Son Haberler

Paylaşım ekonomisinde yeni model: Yiyecek paylaşımı

-Dünyadaki yiyeceğin üçte birine karşılık gelen 1,3 milyar ton yiyeceği ne yazık ki israf ediyoruz. Bu miktar yiyecek ile dünya genelinde 10 milyar insanın beslenmesi mümkün.  Paylaşabilsek dünyadaki açlık sorununu ortadan kaldırmak işten bile değil. Böylece yılda 36 milyon insanın açlıktan ölmesinin önüne geçmek mümkün.

-FAO, gelişmiş ülkelerde yiyecek paylaşımı ile yılda 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise yılda 310 milyar dolar tasarruf sağlanabileceğini söylüyor. Dahası; gelişmiş ülkelerde yiyecek paylaşımı ile yılda 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise yılda 310 milyar dolar tasarruf sağlanabiliyor. 

-Türkiye’de her yıl 8 milyon tona yakın fazla gıdanın israf ediliyor. 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor. Perakende satış noktaları, evler ve restoranlarda tüketime hazır gıdanın yüzde 17’si çöpe gidiyor. Dünyada en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasındayız.

-Daha önce gıda israfının daha çok zengin ülkelere özgü bir sorun olduğu düşünülüyordu. Ama görüldü ki gelir düzeyinden bağımsız olarak her ülkede muazzam bir gıda israfı var. Ülkemizde ekmek israfının da büyük boyutta olduğunu görüyoruz. Alınan 3 ekmekten birisi çöpe gidiyor. Bu rakam, günde 15 milyon ekmek israfı demek.

-Birleşmiş Milletler Örgütü 2015 yılında aldığı kararla, 2030 yılına kadar gıda tedarik zincirinde oluşan gıda atığının yüzde 50 azaltılması hedefi koyması bu dijital platformun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu hedef doğrultusunda ülkemizde 2016 yılında faaliyete geçen Fazla Gıda girişimi, gıda atığını önleyen teknolojik çözümler üretmeye ve gıda bankacılığı yapmaya başladı.

Global olarak yiyeceğin üçte birine karşılık gelen 1,3 milyar ton yiyeceği ne yazık ki israf ediyoruz. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü FAO tarafından hesaplanan bu miktar yiyecek ile dünya genelinde 10 milyar insanın beslenmesi mümkün.  Paylaşabilsek dünyadaki açlık sorununu ortadan kaldırmak işten bile değil.

Böylece yılda 36 milyon insanın açlıktan ölmesinin önüne geçmek mümkün. Örneğin sadece İngiltere’de her yıl 270 bin ton kalitesi yüksek olan yiyecek israf ediliyor. Bu israf 650 milyon yemeğe eşdeğer. Yani, fakirlik nedeniyle yemek bulmakta güçlük çeken 8,6 milyon insanı İngiltere doyurabilir.

ABD genelinde ise tüketilen yiyeceğin yüzde 40’ı her yıl çöpe gidiyor.  Bu rakam, ABD içinde fakirlik nedeniyle yiyecek bulmakta zorlanan 40 milyon insanın ihtiyacını giderir büyüklükte.

YİYECEK PAYLAŞIMI İLE 1 TRİLYON DOLARLIK TASARRUF SAĞLANABİLİR

FAO, gelişmiş ülkelerde yiyecek paylaşımı ile yılda 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise yılda 310 milyar dolar tasarruf sağlanabileceğini söylüyor. Dahası; gelişmiş ülkelerde yiyecek paylaşımı ile yılda 680 milyar dolar, gelişmekte olan ülkelerde ise yılda 310 milyar dolar tasarruf sağlanabiliyor.

Peki, ülkemizde durum ne? Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yapılan bir araştırma Türkiye’de her yıl 8 milyon tona yakın fazla gıdanın israf edildiğine işaret ediyor.

2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor.

Türkiye dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor.

YİYECEK İSRAFININ YÜZDE 61’İ EVLERDE YAPILIYOR

Bu, küresel çapta perakende satış noktaları, evler ve restoranlarda tüketime hazır gıdanın yüzde 17’sinin doğrudan çöpe gitmesi anlamına geliyor.

Raporda israfın yüzde 61’inin evlerde yapıldığı belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler’ in sürdürülebilirlik çalışmaları yapan Wrap adlı sivil toplum kuruluşuyla gerçekleştirdiği araştırmaya göre dünya genelinde israf edilen gıdanın toplamı 40 tonluk 23 milyon kamyon dolusu yiyeceğe karşılık geliyor.

Uzmanlara göre, bu kadar kamyonun uzunluğu dünyanın çevresinin yedi katı.

Daha önce gıda israfının daha çok zengin ülkelere özgü bir sorun olduğu düşünülüyordu. Ama görüldü ki gelir düzeyinden bağımsız olarak her ülkede muazzam bir gıda israfı var. Ülkemizde ekmek israfının da büyük boyutta olduğunu görüyoruz. Alınan 3 ekmekten birisi çöpe gidiyor. Bu rakam, günde 15 milyon ekmek israfı demek.

DÜNYADA İSRAFLA MÜCADELE AMAÇLI ÇOK SAYIDA SİVİL TOPLUM GİRİŞİMİ VAR

Aslında dünya bu sorunun farkında ve israfla mücadele amaçlı çok sayıda sivil toplum girişimi var. Ülke yönetimleri de bu konunun önemli bir ekonomik ve çevresel sorun olduğunu biliyor. Sadece o kadar da değil tabii. Yiyecek israfı ile mücadele eden kuruluşlar içinde paylaşım ekonomisine katkı veren önemli start-up firmaları ortaya çıkmış durumda.

Örneğin İngiltere’de 2015 yılında faaliyete geçen Olio isimli paylaşım organizasyonu ile bugüne kadar milyonlarca insan kaydoldu. Pandemi dönemine kadar 3,5 milyon porsiyon yemek paylaşıldı ve 522 milyon litreden fazla su tasarruf edildi.  Günümüzdeki değeri 42,6 milyon dolar.

Too good to go isimli organizasyon da 2016 yılında faaliyete geçti. Bugüne kadar 1 milyon yemeği paylaştırdı ve 2,500 ton CO2 tasarrufu sağladı. HISBE, 2013 yılından beri paylaşım yapan bir süpermarket. 750 bin müşteriye 6 milyon pound değerinde satış yaptı. Satışlarda her bir pound içinden 68 penny tedarikçilere gidiyor. Halbuki diğer süpermarketlerde bu rakam 9 penny civarında.

Bir başka örnek olarak Sharecity100 uygulamasını görüyoruz. Dünyada 100 önemli şehirde yiyecek içecek sektörünün paylaşım modeli olarak hizmet veriyor. Günümüzde 4028 girişimci bu platformda bilgi ve deneyim paylaşımı yapıyor. Paylaşım cinsi içinde yüzde 59,2 oranında hediye etme, yüzde 42,3 oranında karlı veya karsız satış, yüzde 10,4 oranında toplama ve yüzde 8,3 oranında barter yöntemlerini görüyoruz.

YİYECEK VE İÇECEK PAYLAŞIMI DIŞINDA MUTFAK VE ALAN PAYLAŞIMINA DAİR GİRİŞİMLER

Elbette, sadece yiyecek ve içecek paylaşımı dışında mutfak ve alan paylaşımına dair girişimler de karşımıza çıkıyor. Örnek olarak ABD menşeli Capital Kitchen in Austin ticari olarak ortak çalışma alanları sağlıyor. Paylaşanlar sıfır atık taahhüt ediyor. Keza Portland merkezli Kitchen Share ise mutfak eşyalarını paylaştıran bir kamu kütüphanesi hizmeti veriyor. Böylece platforma üye olanlar arasında mutfak araç ve gereçlerinin yanı sıra yemek gelenekleri ve bilgi paylaşılıyor.

People’s Kitchen in Detroit platformu ise pişirme deneyimlerini paylaşıyor ve insanların birlikte pişirmelerini temin ediyor. Ortak mutfak alanlarında öğrencilere sağlıklı yiyecekleri pişirme eğitimi veriliyor ve insanların yiyecek etrafında bir araya gelmeleri sağlanıyor.

Şimdi de Almanya’da yiyecek paylaşımının nasıl başladığına bakalım.

Her şey 2012 yılında araştırmacı ve film yapımcısı Valentin Thurn tarafından yapılan ve birçok çevre ödülü alan “Taste The Waste” isimli 6 dakikalık film ile başlıyor. Thurn ve aynı fikirdeki insanlar foodsharing.de isimli web sitesi üzerinden insanların yiyecek sepetleri göndermelerine aracılık ediyor.

Uygulamanın eş kurucusu olan Raphael Fellmer ise parasız 5 yıl yaşam deneyimine sahip. Çöpleri karıştırarak ve kullanmadığı eşyasından kurtulmak isteyen insanların eşyalarını alarak hayatını sürdürdü. Bu yolla insanların konforlu bir yaşam sürecek kadar giyecek, yiyecek ve eşyayı çöpe attıklarını topluma gösterdi. Böylece çöpe gidecek çok miktarda uygun ürünü ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak çalışmayı başlattı. Resmi kurumların ve dükkan sahiplerinin desteği ile çöpe gitmeden önce yiyecekleri taze iken toplayıp ihtiyaç sahibi olan insanlara ulaştırdı. Bu projenin ilham verdiği süpermarket zinciri Bio Company bu çevreci harekete katıldı.

Daha sonra Thurn ve Fellmer projelerini birleştirdiler ve aynı platforma taşıdılar. foodsharing.de isimli web sitesi üzerinden çalışan bu platform güncel olarak faal. Buradaki bilgilere göre, katılımcılar 7 Milyon Ton yiyeceği ziyan olmaktan kurtarmış durumdalar. Bu platform ayrıca Avusturya ve İsviçre’de de binlerce gönüllü aktiviste ulaşmış durumda.

Platforma katkı yapan herkes aynı konuyu önemsiyor: Atılan yiyecekler dünyamız için çevreye büyük zarar veriyor.Çünkü bunlar üretilirken toprak, su, emek ve zaman harcanıyor.

 

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YİYECEKLERİN İSRAF EDİLMEMESİ İÇİN UYGULADIĞI İNİSİYATİFLER

Peki, Avrupa Birliği yiyeceklerin israf edilmemesi için ne gibi inisiyatifler uyguluyor? Kısaca buna bakalım:

Avrupa Birliği, 2020 yılı içinde çöplerin geri kazandırılması kapsamında Avrupa Birliği üyesi ülkelerin çöplerini ele alan yenilikçi projelere ödül sürecini başlattı. Yeşil Sokak Ödülü (Green Alley Award) adı altında verilen bu ödül hayata geçirilen çevreci dönüşüm projelerini kapsıyor.

Avrupa Birliği hesaplarına göre Avrupa ülkelerinin ekonomilerinde yılda 680 Milyar € tasarruf sağlanabilir ve 580 bin yeni iş imkanı çıkabilir.2030 itibariyle kaynak kullanımında verimlilik sayesinde tam 450 Milyon ton Co2 emisyonu azaltılabilir.

Avrupa Komisyonu’nun benzer bir raporu çok çarpıcı. Buna göre, 2016 yılında Avrupa ülkelerinde evlerden ve iş yerlerinden çıkan yaklaşık 2,5 Milyar Ton çöpün sadece %53,5 oranında işlenerek yeniden ekonomiye kazandırılabilirdi!

 

ÜLKEMİZDE İLK ÖRNEK GİRİŞİM GRUBU YEATUP

Peki, ülkemizde ne gibi benzer girişimler var? Biraz da bunları inceleyelim.

YEATUP

İlk örnek girişim grubu YeatUp. 2017 yılının sonlarında faaliyete geçen bir dijital platform. Kendi evlerinde sofra kurup pişirdiği yemekleri paylaşmak isteyen insanlarla, bu yemekleri tatmak isteyen tutkunları buluşturuyor. Bu yolla kısıtlı imkanları olan insanların yemeğe ulaşmaları da mümkün olabiliyor. Güven ilişkisine dayalı bir paylaşım ekonomisi modeli olan bu platforma üye olan kişi ve restoranların gelir kazanması da mümkün.

YeatUp, yemek buluşmalarını amaçlayan yurt dışı merkezli Mealsharing, Eatwith, Vizeat ile rekabet ediyor. Food for Good uygulamaları ile açlıkla mücadeleye de destek oluyor. Platformda sunulan her yemek için Temel İhtiyaç Derneği TİDER’e bağış yapılıyor. Böylece ihtiyaç sahibi kıt gelirli insanlara ulaşım sağlanıyor.

ASKIDA NE VAR

Diğer bir örnek ise Askidanevar.com. Bu dijital platform, üniversite öğrencilerine ücretsiz yemek sağlamak amacıyla tasarlanmış bir proje. Ankara, İstanbul, Bolu, İzmir ve Bursa’da anlaşmalı restoranlarda yemek siparişi veren müşteri askıya bırakmak istediği yemeği de söylüyor. Ödeme yaparken askıya bırakılacak yemek fişi alınarak mekandaki proje panosuna asılıyor. Gelen öğrenci kimliğini göstererek panodan dilediği yemeğin fişini alıp karnını doyurabiliyor. Tam bir sosyal dayanışma projesi. Dileriz yaygınlaşır.

 

Askıda Ne Var, 2012 yılında faaliyete başlamış Üniversite öğrencilerine yemek dışında günümüze kıyafet, konser bileti, kitap, yurt dışı staj gibi ürün ve hizmetleri de ücretsiz sunabiliyor.

FAZLA GIDA

Birleşmiş Milletler Örgütü 2015 yılında aldığı kararla, 2030 yılına kadar gıda tedarik zincirinde oluşan gıda atığının yüzde 50 azaltılması hedefi koyması bu dijital platformun ortaya çıkmasına neden oldu.

Bu hedef doğrultusunda ülkemizde 2016 yılında faaliyete geçen Fazla Gıda girişimi, gıda atığını önleyen teknolojik çözümler üretmeye ve gıda bankacılığı yapmaya başladı. Fazla Gıda girişimi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından desteklenen Accelerate 2030 Hızlandırma Programı’na dahil 9 girişimden birisi olarak öne çıkıyor.

FAZLA GIDA GİRİŞİMİNİN ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Fazla Gıda girişimi şöyle çalışıyor: Son tüketim tarihi dolmamış ama bu sürede satılması mümkün olmayan gıda ürünleri Fazlagida.com dijital platformuna yüklenerek zamanında kitlelere ulaşması sağlanıyor.

Ayrıca son tüketim tarihi geçen yiyecekler de bu girişim tarafından değerlendiriliyor. Fazla Gıda girişiminin faaliyete başlamasından günümüze kadar geçen

sürede 19.000 ton gıda atığını önlediği, 63 bin ton karbon salımının önüne geçtiği ve 72 milyar litre su israfını önlediği belirtiliyor.

Günümüzde ülkemizin 36 şehrinde 40’tan fazla şirketin gıda fazlasını yönetiyor. Bu şirketler içinde Migros, Nestle, Metro CC, Danone gibi sektör liderleri de bulunuyor. Bu partnerlerle çalışırken yaratılan geniş ekosistem ve gelişmiş teknoloji sayesinde, 5 yıl gibi kısa bir sürede 1.100.000 ihtiyaç sahibi aylık gıda bağışına ulaşırken, 300 Milyon TL değerindeki gıda ürünü ekonomiye geri kazandırıldığı belirtiliyor.Bu amaçla platformda  75.000 işlem yapılmış durumda.

PAYLAŞIM EKONOMİSİNE DESTEK VEREN DİĞER DİJİTAL PLATFORMLAR

Yukarıdaki girişimlere ek olarak Oreka, Yenir ve Son Taze dijital platformları da tamamen yiyecek atığını önlemek ve uygun şartlarda tüketiciye yiyecek ulaştırmak amacıyla paylaşım ekonomisine destek veriyorlar.

Elbette daha alınacak çok mesafe var. Ancak israfı önleyen ve böylece ekonomiye değer kazandıran her yeni girişim mutlaka sosyal hayata ve çevreye büyük katkı yaptıkları için alkışlanmaya değer. Özellikle girmekte olduğumuz Ramazan ayında anlamı daha da fazla artıyor. Girişimlerin çoğalması dileklerimle,

 

İbrahim Aybar

Renault Mais Eski Genel Müdürü

aybar@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası