Son Haberler

İnsanlık tarihine geçecek bir yıl

-Belirsizlik sadece ekonomik gelişmelerden, bilişimin çılgın boyutlara ulaşmasından, uluslararası politik stratejilerin etkisinden kaynaklanmıyor. Pandemi gibi sağlığımızı da belirsizlik girdabına sokan gelişmeler yaşanıyor. Son iki yılda yaşadıklarımız gibi. Ve bu belirsizlik, öyle görünüyor ki önümüzdeki bir yılı daha etkisi altında tutacak. 

 -“Yeşil Mutabakat”, 2030 yılına kadar, gündemimizde kalacak bir kavram ve etki olacak. ABD Çin’e ticari yaptırımlarını sürdürecek ve uluslararası gerginlik devam edecek. Tedarik zincirlerinde ve yeni e-ticaret kuralları oluşturmada dengeler değişecek. Doğu – Batı gerginliğinin ise, “ulus devlet” olgusunu biraz daha güçlendirmesi bekleniyor. Dijitalleşmede sırada güçlü bir ülkenin kripto parayı yasal olarak kullanmaya başlaması var

Önceki yıllarda; post truth, selfie, iklim acil durumu gibi kelimeleri seçen Oxford Sözlüğü, bu yılın kelimesini de seçti. Evet, 2021 yılı için ‘aşı’ kelimesinin kısaltması olan ‘vax’ yılın kelimesi oldu.

Siz olsaydınız, hangi kelimeyi seçerdiniz?

Öyle bir kelime seçin ki, tarihe mal olsun. Son iki yılda yaşadıklarımız, insanlık tarihine geçecek nitelikte. Muhtemel ki, Türkiye’de yaşayanlar son günlerimize bakarak, “döviz kuru” kelimesini seçebilirler. Sadece dış ticaretle uğraşanlar değil, herkesin günlük hayatını da etkileyecek biçimde kur baskısı altındayız.

Biraz daha geniş açıdan bakarsak, derin izler bırakan bir yılı geride bıraktığımızı da söyleyebiliriz.

İlkbaharda aşı uygulaması başlamasına rağmen, pandemi nedeniyle hepimiz dünyevi kaygıları bir kenara koyduk, iş hayatımızı aksattık, kendimizin ve sevdiklerimizin hayatına ilişkin korkular bizi belirsizliğe itti.

BELİRSİZLİK, ÖNÜMÜZDEKİ BİR YILI DAHA ETKİSİ ALTINDA TUTACAK 

Belirsizlik sadece ekonomik gelişmelerden, bilişimin çılgın boyutlara ulaşmasından, uluslararası politik stratejilerin etkisinden kaynaklanmıyor. Pandemi gibi sağlığımızı da belirsizlik girdabına sokan gelişmeler yaşanıyor. Son iki yılda yaşadıklarımız gibi. Ve bu belirsizlik, öyle görünüyor ki önümüzdeki bir yılı daha etkisi altında tutacak.

Sağlıktan sonra en belirleyici gelişme, çevre krizinden geldiğini söyleyebilirim. Avrupa Birliği’nin imzaladığı “Yeşil Mutabakat”, sadece iş çevrelerine ve üretim standartlarına bir maliyet getirmesinden öte, toplumun bütün katmanlarının hissedebileceği bir etki oluşturmaya devam edecek. 2030 yılına kadar, gündemimizde kalacak bir kavram ve etki olacak.

Yeşil Mutabakat konusunda iş hayatında hızla dönüşüm sağlayabilirsek, ancak rekabetçi bir yapı oluşturabileceğimiz kanaatindeyim. Rekabet edilebilir bir bünyeye sahip olup olmadığımızı tartışmalıyız. Çünkü Avrupa Merkez Bankası daha önceki desteklerle birlikte piyasaya 1.8 trilyon euro fonladı ve bu önümüzdeki süreçte rakam 3 trilyon dolara çıkabilir.

ABD YÖNETİMİNİN ÇİN’E “RAKİP” DEMESİ BİLE YAPTIRIMLARINI SÜRDÜRMESİ ANLAMI TAŞIR

Rakamlara girince, Uzakdoğu’daki ve Pasifik’teki gelişmeleri de görmekte fayda var.

Malum Çin ile Amerika arasındaki gerginlik farklı alanlarda devam ediyor. Yeni ABD yönetiminin, Çin’i düşman olarak nitelemesi yerine “rakip” demesi bile ticari yaptırımlarını sürdürmesi anlamı taşır. Haliyle, uluslararası gerginlik sürecek. Geçen ay, bu bağlamda konteyner krizini yazmıştım. Krizin en önemli kaynağı da bu ticari rekabettir.

Bu arada Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Anlaşması’ndan (RCEP) bahsetmeden olmaz. Küresel ekonominin yüzde 30’u oluşturan 15 Pasifik ülkesinin imzaladığı RCEP, dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması niteliğinde olup; Çin, Japonya ve Güney Kore’yi ilk kez bir araya getiriyor.

Bunun anlamı şu: Tedarik zincirlerinde ve yeni e-ticaret kuralları oluşturmada dengeler değişmeye devam edecek. Daha da önemlisi, yeni Pasifik hattı, teknolojide belirleyici olacak.

DOĞU – BATI GERGİNLİĞİNİN “ULUS DEVLET” OLGUSUNU BİRAZ DAHA GÜÇLENDİRMESİ BEKLENİYOR 

Doğu – Batı gerginliğinin “ulus devlet” olgusunu biraz daha güçlendirmesi bekleniyor. Belki de ülkeler arası gerginliklerin sebebi, siyasetçilerin ulus devlet kavramını sığınmalarından kaynaklanıyordur.

Teknoloji deyince, dijitalleşmeyi gözden kaçırmamamız gerekiyor. Her şirketin birincil yatırım alanı dijitalleşme oldu, diyebiliriz. McKinsey’in hazırladığı bir rapora göre, tüketicilerin ve şirketlerin dijitalleşme alanında 5 yılda kat etmesi beklenen mesafeyi 8 haftada aldı. Bu itici güçte, pandeminin etkisini göz ardı edemeyiz.

Ve hiç kuşkunuz olmasın, dijitalleşme kişisel uygulamalardan kurumsal yaşamımıza devam edecektir.

SIRADA GÜÇLÜ BİR ÜLKENİN KRİPTO PARAYI YASAL OLARAK KULLANMAYA BAŞLAMASI VAR

Dijitalleşmenin içeriğine baktığımızda, şimdiye kadar donanımsal niteliğinin yanı sıra yapay zeka ve kripto paranın biraz daha öne çıkacağını hatırlatmak isterim. Kripto para artık hayatımıza girdi, sırada güçlü bir ülkenin bunu yasal olarak kullanmaya başlaması var.

Yapay zekayı telefonumuzdan, bankacılık hizmetlerine kadar pek çok alanda görüyoruz. 5G gibi geniş bant hizmetleriyle sağlık, savunma ve yerel hizmetlere kadar genişlemesine şahit olacağımız dönem başlıyor.

2021 yılının 2022 için iyi niyetli tohumların atıldığı bir mevsim olmasını temenni ediyorum. Ve yılın kelimesi “vax”ı unutmayın, aşı olmayı da!..

Zuhal Mansfield

TMG Doğaltaş Sanayi Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı

mansfield@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası