Son Haberler

Dünya ekonomisi türbülanstan çıkamıyor!

– 3 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan OECD 2025 Ekonomik Görünüm Raporu’nda 2025 ve 2026 yılları için enflasyon beklentileri yukarı yönlü, büyüme beklentileri ise aşağı yönlü revize edildi. OECD raporunun yayınlanmasının hemen 10 gün sonrasında ise (13 Haziran 2025 tarihinde) İsrail’in İran’a saldırısıyla bölgemiz ve küresel ekonomi için daha tehlikeli bir savaş başladı.

– OECD, önceki raporunda %3,3 olarak öngördüğü 2024 yılı küresel büyüme beklentisini yeni raporunda 0,4 puan düşürerek %2,9 olarak revize etti. Raporda küresel büyüme beklentisindeki düşüş beklentisinin sebebinin; ABD, Kanada, Meksika ve Çin’de daha belirgin olmak üzere genele yayılmış olarak ülkeler bazında büyüme beklentilerindeki belirgin düşme öngörüsünden kaynaklandığı belirtiliyor.

2020 başında patlak veren pandeminin dünya ekonomisinin genelinde en belirgin sonuçları, yüksek enflasyon ve yüksek faizler oldu. 2022 başından itibaren pandeminin azalan etkileri yanında, pandemi döneminde ertelenmiş mal ve hizmet talebinin devreye girmesinin de etkisiyle global ekonomide hızlı normalleşme ve hızlı büyüme beklentileri oluşmuştu. Ancak 24 Şubat 2022’de Rusya’nın, Ukrayna’nın bir bölümünü işgaliyle başlayan savaş, petrol ve doğalgaz fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarının genelinde yükselişe, küresel lojistik kanallarındaki değişimlerin etkisiyle de lojistik maliyetlerinin artmasına neden oldu. 7 Ekim 2024’te Hamas’ın İsrail’e saldırısı ile başlayan, İsrail’in Gazze’yi işgal sürecinin küresel ekonomiye etkisi ise Ukrayna’nın işgaline göre daha sınırlı oldu.

Her iki savaş ve etkileri devam ederken, ikinci kez Amerikan Başkanı seçilen Donald Trump, yeni dönemine çok hızlı başlangıç yaptı. Trump, 2 Nisan 2025 tarihinde (başta Çin, Avrupa Birliği, Kanada ve Meksika olmak üzere 60 ülkeden yapılacak ithalata %10 ile %49 arasında değişen oranlarda) gümrük vergisi oranlarını ve bu oranlara diğer ülkelerce yapılan misillemenin uluslararası ticareti daraltacağını duyurdu. Bu açıklama, ABD ve pek çok ülkede enflasyonist etki yaratacağı, özellikle de ihracata dayalı büyümeye çalışan ülkelerin ekonomik büyümelerini olumsuz etkileyeceği gibi karamsar beklentilere neden oldu. Küresel ekonomide türbülans yaşatan bu konjonktürü değerlendirirken, ülke merkez bankalarının ve büyük (FED, ECB gibi) merkez bankalarının sıkı para politikalarının yol açtığı finansal etkileri de unutmamak gerekir.

BÜYÜME BEKLENTİLERİNİN YENİDEN REVİZE EDİLMESİ GEREKİR

2025 yılının ilk yarısındaki bu gelişmeler dikkate alınarak; 3 Haziran 2025 tarihinde yayınlanan OECD 2025 Ekonomik Görünüm Raporu’nda 2025 ve 2026 yılları için enflasyon beklentileri yukarı yönlü, büyüme beklentileri ise aşağı yönlü revize edildi. OECD raporunun yayınlanmasının hemen 10 gün sonrasında ise (13 Haziran 2025 tarihinde) İsrail’in İran’a saldırısıyla bölgemiz ve küresel ekonomi için daha tehlikeli bir savaş başladı. Savaşın uzun sürmesi ya da kapsamının genişlemesi durumunda ise şüphesiz çok daha olumsuz sonuçlar yaşanabilecektir. İran-İsrail savaşının bölge ülkelerinin ekonomilerine ve küresel ekonomiye yapacağı etkiler yakından takip edilecek; savaşın süresi ve seyrine bağlı olarak da uluslararası ticaret, yatırım ve büyüme beklentilerinin yeniden revize edilmesi gerekebilecektir.

2024-2026 DÖNEMİ KÜRESEL BÜYÜME

OECD, önceki raporunda %3,3 olarak öngördüğü 2024 yılı küresel büyüme beklentisini yeni raporunda 0,4 puan düşürerek %2,9 olarak revize etti. Raporda küresel büyüme beklentisindeki düşüş beklentisinin sebebinin; ABD, Kanada, Meksika ve Çin’de daha belirgin olmak üzere genele yayılmış olarak ülkeler bazında büyüme beklentilerindeki belirgin düşme öngörüsünden kaynaklandığı belirtiliyor. Raporda, 38 OECD ülkesinde büyüme projeksiyonları ise 2024 yılı için %1,8 2025 yılı için %1,4 ve 2026 yılı için %1,5 olarak; G20 ülkeleri için ise küresel beklentilere çok yakın oranlarda 2024 yılı için %3,3 2025 yılı için %2,9 ve 2026 yılı için %2,9 oldu.

ENFLASYONLA YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ

OECD Ekonomik Görünüm Raporu’nda, 2024-26 dönemi için önceki raporlarda yer alan ekonomik büyüme projeksiyonları aşağı doğru revize edilirken, enflasyon projeksiyonlarında yukarı yönlü tersi bir durum söz konusudur. Örneğin OECD ülkelerinde öngörülen enflasyon oranı 2025 yılı için %3,7’den yukarı yönlü olarak %4,2’ye, 2026 yılı için ise %2,9’dan %3,2’ye revize edildi. G20 ülkeleri enflasyonun ise 2025 yılı için %3,6 2026 yılı için ise OECD ortalamasıyla aynı oranda %3,2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bu arada 1961’den beri OECD üyesi olan Türkiye, mevcut kurlarla 1,3 trilyonu doları aşan milli gelir büyüklüğü ile aynı zamanda G20 ülkesidir. Türkiye’nin yüksek enflasyon oranları her iki grubun da ortalama enflasyon beklentilerini yaklaşık 0.5-1.0’er puan kadar yukarı çekmektedir. 2020’de başlayan pandemi dönemi ve sonrasında küresel ticaret ve küresel ekonomiyi olumsuz etkileyen gelişmelere ne yazık ki İran-İsrail savaşı da eklenince petrol/doğal gaz fiyatlarındaki artışların yansıması yanında lojistik kanallarında yaşanabilecek olası sorunlar hem ülkeler bazında, hem de küresel boyutta önümüzdeki yıllarda da enflasyon oranlarının biraz daha yukarıda gerçekleşmesine neden olabilecektir.

YATIRIMLARDAKİ ARTIŞ YETERSİZ KALIYOR

Küresel ekonomideki yatırımları etkileyen en önemli ve uzun süren iki gelişme, 2008 yılı son çeyreğinde ortaya çıkan global finansal kriz ile 2020 yılı başında ortaya çıkan Covid dönemi oldu. Ne yazık ki küresel yatırım harcamaları, düşük finansman maliyetleri ile şirketlerin yüksek karlarına rağmen; hem Covid öncesi hem de küresel finansal kriz öncesi dönemlerin altında seyrediyor. Konut ve altyapı ihtiyaçları yeterince karşılanamıyor. Yatırımların ekonomik büyümeye etkisi düşük olunca doğal olarak 2025 ve 2026 yılları büyüme beklentileri de düşük kalıyor.

EKONOMİLER NASIL BÜYÜTÜLECEK?

OECD raporunda, küresel ekonominin (ve ülke ekonomilerinin) büyütülmesi için dört başlıkta özetlenebilecek aşağıdaki önerilerde bulunuluyor.

  • Küresel ticareti daraltan yüksek gümrük tarifeleri karşılıklı düşürülmeli, idari ve lojistik engeller kaldırılmalıdır.
  • Merkez bankaları politikalarının; 2025 ve 2026 yıllarında, enflasyondaki düşüşe paralel faiz indirimlerinin devam ettirilmesi sürecinin beklendiği gibi gerçekleşmesi halinde küresel büyümeyi destekleyici olması beklenmektedir.
  • Kamunun borçlanma ihtiyacı düşürülmeden faizlerin düşmesi, yüksek faizlerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak olası görünmüyor.
  • Yapısal reformlarla yatırım ortamı iyileştirilerek doğru enstrümanlarla yatırımlar desteklenmelidir.

Bu öneriler yerinde olmakla birlikte ne yazık ki art arda gelen savaşlar ile tabii felaketler, küresel ekonominin uzun süren bu türbülanstan çıkmasını engelliyor.

Not: Kapak görseli, yapay zeka asistanı Gemini tarafından oluşturulmuştur.

Adnan YILDIRIM 

Ekonomi Bakan Yardımcısı (2014-2015)

Türk Eximbank Genel Müdürü (2016-2019)

yildirim@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası