Son Haberler

İşte otomotiv endüstrisine yön veren 11 teknoloji

Hemen her gün otomotiv endüstrisi hakkında birçok yenilikçi gelişme gündeme geliyor. Özellikle 2010’lu yıllardan itibaren başlayan büyük dönüşümü yaşanabilir bir dünya için başlatan otomotiv endüstrisi, içinde bulunduğumuz yüzyılda bu büyük dönüşümü tamamlamayı ve karbondan arınmış mobiliteyi insanlığa armağan etmeyi mutlaka başaracak.

İçten yanmalı motorlu taşıtlardan sıfır karbon salımlı, elektrik enerjisi tüketen taşıtlara hızla dönüşmeye başladı. Yer yüzünde 1,5 milyar adede yaklaşan içten yanmalı motorlu taşıtlar, elektrik motorlu taşıtlarla yer değiştiriyor.   2022 yılında yeni üretilerek satılan toplam 84 milyon motorlu taşıtın 10,2 milyon adedi bataryadan elektrikli (BEV) taşıt oldu ve pazar payı % 14’e ulaştı.

En çok satış yapan 10 bataryadan elektrikli (BEV) otomobilin 7 tanesi Çin markalarına ait. Tesla ise, son aylarda Çin menşeli BYD markasına ilk sırayı kaptırsa da yine yıllık bazda en çok BEV satışı yapan marka.  LMC Automotiv’e göre 2023 yılında global olarak 88 milyon motorlu taşıt üretilecek. Bunların içinde satışı beklenen BEV cinsi taşıt ise 17 milyonu, pazar payı ise %20’yi bulacak. 

Bu dönüşüm rüzgarını besleyen 11 farklı teknolojik eğilim otomotiv endüstrisine yön veriyor. İşte bu teknolojiler: Yapay zeka, üç boyutlu yazıcılar, biyometrik koltuklar, büyük veri analizi, sürücüsüz taşıtlar, mobilitenin paylaşılması, bağlantılı taşıtlar, insan-makine-arayüz teknolojisi, nesnelerin interneti, otomatik açılan taşıt kapıları, Bataryadan elektrikli (BEV) taşıtlar…

Otomotiv profesyonellerine göre gelecekte sektörün karları artacak. Sıfır salımlı taşıt ve hibrit taşıt satışlarının 2030’a kadar % 70 pazar payı alacağı görüşü hakim.  Bunun içinde bataryadan elektrikli (BEV) taşıtların pazar payının % 40 olacağı öngörülüyor. 2030 yılına kadar fiyatların, içten yanmalı motorlu taşıtlara göre daha rekabetçi olacağı bekleniyor.  

-Otomotiv endüstrisi, giderek artan bir şekilde dönüşüm yaşıyor. Yılda 30 milyar dolar üzerinde ihracat yapabilen Türkiye’nin otomotiv şirketleri bu yolculukta geride kalmamak zorunda. Önümüzdeki beş yıl içinde çeşitli iş birlikleriyle BEV cinsi taşıtlar için yeni yatırımları bitirmek zorundayız.

-2010’lu yılların başında dünya markalarıyla eş zamanlı olarak BEV cinsi otomobili ülkemizde üretmeyi başaran yönetim kadrosunda yer alan bir otomotivci olarak uyarıyorum. Geç kalıyoruz! Sadece TOGG otomobilimizi üretmek yetmez. Çok daha fazla çeşit marka ve model BEV cinsi taşıtın üretim üssü olmamız, onlara yan sanayi ürünleri üretmemiz ve ihraç etmemiz şart.

Hemen her gün otomotiv endüstrisi hakkında birçok yenilikçi gelişme gündeme geliyor. Bu, sürpriz değil elbette. Seri üretimi başarılabilen en sofistike teknoloji ürününden bahsediyoruz. Özellikle 2010’lu yıllardan itibaren başlayan büyük dönüşümü yaşanabilir bir dünya için başlatan otomotiv endüstrisi, içinde bulunduğumuz yüzyılda bu büyük dönüşümü tamamlamayı ve karbondan arınmış mobiliteyi insanlığa armağan etmeyi mutlaka başaracak.

Otomotiv endüstrisi, dünyamız için büyük bir ekonomik güç aynı zamanda. Yıllık bazda üretimden satışlara baktığımızda 2 trilyon dolar değerinde bir büyüklük söz konusu. Otomotiv ile gelişen yan sektörleri de kattığımızda ekonomik büyüklük 5 trilyon dolar düzeyine çıkıyor.

Şimdilerde bu büyük ekonomik güç, içten yanmalı motorlu taşıtlardan sıfır karbon salımlı, elektrik enerjisi tüketen taşıtlara hızla dönüşmeye başladı. Yer yüzünde 1,5 milyar adede yaklaşan içten yanmalı motorlu taşıtların elektrik motorlu taşıtlarla yer değiştirmesine şahitlik ediyoruz.  2022 yılında yeni üretilerek satılan toplam 84 milyon motorlu taşıtın 10,2 milyon adedi bataryadan elektrikli (BEV) taşıt oldu ve pazar payı % 14’e ulaştı.

Bu noktada Çin’li otomotiv markalarına dikkatinizi çekmek istiyorum. En çok satış yapan 10 bataryadan elektrikli (BEV) otomobilin 7 tanesi Çin markalarına ait. Tesla ise, son aylarda Çin menşeli BYD markasına ilk sırayı kaptırsa da yine yıllık bazda en çok BEV satışı yapan marka.

İçinde bulunduğumuz 2023 yılında global olarak 88 milyon motorlu taşıtın yeni üretilerek satılacağını LMC Automotiv öngörüyor. Bunların içinde satışı beklenen BEV cinsi taşıt ise 17 milyonu, Pazar payı ise %20’yi bulacak.

OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNE YÖN VEREN 11 TEKNOLOJİ

Bu dönüşüm rüzgarını besleyen 11 farklı teknolojik eğilim otomotiv endüstrisine yön veriyor. Kısaca bunlara bakalım:

  1. YAPAY ZEKA

Yapay zeka, sürücülerin daha güvenli sürüş yapabilmelerini sağlıyor. Tehlikeli şekilde yakınlaşan bir objenin fark edilmesi, loş ortamlarda devreye giren farlarla daha emniyetli görüş mesafesinin sağlanması, önde yavaş giden bir taşıta çarpma riskinin bertaraf edilmesi yapay zeka sayesinde mümkün oluyor.

  1. ÜÇ BOYUTLU YAZICILAR

Üç boyutlu yazıcılar sayesinde taşıt prototipleri çok kısa sürede ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla tasarım ve test aşamaları kısa sürede tamamlanan yeni model taşıtlar hızla pazara girerek markalarına rekabet üstünlüğü sağlıyorlar.

  1. BİYOMETRİK KOLTUKLAR

Biyometrik koltuklar, özellikle sürücülerin daha ergonomik sürüş yapmalarını sağlıyor. Koltuklar için gerekli veri sürücünün yüz ve avuç içi bölgelerinden toplanıyor. Bu verilerle sürücünün stres seviyesi ölçülerek taşıt tarafından sürücüye mola verme uyarısı yapılıyor. Böylece kaza riski önlendiği gibi sürücü performansı artırılmış oluyor.

  1. BÜYÜK VERİ ANALİZİ

Büyük veri analizi sayesinde taşıtın kullanma ömrüne veri tabanlı kararlar etki etmeye başladı. İnternet ve bulut teknolojisi yardımıyla toplanan veriler analiz edilerek taşıtın koruyucu bakımına yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra büyük veri otomotiv şirketlerinin işletme koşullarını kontrol ederek daha karlı çalışmalarına destek oluyor.

  1. OTONOM (SÜRÜCÜSÜZ) TAŞITLAR

Otonom (sürücüsüz) taşıtlar sayesinde ulaşımın farklı yönlere kaydığını görmeye başladık. Örneğin, sürücü koltuğunda alışık olduğumuz sürücüyü artık görmediğimiz gibi, trafik kurallarına tavizsiz uyarak emniyetli sürüş yapan taşıtları görüyoruz. Böylece trafikte giderek sayısı azalacak sürücülerin hatalarından kaynaklı trafik sorunlarının giderek yok olacağı kesin.  Otonom taşıtlar sayesinde kullanılan yüksek teknoloji yaya hatasıyla olabilecek taşıtın yayaya çarpmasına dair riski de ortadan kaldırmaya aday. Çünkü otonom taşıtlarda bulunan teknoloji yol üzerindeki bir engeli önceden sezebiliyor, yoldaki yayanın ya da canlının hareketini ve göz temasını algılayarak önceden önlem alabiliyor.

  1. MOBİLİTENİN PAYLAŞILMASI

Mobilitenin paylaşılması, yollardaki taşıt sayısını ve dolayısıyla trafikte oluşan hava kirliliğini azaltıyor. Yapılan ölçümler, paylaşılarak kullanılan taşıtlarla yılda kişi başına 1 ton Co2 azaltımı sağlanabildiğini gösterdi. Dijital uygulamalar sayesinde insanlar akıllı telefonlarından kolayca paylaşılan taşıtı bularak rezerve edebiliyorlar.

  1. BAĞLANTILI TAŞITLAR

Bağlantılı taşıtlar, taşıdıkları dijital kimlikle özgün hale geliyorlar.  Böylece bağlantılı taşıtlara her an internetten erişim olanağı var. Bunun yanı sıra bağlantılı taşıtlar sayesinde filo ve trafik yönetimi çok daha verimli ve kolay olabiliyor.  Taşıtlar arasında gerçekleşen veri alışverişi sayesinde taşıt sürücüleri önceden uyarılarak yoğun trafiğe girmeden alternatif yollara yönlendirilebiliyor.

  1. İNSAN-MAKİNE ARAYÜZ TEKNOLOJİSİ

İnsan-makine-arayüz teknolojisi sayesinde sürücüler sesli olarak taşıta komut vererek bilgi alabiliyorlar.  Böylece taşıtın belli başlı özellikleri kontrol altında tutulabiliyor. Sürücüler aynı anda servis sağlayıcıları ile etkileşime girebiliyor. Ek olarak sürücüleri trafik çarpışmalarından koruyan şerit takip sistemlerini çoğumuz biliyoruz. Bu eylem, artırılmış gerçeklik ve taşıttaki akıllı kameralar sayesinde gerçekleşiyor. Bu kameralarla kapalı virajlarda aynadan görmek mümkün olmasa da emniyetli sürüş mümkün oluyor.

  1. NESNELERİN İNTERNETİ

Nesnelerin interneti ile taşıtlar birbirleriyle görüşebiliyor, veri alıp veriyorlar. Böylece taşıt etrafında olup bitenden haberdar olabiliyor. Ek olarak taşıt performansı ve olası arızalar sürücüye önceden iletilebiliyor. Böylece taşıt kullanma verimi artırılmış oluyor.

  1. OTOMATİK AÇILAN TAŞIT KAPILARI

Otomatik açılan taşıt kapıları sayesinde sürücü iki eli dolu olsa da taşıta yaklaştığında kapılar açılabiliyor.  Çoğumuz bagaj kapılarında bu teknolojiyi rahatlıkla kullanabiliyoruz. Bu teknolojinin tüm kapılara uyarlanması artık mümkün.

  1. BATARYADAN ELEKTRİKLİ (BEV) TAŞITLAR

Bataryadan elektrikli (BEV) taşıtlar, artık otomotiv markalarının olmazsa olmaz yatırımı oldular. Sadece karbon dioksit salımını önlemeleriyle değil, aynı zamanda çok daha az komponentle üretilebiliyor ve çok daha az bakım ihtiyacıyla büyük avantaj sunuyorlar. Ancak halen kullanıcıların tereddütleri tam olarak giderilmiş değil. Tek şarjda gidilebilen menzil kısalığı ve şarj ünitelerinin yetersizliği sorun olarak devam ediyor. Günümüzde, BEV taşıtların park ettiği alanlarda otomatik olarak yerden şarj alabilmelerini mümkün kılacak teknolojiler çıkmak üzere. Yakında şarj ünitesi bulma stresinin biteceğinden emin olabilirsiniz.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN TEMSİLCİLERİ, ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILLIK SÜREYİ NASIL GÖRÜYOR?

Peki, otomotiv sektörünün temsilcileri, önümüzdeki beş yıllık süreyi nasıl görüyorlar? Kısaca KPMG raporundan alıntılarla buna bakalım:

Otomotiv profesyonelleri artık daha kazançlı bir geleceğin olacağını, karlarının artacağını öngörüyorlar. Ancak, özellikle bu yıl için yüksek enflasyon ve yüksek kredi faizleri onları rahatsız etmeye devam ediyor.

Sıfır salımlı taşıt ve hibrit taşıt satışlarının 2030’a kadar % 70 pazar payı alacağı görüşü hakim.  Bunun içinde bataryadan elektrikli (BEV) taşıtların pazar payının % 40 olacağı öngörülüyor.

Bildiğiniz gibi halen maliyet yüksekliği nedeniyle BEV cinsi taşıtların fiyatları, hükümetlerin teşvikleri olmazsa rekabetçi değil. Otomotivciler, 2030 yılına kadar fiyatların içten yanmalı motorlu taşıtlara göre daha rekabetçi olacağını, hükümet desteğine gerek kalmayacağını savunuyorlar.

SİGORTA ŞİRKETLERİ, DAHA KAZANÇLI ORTAMA KAVUŞACAK

Önümüzdeki beş yıl içinde kullanıcıların taşıt alma kararı verirken taşıt performansı ve marka imajının baskın faktörler olacağı düşünülüyor. Ek olarak veri güvenliği ve veri gizliliği kullanıcılar için olmazsa olmaz iki şart olarak satın alma kararlarını etkileyecek.

Giderek daha fazla sayıda kullanıcı online olarak üreticiden direk satın alma yolunu tercih edecek. Yetkili satıcılar üzerinden de online satış oranı artacak.

Yeni nesil taşıtların bakım ve servis işlemlerinde de radikal değişim olacak. Özellikle BEV cinsi taşıt kullanıcıları artık aylık abonman ödemesi yaparak taşıtlarının yazılım güncelleme, şarj bedeli, bakım ve servis analizleri, ileri sürüş yardımı gibi hizmetler için servis noktalarına gitmeyecekler.  Bu durumda sigorta şirketleri de daha kazançlı olacakları ortama kavuşacaklar gibi görünüyor.

AVRUPA’LI ÜRETİCİLER İÇİN ÜLKEMİZİN ÖNEMİ DAHA İYİ ANLAŞILDI

Otomotivciler halen ürün, hammadde ve ara mamul teminindeki kısıtlarla lojistik hizmetlerdeki aksamalardan rahatsız. Başta yarı iletken çip olmak üzere hassas metallerin ve bunlara bağlı ürünlerin teminindeki zorluklar devam ediyor. Otomotivciler, üretim merkezlerine daha yakın yerlerden tedarik yapmaya yöneliyorlar. Bu noktada Avrupa’lı üreticiler için ülkemizin önemi daha çok ortaya çıkıyor.

Otomotiv markalarının çoğunluğu, Apple markasının 2030 yılına kadar otomotiv üretimine girerek BEV cinsi taşıtlarda Pazar lideri olacağını düşünüyor. Tesla ise BEV taşıt pazarında satış liderliğini sürdürmeye bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.

Hangi marka lider olursa olsun, start-up şirketlerinin otomotiv sektöründe daha çok söz sahibi olacağını söyleyebiliriz. Eski teknolojilerin kullanıldığı üniteler hızla elden çıkarılıyor. Ayrıca, kontrat bazlı üretimler daha da yaygınlaşacak.

SADECE TOGG OTOMOBİLİMİZİ ÜRETMEK YETMEZ

Özet olarak otomotiv endüstrisi, giderek artan şiddetle büyük dönüşüm yolculuğuna devam ediyor. Yılda 30 milyar dolar üzerinde ihracat yapabilen ülkemizin otomotiv şirketleri bu yolculukta geride kalmamak zorunda. Bazı ümit veren yeni haberler alıyor olsak da yeterli hızımız henüz yok. Önümüzdeki beş yıl içinde çeşitli iş birlikleriyle BEV cinsi taşıtlar için yeni yatırımları bitirmek zorundayız.

Ben, 2010’lu yılların başında dünya markalarıyla eş zamanlı olarak BEV cinsi otomobili ülkemizde üretmeyi başaran yönetim kadrosunda yer alan bir otomotivci olarak uyarıyorum. Geç kalıyoruz! Sadece TOGG otomobilimizi üretmek yetmez. Çok daha fazla çeşit marka ve model BEV cinsi taşıtın üretim üssü olmamız, onlara yan sanayi ürünleri üretmemiz ve ihraç etmemiz şart. Bunlar için gerekli nitelikli işgücü ve yüksek teknoloji olmadan geleceği güven içinde karşılamak, ihracat avantajımızı sürdürmek mümkün değil. Benden söylemesi.

İbrahim AYBAR

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası