Son Haberler

Merkez Bankası, zaman kaybetmeden döviz alımlarına başlamalı

Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından biri döviz sorunudur. Öncelikle, TCMB bu sorunu çözme yolunda adımlar atacağına dair işaretleri vermelidir. Bu bağlamda Rezerv Opsiyon Mekanizması, işçi dövizleri, swap vb. geçici çözümler yerine yapısal bir reforma gidilmelidir.

TCMB uyguladığı para politikasının karmaşıklığından kendisi de şikayet edercesine içeriği tam açıklanmamış bir sadeleştirmenin gerekliliğinden bahsediyor. Zorunlu Karşılık politikası sadeleştirme hedefi çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemede tüm yükümlülükler için tek bir oran belirlenmelidir.

 

TCMB bazı dönemlerde uyguladığı para politikasının karmaşıklığından kendisi de şikayet edercesine içeriği tam açıklanmamış bir sadeleştirmenin gerekliliğinden bahsediyor. Gerçekten de Para Politikası Kurulu açıklama ve tutanaklarında kullanılan kimi kavramlardan, uygulanmakta olan döviz rezervleri politikasına ve hatta geleneksel bir araç olan zorunlu karşılıklar (ZK) politikasına kadar birçok alanda belirgin bir karmaşıklık bulunuyor. Bu yazıda özellikle zorunlu karşılıklar politikasının nasıl bir sadeleştirme ihtiyacı içerisinde olduğunu irdelemeye çalışacağım.

En baştan başlamak gerekirse, Mayıs-Haziran 2021 itibarıyla TL Ağırlıklı Ortalama ZK oranı yüzde 7,6 ve YP Ağırlıklı Ortalama ZK oranı yüzde 17,2’dir. Bankaların TL ve YP yükümlülükleri için ayrı oranlarda ZK tutmalarının, çok eski bir uygulama olmakla birlikte, Türkiye’de yaşanan para ikamesi üzerinde beklenen etkiyi gösterdiği iddia edilemez. Nitekim sürekli olarak YP yükümlülükler daha yüksek ZK oranları ile caydırılmaya çalışılsa da bu konuda herhangi bir kalıcı iyileşme sağlanamadı.

REZERV OPSİYON MEKANİZMASI İLE BANKALARDAN DÖVİZ VE/VEYA ALTIN OLARAK ZORUNLU KARŞILIK KABUL EDİYOR

TL Yükümlülükler için tesis edilmesi gereken ZK tutarı 28 Mayıs-10 Haziran 2021 dönemi için 130.080 milyon TL düzeyindedir. Bu tutarın 73.862 milyon TL kısmı TL olarak merkez bankasında tutulurken, 3.094 milyon ABD doları tutarında ZK döviz olarak ve 5.078 milyon ABD doları tutarında ZK altın olarak merkez bankasına verildi. Buradan anlaşıldığı üzere, TCMB Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) olarak adlandırdığı yöntem ile bankalardan TL yükümlülükleri için de döviz ve/veya altın olarak ZK kabul ediyor.

ROM kapsamında döviz imkanı kullanımı yüzde 20 (kullanım yüzde 19,8), altın imkanı kullanımı yüzde 15 (kullanım yüzde 14,2) ve hurda altın imkanı kullanımı yüzde 15 (kullanım yüzde 9,6) düzeyindedir. TCMB tarafından uygulanan bu yöntemin başlı başına bir karmaşıklık yarattığı görülüyor.

HEM TL HEM DE YP YÜKÜMLÜLÜKLER İÇİN YABANCI PARA CİNSİNDEN ZORUNLU KARŞILIK İSTENİYOR

YP Yükümlülükler için tesis edilmesi gereken toplam ZK TL karşılığı aynı dönemde 474.4761 milyon TL düzeyindedir. Bu tutar kapsamında TCMB nezdinde tutulan döviz 55.093 milyon ABD doları ve altın da 5.985 milyon ABD doları olarak gerçekleşti.

TCMB’nın döviz rezervleri bağlamında ortaya çıkan brüt/net rezerv tartışmalarının temel kaynağı görüldüğü üzere hem TL hem de YP yükümlülükler için yabancı para cinsinden ZK istenmesidir. Buna ilave olarak TCMB hem TL hem de YP yükümlülükler için vadelerine göre farklı ZK istiyor.

Yakın zamanda bir süreliğine uygulanan kredi rasyosu uygulaması çerçevesinde bankaların tesis etmekle yükümlü oldukları ZK için farklı oranlar da uygulandı.

Tüm bu bilgiler çerçevesinde:

  • TCMB tarafından uygulanan ZK politikasının yüksek derecede karmaşık olduğu kabul edilmeli ve sadeleştirme hedefi çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir.
  • Bu düzenlemede tüm yükümlülükler için tek bir oran belirlenmelidir. Para cinsine, vadeye veya riske göre düzenlenen oranların bugüne kadar temel eğilimlere (örneğin kısa vadeli mevduatların ağırlığı veya para ikamesi) yönelik anlamlı bir etkisi görülmemektedir.

TCMB ZK POLİTİKASI ARACILIĞIYLA DÖVİZ TEMİN ETME STRATEJİSİNDEN VAZGEÇMELİDİR

  • TCMB ZK politikası aracılığıyla döviz temin etme stratejisinden vazgeçmelidir. Nasıl yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarından temin edilen döviz mevduatları TCMB’nın rezervleri için kalıcı bir çözüm yaratmadıysa, TL ve YP yükümlülükler üzerinden ZK aracılığıyla döviz temin etme stratejisi de başarılı olamamıştır. Nitekim son dönemde TCMB’nın swap yöntemiyle brüt rezervlerine ilave yapmak durumunda kalması da bunun göstergesidir. Bu çerçevede hem TL hem de YP yükümlülükler için sadece TL olarak ZK istenmelidir.
  • Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarından biri döviz sorunudur. Öncelikle, TCMB bu sorunu çözme yolunda adımlar atacağına dair işaretleri vermelidir. Bu bağlamda ROM, işçi dövizleri, swap vb. geçici çözümler yerine yapısal bir reforma gidilmelidir. Örneğin net döviz rezervlerini kısa vadeli dış borçlar düzeyine çıkarmak hedeflenebilir. Bu çerçevede zaman kaybetmeden TCMB döviz alımlarına başlamalıdır.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası