Son Haberler

Yapısal tedbirlere çok ihtiyaç var

*Sorunlarımızı çözümleyecek yapısal tedbirlere ihtiyacımızın en üst düzeyde olduğunun farkına varmalı ve bir an önce gerekli dönüşümlere yönelmeliyiz.

*İlk sıraya yerleştirmemiz gereken yapısal reform ise, piyasalaşma, parasallaşma ve finansallaşma olmazsa olmaz bileşeni olarak görmemiz gereken fiyat istikrarıdır.

*Sürekli olarak değer kaybeden bir ulusal para ile yaşamayı kanıksamış ekonomimizin, modern parasal bir ekonominin işleyişi bağlamında ciddi sorunlar yaşaması kaçınılmaz oluyor.

*Merkez Bankası temel amacı olan fiyat istikrarını vurgulamayı ancak enflasyon kontrolden çıktıktan sonra öne çıkarttı. Büyüme ve istihdam gibi kaçınılmaz hedefleri gerçekleştirmenin ön şartı fiyat istikrarıdır.

Ekonomik davranışların, alışkanlıkların ve kurumların oluşmasında belirleyici olan uzun vadeli eğilimler olduğu biliniyor. Bu bağlamda, çok ama çok uzun vadeli süreçlerden de bahsetmek gerekiyor. Benim burada kastetmekte olduğum uzun vade belki de yüzyıllar olarak anlaşılmalı.

Söz konusu süreçler piyasalaşma, parasallaşma ve finansallaşma olarak adlandırılabilir. Türkiye ekonomisinin de bu süreçler bağlamında geçirdiği dönüşümler ve tabii yine bu bağlamda ortaya çıkan çeşitli yapısal sorunları vardır.

EN ÖNEMLİ YAPISAL SORUNUMUZ PİYASA-DEVLET İLİŞKİLERİNDE İÇİNE DÜŞÜLEN AÇMAZ

Piyasalaşma kapsamında kanımca en önemli yapısal sorunumuz piyasa-devlet ilişkilerinin kavramsallaştırılmasında içine düştüğümüz açmazdır. Özellikle paternalist devlet anlayışının ve merkezi-bürokratik devlet geleneğinin de etkisiyle ekonomik süreçlerin sürekli olarak devlet müdahaleleri aracılığıyla çözümlenmesi arayışlarının ötesine geçmekte zorlanıyor.

Keynesyen müdahalecilik ile birlikte iktisat teorisinden de destek alan söz konusu yaklaşımlar tüm ekonomik sorunların teşhisinde dahi biteviye bir devlet merkezli düşünceyi öne çıkartıyor.

Piyasa mekanizması, girişimcilik ve inovasyon gibi kavramlar ise söylem düzleminde kullanılmakla birlikte, kavramsallaştırmalarda kendilerine pek de fazla yer bulamıyor. Hatta bizzat piyasa aktörleri dahi devlet müdahalesine referans vermeden, daha farklı bir ifadeyle özgün bir liberal çizgiden uzak duruyor.

SAĞLAM PARA KONUSUNDAKİ YÜZEYSEL ANLAYIŞ VE EKSİKLİKLERİMİZ

Parasallaşma bağlamında karşımıza çıkan kritik açmaz ise, sağlam para konusundaki yüzeysel anlayış ve eksikliklerimizdir. Fiyat istikrarını bir türlü sağlayamamış, sürekli olarak değer kaybeden bir ulusal para ile yaşamayı kanıksamış bir ekonominin, modern parasal bir ekonominin işleyişi bağlamında ciddi sorunlar yaşaması kaçınılmaz oluyor.

Bunun belki de en çarpıcı örneklerinden biri ise Merkez Bankamızın temel amacı olan fiyat istikrarını vurgulamayı ancak enflasyon kontrolden çıktıktan sonra öne çıkartmasıdır.

Büyüme ve istihdam gibi kaçınılmaz hedefleri gerçekleştirmenin ön şartının fiyat istikrarı olduğunu artık kabul etmemiz gerekiyor.

GELENEKSEL BİRİKİM YÖNTEMLERİNDEN SIYRILARAK MODERN VE ETKİN SÜREÇLERİN İNŞASINA GEÇİLMELİ

Finansallaşma süreçlerinde ise geleneksel-arkaik birikim yöntemlerinden sıyrılarak modern ve etkin süreçlerin inşasına geçmek mümkün olamıyor. Ülkemizde tasarruf denilince insanlarımızın aklına halen gayrimenkul, altın ziynet eşyaları ve döviz tutmak geliyor.

Düşük tasarruf oranlarının getirdiği yetersiz büyüme oranlarını finansal sistemin kredi yaratma olanaklarının zorlanmasıyla ve yurt dışından temin edilen kısa vadeli portföy yatırımlarıyla ikame etmeye çalışan bir anlayış yaygın olarak karşımıza çıkıyor.

Oysa bu tedbirler ancak kısa-orta vadelerde performans artırıcı etkiler yaratmakta, uzun vadeli trendleri ise yüksek düzeyde finansal tasarruf oranları belirliyor.

YAPISAL TEDBİRLERE İHTİYACIMIZ EN ÜST DÜZEYDE

Dolayısıyla, bu süreçler bağlamında ortaya çıkan sorunlarımızı çözümleyecek yapısal tedbirlere ihtiyacımızın en üst düzeyde olduğunun farkına varmalı ve bir an önce gerekli dönüşümlere yönelmeliyiz.

Tüm bunların içerisinde kanımca ilk sıraya yerleştirmemiz gereken yapısal reform ise, piyasalaşma, parasallaşma ve finansallaşma olmazsa olmaz bileşeni olarak görmemiz gereken fiyat istikrarıdır.

Doç. Dr. Ertuğrul Kızılkaya

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi

kizilkaya@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası