Son Haberler

Deprem kayıpları kaderimiz değil!

-Anadolu’da 123 yılda 7’nin üzerinde şiddete sahip 15 deprem meydana geldi. Görünen o ki, yaşadığımız felaketleri unuttuk ve ders almadık. 1999 depremi sonrasında başlatılan kentsel dönüşüm uygulamalarının ise yetersiz olduğu anlaşıldı. Ayrıca zemin ve yapı denetimi uygulamalarının da yetersiz olduğu yaşadığımız büyük felaketle bir kez daha ortaya çıktı. Bu depremlerde 50 bine yakın insanımız hayatını kaybederken TÜRKONFED’e göre Türkiye ekonomisinde 84 milyar doların üzerinde zarar meydana geldi.

Mevcut yapı stoğumuzun doğal afetlere dayanıklı hale getirilmesi için acilen güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Dünya Bankası’nın 2021 yılında yayınladığı rapora göre, Türkiye’de kayıtlı 6,7 milyon binadan sadece %4’ü yenilendi. Yine aynı rapora göre, geri kalan binaların yenilenmesi için 465 milyar dolar ek finansal kaynağa ihtiyaç bulunuyor.

Ulusumuzu yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6’lık depremler 11 ilde büyük can kaybı ve hasara yol açtı. Depremlerin 14 gün ardından 40 binin üzerinde vatandaşımızı kaybederken 100 binden fazla bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Kaybettiğimiz canları para ile ölçemesek de TÜRKONFED’in yaptığı çalışma neticesinde depremin Türkiye ekonomisine maliyetinin 84 milyar doların üzerinde olduğu öngörülüyor.

Maalesef insan psikolojisinde zamanla unutma eğilimi vardır. Afetlerin psikolojik etkilerini tamir etmek için unutmak gerekli olsa da kurumsal hafıza ve ders alarak öğrenmek açılarından unutmak her seferinde hatanın tekrar edilmesi sonucunu doğuruyor.

Risk Algısı-Zaman Arasındaki İlişki

Kaynak: cengizsoykan.com

FELAKETLERİ UNUTUYORUZ VE DERS ALMIYORUZ

Anadolu’da 123 yılda meydana gelen 7’nin üzerinde şiddete sahip 15 depreme baktığımızda yaşadığımız felaketleri unuttuğumuz ve ders almadığımız açıktır. 1999 depremi sonrasında ortaya çözüm olarak konulmuş kentsel dönüşüm uygulamalarının geldiği durum yanında zemin ve yapı denetimi uygulamalarının da ne kadar yetersiz olduğu 24 yıl sonra yaşadığımız son büyük depremde bir kez daha ortaya çıktı. İnsan unutsa da kurumsal hafıza unutmamalı, yaşanan her felaket, bu felakete götüren sebepler ve bu sebeplerin getirdiği risklerin azaltılması için sürekli geri bildirim ile sistem iyileştirilmelidir. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarından hareketle, doğal afet ve sivil savunma devletin bir beka problemi olarak algılanmalı, siyasi iradeden ari olarak rant ve kayırmacılık gibi sistemi yozlaştıran etkilerden uzak tutulmalıdır.

Kaynak: Anadolu Ajansı

TÜRKİYE’DEKİ TÜM BANALARIN YENİLENMESİ İÇİN 465 MİLYAR DOLAR GEREKİYOR

Mevcut yapı stoğumuzun doğal afetlere dayanıklı hale getirilmesi için acilen güçlendirilmesi ya da yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Dünya Bankası’nın 2021 yılında yayınladığı rapora göre, Türkiye’de kayıtlı 6,7 milyon binadan sadece %4’ü yenilendi. Yine aynı rapora göre, geri kalan binaların yenilenmesi için 465 milyar dolar ek finansal kaynağa ihtiyaç bulunuyor.

Bir önceki ay yazdığım yazıda 2023 yılında bizi bekleyen risklere dikkat çekmiş olmama rağmen, yapılan anketler ve beklentilerin aksine, risk sıralamasında son sıralarda yer alan deprem riskinin, Türkiye için ne kadar önemli, hatta en önemli risk olduğu doğa tarafından bir kez daha acı bir şekilde hatırlatıldı. Cumhuriyet’in 100. yılının heyecanı içerisinde Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin üst basamaklarını kovaladığımızı düşünürken, birdenbire aslında hayatta kalma ve sürdürülebilirliğin sağlanması gibi temel ihtiyaçların sağlanması basamağına geri dönerek, inşa ettiğimiz binamızın temellerinin ne kadar zayıf olduğu gerçeği ile karşılaştık.

ZAMAN ALEYHİMİZE İŞLİYOR, ACİLEN ÖNLEM ALMALIYIZ

Bu kötü tablonun ortaya çıkmasına neden olan sistemin ivedilikle, zamanın aleyhimize işlediği bilinci ile gözden geçirilmesi ve hızla iyileştirilmesi gerekiyor.

KISA VADEDE NELER YAPILMALI?

Kısa vadede;

  • Koordinasyon eksiklikleri giderilerek arama kurtarma sonrasında yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sağlanmalı,
  • Bölgedeki halka hızla barınma alanları oluşturularak, soğuk hava, hijyen problemleri, pandemi veya bulaşıcı hastalıkların yeni bir kırıma yol açmasına izin verilmemeli,
  • Tüm bölgede güvenlik tesis edilmeli, yağma, hırsızlık, gasp vs. suçlarının işlenmesinin önüne geçilmeli,
  • Hayatın hızla normalleşmesi için cenazeler ve enkaz hızla kaldırılmalı, psikolojik ve mali destek sağlanmalı,
  • Vergi düzenlemeleri, KGF, KOSGEB ve Kalkınma Ajansı destekleri, ticaret ve sanayi odası eşleşmeleri, mikro kredi uygulamaları ve e-ticaret seferberliği ile bölgedeki zanaatkarların ve KOBİ’lerin hayatta kalması tesis edilmeli,
  • Melek yatırım ağlarınca sorunların çözümüne yönelik inovatif startup ve sosyal girişim fikirlerinin hayata geçmesi için yatırım yapılmalı.

ORTA VE UZUN VADEDE NELER YAPILMALI?

Orta-Uzun vadede;

  • Bölgenin gerçekleri ile uyumlu kalıcı konutların inşası ve şehirlerin yeniden imarı sağlanmalı,
  • Zorunlu askerliğe benzer bir anlayışla, toplumun sürekli olarak afet ve sivil savunma konularında eğitilmesi sağlanmalı,
  • Doğal afet ve sivil savunma acil durum plan ve senaryolarının yapılarak tatbikatları yapılmalı,
  • Sadece DASK değil, hayatın sürekliliğini sağlayacak her türlü sigorta tedbiri ulusal ve uluslararası düzeyde alınmalı,
  • Fay hatları ve bölgesel zemin gerçekleri ile uyumlu olarak konut stoğunun sağlığı sürekli risklere karşı dijital kayıt sistemi ile kontrol edilmeli, önceliklere bağlı olarak iyileştirici, risk azaltıcı tedbirler hızla alınmalı,
  • Yapı eğitimi, imalatı ve denetimi Japonya modeli dikkate alınarak, uluslararası normlarda caydırıcı ve katı hukuki düzenlemelere bağlanmalı,
  • Ülkemizin doğal afetlere açık bir coğrafyada bulunduğu gerçeğinden hareketle afet öncesi, sırası ve sonrasındaki tüm süreç ve paydaşlar arası iletişimi, hazırlığı ve müdahaleyi koordine edecek “Doğal Afetler ve Sivil Savunma Bakanlığı” kurulmalıdır.

Bu vesile ile ortaya koymaya çalıştığım çözüm önerilerimin yaralarımıza bir nebze merhem olmasını, gelecekte yaşanması muhtemel afet ve savunma riskleri ile olası krizlerin yönetiminde önleyici proaktif yaklaşımın benimsenmesini dilerim. Milletimizin başı sağ olsun…

Prof. Dr. Mehmet Yazıcı

Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı

yazici@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası