACAK…

Türkiye, Suudi Arabistan’dan gelen hammaddelere gümrük kolaylıkları ve Suudi yatırımcılara, Türkiye’deki petrokimya yatırımlarında öncelik sağlar. Suudi plastik işleme yatırımcılarının Türk Serbest Ticaret Bölgelerinde, Türk plastikçilerle ortaklık yaparak üretim yapmasını sağlar ve ortak projeler geliştirilir. örneğin, Gaziantep bu konuda dünyanın en büyük üretim üssü olabilir.

Suudi Arabistan, Türk plastik ürünlerinin kendi pazarına ve Körfez İşbirliği ülkeleri Pazarına Vergisiz girişini sağlar. Türk Plastik üreticileri Vergisiz olarak ulaşacakları zengin pazarlarda başarı öykülerini yeni ufuklara taşırlar. Bu seçenek, her iki ülke için daha kârlı ve akılcı çözüm olduğunu gösteriyor. İki ülkenin ayrı ayrı başarabileceklerinin çok üzerinde bir sinerji yakalanacağının ipuçlarını veriyor.

Dünyanın en büyük petrokimya ve entegre Plastik Sanayisi, Suudi Arabistan-Türkiye ortaklığı ile oluşur. Tüm dünyaya bitmiş plastik ürünleri, bu ortaklık sağlar. Hem hammaddede, hem de bitmiş üründe korumacılık duvarları yerine ölçek ekonomisine müsait büyük ve yeni pazar oluşur.

Yavuz Eroğlu
NüANS

1 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • Misafir
    3 Şubat 2013 20:53 - Reply

    Umarim yetkililer bu fikre kulak verir

  • Site Haritası