Son Haberler

Yurtdışında şirketleri ve servetleri olanlar, bu yazı sizin için!

31 Ağustos 2021 Yeni Mali Milat mıdır?

*529 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayınlandı. Şirketlerin ve servetlerin gerçek sahiplerinin belirlenmesi amacıyla çıkartılan tebliğde, “gerçek faydalanıcı” kavramı getirildi. Şirketlere ve şirket ortaklarına ve çok sayıda kuruluşa ve meslek grubuna “Gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” doldurarak Maliye’ye bildirme yükümlülüğü getiriyor.

*Gerekli bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan konuya ilişkin ceza hükümleri uygulanacak. Ayrıca, Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığı’nca yanlış ve eksik bilgi verenlere yönelik cezai soruşturma yapılabileceğini de dikkate almak gerekir.

*“Gerçek faydalanıcı” tebliğde, “tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişiler” olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla gerçek faydalanıcı her halükârda gerçek kişi olacaktır.

*529 No.lu Tebliğin vergi mevzuatımıza getirdiği bir başka katkı da Trust kavramını tanımlamış olmasıdır. Anglo-Sakson dünyasında aile varlıklarının planlanmasında sıkça kullanılan bu yapı Türk Hukukunda yer almamaktadır. Vakıf ve yatırım fonunun bir karmasına benzetilebilir.

*Bildirim verme süresinin başladığı 1 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla faal olan şirketlerin temsilcileri düzenli olarak gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi vermek zorundadırlar. Çok sayıda kuruluş ve meslek grubu Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edilmesi halinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini bildirmekle yükümlü tutulmuşlardır.

*Bilgi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişiler, en geç 31 Ağustos 2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisini elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmek zorundadır.

 1

Mali Milat Nedir?

20 yıl kadar önce Türk iş dünyasında “Mali Milat” kaosu yaşanıyordu.

Gelir Vergisi Kanunu’nda 1998 yılında 4369 sayılı kanunla yapılan değişiklikle, vergiye esas olan gelir yeniden tanımlanarak kişilerin tasarruf veya harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç kapsama alınmıştı. Böylece, vergi inceleme elemanlarına tasarrufların ve harcamaların kaynağını sorgulama yetkisi verilmişti.

Kamuoyunda “nereden buldun” diye adlandırılan yeni uygulama, 1 Ocak 1999 tarihinde başlayacaktı. Mükelleflere 30 Eylül 1998’e kadar mevcut varlıklarını beyan ederek kayıt altına almaları için bir fırsat verildi. Fakat mali milat denilen bu tarihe kadar çoğu kimsenin varlığını beyan etmekte tereddüt yaşadığı görüldü. Hatta birçok vatandaşın da paralarına el konulacağı korkusuyla, paralarını kayıt dışı bıraktığı veya yurt dışına aktardığı iddia edildi. Bunun üzerine “nereden buldun” uygulaması önce 1 Ocak 2003 tarihine ertelendi, sonra da yürürlüğe girmeden kaldırıldı.

Son yıllarda çıkarılan “varlık barışı” kanunlarının aksine, 30 Eylül 1998 tarihindeki “mali milat” uygulamasında, varlığını, servetini beyan edenlere, geriye dönük hesap sorulmayacağı, vergi alınmayacağı ve ceza kesilmeyeceği konusunda yasal güvence verilmemişti. Bu nedenle o yıllarda çok kimse varlığını tam olarak beyan edemediği gibi, “mali milat” kavramı da iş dünyasında tedirginlikle eşanlamlı olageldi. “Nereden buldun?” sorusunu akla getirdi.

TEBLİĞDE, “GERÇEK FAYDALANICI” KAVRAMI GETİRİLDİ

2

Yeni Düzenleme Ne Getiriyor?

Hazine ve Maliye Bakanlığı,13.07.2021 tarihli Resmî Gazete’de 529 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğini yayınladı. Şirketlerin ve servetlerin gerçek sahiplerinin belirlenmesi amacıyla çıkartılan tebliğde, “gerçek faydalanıcı” kavramı getirildi.

Yapılan düzenleme, şirketlere ve şirket ortaklarına ve ayrıca yanı sıra çok sayıda kuruluşa ve meslek grubuna “Gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” doldurarak Maliye’ye bildirme yükümlülüğü getiriyor.

Gerekli bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan konuya ilişkin ceza hükümleri uygulanacak. Ayrıca, Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığı’nca yanlış ve eksik bilgi verenlere yönelik cezai soruşturma yapılabileceğini de dikkate almak gerekir.

GERÇEK FAYDALANICI HER HALÜKÂRDA GERÇEK KİŞİ OLACAKTIR

3

Gerçek Faydalanıcı Kimdir?

“Gerçek faydalanıcı” tebliğde, “tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişiler” olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla gerçek faydalanıcı her halükârda gerçek kişi olacaktır.

Uluslararası vergi anlaşmalardaki “beneficial owner” kavramı böylece Türk vergi mevzuatında ilk defa yasal bir tanımlamaya kavuşmuş olmaktadır. Vergi ile ilgili Türkçe metinlerde bugüne kadar “asıl hak sahibi” ya da“gerçek lehtar” ifadeleri de bu anlamda kullanılmakta idi.

Gerçek faydalanıcı kavramını kolayca anlamak için aşağıdaki şemayı inceleyelim.

Türkiye mukimi olan Bayan A, tam mükellef sıfatıyla hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde elde ettiği gelirlerinin tümünü Türk Vergi İdaresine bildirmek ve vergisini Türkiye’de ödemek durumundadır. Diğer ülkelerde vergi ödemiş ise bunları da vergi anlaşmaları çerçevesinde veya içmevzuatımız gereğince Türkiye’de ödeyeceği vergilerle karşılaştırarak telafi edebilir.

Ancak, tabloya baktığımızda Bayan A’nın Türkiye’de dolaylı şekilde sahip olduğu 3 Şirketi olmasına rağmen, bu şirketlerle herhangi bir ilişkisi yokmuş gibi görünmektedir. Türkiye’den bakılınca, 1 ve 2 no.lu şirketlerin X ülkesinde bir holdinge, 3 no.lu şirketin ise diğer ikisinden tamamen bağımsız bir şekilde Y ülkesi mukimi Mr. N’ye ait olduğu sanılabilir.

Oysa, X ülkesindeki Holdingin hisseleri de Y ülkesindeki bir Trust’a aittir. Bu Trust kayyım olarak Ms. T’nin kontrolünde olmasına rağmen aslında Bayan A’ya aittir.

Bu tablodan Y ülkesinin Trust yapısı ve Vekil Hissedarlık gibi elverişli araçlara izin veren bir ülke olduğu anlaşılıyor. Böylece, “gerçek faydalanıcı” durumundaki Türkiye mukimi Bayan A’nın şirketler üzerindeki hak sahipliği kalın bir perdenin arkasına gizlenmiş olmaktadır. Bayan A’nın diğer ülkelerde (örneğin X Ülkesinde) elde ettiği gelirler bir yana, Türkiye’deki şirketlerinden elde ettiği kazançları dahi Türk Vergi İdaresinin bilgisi dışında kalmaktadır.

TEBLİĞİN VERGİ MEVZUATIMIZA GETİRDİĞİ BİR BAŞKA KATKI DA TRUST KAVRAMINI TANIMLAMIŞ OLMASIDIR

4

Trust Nedir?

529 No.lu Tebliğin vergi mevzuatımıza getirdiği bir başka katkı da Trust kavramını tanımlamış olmasıdır. Anglo-Sakson dünyasında aile varlıklarının planlanmasında sıkça kullanılan bu yapı Türk Hukukunda yer almamaktadır. Vakıf ve yatırım fonunun bir karmasına benzetilebilir. Tebliğe göre Trust, bir malvarlığının belirli bir lehtar ya da lehtar grubunun yararlanması için, malvarlığının maliki olan sözleşme kurucusu tarafından, söz konusu malvarlığının yönetimi, kullanımı ya da sözleşmede belirtilen diğer tasarruflarda bulunulması amacıyla sözleşmeyi icra eden bir mütevellinin kontrolüne bırakılmasını hüküm altına alan hukuki ilişkiyi ifade eder.

Somut örnek vermek gerekirse, yukarıda yer verilen şemada Trust kayyımı olarak görev yapan Ms. T, bu tebliğ hükümleri uyarınca, mütevelli sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilecektir.

ŞİRKETLERİN TEMSİLCİLERİ DÜZENLİ OLARAK GERÇEK FAYDALANICI BİLGİSİ BİLDİRİMİ VERMEK ZORUNDADIR

5

Şirketlerin Düzenli Bildirim Yükümlülüğü Var mıdır?

Bildirim verme süresinin başladığı 1 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla faal olan şirketlerin aşağıda belirtilen temsilcileri düzenli olarak gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi vermek zorundadır:

  • Kurumlar vergisi mükellefleri,
  • Kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak,
  • Eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri,
  • Adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi,
  • Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcileri.

 

ÇOK SAYIDA KURULUŞ VE MESLEK GRUBU GERÇEK FAYDALANICI BİLGİSİNİ BİLDİRMEKLE YÜKÜMLÜ TUTULDULAR

6

Hangi Kuruluşların ve Meslek Gruplarının Bildirim Yükümlülüğü Vardır?

Çok sayıda kuruluş ve meslek grubu Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edilmesi halinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini bildirmekle yükümlü tutulmuşlardır.

  • Bankalar ile banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz diğer kuruluşlar,
  • Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseler,
  • Finansman ve faktoring şirketleri,
  • Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri,
  • Ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşları,
  • Yatırım ortaklıkları,
  • Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile sigorta ve reasürans brokerleri,
  • Finansal kiralama şirketleri,
  • Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde takas ve saklama hizmeti veren kuruluşlar,
  • Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasına ilişkin saklama hizmeti ile sınırlı olmak üzere Borsa İstanbul Anonim Şirketi,
  • Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile kargo şirketleri,
  • Varlık yönetim şirketleri,
  • Kıymetli maden, taş veya mücevher alım satımı yapanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,
  • Altın ve sikke basma faaliyeti ile sınırlı olmak üzere Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü,
  • Kıymetli madenler aracı kuruluşları,
  • Ticaret amacıyla taşınmaz alım satımıyla uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,
  • İş makineleri dâhil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım satımı ile uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,
  • Tarihi eser, antika ve sanat eseri alım satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanlar,
  • Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı dâhil talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler,
  • Spor kulüpleri,
  • Noterler,
  • Belirlenen iş ve işlemlerle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar,
  • Bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler,
  • Finansal piyasalarda denetim yapmakla yetkili bağımsız denetim kuruluşları,
  • Kripto varlık hizmet sağlayıcılar,
  • Tasarruf finansman şirketleri,
  • Merkezi yurtdışında bulunan yükümlünün şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri.

EN GEÇ 31 AĞUSTOS 2021 GÜNÜ SONUNA KADAR GERÇEK FAYDALANICI BİLGİSİNİ BİLDİRMELERİ GEREKİYOR

7

Bildirim Zamanı Ne Zamandır?

İlk bildirim: Bilgi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişiler, en geç 31 Ağustos 2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisini elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildireceklerdir.

Sonraki Bildirimler: Gerçek faydalanıcı bilgisi, Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından geçici vergi beyannameleri ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde; diğer mükellefler ile diğer kişiler tarafından ise her yılın Ağustos ayı sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığı’na bir form ile elektronik ortamda bildirilecektir.

Yeni mükellefiyet tesisinde veya bildirimde değişiklik olması halinde, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirim yapılacaktır.

GELİRLERİN/SERVETLERİN ARKASINDAKİ GERÇEK İSİMLERİN BİLİNMESİ VERGİ KAÇAKÇILIĞI İLE MÜCADELEDE BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR

8

Bildirimin Muhtemel Etkileri ve Sonuçları Nelerdir?

529 no.lu Tebliğde gelirlerin/servetlerin arkasındaki gerçek isimlerin bilinmesi vergi kaçakçılığı ile mücadele açısından büyük önem arz ettiği vurgulanmaktadır. Gerçekten de çok katmanlı sınır ötesi şirket yapılanmaları çoğunlukla vergi matrahını daha düşük oranlı ülkelere kaydırarak toplam vergi yükünü minimum seviyeye indirmek amacıyla kurulmaktadır. Bunlar bazen de kayıt dışı kaynakların gizlenmesi, kara paranın aklanması gibi amaçlarla oluşturulmaktadır.

Hem vergiden kaçınma konusunda hem de kara paranın aklanması ve terörün finansmanının önlenmesi konusunda uluslararası iş birliği hızla artmaktadır. G7 ve G20 seviyesindeki mutabakatlar, OECD liderliğinde yürütülen otomatik bilgi değişimi, MLI, BEPS gibi vergi anlaşmalarının kötüye kullanılmasını önlemeye yönelik programlar, kara para ile mücadeleyi amaçlayan FATF ve FATCA gibi inisiyatifler sayesinde bugün devletler off-shore şirketlerin, trust yapılarının veya vekil hissedarlık sözleşmelerinin arkasındaki asıl hak sahiplerinin kimler olduğunu öğrenmeye her zamankinden daha yakın görünmektedirler.

Gerçek Faydalanıcı bildirimlerinin Gelir İdaresi tarafından düzenli olarak alınmasının yanında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılacak araştırma, inceleme ve uluslararası bilgi değişimi neticesinde edinilecek gerçek faydalanıcı bilgileri de Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecektir.

Gelirlerin ve servetlerin arkasındaki gerçek isimlerin bilinir hale gelmesinin kısa ve orta vadede bazı etkileri olacaktır:

  • Yurt dışındaki yapıların gözden geçirilerek offshore ülkelerdeki şirketlerin devreden çıkarılması beklenebilir
  • Ekonomik aktivitesi düşük, sadece vergi planlaması amacıyla kurulmuş şirketler sistemden çıkarılarak sadeleşme getirilebilir
  • Bazı gerçek kişilerin fiilen ikamet ettikleri ülkeyi değiştirmeleri de ihtimal dahilindedir, düşük oranda gelir vergisi uygulayan ülkelerde oturma izinleri rağbet görebilir
  • Türkiye’nin taraf olduğu vergi anlaşmalarında revizyon yapılırken gerçek lehtar şartına daha çok yer verilebilir;
  • Türkiye’de yapılan vergi incelemelerinde gerçek faydalanıcı konusu bugüne kadar yeterince sorgulanmış ve eleştirilmiş değildir, bu konuya odaklanan vergi incelemelerinin sayısında artış gözleyebiliriz
  • Türkiye’nin taraf olduğu vergi anlaşmalarında yer alan avantajların kullanılabilmesi için mükelleflerin ilgili ülkelerden aldıkları mukimlik belgesini Türkiye’de ödeme yapana ibraz etmeleri yeterli görülmekteydi; buna ilaveten gerçek faydalanıcı bildirimlerinin ibraz zorunluluğu da getirilebilir
  • Müşterinizi Tanıyın (KYC – Know Your Client) prosedürleri yaygınlaşacak ve bu konuda çözüm ortaklığı sunan hizmet sağlayıcılarla çalışmak kaçınılmaz olacaktır. Bankalar ve diğer finansal kuruluşlar bu prosedürlere daha alışkın olsa da avukatlar, noterler, mali müşavirler başta olmak üzere birçok meslek grubunun buna uyumu zaman alacaktır.

Sonuç olarak,529 sayılı Tebliğ ile getirilen bildirim yükümlülükleri yurt dışında varlıkları olan belli bir yaşın üstündeki bir kısım yatırımcıya 1998 – 2003 arasında yaşanan sıkıntılı dönemi hatırlatabilir.31 Ağustos 2021 tarihi yeni bir mali milat gibi algılanabilir. Bir bakıma bu doğrudur, yeni bir milattır, ancak bu defa çok farklı dinamiklerin söz konusu olduğunu vurgulamak gerekir. O yıllarda Türkiye tamamen kendi iç dinamiklerinin etkisiyle ekonomisini kayda alma teşebbüsüne girişmişti. Sermayenin akışkanlığı ve hızını giderek artıran globalleşme rüzgarına karşısında bu çaba sonuç vermemişti. Oysa bugün global rüzgarlar tüm ekonomilerin kara para ve terörün finansmanına karşı mücadele için kayıt altına alınması ve sorumlu bir vergicilik anlayışıyla hareket edilmesinden yana esiyor.

1998’de mali milat bildirimlerinde tereddüt yaşanmasının başlıca nedeni olarak, bildirilen varlıklar için geçmişe dönük inceleme yapılmayacağı güvencesinin olmaması gösterilmişti.

Bu vesileyle yurt dışında varlıkları olup Türkiye’de kayda girmeyen yatırımcılara halen yürürlükte olan Varlık Barışını hatırlatmakta yarar var.4196 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 30 Haziran 2021 tarihinde başvuru süresi biten söz konusu varlık barışı uygulamasında süreler 31 Aralık 2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere 6 ay daha uzatılmıştır. Cumhurbaşkanı’nın ikinci bir altı ay daha süre uzatım yetkisi de bulunmaktadır.

Buna göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31.12.2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebileceklerdir. Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.

Ahmet Cangöz

Grant Thornton / Partner

cangoz@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler