Son Haberler

Bu yıl, akıllı yatırımcılar için fırsatlarla dolu görünüyor…

-Oldukça hareketli geçen iki ayın ardından yatırımcıların önümüzdeki dönemde çok dikkatli olması gerekiyor. Neden? Zira hem ekonominin gelecekteki durumu hem de gelişmiş piyasa merkez bankalarının vereceği faiz kararları bilinmezken, hisse senedi piyasaları enflasyonun kontrol altına alınacağına, global durgunluğun önlenebileceğine ve dolayısıyla da merkez bankalarının 2024’ün ilk yarısında faiz oranlarını düşüreceğine dair tahminde bulunuyor.

23 Şubat itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50, aylık bazda sırasıyla +%5 ve +%3 artış kaydetti. Bu havadan sadece gelişmiş piyasalar değil, gelişen piyasalar da yararlandı. Aynı dönemde, gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM, aylık +%5,6 artış kaydetti. Global hisse senedi piyasalarının getirileri de bu iyimser görünümü yansıttı; global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) aynı dönemde +%4,6 artış gösterdi.

-Bloomberg Global Tahvil Endeksi 23 Şubat itibarıyla aylık bazda -%0,75 geriledi. Bloomberg Global Şirket Tahvil Endeksi aynı dönemde -%0,95 kayıp yaşarken, Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi yatırımcıların piyasalara olan güveninin artması ve dolayısıyla devlet ve yüksek getirili tahviller arasındaki kredi riskinin daralması nedeniyle +%0,8 arttı.

Enflasyon endişelerinin azalmasıyla birlikte altının fiyatı Şubat ayında gerilemeye devam etti. Bunun nedeni belirsizliğin ve enflasyonun arttığı dönemlerde altının değerini muhafaza etmesi nedeniyle yatırımcıların altına yönelmesi ve son dönemde olduğu gibi enflasyon ve belirsizliğin azaldığı zamanlarda da düşmesi. Nitekim, 23 Şubat itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda -%0,9 oranında değer kaybetti.

Ham petrol, Ocak ayındaki +%5,9 getirisi kadar güçlü olmasa da Şubat ayını artıda kapattı. İyileşen makroekonomik göstergeler global talepte artış beklentilerini desteklerken, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginlik, ham petrol arzının kesintiye uğrayabileceği endişelerini arttırdı. 23 Şubat itibarıyla, ABD ham petrolü WTI için ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%0,8 artış göstererek sene başından itibaren getirisini +%6,7’ye çıkardı.

Kripto piyasaları, Ocak ayında SEC’nin kripto piyasalarını daha geniş bir yatırımcı yelpazesine açması beklenen yeni Bitcoin endeks fonlarını (ETF) nihayet onaylayacağı yönündeki beklentiler nedeniyle karışık bir ay geçirmişti. Ocak ayının aksine Şubat ayı hem Bitcoin hem de Ethereum için oldukça güçlü bir ay oldu. Bitcoin iki yılı aşkın bir süreden sonra ilk kez 51.000 dolara ulaştı. 23 Şubat itibarıyla hem Bitcoin hem de Ethereum aylık bazda sırasıyla +%20 ve +%29 gibi müthiş bir getiri elde etti.

Tıpkı Ocak ayında olduğu gibi Türkiye borsası piyasalardaki olumlu havadan faydalanarak güçlü bir performans sergilemeye devam etti. 23 Şubat itibarıyla Türkiye hisse senedi endeksi BIST100 yerel para birimi bazında +%10,3 (ABD Doları bazında +%8,3) değer kazandı. BIST100’ün ABD Doları cinsinden getirisinin Türk Lirası bazındaki getirisinin altında kalmasının ana nedeni, ABD Doları’nın Türk Lirası karşısında +%1,9 oranında değer kazanması oldu.

Hisse senedi endekslerinin güçlü yükseliş trendlerini sürdürmesi durumunda, pek pozitif olmayan makroekonomik veriler açıklandıkça hisse senetlerinde genel bir düzeltme veya normalleşme ihtimali söz konusu olabilir. Yatırımcılar, hisse senetlerindeki yatırımlarının bir kısmını faiz bazlı tahvil gibi yatırımlara kaydırmak suretiyle bu durumdan yararlanabilir. Bu yıl global olarak tüm yatırımlar konusunda bilgi sahibi ve açık görüşlü akıllı yatırımcılar için fırsatlarla dolu görünüyor.

2024 yılı, finansal piyasalar açısından önceki iki yıla nazaran çok farklı başladı. Hem 2022 hem 2023; beklenmedik jeopolitik gerilimler, enflasyona ve makroekonomik verilere ilişkin belirsizlikler nedeniyle iniş çıkışlarla doluydu. 2024 ise şimdilik, piyasalar ve özellikle de düz bir çizgide artan hisse senetleri için daha net bir yıl olacağa benziyor. Nitekim, ABD’nin Dow Jones ve SP500 endeksleri ve hatta Japonya’nın Nikkei gibi global piyasaların önde gelen hisse senedi piyasaları Şubat ayında rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, hisse senedi net getirileri 2021’in sonundan bu yana yatay bir seyir izleyen yatırımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı. Yatırımcıların son iki yıldaki getirilerine ilişkin daha detaylı analizimizi Ocak 2024 sayımızda bulabilirsiniz.

HİSSE SENEDİ PİYASALARI ÖNCÜ GÖSTERGE OLARAK KABUL EDİLİR

Peki global hisse senedi piyasalarında yaşanan bu ani yükselişi tetikleyen tam olarak neydi?

Piyasaların bu tepkisini daha iyi anlamak için öncelikle hisse senedi piyasalarını etkileyen faktörler nedir, onlara bakalım. Hisse senedi piyasaları genellikle “gecikmeli” gösterge yerine “öncü” gösterge olarak kabul edilir. Diğer bir deyişle, hisse senetleri önce “beklenen” verilere göre hareket eder, daha sonra açıklanan verilere göre de düzeltme yapar. Tabii ki gerçek hayatta piyasa hareketleri bu kadar basit ve düzenli olmayabilir. Ancak burada önemli olan nokta şudur: Hisse senedi piyasaları, makroekonomik verilerin veya merkez bankası faiz kararlarının açıklanmasını beklemez. Tabii bu, hisse senedi piyasalarının gerçek verileri umursamadığı anlamına gelmez. Daha ziyade piyasalar açıklanan verilere sınırlı derecede önem verir. İşte tam bu nedenle açıklanan yeni bir veri veya faiz kararı olmasa bile borsalarda büyük hareketler yaşanabilir. Piyasalar tahmin etmeyi sever.

TAHVİLLER BİR KEZ DAHA HİSSE SENEDİ PİYASALARINDAN AYRILDI

Bu nüans, daha önceki sayılarımızda da ayrıntılı olarak ele aldığımız hisse senetleri ve tahviller arasındaki farklı piyasa tepkilerini anlamak açısından da oldukça önemli. Hisse senetleri hem ekonomik verilere hem de faiz piyasalarına bakarken, tahvillerin odağı daha ziyade kısa, orta ve uzun vadeli reel ve nominal faiz beklentileri. Bu iki yatırım aracının perspektifleri arasındaki farklılık, okurlarımızın daha önceki sayılarımızdan da hatırlayacağı gibi son dönemde hisse senedi ve tahvil piyasaları arasındaki tutarsızlığın ana nedeni.

2024’ün başından beri hisse senetlerinde yaşanan güçlü yukarı yönlü hareketin ana nedeni, global ekonominin gelişmiş piyasa merkez bankalarının faiz artışlarından pek etkilenmeyeceği beklentisi. Bunun da sebebi son dönemde açıklanan olumlu makroekonomik veriler ve sadece ABD’de değil, gelişmiş ülkelerin birçoğunda tüketici talebinin oldukça güçlü seyretmesi ve enflasyonun kısmen kontrol altına alınmış olması.

Ancak yatırımcıların bu dönemde çok dikkatli olması gerekiyor. Neden? Zira hem ekonominin gelecekteki durumu hem de gelişmiş piyasa merkez bankalarının vereceği faiz kararları bilinmezken, hisse senedi piyasaları enflasyonun kontrol altına alınacağına, global durgunluğun önlenebileceğine ve dolayısıyla da merkez bankalarının 2024’ün ilk yarısında faiz oranlarını düşüreceğine dair tahminde bulunuyor.

Şimdi global piyasaların Şubat ayındaki getirilerine bakalım.

HİSSE SENEDİ PİYASALARI GÜÇLÜ BİR AY GEÇİRDİ

Bu aşırı iyimser havayla uyumlu olarak, 23 Şubat itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50, aylık bazda sırasıyla +%5 ve +%3 artış kaydetti. Bu havadan sadece gelişmiş piyasalar değil, gelişen piyasalar da yararlandı. Aynı dönemde, gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM, aylık +%5,6 artış kaydetti. Global hisse senedi piyasalarının getirileri de bu iyimser görünümü yansıttı; global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) aynı dönemde +%4,6 artış gösterdi.

ABD hisse senetleri Şubat ayında güçlü makroekonomik verilere odaklanırken, ABD tahvil getirileri nominal faizlerin yüksek seyredeceği beklentisini fiyatlamaya devam etti. Bu hareket, aşağıdaki grafikte de belirtildiği gibi uzun vadeli tahvil faizlerinde çok daha belirgindi (mavi çizgi).

 

Kaynak: Bloomberg

ABD GETİRİ FAİZLERİ, BORÇ YÜKÜ VE FED’İN FAİZLERİ GECİKMELİ İNDİRECEĞİ ENDİŞESİYLE ARTTI

Uzun vadeli getiri faizlerinin yükselmesine neden olan birkaç faktör var. Bunlardan ilki, geçen ay da bahsettiğimiz gibi tahvil fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı yaratmaya başlayan büyük montanlı tahvil ihraçları:

Piyasa oyuncularının gelişmiş piyasalarda artan borç yükünün katı gerçeğiyle yüzleşmeye başlamasıyla, yıl sonunda tahvil piyasalarında oluşan iyimser hava 2024’ün ilk günlerinde dağılmaya başladı. Ocak ayından itibaren ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve hatta Japonya gibi büyük piyasa oyuncularının hazineleri, harcamalarını finanse etmek amacıyla 2 trilyon doların üzerinde yeni tahvil ihraç edecek. Bloomberg Intelligence’ın tahminlerine göre bu rakam, geçen yıla göre kabaca %7’lik bir artış anlamına geliyor.

Parasal genişleme politikalarının ortadan kalkmasıyla birlikte merkez bankaları artık eskisi gibi piyasalardaki tahvilleri silip süpürerek piyasaları ucuz paraya boğmuyor. Tam tersine, piyasalara daha fazla tahvil sürerek piyasalardaki likiditeye ulaşmanın yollarını arıyor. Bunun da faiz oranlarını yükseltmesi tabii ki kaçınılmaz.

Peki bu, yatırımcılar için ne anlama geliyor?

En azından yakın vadede 2023’te gördüğümüze benzer şekilde nominal faiz oranlarının daha yüksek seviyelerde seyretmesi kuvvetle muhtemel. Yukarıda bahsettiğimiz tahvil piyasalarındaki arz/talep dinamikleri, piyasa faizlerinin pek çok kişinin beklediğinden çok daha uzun sürede düşmesine sebep olabilir.”

Yüksek getirilerin faizlerinin bir diğer nedeni ise enflasyonun ABD merkez bankası FED’in ve diğer gelişmiş piyasa merkez bankalarının belirlediği %2 hedefine geri çekilememesine rağmen makroekonomik verilerin beklenmedik şekilde pozitif kalması oldu. Bu durum, FED’in gösterge faiz oranını mevcut %5,5 seviyesinde öngörülenden daha uzun süre tutabileceği beklentisini artırmaya devam etti. Dolayısıyla, Şubat ayında bir dizi finans kurumu, ekonomide resesyon nedeniyle merkez bankalarının faizleri yakın zamanda indirmeye başlayacağı yönündeki tahminlerini revize ederken, ekonomik durgunluk yerine hafif bir yavaşlama olabileceği ihtimalinin de arttığını açıkladı. Bu da uzun vadeli getiri faizlerinin yükselmesine neden oldu.

Faizlerdeki bu artışa paralel olarak tahvil endeksleri, 2023’te elde ettikleri getirilerinin bir kısmını geri vermeye devam etti. Kredi derecesi “yatırım yapılabilir” olan global tahvillerin göstergesi sayılan Bloomberg Global Tahvil Endeksi 23 Şubat itibarıyla aylık bazda -%0,75 geriledi. Bloomberg Global Şirket Tahvil Endeksi aynı dönemde -%0,95 kayıp yaşarken, Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi yatırımcıların piyasalara olan güveninin artması ve dolayısıyla devlet ve yüksek getirili tahviller arasındaki kredi riskinin daralması nedeniyle +%0,8 arttı.

ALTIN ​​2023 YILINDAKİ KAZANCININ BİR KISMINI GERİ VERDİ

Enflasyon endişelerinin azalmasıyla birlikte altının fiyatı Şubat ayında gerilemeye devam etti. Bunun nedeni belirsizliğin ve enflasyonun arttığı dönemlerde altının değerini muhafaza etmesi nedeniyle yatırımcıların altına yönelmesi ve son dönemde olduğu gibi enflasyon ve belirsizliğin azaldığı zamanlarda da düşmesi. Nitekim, 23 Şubat itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda -%0,9 oranında değer kaybetti.

HAM PETROL 2023 YILINDA KAYIPLARININ ÇOĞUNLUĞUNU TELAFİ ETTİ

Ham petrol, Ocak ayındaki +%5,9 getirisi kadar güçlü olmasa da Şubat ayını artıda kapattı. Ham petrol fiyatlarını hem arz hem de talep dinamikleri belirler. İyileşen makroekonomik göstergeler global talepte artış beklentilerini desteklerken, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginlik, ham petrol arzının kesintiye uğrayabileceği endişelerini arttırdı. 23 Şubat itibarıyla, ABD ham petrolü WTI için ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%0,8 artış göstererek sene başından itibaren getirisini +%6,7’ye çıkardı.

KRİPTO PİYASALARI ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞUBAT AYI GEÇİRDİ

Kripto piyasaları, Ocak ayında SEC’nin kripto piyasalarını daha geniş bir yatırımcı yelpazesine açması beklenen yeni Bitcoin endeks fonlarını (ETF) nihayet onaylayacağı yönündeki beklentiler nedeniyle karışık bir ay geçirmişti. Ocak ayının aksine Şubat ayı hem Bitcoin hem de Ethereum için oldukça güçlü bir ay oldu. Bitcoin iki yılı aşkın bir süreden sonra ilk kez 51.000 dolara ulaştı. 23 Şubat itibarıyla hem Bitcoin hem de Ethereum aylık bazda sırasıyla +%20 ve +%29 gibi müthiş bir getiri elde etti. Bitcoin ve Ethereum, sırasıyla +%157 ve %90 artışla olağanüstü bir 2023 geçirmişti.

TÜRK HİSSE SENETLERİ YILA GÜÇLÜ BAŞLADI

Tıpkı Ocak ayında olduğu gibi Türkiye borsası piyasalardaki olumlu havadan faydalanarak güçlü bir performans sergilemeye devam etti. 23 Şubat itibarıyla Türkiye hisse senedi endeksi BIST100 yerel para birimi bazında +%10,3 (ABD Doları bazında +%8,3) değer kazandı. BIST100’ün ABD Doları cinsinden getirisinin Türk Lirası bazındaki getirisinin altında kalmasının ana nedeni, ABD Doları’nın Türk Lirası karşısında +%1,9 oranında değer kazanması oldu.

PİYASALAR ARASINDAKİ TUTARSIZLIKLAR CİDDİ GETİRİ FIRSATLARI YARATMAYA DEVAM EDİYOR

Daha önceki sayılarımızda da ele aldığımız gibi, finansal piyasalarda uzun süreli hareketler ve/veya tutarsızlıklar yatırımcıların ciddi getiri fırsatları yakalamasına imkân tanıyan bir ortam yaratır. Bu türden bir tutarsızlık, 2023’ten bu yana hisse senedi ve tahvil piyasaları arasında devam ediyor… ve bu durumdan faydalanmanın bir yolu, yatırımcıların portföylerine daha fazla kredi ve faiz bazlı, özellikle de daha düşük seviyelerde seyreden ama şu andakinin tam aksine yukarı eğimli tahvil getiri eğrisinden faydalanabilecek kısa vadeli sabit getirili ürünleri eklemek.

Bu ay ise hisse senedi piyasalarındaki istikrarlı yükseliş ve rekor endeks seviyeleri, başka bir potansiyel fırsata daha işaret ediyor. Hisse senedi endekslerinin güçlü yükseliş trendlerini sürdürmesi durumunda, pek pozitif olmayan makroekonomik veriler açıklandıkça hisse senetlerinde genel bir düzeltme veya normalleşme ihtimali söz konusu olabilir. Yatırımcılar, hisse senetlerindeki yatırımlarının bir kısmını faiz bazlı tahvil gibi yatırımlara kaydırmak suretiyle bu durumdan yararlanabilirler.

En önemlisi, bu yıl global olarak tüm yatırımlar konusunda bilgi sahibi ve açık görüşlü akıllı yatırımcılar için fırsatlarla dolu görünüyor.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Uzmanı

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası