Son Haberler

Veriden deneyime, sağlıktan turizme dönüşüm çağı…

Yapay bir zekanın geliştirilmesi, teknolojik bir gelişimden ziyade insanlığın geleceğini tanımladığı en önemli eşiktir diye düşünüyorum. Teknoloji, insana sadece araç değil, yeni bir anlam ve üretim biçimi sunuyor. Yapay zeka insanı aptallaştıracak mı?  Evet, tembelliği seçenleri aptallaştıracak. Peki yapay zeka, daha akıllı ve ideaal bir hayat yaşamasına katkı sağlayacak mı? Evet, yapay zeka verilerine mana katabilen, beynini bilgi, gönlünü sevgi ile dolduranlar geleceğin gerçek mimarı olacaktır.

Turizm artık sadece bir seyahat faaliyeti değil; gerçek zamanlı verilerle kişiselleşen bir deneyime dönüştü. Ziyaretçinin duygusu, davranışı, tercihi; bir destinasyonun yönetim kapasitesiyle birleştiğinde ortaya çıkan şey, “akıllı destinasyon yönetimi”nin ta kendisidir. Artık bildiğimiz geleneksel turizm, akıllı turizme dönüştü. Bu dönüşüme adapte olabilen kurum ve yöneticiler, sektörün geleceğini yaşarken dönüşerek birlikte oluşturuyorlar.

– İspanya, Güney Kore, Suudi Arabistan ve Finlandiya gibi ülkeler, turizmi “veriyle yönetilen bir ekonomi modeli”ne dönüştürerek geleceğin turist profilini bugünden okumaya başladılar. Türkiye’nin de bu dönüşümde potansiyeli yüksek. Kültürel çeşitliliği, coğrafi zenginliği ve teknoloji odaklı genç nüfusuyla; ülkemiz için akıllı turizm bölgeleri geliştirmek yalnızca bir hedef değil, bir zorunluluk haline geldi.

İnsan daha uzun ve sağlıklı bir yaşlılık dönemi için her gün yeni bir çözüm peşinde. Sağlıkta yapay zeka, yalnızca ölçüm yapan değil, öngören ve koruyan sistemler üzerine kurulu yeni bir tıp yaklaşımını temsil ediyor. Yapay zeka, genetik profillerden, yaşam alışkanlıklarından ve hatta davranış verilerinden hareketle, hastalığın oluşma olasılığını önceden tahmin edebilen bir ekosistem yarattı. Artık tıp, semptomdan tedaviye değil; “veriden önleme”ye dayanıyor.

– Dünya genelinde ülkeler, sağlıkta yapay zekâ yatırımlarını artık stratejik kamu bütçesi kalemleri arasına dahil ediyor. ABD, 2024 itibarıyla sağlıkta yapay zekâ ve dijital sağlık uygulamalarına yaklaşık 100 milyar doların üzerinde yatırım yönlendiriyor. Çin, 9,3 milyar dolar tutarındaki kamu destekli Ar-Ge fonlarıyla bu alanda en hızlı büyüyen pazarlardan biri. Avrupa Birliği, Digital Europe Programme kapsamında sağlıkta YZ projelerine 1,2 milyar avro civarında kaynak ayırmış durumda.

İnsan zekasının kendinden daha zeki yapay bir zeka geliştirmesi, teknolojik bir gelişimden ziyade insanlığın geleceğini tanımladığı en önemli eşiktir diye düşünüyorum. Günümüz dünyasında artık sadece sektörlerin geleceğini konuşmuyoruz.

Aslında insan varoluşunun yeni matematiğini tartışıyoruz. Dünya artık “ürün” veya “hizmet” ekseninde değil; veri, algı ve deneyim ekseninde şekilleniyor. Teknoloji, insana sadece araç değil, yeni bir anlam ve üretim biçimi sunuyor.

Yapay zeka insanı aptallaştıracak mı?

Evet, tembelliği seçenleri aptallaştıracak.

Peki yapay zeka, daha akıllı ve ideaal bir hayat yaşamasına katkı sağlayacak mı?

Evet, yapay zeka verilerine mana katabilen, beynini bilgi, gönlünü sevgi ile dolduranlar geleceğin gerçek mimarı olacaktır.

AKILLI TURİZM: DUYGUNUN VE DENEYİMİN VERİYE DÖNÜŞÜMÜ

Turizm artık sadece bir seyahat faaliyeti değil; gerçek zamanlı verilerle kişiselleşen bir deneyime dönüştü. Ziyaretçinin duygusu, davranışı, tercihi; bir destinasyonun yönetim kapasitesiyle birleştiğinde ortaya çıkan şey, “akıllı destinasyon yönetimi”nin ta kendisidir.

Bugün şehirler, ziyaretçi yoğunluğunu, ulaşım akışını, karbon ayak izini ve çevresel sürdürülebilirliği yapay zekâ destekli platformlarla yöneten canlı organizmalara dönüşüyor. Artık bildiğimiz geleneksel turizm, akıllı turizme dönüştü. Bu dönüşüme adapte olabilen kurum ve yöneticiler, sektörün geleceğini yaşarken dönüşerek birlikte oluşturuyorlar.

İspanya, Güney Kore, Suudi Arabistan ve Finlandiya gibi ülkeler, turizmi “veriyle yönetilen bir ekonomi modeli”ne dönüştürerek geleceğin turist profilini bugünden okumaya başladılar.

Türkiye’nin de bu dönüşümde potansiyeli yüksek. Kültürel çeşitliliği, coğrafi zenginliği ve teknoloji odaklı genç nüfusuyla; ülkemiz için akıllı turizm bölgeleri geliştirmek yalnızca bir hedef değil, bir zorunluluk haline geldi.

SAĞLIKTA YAPAY ZEKA : HASTALIKTAN ÖNCE SAĞLIK

İnsan daha uzun ve sağlıklı bir yaşlılık dönemi için her gün yeni bir çözüm peşinde. Her gün popüleritisi artan organik beslenme, longevity ve kişiye özel alternatifli spor faaliyetleri yanında medikal anlamda da artık tedavi olmaktan önce hastalıkların erken teşhisi ve hatta hastalanmadan yaşamak için çabalıyor.

Sağlık sektöründe yaşanan dönüşüm, aynı denklemin diğer yüzü. Sağlıkta yapay zeka, yalnızca ölçüm yapan değil, öngören ve koruyan sistemler üzerine kurulu yeni bir tıp yaklaşımını temsil ediyor. Yapay zeka, genetik profillerden, yaşam alışkanlıklarından ve hatta davranış verilerinden hareketle, hastalığın oluşma olasılığını önceden tahmin edebilen bir ekosistem yarattı.

Artık tıp, semptomdan tedaviye değil; “veriden önleme”ye dayanıyor.

Bu yaklaşım, yalnızca hasta için değil; sistemin sürdürülebilirliği, ekonomik tasarruf, verimli kaynak kullanımı ve kamu sağlığı politikaları için de devrim niteliğinde.

SAĞLIKTA YAPAY ZEKÂ BÜTÇELERİ: KÜRESEL YATIRIM DENGESİ

Dünya genelinde ülkeler, sağlıkta yapay zekâ yatırımlarını artık stratejik kamu bütçesi kalemleri arasına dahil ediyor. ABD, 2024 itibarıyla sağlıkta yapay zekâ ve dijital sağlık uygulamalarına yaklaşık 100 milyar doların üzerinde yatırım yönlendiriyor (Stanford University – AI Index Report 2025).

Çin, 9,3 milyar dolar tutarındaki kamu destekli Ar-Ge fonlarıyla bu alanda en hızlı büyüyen pazarlardan biri (Stanford HAI, 2025) konumunda

Avrupa Birliği, Digital Europe Programme kapsamında sağlıkta YZ projelerine 1,2 milyar avro civarında kaynak ayırmış durumda (European Commission, 2025).

Türkiye ise Sağlıkta Dijital Dönüşüm Stratejisi doğrultusunda, özellikle 2025–2030 döneminde YZ tabanlı erken tanı ve uzaktan izleme sistemlerine yönelik özel bütçe başlıkları oluşturuyor (T.C. Sağlık Bakanlığı, Dijital Sağlık Raporu 2024).

KUANTUM GERÇEKLİK: GÖZLEMCİNİN GÜCÜ

Tüm bu dönüşüm, aslında kuantum fiziğinin söylediği temel bir prensibi hatırlatıyor bana: Bilim insanları diyor ki: Kesinlik yoktur, olasılık vardır.

Bir parçacığın yolu, ona verdiğimiz enerji ve niyetle şekillenir. Bugün burada da aynı durum geçerli. Geleceğin yönünü belirleyecek olan; teknolojiyi nasıl kullandığımız, hangi değerlerle şekillendirdiğimiz ve birlikte insanlığın geleceği için hangi ortak vizyonu benimsediğimizdir. Bu nedenle geleceğin ekonomisinde kazananlar, yalnızca teknolojiye yatırım yapanlar değil; insan niyetini ölçebilen, anlamlandırabilen kurumlar ve bu viyona sahip liderler olacak.

GELECEĞİ YENİDEN TANIMLAMAK

Bugün konuştuğumuz şey teknoloji değil; bilincin dijital dönüşümü. Turizm artık gidilen yer değil, deneyimlenen duygu. Sağlık artık tedavi değil, yaşamın yönetimi. Bu iki alanın kesiştiği noktada, gezinen insan ile iyileşen insan aynı potada buluşuyor. Biri dünyayı keşfederken, diğeri kendini dönüştürüyor.

Ve bu birleşim, geleceğin ekonomisini tanımlayacak: insan merkezli teknoloji ekonomisi.

Kuantum fiziği bize bir kez daha hatırlatıyor: Gözlemci kimse, gerçekliği o belirler.

Bugün iş dünyasının, kurumların ve karar vericilerin görevi, bu gözlemciyi yeniden tanımlamak — yani bilinçli dönüşümün liderliğini üstlenmektir.

Sağlıkla ve hayata mana katarak dönüşün…

Not: Kapak görseli, yapay zeka asistanı Gemini tarafından oluşturulmuştur.

Selin’den…

Selin YILDIRIM

selin.yildirim@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası