Son Haberler

Piyasalarda 2018 yılı beklentileri…

Ocak ayında yurt dışında FED faiz kararı ve ay içinde FED üyelerinden gelecek açıklamalar ile yeni FED üyelerinin kimler olacağı piyasaların ana gündemlerinden biri olacak. FED üyelerinden gelecek açıklamalarda 2018’de üç faiz artışı öngörüsünün korunması başta EM’ler olmak üzere global risk alma iştahını güçlendirerek devam ettirecektir.

Borsa İstanbul, karamsar başladığı 2017 yılını kurlardaki dalgalanma ve faizlerdeki yükselişe rağmen global piyasalardaki olumlu seyir, yurt içinde hükümet tarafından alınan teşvik ve önlemlerin etkisiyle artan tüketici güvenin desteğiyle TL bazında tarihi rekor seviyelerde kapandı. Aralık ayının detaylarına bakıldığında, BIST ve TL varlıklar Kasım ayında ABD vize krizi ve Zarrab davasına ilişkin negatif beklentilerle güçlü negatif ayrışırken yılın son ayında hızlı toparlanarak kayıplarını geri aldı. FED’in Aralık toplantısında 2018 yılı için faiz projeksiyonunu değiştirmemesi gelişmekte olan ülke (EM) piyasaları tarafından pozitif algılanırken, TL varlıkların toparlanmasına da katkı sağladı. Aralık ayına 103.900 seviyelerinden başlayan BIST-100 endeksi, ABD ile vize krizinde oluşan yumuşama, ABD’de karar aşamasında olan davaya ilişkin negatif beklentilerin zayıflaması, güçlü büyüme verileri ve BIST’in EM içinde iskontolu olmasının da etkisiyle 115.840 puana kadar yükseldi. BIST Aralık ayında TL’deki değerlenmenin de etkisiyle MSCI endeksi içinde dolar bazında pozitif ayrışarak en iyi performansı gösteren borsalardan biri oldu. Kasım ayındaki hızlı değer kaybı sonrası TL aralık ayında %3,5 üzerinde değer kazanırken, ülke risk primini gösteren 5 yıllık CDS ve yurtiçi 10yy tahvil faizleri ABD vize krizi öncesindeki seviyelerine geri döndü. BIST 100 Endeksi ise 2017 yılını tarihi zirve seviyeleri olan 115.333 puandan tamamladı. BIST’in 2017 yılı getirisi yerel para cinsinde %47,50’ler seviyesine, dolar bazında getirisi ise %37 seviyesine ulaştı. Yılın ilk yarısında dolar bazında MSCI EM endeksinden pozitif ayrışan BIST, yılın ikinci yarısında TL’deki değer kayıplarının da etkisiyle MSCI EM endeksinin gerisine düşse de yılın son haftalarındaki atakla yılı MSCI EM endeksine paralel performansla tamamladı. Yurtdışında 2018 yılı global büyüme beklentilerinin yukarı yönlü revize edilmesi, halen ECB ve BoJ’un varlık alımlarına devam ediyor olması, Ocak 2018 yılında süresi dolacak olan FED Başkanı Yellen’in yerine piyasaların olumlu baktığı J. Powel’in seçilmesi, FED’in kademeli faiz artışı politikasının devamı ve 2018 için üç faiz artışı beklentisini korumasına bağlı olarak Global risk alma iştahı güçlü duruyor.

AVRUPA MERKEZ BANKASI’NIN ADIMLARI

FED beklendiği gibi Aralık ayı toplantısında faizleri 25 baz puan attırarak %1,25-1,50 aralığına yükseltti. Karara üyelerden Evans ve Kashkari muhalefet etti. FED üyeleri 2018 sonu için ortalama faiz beklentisi %2,10’da sabit bırakarak, 2018 için üç faiz artışı öngörüsünü korumuş oldu. FED, ekonomik aktivitenin güçlü şekilde ilerlediğini söylerken, 2018 büyüme beklentisini %2,1’den, %2,5’e yükseltti. Enflasyon beklentilerinin düşük kalmaya devam edeceğine işaret edilirken, FED üyeleri enflasyon projeksiyonlarında bir değişiklik yapmadı. Karar sonrası gelişmekte olan ülke piyasalarında risk alma iştahı sınırlı da olsa yükselirken, TL varlıklar da bundan faydalanan grupta yer aldı. Bir sonraki FED toplantısına kadar ABD enflasyonuna ilişkin güçlü veriler gelmedikçe EM’lere yönelik fon akımlarının güçlenerek devam etmesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise piyasa beklentisine paralel olarak faiz oranlarında ve varlık alım miktarında değişik yapmadı. ECB, 60 milyar € olan varlık alım miktarını, Ocak 2018’den itibaren 30 milyar Euro’ya indirecek ve Eylül 2018 sonuna kadar devam ettirecek.

TCMB Aralık ayı toplantısında Geç Likidite Penceresi (GLP) faiz oranını 50 baz puan ile piyasa beklentisinin altında artırarak %12,75’e yükseltti. Diğer faiz oranlarını ise sabit bıraktı. Piyasa beklentisi TL’deki değer kayıpları sonrası TCMB’nin GLP’de en az 100 baz puanlık bir artışa gidebileceği yönündeydi. Karar sonrası TL’de değer kayıpları oluşsa da global risk alma iştahının etkisiyle TL’deki değer kayıpları sınırlı kalırken, ABD vize krizinin çözülmesiyle TL ayı değer kazancıyla kapattı. PPK özetinde önceki metinden farklı olarak toplam talebin güçlü seyrettiği ve kredilerde hızlı bir artış gözlendiği vurgusu yapıldı. TCMB enflasyondaki yüksek seyrin risk oluşturduğu vurgusunu devam ettirirken, artan risklere paralel faiz artışına gidildiğini belirtti. TCMB piyasaya verdiği paranın tamamını GLP’den vererek ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini faiz kararı sonrası (AOFM) %12,75’e yükseltti. TCMB’nin AOFM’ni %12,75’e yükseltirken, TCMB faiz kararı sonrası TL’de oluşan negatif baskı azaldı.  Yurtdışı piyasalardaki pozitif seyrin de etkisiyle TL’de oynaklık Aralık ayında düştü. TCMB, %13’lere kadar yükselen enflasyonun önümüzdeki dönemde kademeli olarak gerilemesini beklediği için GLP’de 50 baz puanlık bir artışı yeterli gördü.

                                          YENİ FED BAŞKANI, NEYE GÖRE HAREKET EDECEK?

Kasım ayının sonlarında yurt içinde ABD’deki davanın haber akışıyla birlikte Dolar/TL’de sert yükseliş gerçekleşti. Öte yandan ABD kanadında büyüme verisinin olumlu açıklanması ve ABD Senatosu’nun vergi reformunun görüşülmeye başlanmasını kabul etmesi Dolar’ı destekleyen unsurlar olarak karşımıza çıktı. Bu gelişmelerle Aralık ayına 3,9170’den başlayan Dolar/TL kuru ayın ilk günlerinde 3,9450 seviyesini test etti. Ardından yurt içinde takip ettiğimiz enflasyon beklentilerin üzerinde gelse de TCMB’nin faiz artışına gideceği beklentisiyle Dolar/TL kurunda gevşeme yaşandı. Kur, 3,94 üzerinden kademeli olarak düşüşle ilk aşamada 3,86’ya kadar geriledi. İlerleyen günlerde FED’in yılın son toplantısında beklentiler doğrultusunda 25 baz puanlık faiz artışına gitmesiyle piyasalarda genel olarak nötr bir havanın oluşmasına neden oldu. Sonrasında, TCMB’nin GLP faizinde 50 baz puanlık artışının piyasa beklentisinin altında kalması kurun tekrar yükselmesine neden oldu. Karar öncesi 3,83 bölgesinde fiyatlanan kur karar sonrası 3,8968’e yükseldi. Ardından, ABD’de vergi indirimleri yasa taslağının Senato’dan geçeceğine ilişkin iyimserliğe bağlı olarak Dolar’ın hafif değer kazandığı gözlemlendi. Aralık ayının ilk iki haftası oldukça yoğun geçse de; geri kalan günlerde veri akışının zayıflaması ve Noel ile yılbaşı havasına girilmesiyle piyasada fiyat hareketlerinin de oldukça kısıtlı bir bant içerisinde kaldığı gözlendi. Dolar/TL’nin 3,85 altında kalmaya devam etmesi durumunda 3,78 ve 3,70 desteklerine doğru geri çekilmeler görülebilir. Aksi yöndeki fiyatlamalarda ise 3,91 ve 3,97 dirençlerine doğru yükselişler görebiliriz. Öte yandan yeni yılda karara bağlanacak Zarrab davası, FED’in yeni başkanının siyasilere mi yoksa verilere göre mi hareket edeceği, FED’in 2018’de kaç faiz artışına gideceği gibi belirsizlikler ve Kuzey Kore ile ilgili gelişmeler takip edilecek riskler arasında yer alacaktır.

PİYASALARDA NOEL HAVASI

Aralık ayının başında Euro Bölgesi’nde açıklanan enflasyon verileri sonrasında EURUSD paritesinin 1,18 sınırına gerilediğini görmüştük. Aynı zamanda gelen tepki alımlarıyla 1,1930 direncini test eden parite, ABD’de vergi indirimleri yasasının Senato’dan geçmesinin ardından, Dolar’ın tüm G-10 paraları karşısında yükselmesiyle 1,1860’a geriledi. Öte yandan Almanya’da hükümet kurma sürecinin uzaması da Euro tarafında baskıya sebep oldu. İlerleyen günlerde FED kararından sonraki gün ECB kararı takip edildi. Banka, piyasa beklentisine paralel olarak faiz oranlarında ve varlık alım miktarında değişik yapmadı. Karar sonrası gerilemeye devam eden parite ertesi haftada ise kayıplarını telafi etti. Ayın son haftasındaki Noel tatilleriyle birlikte piyasada sakin bir seyir gördük. Paritenin 1.18 üzerindeki fiyatlamalarında Euro lehine işlemlerin devam edebileceğini söyleyebiliriz. Bu durumda 1,1960-1,2090 bandı önem kazanabilir. Paritenin 1,18 aşağısına sarkması durumunda ise 1,1620 desteğine kadar geri çekilmeler görülebilir. Yeni yılda FED ile ilgili gelişmelerin yanında Almanya’da enflasyonun sürpriz bir şekilde yükselmesi, AB’de negatif faizlerin sona ermesinin küresel piyasalara etkisi, Brexit ile ilgili gelişmeler, ECB’nin ikinci çeyrekte çıkış sinyali vermesi gibi gelişmeler takip edilecek riskler arasında yer alıyor.

ABD’de vergi reformuyla ilgili gelişmelere yönelik iyimser duruşun etkisiyle Aralık ayının ilk haftasını ekside sonlandıran ons altın geri kalan üç haftayı da alıcılı olarak tamamladı. Piyasalar Noel havasındayken de yükselişini sürdüren sarı metal 1292 üzerini test etti. Bu seviye üzerinde tutunması durumunda ons altının 1.300 üzerine çıkması muhtemeldir. 1.300 üzerindeki fiyatlamalarda ise 1.313 direnci gündeme gelebilir. Olası geri çekilmelerde ise 1.280 desteğinden sonra 1.270-1.252 bandı takip edilebilir.

                                                         GLOBAL RİSK İŞTAHI YÜKSEK

Ocak ayında yurtdışında FED faiz kararı ve ay içinde FED üyelerinden gelecek açıklamalar ile yeni FED üyelerinin kimler olacağı piyasaların ana gündemlerinden biri olacak. FED üyelerinden gelecek açıklamalarda 2018’de üç faiz artışı öngörüsünün korunması başta EM’ler olmak üzere global risk alma iştahını güçlendirerek devam ettirecektir. FED’in faiz artışı için ana göstergesi olan enflasyona ilişkin veriler piyasalar açısından izlenecek en önemli veri seti olmaya devam edecek. ABD’den enflasyona ilişkin zayıf verilerin gelmeye devam etmesi EM piyasalarında fon akımlarının devamını sağlayacaktır. Ancak, enflasyonun %2 olan hedefe doğru ilerlediğine işaret edecek verilerin EM piyasalarının negatif baskı oluşmasına neden olabilir.  ABD enflasyonuna ilişkin güçlü verileriler gelmesi durumunda TL varlıkların EM içinde en fazla negatif etkilenen grupta yer alması bekleniyor. Gündemdeki yerini kaybetse de Jeopolitik riskler piyasalar açısından risk unsuru olmaya devam edecek. Yine Çin’den gelebilecek zayıf veriler kısa vadede global piyasalardaki risk alma iştahını törpüleyebilir. Ocak ayında genel olarak global risk alma iştahının devam etmesi ve EM piyasalarının pozitif seyrini devam ettirmesi bekleniyor. Özelikle petrol fiyatlarında yaşanan son dönemdeki yükselişin devam etmesi EM içinde petrol ihracatçısı ülke piyasalarının pozitif ayrışmasını sağlayabilir. Petrol fiyatlarının yükselişine devam etmesi kısa vadede TL varlıkların EM içinde bir miktar negatif ayrışmasına neden olacaktır. Genel olarak Ocak aylarında yeni pozisyon açılışları nedeniyle global piyasalarda risk alma iştahının yüksek seyrettiği ve piyasaların pozitif seyir izlediği bir ay oluyor. Bu eğilimin bu yılda devam etmesi bekleniyor.

                                                      OCAK AYINDA TARİHİ ZİRVELER YAŞANABİLİR

Yurtiçi piyasaların yılın ilk aylarındaki ana gündemi jeopolitik riskler, ABD ve AB ile olan ilişkiler, ABD’de 4 Ocak’ta açıklanması beklenen Zarrab davasının sonucu olacaktır. Bir diğer gündem ise Fitch’in kredi notu değerlendirmesi olacak. Fitch Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyenin hemen altı olan BB+ ve “durağan” görünümle izliyor. Son dönemdeki güçlü büyüme verileri ve not indirimi sonrası ekonomik görünümdeki toparlanma nedeniyle Fitch’in görünümü “pozitif’e çekmesi, TL varlıklarda kısa ve orta vadeli pozitif ayrışmaya neden olabilir. Ekonomi tarafında ise TCMB faiz kararı ve enflasyon başta olmak üzere gelecek makro veriler piyasaların izleyeceği diğer önemli gelişmeler olacaktır. Genellikle geçmiş Ocak ayı BIST performansları incelendiğinde pozitif seyrin hakim olduğu görülüyor. Yeni yılla birlikte yabancı kurumsal yatırımcıların yeni pozisyon açılışlarıyla birlikte özellikle BIST’te Ocak ayında pozitif seyrin devamı ve yeni tarihi zirve seviyelerin test edilmesi bekleniyor. Mevcut global risk alma iştahındaki güçlü seyir ve FED faiz kararı sonrası global risk alma iştahının devam etmesi bunu destekliyor. Diğer yandan BIST’in EM içinde halen iskontolu işlem görmesi ve 2017 yılı sonunda da yüksek gelmesi beklenen şirket karlarının bu beklentiyi destekleyecektir. Ancak, kısa vadede ABD’deki dava sonucu sonrası oluşabilecek negatif riskler buna engel olabilir. Bu riskle birlikte TL varlıklarda Kasım ayında olduğu gibi kısa süreli bir negatif fiyatlama oluşabilir. Ancak, olası bir negatif fiyatlamanın Kasım ayına göre daha sınırlı şekilde gerçekleşmesi bekleniyor. FED’in faiz arıtımlarına kademeli olarak edeceği beklentisi ve halen ECB ve BoJ’un genişleyici politikalarını sürdürmesi nedeniyle genel olarak TL varlıklardaki pozitif fiyatlamanın devam etmesi ve yurtiçine yönelik olası risklerle oluşabilecek negatif fiyatlamaların sınırlı kalması bekleniyor.

Osman Göktan

goktan@turcomoney.com

* YASAL UYARI

Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, bilgi amaçlı olarak sunulmaktadır, belirli bir kullanıcının yatırım amaçlarıyla ilgili değildir. Burada yer alan bilgilerin doğru ve/veya tatmin edici olduğu teyit veya garanti edilmez ve yalnızca yol gösterici olarak kabul edilmelidir. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Herhangi bir yatırım aracının alım-satım önerisi ya da getiri vaadi olarak yorumlanmamalıdır. Bu kaynakların kullanılması nedeni ile ortaya çıkabilecek zararlardan dergi ve yazar sorumlu değildir.

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası