Son Haberler

Hangi yatırımcılar kazanacak?

-2023, diğer yıllardan biraz farklı. Bunun nedeni de geçen yılın birçok yatırımcıda, özellikle de hisse senedi yatırımcılarında şok etkisi yaratmış olması. Sene boyunca yatırımcılar ne zaman rahat bir nefes alsa başka bir vagon daha raydan çıktı. Dolayısıyla, 2022 birçok yatırımcının canını oldukça yakan bir yıl olarak hafızalara kazındı. Piyasalar, ne zaman biraz iyimser havaya bürünüp hisse senedi almaya başlasa, hemen akabinde piyasalar tekrar düşüşe geçti.

-Yatırımcılar bu sene portföylerinde neler olması gerektiğine dair bir fikir edinmeye çok hevesliler… Tabii her şey, enflasyonun gidişatına bağlı görünüyor. Ancak enflasyonu tahmin etmek şu an oldukça zor. Gelişmiş piyasaların merkez bankaları, özellikle ABD Merkez Bankası (FED), enflasyonu tahmin etme konusunda çok iyi değil. Hatta, oldukça kötü. Ama onlar da artık bunun farkında. Nitekim 4 Ocak’ta yayınlanan FED’in Aralık ayı toplantı tutanaklarında da FED’in kararlarını “toplantıdan toplantıya” almaya karar verdiği ortaya çıktı.

-Hisse senedi piyasaları yılın daha ilk üç haftasında,  bazı seneler bütün bir yılda yaşanan cinsten dalgalanmalar yaşadı. Global piyasalar ise seneye ABD’den daha pozitif başladı. 20 Ocak itibariyle, global hisse senedi piyasaları endeksi MSCI ACWI ve gelişmekte olan hisse senedi piyasaları endeksi MSCI EEM, sırasıyla %5,5 ve %10,1 arttı. Tahvil getirileri, FED’in süregelen faiz artışları sonucunda bir miktar ekonomik yavaşlama veya resesyon ihtimali nedeniyle ABD faizlerinin getiri eğrisi negatif eğimli yapısını muhafaza etti.

Kripto piyasaları, olumlu piyasa ortamından en çok faydalananlardan biri oldu. 20 Ocak itibariyle hem Bitcoin hem de Ethereum, sene başından bu yana %36 arttı. Kriptodaki bu artışın bir nedeni de iflas eden FTX’in eski CEO’su Sam Bankman-Fried’in ABD’ye iade edilmesi ve kayıp paranın 5 milyar dolarının kurtarılmasıyla birlikte FTX yatırımcılarının zararın öngörüldüğü kadar büyük olmayabileceği umuduydu.

Türk hisse senedi borsası, Türk Lirası bazında %194 (ABD doları bazında %109) getiri ile olağanüstü bir 2022 geçirmesine rağmen, 20 Ocak itibariyle -%0,4 (ABD doları bazında -%0,7) kayıp ile yıla hafif aşağıda başladı. Bu arada Türk Lirası da yılın ilk 3 haftasında ABD Doları karşısında -%0,3 değer kaybetti.

Emtialar, Çin’in sıfır covid politikasını rafa kaldırmasını müteakip tekrar faaliyete geçmesiyle birlikte bir miktar rahatlayarak seneye yukarıda başladı. Bunun nedeni, Çin’deki ekonomik faaliyetin normale dönmesinin global resesyona veya stagflasyona bir sınır koyabileceği beklentisiydi. Gerçekten de 20 Ocak itibariyle ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi hem Çin’deki talebin artması hem de Avrupa’da beklenenden daha hafif bir kış olması beklentileriyle birlikte %1,3 artarak 81,3 dolara ulaştı.

-Yönsüz bir yılın ardından altın, sene başından itibaren %5,6 getiri ile nihayet hayat emaresi göstermeye başladı ve tüm zamanların en yüksek seviyesinin yalnızca %6 aşağısında kalarak 1920 doların üzerine çıktı. Ancak altın fiyatları yükselişini petrolden çok farklı nedenlere borçlu. Artışın bir nedeni, yükselen faiz oranlarının ABD Hazine bonosu getirilerini düşürmesi nedeniyle merkez bankalarının altına olan talebinin artması. Altının en büyük rakibi olan kripto yatırımlarının fiyatlarının düşmesi.

-Ocak ayı, enflasyonun artık bir sorun olmaktan çıktığını uman yatırımcıların desteğiyle daha evvel olduğu gibi geçici olarak yükselen bir ay olacağa benziyor. Piyasaların umutlarının gereksiz yüksek olduğu mu yoksa bu sefer gerçekten doğru tahminde mi bulunduklarını zaman gösterecek.  Bunun emarelerini 1 Şubat’ta FED’in 2023’teki ilk toplantısında göreceğiz. Yine de kesin olan bir şey var – daha önce de söylediğimiz üzere portföylerini çeşitlendiren yatırımcılar yatırım maratonunda nihai kazananlar olacak. 

2022 yılının dikiz aynasında kalmasıyla birlikte piyasalar, 2023 yılının dünya ekonomisi için nasıl bir yıl olacağı konusunda spekülasyona başladı bile.

Aslında bu durum hiç de şaşırtıcı değil; piyasalar, her yılın başında kendilerini nelerin beklediğine dair teoriler üretmeye bayılır… Ancak şaşırtıcı olan, yatırımcıların değişik piyasa beklentilerinin birbirleriyle oldukça çelişmesi… ve bu çelişki sadece tek bir noktada değil. Anlaşamadıkları konular, merkez bankalarının faiz artışlarının sayısı ve büyüklüğünden enflasyonun seviyesine, hisse senedi piyasalarındaki dalgalanma miktarına ve kripto ve emtia fiyatlarına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu, hiç de normal bir durum değil. Piyasaların beklentileri doğru veya yanlış olabilir. Ama piyasalar, genellikle hep birlikte doğru veya yanlış olma eğilimi gösterir.

2023 DİĞER YILLARDAN BİRAZ FARKLI

2023, aslında diğer yıllardan biraz farklı. Bunun nedeni de geçen yılın birçok yatırımcıda, özellikle de hisse senedi yatırımcılarında şok etkisi yaratmış olması. Bu durum, aslında sanki ağır çekimde seyredilen bir tren kazası gibiydi. Sene boyunca yatırımcılar ne zaman rahat bir nefes alsa başka bir vagon daha raydan çıktı. Dolayısıyla, 2022 birçok yatırımcının canını oldukça yakan bir yıl olarak hafızalara kazındı.

ABD hisse senedi endeksi SP500 haftalık getirilerini gösteren aşağıdaki grafik, geçen yılın yatırımcılar için nasıl inişli çıkışlı geçtiğinin iyi bir tasviri. Piyasalar, ne zaman biraz iyimser havaya bürünüp hisse senedi almaya başlasa, hemen akabinde piyasalar tekrar düşüşe geçti.

Kaynak: Bloomberg

ENFLASYONU TAHMİN ETMEK OLDUKÇA ZOR

İşte tam bu nedenle, yatırımcılar bu sene portföylerinde neler olması gerektiğine dair bir fikir edinmeye çok hevesliler… ve her şey enflasyonun gidişatına bağlı görünüyor. Ancak enflasyonu tahmin etmek şu an oldukça zor. Bir önceki sayımızda “2023 için kristal küre ne diyor?” başlıklı yazımızda da ele aldığımız gibi gelişmiş piyasaların merkez bankaları, özellikle ABD Merkez Bankası (FED), enflasyonu tahmin etme konusunda çok iyi değil. Hatta, oldukça kötü. Ama iyi haber şu; onlar da artık bunun farkında. Nitekim 4 Ocak’ta yayınlanan FED’in Aralık ayı toplantı tutanaklarında da FED’in kararlarını “toplantıdan toplantıya” almaya karar verdiği ortaya çıktı. Gene aynı toplantıda enflasyonla mücadeledeki kararlılıklarını da yinelemişler. Bunu yorumlamak gerekirse, piyasalar bu noktadan sonra FED’in hangi verilere odaklanacağını ve bunları nasıl yorumlayacağını “tahmin etmeye” çalışacak ve bunun da bilimsel bir yolu olmadığından, piyasalardaki dalgalanmaların artması kaçınılmaz olacak.

Aslında Ocak ayının ilk birkaç haftasındaki ana yatırım araçlarındaki fiyat hareketlerine bakarsanız, bu durumun ipuçlarını görebilirsiniz.

FED’İN FAİZ ARTIRIMINA SON VERECEĞİ İHTİMALİ PİYASALARI HEYECANLANDIRDI

Örneğin ABD hisse senetlerini ele alalım. 6 Ocak’ta ABD enflasyon ve işsizlik verilerinin açıklanmasının hemen ardından SP500, 13 Ocak’a kadar %3 gibi hatırı sayılır bir çıkış yaşadı. Bunun ana nedeni, çekirdek tüketici enflasyonunun Aralık’taki seviyesi %6’dan Ocak’ta %5,7’ye düşmesi ve geniş bazlı tüketici enflasyonun da aynı dönemde %7,1’den %6,5’e düşmesiydi. Bunun enflasyon rakamlarında üst üste oluşan ikinci düşüş olduğu göz önüne alındığında, FED’in faiz artırımına nihayet son vereceği ihtimali haliyle piyasaları oldukça heyecanlandırdı.

Ekonomik aktivitenin göstergesi olan işsizlik oranına gelince, bu cephede de yükselen faizlere rağmen işgücü piyasasının hala çok sağlıklı olması piyasalar için harika bir haberdi. Nitekim işsizlik rakamının zaten çok düşük olan %3,6’dan %3,5’e gerilemesi faiz artışlarının korkulduğu gibi resesyona yol açmayabileceğinin sinyalini verdi.

Bu iyimser hava, 19 Ocak’ta açıklanan ve ekonomide olası bir yavaşlamanın sinyallerini veren konut verileriyle birlikte dağıldı. Ve hemen akabinde piyasadaki hava negatife döndü, SP500 rotasını tersine çevirdi ve günü %2,5 kayıpla kapattı. Ancak ertesi sabah açıklanan mevcut ev satış verileriyle birlikte piyasalar, önceki günün verilerinin o kadar da önemli olmadığı sonucuna vardı. Ne de olsa yeni rakamlar daha iyiydi. Zaten yavaşlayan enflasyon ve düşük işsizlik rakamları FED için daha önemli olmalıydı. Bu nedenle piyasalar rotasını düzeltti ve bu sefer tam tersi bir hareketle günü %2 yükselişle kapattı. Bütün bu piyasa hareketlerinden sonra SP500, 20 Ocak sonu itibariyle %3,5 artmış bulundu.

HİSSE SENEDİ PİYASALARI, BİR YILDA GERÇEKLEŞEN DALGALANMALARI YAŞADI

Kısacası, hisse senedi piyasaları yılın daha ilk üç haftasında,  bazı seneler bütün bir yılda yaşanan cinsten dalgalanmalar yaşadı. Global piyasalar ise seneye ABD’den daha pozitif başladı. 20 Ocak itibariyle, global hisse senedi piyasaları endeksi MSCI ACWI ve gelişmekte olan hisse senedi piyasaları endeksi MSCI EEM, sırasıyla %5,5 ve %10,1 arttı.

Tahvil getirileri cephesine gelince, FED’in süregelen faiz artışları sonucunda bir miktar ekonomik yavaşlama veya resesyon ihtimali nedeniyle ABD faizlerinin getiri eğrisi negatif eğimli yapısını (yani kısa vadeli getirileri faizlerinin uzun vadeli getiri faizlerinden daha yukarıda olması durumu) muhafaza etti.

Bununla birlikte, enflasyonun düşme beklentisi nedeniyle yatırımcıların riskli yatırımlara yönelmesi uzun vadeli tahvilleri olumlu etkiledi (yani uzun vadeli tahvil faizleri düştü). Yatırımcıların bu cephedeki pozisyonlarını kademeli olarak artırmaya başlamasıyla birlikte, 20 Ocak itibariyle Bloomberg Global Kurumsal Tahvil Endeksi (Global Corporate Bond Index) sene başından itibaren %3,2 arttı. Kurumsal tahviller yatırımcıların riskli yatırımlardan devlet tahvili gibi daha az riskli yatırımlara yöneldiği dönemlerden olumsuz etkilenirler. Ocak ayında olduğu gibi piyasaların daha fazla risk almak konusunda kendilerini rahat hissettikleri dönemlerde de bunun tersi gerçekleşir ve kurumsal tahvil getirileri devlet tahvillerine göre daha iyi getiri sunar.

Örneğin, aynı dönemde Bloomberg Global Toplam Tahvil Endeksi (Global Aggregate Bond Index) %2,4 artarak kurumsal tahvil getirilerinin altında kaldı. Kurumsal tahvillere göre daha riskli olarak değerlendirilen Bloomberg Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi ise (Global High Yield Bond Index), artan risk toleransı ile paralel olarak %3,6 yükseldi.

KRİPTO PİYASALARI, EN ÇOK FAYDALANANLARDAN BİRİ OLDU

Kripto piyasaları, bu olumlu piyasa ortamından en çok faydalananlardan biri oldu. 20 Ocak itibariyle hem Bitcoin hem de Ethereum sene başından bu yana %36 arttı. Kriptodaki bu artışın bir nedeni de iflas eden FTX’in eski CEO’su Sam Bankman-Fried’in ABD’ye iade edilmesi ve kayıp paranın 5 milyar dolarının kurtarılmasıyla birlikte FTX yatırımcılarının zararın öngörüldüğü kadar büyük olmayabileceği umuduydu.

TÜRK BORSASI YILA HAFİF AŞAĞIDA BAŞLADI

Türk hisse senedi borsası, Türk Lirası bazında %194 (ABD doları bazında %109) getiri ile olağanüstü bir 2022 geçirmesine rağmen, 20 Ocak itibariyle -%0,4 (ABD doları bazında -%0,7) kayıp ile yıla hafif aşağıda başladı. Bu arada Türk Lirası da yılın ilk 3 haftasında ABD Doları karşısında -%0,3 değer kaybetti.

EMTİALAR BİR MİKTAR RAHATLAYARAK SENEYE YUKARIDA BAŞLADI

Emtialar, Çin’in sıfır covid politikasını rafa kaldırmasını müteakip tekrar faaliyete geçmesiyle birlikte bir miktar rahatlayarak seneye yukarıda başladı. Bunun nedeni, Çin’deki ekonomik faaliyetin normale dönmesinin global resesyona veya stagflasyona bir sınır koyabileceği beklentisiydi. Gerçekten de 20 Ocak itibariyle ABD ham petrolü WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi hem Çin’deki talebin artması hem de Avrupa’da beklenenden daha hafif bir kış olması beklentileriyle birlikte %1,3 artarak 81,3 dolara ulaştı.

Yönsüz bir yılın ardından altın, sene başından itibaren %5,6 getiri ile nihayet hayat emaresi göstermeye başladı ve tüm zamanların en yüksek seviyesinin yalnızca %6 aşağısında kalarak 1920 doların üzerine çıktı. Ancak altın fiyatları yükselişini petrolden çok farklı nedenlere borçlu. Artışın bir nedeni, yükselen faiz oranlarının ABD Hazine bonosu getirilerini düşürmesi nedeniyle merkez bankalarının altına olan talebinin artması. Altının en büyük rakibi olan kripto yatırımlarının fiyatlarının düşmesi ve çoğu yatırım aracındaki düşük veya negatif getiriler de altının fiyatını destekledi.

OCAK AYI PİYASALARIN GENE GEÇİCİ OLARAK YÜKSELDİĞİ BİR AY OLACAĞA BENZİYOR

Yılın geri kalanının nasıl bir rota izleyeceğine karar vermek için henüz erken. Ancak Ocak ayı, enflasyonun artık bir sorun olmaktan çıktığını uman yatırımcıların desteğiyle daha evvel olduğu gibi geçici olarak yükselen bir ay olacağa benziyor. Piyasaların umutlarının gereksiz yüksek olduğu mu yoksa bu sefer gerçekten doğru tahminde mi bulunduklarını zaman gösterecek.  Bunun emarelerini 1 Şubat’ta FED’in 2023’teki ilk toplantısında göreceğiz.

Yine de kesin olan bir şey var – daha önce de söylediğimiz üzere portföylerini çeşitlendiren yatırımcılar yatırım maratonunda nihai kazananlar olacak.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Uzmanı

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası