Son Haberler

Yapısal Dönüşüm Yol Haritası; Kısa vadeli eylem planı

s

Yapısal Dönüşüm Yol Haritası’nda açıklanan adımlar, yapısal dönüşüm kapsayıcılığından ziyade, 2019 yılında yapılacaklara özgü ve kısa erimli eylem planlarıdır. Paketin içeriğindeki ana fikir, dış borç yükü olan reel sektör firmalarının finansal sektöre yansıttığı ve/veya yansıtacağı negatif etkileri sınırlamaya yönelik.

Düşük olan TCMB F/X rezervlerinin artırılmasına, yurt içi yerleşiklerin dövize yönelimlerinin önlenmesine, ilişkin plan bulunmadığı gibi plan bankacılık sisteminde artırılması istenen kredi hacminin büyümeyi ve istihdamı artırıcı faaliyetlere kanalize edilmesine ilişkin bir önlem önerisine rastlanılmadı.

Pakette Türk ekonomisi üzerindeki olası risklerin ve bilumum dış şokların yaratacağı tahribata yönelik herhangi bir somut adım da bulunmuyor. Yeni ve sürpriz bir öneri içermeyen pakette, ekonomik durgunluk konjonktüründen kurtulup, sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme sürecine girişe yönelik somut planlamalar yer almıyor.

Açıklanan Yapısal Dönüşüm Yol Haritası’nda; Tarımda Birlik Projesi, Sanayide Yerlileşme Programı, İhracat, Turizm ve Lojistik Master Planları 2019 yılında açıklanacağı, Yargı Reformu, BES ve Kıdem Tazminatı Reformu, Sosyal Güvenlik Reformu, İstihdam-Eğitim Planlaması ise senenin sonuna yani 2020 yılına kalacağı planlandı. Dolayısıyla önemli reform çalışmaları esasen 2020 yılına bırakıldı.

Yapısal Dönüşüm Yol Haritası olarak sunulan planların, mevcut ekonomik sorunların önemli ve gerçekçi bir tespitini ve sıralamasını içermekle beraber, çözüme dönük yeni, kapsamlı, somut ve yapısal bir çerçeve sunup sunmayacağını henüz bilmiyoruz.

Pakette şu ana kadar açıklanan adımlar, yapısal reform, yapısal dönüşüm kapsayıcılığından ziyade, 2019 yılında yapılacaklara özgü ve kısa erimli eylem planlarıdır. Ancak, öngörülen şekilde uygulanabilmeleri halinde de etkili netice vereceğini beklemekteyiz.

Paketin içeriğindeki ana fikir, dış borç yükü olan reel sektör firmalarının finansal sektöre yansıttığı ve/veya ilerleyen dönemlerde yansıtacağı negatif etkileri sınırlamaya yönelik.

Yol haritasında, düşük olan TCMB F/X rezervlerinin artırılmasına, hane halkları başta olmak üzere genel olarak yurt içi yerleşiklerin dövize yönelimlerinin önlenmesine ilişkin herhangi bir öneri veya plan bulunmaması önemli bir başlık.

Paketin içeriğinde; bankacılık sisteminde artırılması istenen kredi hacminin büyümeyi ve istihdamı artırıcı faaliyetlere kanalize edilmesi ve aynı zamanda bu yolla artırılacak olan iç talebin ilave cari açık yaratma etkisinin önlenmesine ilişkin bir önlem önerisine rastlanılmadı.

OLASI RİSKLERİN VE DIŞ ŞOKLARIN YARATACAĞI TAHRİBATA YÖNELİK SOMUT ADIM YER ALMIYOR

ABD’yle şu anda var olan S-400 ihtilafı ve petrol başta olmak üzere yükselen enerji fiyatlarının Türk ekonomisi üzerindeki olası risklerin ve bilumum dış şokların yaratacağı tahribata yönelik herhangi bir somut adım da bulunmuyor.

Genel olarak yeni ve sürpriz bir öneri içermeyen pakette, ekonomik durgunluk konjonktüründen kurtulup, sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme sürecine girişe yönelik somut planlamalar yer almıyor. 

TCMB’nin sıkı para politikası duruşunun devam edeceğine ilişin pakette ve paketin sunumunda piyasalara verilen ipuçlarının aynı zamanda Fed’in gevşek duruşu ile Türk ekonomisine daha fazla destek sağlayacağı ortaya çıkmış durumda. Bu açıdan açıklanan paketin taviz verilmeden ete kemiğe bürünmesi halinde, küresel koşulların da sağlayacağı ilave pozitif imkanlar ortaya çıkacak.

Kamu bankalarının sermaye yapılarını güçlendirmek adına verilecek uzun vadeli 28 milyar liralık iç borçlanma senetlerinin karşılığında TCMB tarafından likidite sağlanması olanağı bankacılık sistemine SYR ve likidite alanlarında güçlenme etkisi yaratacak. 

İLAVE LİKİDİTENİN KAMU BANKALARI TARAFINDAN NASIL KULLANILACAĞI İZLENECEK

Ancak elde edilecek bu sermayenin yaratacağı ilave likiditenin kamu bankaları tarafından nasıl kullanılacağı önem arz eden ve piyasalar tarafından önemle izlenecek husus olacak. Zorla yaşatılacak firmalara, tüketim harcamaları hacminin artışına ve inşaat firmalarının verimsiz yatırımlarına kredi olarak tahsis edilmesi, yapısal dönüşüm amacına hizmet etmeyecek.

Özel bankalarındaki enerji ve inşaat gibi sektörlere verilmiş olan sorunlu kredilerin banka bilançolarından çıkarılıp, Enerji Girişim Sermaye Fonu ve Gayrimenkul Fonu adı altında oluşturulacak yeni bir fona aktarılması projesi, finansal piyasalar açısından oldukça enteresan bir başlangıç olacak. Ancak bu fona kimlerin kaynak yaratacağı ve işlem detayları henüz açıklanmadı.

Bu kapsamda kamunun olmadığı bir yapıda ve ancak Bankalar Birliği öncülüğünde, yüksek sorunlu kredilerin enerji ve inşaat gibi yüksek olduğu iki sektörde, bu sorunlu kredileri borç-hisse takası yoluyla bilançolardan dışarı çıkarılacağı ve bu yolla bankaların bilançolarının temizleneceği yeni bir sistem ilgiyle izlenecek.

ULUSAL VERİ MERKEZİ VE ULUSAL DERECELENDİRME KURULUŞUNA DESTEK

Tüm finansal kesim başta olmak üzere toplum geneli açısından önem arz edecek olan Ulusal Veri Merkezi ve ayrıca ulusal derecelendirme kuruluşu kurulması projeleri şüphesiz desteklenecek bir husustur.  2019 yılı içerinde oluşturulması planlanan ulusal kredi derecelendirme kuruluşu, finans ve reel sektör açısından daha sağlam ve daha gerçekçi bir değerlendirme alanları sağlayacak, varlık kalitesini artıracak ve SYR hesaplamalarında uluslararası entegrasyonu artıracak.

Bankacılık sektöründe toplam 100 milyon lira ve üzeri riski olan şirketler, 2020 yılının ilk 4. ayının içerisinde bankalara borç ödeme kapasitesini, likidite riski, kur riski gibi unsurları da içeren mali denetim raporu sunmak zorunda olacağı, aksi halde sektörden ek kredi alamayacağı planlandı.

Tarım sektöründe uzun süreli kalıcı bir çöküş hali mevcuttur. Sorun sadece gıda fiyat enflasyonunu düşürmek, hal yasasını güncellemek, kooperatif yapısını öne çıkarmak, örtü altı sebze üretimine yönelik şirket kurmak ve kamusal desteklerle kırmızı et tüketiminin karşılanmasına yönelik küçükbaş hayvan sayısını artırmak konularına indirgenecek kadar basit değil.

TARIMDA BİRLİK PROJESİ’Nİ MERAK VE İLGİYLE BEKLENİYOR

Bu kapsamda açıklanacak Tarımda Birlik Projesi’ni merak ve ilgiyle bekliyoruz. Zira esas mesele tarım sektörünün milli gelir içerindeki payın giderek azalmış olması, tarım arazilerinin atıl kalması, üretim gücü ve tohumculuk alanlarında zayıflama esas problemlerdir. Bu anlamda pakette tarımsal kalkınmaya yönelik topyekûn bir planlama bulunmuyor.

Ekonomik büyümeye orta ve uzun vadede kaynak yaratmak amacıyla BES ile kıdem tazminatlarının yeni bir sigortacılık sistemi altında birleştirilerek tasarrufların artırılmasına yönelik atılacak adımların içeriği ve detayını henüz bilmiyoruz.

Bu başlıkta yapılacak açılımları da ilgi ve merakla beklemekteyiz. Daha şimdiden bu konu hem çalışan ve hem de işveren kesimlerinin tepkisine mazhar oluyor. Yine bu başlık altında Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (SDDK) faaliyete başlaması ve ayrıca Milli Reasürans şirketi ile sigorta şirketlerini destekleyecek bugüne kadar sigortalanmayan sektörlerin sigortalanması hedefleniyor.

KURUMLAR VERGİSİ’NDE İNDİRİM YATIRIM İLGİSİ YARATACAK

Vergi reformu altında Kurumlar Vergisi’nde indirimlere gidileceği ve vergi muafiyetlerinin azaltılacağı, dolaylı vergileri azaltıp dolaysız vergilerin artırılacağı ekonomi açından olumlu sonuçlar doğuracak, ilave yatırımcı ilgisi yaratacak.

Ancak bu paralelde kamusal alanda harcama disiplininin yeniden gözden geçirilip gider azaltması, verginin tabana yayılması, kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Yine vergi başlığı altında mükelleflerin haklarını koruyacak İcra Kurulu kurulması da önemlidir.

Bütçe disiplini ve büyümeden vazgeçilmeyeceğinin deklare edilmesi önemli ve özellikli bir yaklaşım olmakla beraber, bu ikisinin bir arada ne şekilde gerçekleştirileceği konusunda detay bulunmuyor.

Sürdürülebilir büyüme ve istihdam açısından; ihracata dayalı ve yüksek katma değerli teknolojik üretime geçilmesinin amaçlanması, sosyal güvenlik ve yargı alanlarında reformlar yapılmasının hedeflenmesi, Türkiye’yi lojistik üs haline getirilmesine, turizm master planının devreye alınmasına ve istihdam bazlı eğitim planlamasına yönelik adımların atılacağının planlanması gerçekçi hedefler olmakla beraber şu aşamada detay bilgiye sahip olmadığımız için bu planlamalar hakkında yorum yapmak erken olacak. 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası