– Haziran ayında EURUSD paritesindeki yükseliş, jeopolitik risklerin tırmanması ve para politikalarındaki ayrışmanın etkisiyle dikkat çekici bir ivme kazandı. Ay başında 1.1350 seviyesinden işlem gören parite, yaklaşık %3.5 oranında değer kazanarak 1.1755 seviyesine kadar yükseldi. ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni tarifelerin küresel ticaret dinamiklerini bozması, İsrail-İran hattında yaşanan askeri gerilim ve özellikle Washington’un bu sürece doğrudan müdahil olması, yatırımcıların güvenli liman olarak görülen dolardan çıkışını hızlandırdı.
– Haziran ayında ons altın, küresel piyasalarda artan jeopolitik tansiyon, ABD Doları’ndaki yön arayışı ve merkez bankalarının para politikalarına ilişkin belirsizliklerin etkisiyle çift yönlü dalgalı bir görünüm sergiledi. Ayın ilk günlerinde 3300 dolar seviyelerinde işlem gören ons altın, başta İsrail-İran hattındaki askeri gerilim ve ABD’nin bu sürece aktif şekilde müdahil olmasıyla birlikte güvenli liman talebinin artması sonucu ons altın yükseldi. Bu nedenle altın yatırımcıları, geçen ayı kazançlı geçirdi.
– Temmuz ayında global piyasaların gözü, ABD’nin tarifeler konusunda diğer ülkeler ile yaptığı görüşmelerin yanında Ukrayna-Rusya ve Ortadoğu’da yaşanan sıcak çatışmalardan gelecek haberlerde olacak. Ayrıca, piyasalar başta ABD, AB ve Çin olmak üzere açıklanacak makroekonomik veriler ile büyük merkez bankalarının faiz kararlarına ve açıklamalarına odaklanacak. Yurt içinde ise devam eden yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili haberlerin yanı sıra açıklanacak makroekonomik veriler, TCMB’nin faiz indirimine yönelik vereceği mesajlar takip edilecek.
– Piyasalar ayrıca Jeopolitik tarafta yaşanacak gelişmeleri, Rusya-Ukrayna ve İran-İsrail savaşı konusundaki gelişmeleri ve ABD Başkanı Trump’ın vereceği mesajları yakından takip edecek. Öte yandan 25 Temmuz’da Moody’s ve Fitch’in Türkiye kredi notu gözden geçirmesi bekleniyor. Not artışı beklentileri zayıf bir ihtimal olmakla birlikte verilecek ileriye dönük mesajlar piyasalar açısından önemli olacaktır. Bütün bu gelişmeler ve açıklamalar, piyasaların yönünü belirleyecek.
– BİST 100 Endeksinin Temmuz ayında 9.000 – 10.000 aralığında geniş bir bantta dalgalanacağını düşünüyoruz. Endekste 9.500-9.750 bu bant aralığının kırılması durumunda yükseliş hareketinin hızlandığını görebiliriz. Bu nedenle taşınan ve yeni açılması düşünülen pozisyonlarda belirttiğimiz bant aralığının yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. 9.150-9.000 bandına geri çekilmelerin alım fırsatı olarak değerlendirileceğini, 9.750 üzerine yükselişlerde kar satışları görülebileceğini öngörüyoruz.
İsrail’in 13 Haziran’da İran’a yapmış olduğu saldırı sonrası Ortadoğu’da yükselen jeopolitik riskler, ABD’nin 22 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerine yapmış olduğu saldırı ile zirve yaptı. Ancak, İran’ın 23 Haziran’da ABD’nin Katar ve Irak’ta bulunan üstlerine saldırısı sonrası ABD’nin bu saldırılara karşılık vermemesi ve İsrail ve İran’ı ateşkese davet etmesi, jeopolitik endişelerin azalmasına neden oldu. Ateşkesin sağlanması ile birlikte enerji sevkiyatının %20’si yapılan Hürmüz Boğazı’nın kapanması ile oluşabilecek enerji fiyatlarının yükselme riski ortadan kalktı. Bu gelişmeler sonrasında global büyüme ve enflasyon endişelerinin azalması ve riskli varlıklara olan ilginin artması bekleniyor. Bununla beraber, artan jeopolitik risklerle gündemde geriye düşen tarifeler konusunun tekrardan öne çıkmasını bekliyoruz. ABD’nin tarifeler konusunda İngiltere ile anlaşması ve Çin ile bir ön anlaşma yapmasının ardından başta AB olmak üzere Japonya ve Güney Kore gibi önemli ticaret partnerleri ile ne şekilde anlaşacağı piyasaları etkilemeye devam edecektir. Tarifeler dışında halen devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve her ne kadar ateşkes sağlansa da Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, piyasalar tarafından yakından takip edilecektir. FED, 18 Haziran’daki toplantısında tarifeler konusunda devam eden belirsizlik nedeniyle faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmedi. Mevcut durum itibarı ile FED’in yılsonuna kadar iki faiz indirimi yapması piyasalarda fiyatlanıyor.
MERKEZ BANKASI, POLİTİKA FAİZİNİ YÜZDE 46’DA TUTTU
Yurt içinde ise TCMB, artan global jeopolitik riskleri gözeterek 19 Haziran toplantısında politika faizini %46’da, koridorun alt ve üst bandını ise %44.5 ve %49’da sabit tuttu. Bununla beraber, bir süredir piyasayı %49 ortama faizden fonlayan TCMB, 13 Haziran’dan itibaren ortalama fonlamayı %46 seviyesine çekti. Ortadoğu’da sağlanan ateşkes sonrasında TCMB’nin yurtiçi ve yurt dışı konjonktürde bir yeni bir şok olmaması durumunda Temmuz toplantısında faiz indirimlerine başlamasını bekliyoruz. Haziran ayına TCMB’nin faiz indirim beklentileri ile pozitif bir momentum ile başlayan BIST 100 Endeksi ay ortasından itibaren İsrail’in İran’a saldırması sonrası artan jeopolitik riskler ile sert satışlar ile karşılaştı. Ay içinde 9.733-9.008 bandında dalgalanan BIST 100 Endeksi ay sonuna doğru Ortadoğu’da ateşkesin sağlanması ile ayı %4’ü aşan yükselişle 9.450 puandan tamamlamaya hazırlanırken sınai endeks ayı %1,5’i aşan yükselişle ve Bankacılık Endeksi ise %15’İ yükselişle tamamlamaya hazırlanıyor.
FED POLİTİKA FAİZİNİ SABİT BIRAKTI, BAŞKAN TRUMP FED BAŞKANI POWELL’A SERT SÖZLERLE YÜKLENDİ, PARA POLİTİKASINDAKİ YÖN ARAYIŞI DAHA DA BELİRGİNLEŞTİ
Haziran ayında EURUSD paritesindeki yükseliş, jeopolitik risklerin tırmanması ve para politikalarındaki ayrışmanın etkisiyle dikkat çekici bir ivme kazandı. Ay başında 1.1350 seviyesinden işlem gören parite, yaklaşık %3.5 oranında değer kazanarak 1.1755 seviyesine kadar yükseldi. ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni tarifelerin küresel ticaret dinamiklerini bozması, İsrail-İran hattında yaşanan askeri gerilim ve özellikle Washington’un bu sürece doğrudan müdahil olması, yatırımcıların güvenli liman olarak görülen dolardan çıkışını hızlandırdı. Başkan Trump’ın Orta Doğu’da büyük bir çatışmanın kaçınılmaz olduğuna yönelik sert açıklamaları sonrasında yaşanan fiyatlama, İsrail’in İran’ı bombalaması ve İran’ın hipersonik füzelerle yanıt vermesiyle daha da ivmelendi. ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine sürpriz bir saldırı düzenlemesi ve Hürmüz Boğazı’nın kapatılma tehdidi, piyasalarda jeopolitik risk primini artırırken dolar endeksinde belirgin bir zayıflamaya yol açtı. Tüm bu gelişmelerin ardından taraflar arasında sağlanan geçici ateşkes ve ABD’nin bölgeye yönelik müdahalelerini sınırlayacağı beklentisi, piyasadaki tansiyonu bir miktar düşürse de, paritedeki yükselişi durduramadı. Öte yandan, Avrupa Merkez Bankası’nın art arda sekizinci kez faiz indirimi gerçekleştirmesi ve FED’in politika faizini sabit bırakmasının yanı sıra, Başkan Trump’ın FED Başkanı Powell’a yönelik sert ifadeleri, para politikasındaki yön arayışını daha da belirginleştirdi. Teknik açıdan bakıldığında ise, 1.16 seviyesi 100 günlük hareketli ortalama ile kesiştiği için güçlü bir destek konumundayken, 1.1815 seviyesi kısa vadeli direnç olarak öne çıkıyor.
ONS ALTIN, KÜRESEL PİYASALARDA ARTAN JEOPOLİTİK TANSİYON VE BELİRSİZLİKLERİN ETKİSİYLE DALGALI BİR GÖRÜNÜM SERGİLEDİ
Haziran ayında ons altın, küresel piyasalarda artan jeopolitik tansiyon, ABD Doları’ndaki yön arayışı ve merkez bankalarının para politikalarına ilişkin belirsizliklerin etkisiyle çift yönlü dalgalı bir görünüm sergiledi. Ayın ilk günlerinde 3300 dolar seviyelerinde işlem gören ons altın, başta İsrail-İran hattındaki askeri gerilim ve ABD’nin bu sürece aktif şekilde müdahil olmasıyla birlikte güvenli liman talebinin artması sonucu ons altın yükseldi. ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik düzenlediği operasyonu ve İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi, jeopolitik riskİ artırarak altın fiyatlarını destekledi ve tarihi zirvesine yakın bir seviye olan 3450 dolar seviyesine kadar yükselse de daha sonrasında değerli metalde geri çekilmeler gözlemlendi. Ayın ikinci yarısında taraflar arasında geçici bir ateşkesin sağlanması ve ABD’nin daha fazla askeri müdahaleden kaçınacağı beklentisi, ons altında kar realizasyonlarını beraberinde getirdi. Bu süreçte ABD’den gelen karışık makroekonomik veriler ile birlikte FED’in faiz indirimine ilişkin zamanlamaya dair belirsizlik sürerken, Başkan Powell üzerindeki siyasi baskılar piyasalarda dalgalanmaya neden oldu. Avrupa Merkez Bankası’nın sekizinci kez faiz indirimine gitmesi, altın lehine bir gelişme olarak öne çıksa da, Dolar endeksindeki toparlanma çabası değerli metalin yukarı yönlü momentumunu sınırladı. Teknik açıdan bakıldığında, 3180 dolar seviyesi kısa vadede güçlü bir destek olarak izlenirken, yukarıda 20 günlük hareketli ortalamaya tekabül eden 3350 ve geçtiğimiz ayın zirvesi olan 3450 dolar seviyesi hem psikolojik hem teknik anlamda önemli bir direnç bölgesi olarak öne çıkıyor.
MERKEZ BANKASI’NIN NET REZERVLERİ, 30.2 MİLYAR DOLARA DÜŞTÜ
Haziran ayında USDTRY paritesi, hem yurt içindeki para ve maliye politikalarına ilişkin beklentiler hem de küresel çapta artan jeopolitik risklerin etkisiyle dalgalı bir seyir izledi. Ayın başında 39.10 seviyelerinde işlem gören kur, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mali disiplin vurgusunu güçlendiren açıklamalarıyla birlikte 39.50 seviyesinin üzerine tırmandı. Ancak ay ortasında, İsrail-İran hattında yükselen tansiyon ve ABD’nin bölgedeki askeri müdahalesi, küresel risk iştahını baskılayarak gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kayıplarını beraberinde getirdi. Bu durum Türk Lirası üzerinde de ek bir baskı unsuru oldu. TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu koruyacağına yönelik net iletişimi, faiz koridoruna dair herhangi bir değişiklik yapılmaması ve Para Politikası Kurulu metninde yer alan “dezenflasyon süreci öngörülenden yavaş ilerliyor” ifadesi, kur üzerindeki yukarı yönlü hareketi bir ölçüde dengeledi. Öte yandan, Hürmüz Boğazı’na ilişkin kapanma riski, enerji fiyatları üzerinden Türkiye’nin cari açık görünümünü yeniden gündeme taşıyarak TL varlıklar üzerindeki kırılganlığı artırdı. TCMB’nin swap hariç net rezervlerinde 5.3 milyar dolarlık gerilemeyle birlikte rezervlerin 30.2 milyar dolara düşmesi ise dikkat çeken bir başka gelişme oldu. Teknik açıdan değerlendirildiğinde, 39.00 seviyesi güçlü bir destek olarak öne çıkarken, yukarıda 40.50 – 41.00 bandı hem psikolojik hem de teknik anlamda kritik bir direnç bölgesi olarak izleniyor.
GLOBAL PİYASALARIN GÖZÜ UKRAYNA-RUSYA’DA VE ORTADOĞU’DAN GELECEK HABERLERDE OLACAK
Temmuz ayında Global piyasaların öncelikli olarak ABD’nin tarifeler konusunda diğer ülkeler ile yaptığı görüşmelerinin yanında Ukrayna-Rusya ve Ortadoğu’da yaşanan sıcak çatışmalardan gelecek haberleri takip edeceğini düşünüyoruz. Ayrıca, piyasalar başta ABD, AB ve Çin olmak üzere açıklanacak makroekonomik veriler ile büyük merkez bankalarının faiz kararlarına ve açıklamalarına odaklanacaktır.
Yurt içinde ise devam eden yolsuzluk soruşturmalarından gelebilecek haber akışlarının yanı sıra başta 3 Temmuz’daki Haziran enflasyonu olmak üzere açıklanacak makroekonomik veriler, TCMB’nin 24 Temmuz toplantısında başlaması beklenen faiz indirim döngüsüne yönelik vereceği mesajlar ve uygulanan dezenflasyon sürecine yönelik atılacak adımlar piyasanın odağında yer alacaktır. Jeopolitik tarafta ise Rusya-Ukrayna ve İran-İsrail savaşı konusundaki gelişmeler ve ABD Başkanı Trump’ın vereceği mesajlar yakından takip edilecektir. Ayrıca, 25 Temmuz’da Moody’s ve Fitch’in Türkiye kredi notu gözden geçirmesi bekleniyor. Not artışı beklentileri zayıf bir ihtimal olmakla birlikte verilecek ileriye dönük mesajlar piyasalar açısından önemli olacaktır.
Tahminlerin oldukça altında gelen Mayıs enflasyonu sonrası faiz indirim beklentileri kuvvetlenen piyasalarda TCMB Ortadoğu’da yaşanan krizin enerji fiyatları üzerinde baskı oluşturabileceği endişesi ile faizleri sabit tutti. Bu rağmen TCMB gerçekleştirdiği makro ihtiyati tedbirler ile aktarım mekanizmasının etkinliğini artırıyor. Temmuz ayında TCMB’nin aylık enflasyonunda önemli bir sapma olmaması ve yeni herhangi iç ve dış şok yaşanmaması durumunda faiz döngüsüne geri dönmesi bekleniyor.
BİST’İN TEMMUZ AYINDA POZİTİF BİR SEYİR İZLEMESİNİ BEKLİYORUZ
Jeopolitik tarafta mevcut durumun üzerine daha kötüleşme yaşanmaması, tarifeler konusunda ilerleme kaydedilmesi ve yurt içinde dalgalanma olmaması durumunda, TCMB’nin gevşeme döngüsüne başlamasının etkisiyle yılın üçüncü çeyreğinde ekonomide yeni bir dengelenme döneminin başlayabileceğini bunun da başta bankacılık sektörünü sonrasında ise reel sektörü olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz.
Yukarıda açıklanan dinamiklere bağlı olarak Temmuz ayından başlayarak kademeli bir şekilde riskli varlıklara olan ilginin artmasını ve BIST’in Temmuz ayında pozitif bir seyir izlemesini bekliyoruz.
Bu beklentiler ile BİST 100 Endeksinin Temmuz ayında 9.000 – 10.000 aralığında geniş bir bantta dalgalanacağını düşünüyoruz. Endekste 9.500-9.750 bu bant aralığının kırılması durumunda yükseliş hareketinin hızlandığını görebiliriz. Bu nedenle taşınan ve yeni açılması düşünülen pozisyonlarda belirttiğimiz bant aralığının yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. 9.150-9.000 bandına geri çekilmelerin alım fırsatı olarak değerlendirileceğini, 9.750 üzerine yükselişlerde kar satışları görülebileceğini öngörüyoruz.
Osman Göktan
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.