Son Haberler

İklim Kanunu neleri etkileyecek?

– Türkiye’nin ilk İklim Kanunu 2 Temmuz 2025 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Kanun, 9 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevesinin usul ve esaslarını belirliyor.

– Kanun’a göre iklim değişikliği ile mücadelede eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık esas alınacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kanun kapsamında alınacak tedbirlere ve yapılacak düzenlemelere süresinde uymakla ve uygulamakla yükümlü olacak. Sera gazı emisyonları; net sıfır emisyon hedefi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda azaltılacak.

– Yoğun tartışmalara neden olan İklim Kanunu, Türkiye’yi bu alanda yasal düzenlemesi bulunan ülkeler sınıfına sokuyor. Kanun, ülkemizin 2053 yılındaki “net sıfır emisyon” hedefini destekleyen bir içeriğe sahip. Kanun sanayimizi dönüştürebilecek, küresel ticaretteki konumumuzu güçlendirebilecek. Daha da önemlisi ülkemizi ve dünyamızı yeşil ve yaşanabilir bir geleceğe taşımaya katkı sağlayabilecek. Fakat kanunun şeffaf ve adil bir şekilde uygulanması büyük önem taşıyor.

İklim krizinin neden olduğu sıcaklık artışı, kuraklık, sel, orman yangını, biyoçeşitliliğin bozulması gibi olumsuzluklar dünyamızı ve geleceğimizi her geçen gün daha da derinden etkilerken bu önemli sorunla mücadele etmek için uluslararası işbirliği ve ülkeler tarafından etkili adımlar atılması önem taşıyor. Bu açıdan uluslararası iklim anlaşmalarının yanı sıra ulusal iklim kanunları ve bunlara etkili bir şekilde uyum sağlamayı mümkün kılan mekanizmalar oluşturulması günümüzde bir gereklilik haline geldi. Paris iklim anlaşması gibi uluslararası anlaşmaların yanı sıra birçok ülke iklim kanunu kabul etmiş durumda. Bu ortamda ülkemizde önemli bir adım atıldı ve Türkiye’nin ilk İklim Kanunu yoğun tartışmaların arasında 2 Temmuz 2025 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Kanun, 9 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

SERA GAZI EMİSYONLARININ AZALTILMASI HEDEFLENİYOR

Kanun, net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevesinin usul ve esaslarını belirliyor. İklim değişikliği ile mücadelede eşitlik, iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları esas alınacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kanun kapsamında alınacak tedbirlere ve yapılacak düzenlemelere süresinde uymakla ve uygulamakla yükümlü olacak. Sera gazı emisyonları; Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda azaltılacak. İlgili bakanlıkların temsilcilerinden oluşan Karbon Piyasası Kurulu oluşturulacak.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK

İlgili kurum ve kuruluşlarca iklim değişikliği ile ilişkili mevcut veya olası kayıp ve zararları önlemeye, riskleri en aza indirmeye veya fırsatlardan yararlanmaya yönelik “iklim değişikliğine uyum faaliyetleri” gerçekleştirilecek. İklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri; bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek. İklim değişikliği strateji ve eylem planları, ilgili kurum ve kuruluşların iş birliği ile dönemsel olarak ulusal ölçekte hazırlanacak. İllerde ise yerel şartlara uygun strateji, eylem ve uygulama alanlarını belirlemek için Vali başkanlığında İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulacak. Hazırlanan yerel iklim değişikliği eylem planları karara bağlanmak üzere bu kurula sunulacak. Uygulamaya ilişkin finansal ve teknolojik araçlar ile kapasite geliştirme araçları kullanılacak.

EMİSYON TİCARET SİSTEMİ (ETS) KURULACAK

Kamuoyu farkındalığının artırılması için eğitim, bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirilecek. Tüm eğitim düzeylerinde müfredat güncellenecek, yeşil iş gücünün yetiştirilmesi için çalışmalar yapılacak. İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak. Kanunda ETS; Sera gazı emisyonlarına, net sıfır emisyon hedefine uygun bir üst sınır belirlenmesi ilkesine dayalı olarak çalışan ve tahsisatların alınıp satılması suretiyle sera gazı emisyonu azaltımını teşvik eden ulusal ve/veya uluslararası piyasa temelli mekanizma olarak tanımlanıyor. ETS kapsamında esasları yönetmelikle belirlenecek doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, bu faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için Başkanlıktan sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak. ETS kapsamına dahil olan işletmeler tarafından doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon değerine karşılık gelecek şekilde yıllık tahsisat tesliminde bulunulacak.

KARBON PİYASASI KURULU OLUŞTURULACAK

Ulusal tahsisat planları Resmi Gazete’de yayımlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanının başkanlığında ilgili kurumların yöneticilerinin katılımıyla Karbon Piyasası Kurulu oluşturulacak. Ulusal tahsisat planı Kurul tarafından onaylanacak. Kurul ayrıca ETS piyasasında ücretsiz tahsisatların dağıtımına karar verecek, birincil piyasada satılacak tahsisat miktarını tespit edecek, ETS ile ilgili plan, politika, strateji ve eylemleri belirleyecek. Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile toplanacak, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı başkanlığında Danışma Kurulu oluşturulacak. Merkezi uzlaştırma kuruluşu ise; ETS piyasasına ilişkin teminat yönetimi ve nakit takas faaliyetlerini yürütecek. Kanun kapsamında elde edilen gelirlerin işletilmesi için döner sermaye kurulacak. Elde edilen gelirler, yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele amacı dışında kullanılamayacak.

SINIRDA KARBON DÜZENLEME MEKANİZMASI (SDKM) BAŞLIYOR

Bilindiği gibi 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren, demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen olmak üzere 6 sektörde Avrupa Birliği (AB) içine ithal edilecek tüm ürünlerde karbon ayak izinin ölçülmesi zorunlu hale geliyor. Bu ölçüm ülkelerde yapılmıyor ve vergisi alınmıyorsa AB sınırında çevreye salınan ton başına karbon vergisi alınacak. Ülkemizden AB’ye yapılan ihracatının büyüklüğü dikkate alındığında rekabet dezavantajı ve pazar kaybı yaşanmaması için ETS sistemi önem taşıyor. Benzer şekilde kanunda Türkiye Gümrük Bölgesinde ithal edilen malların gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kurulabileceği belirtiliyor.  Yönetmelikte SKDM; Gümrük bölgesinde, ithal edilen malların sera gazı emisyonlarının yönetimi mekanizması olarak tanımlanıyor. SKDM’ye ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek.

KANUNA AYKIRILIKLARA İDARİ YAPTIRIMLAR UYGULANACAK

Kanunda idari yaptırımlara da yer veriliyor. Buna göre, sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara, 500 bin TL’den 5 milyon TL’ye kadar idari para cezası verilecek. Ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı olarak ozon tabakasını incelten maddeleri kullanan, ithal eden, ticaretini yapan ve piyasaya sunanlara 2,5 milyon TL idari para cezası uygulanacak. Florlu sera gazlarına ilişkin kurallara aykırılıklarda da aynı tutarda ceza verilecek. Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek için Bakanlık tarafından 1 defaya mahsus olmak üzere ve 1 yılı aşmamak koşuluyla süre verilebilecek. Süre sonunda aykırılık düzeltilmezse faaliyet, aykırılık düzeltilene kadar Bakanlık tarafından kısmen veya tamamen durdurulabilecek. Kanun kapsamında her bir fiil için uygulanacak idari para cezası miktarı 50 milyon TL’yi geçmeyecek.

TARTIŞMALAR SÜRÜYOR

İklim Kanunu, ülkemizde yoğun tartışmalara neden oldu. Özellikle çevresel ve iklim krizine bütüncül bir yaklaşımdan daha çok sanayi ve emisyon ticaretine odaklanması nedeniyle kamuoyunda eleştiriliyor. Fosil yakıtlardan çıkış için kanunda net bir hedef, plan ve takvim bulunmaması, adil geçiş için somut bir planı içermemesi, iklim adaletini sağlamaktan uzak olması, kanunun hazırlık sürecine bilim insanları ve sivil toplum örgütlerinin yeterince dahil edilmemesi, fosil yakıtların kullanımının azaltılması/sonlandırılması yerine henüz etkinliği kanıtlanmamış karbon yakalama ve depolama gibi teknolojilerin ön plana çıkarılması, atmosferin metalaştırılması, çeşitli alanlarda uygulama belirsizliklerinin bulunması gibi eleştiriler ön plana çıkıyor. Eleştirilerin bazılarının eksik değerlendirmeden kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Bununla birlikte kanunun uygulamadaki başarısı açısından haklı endişelerin hassasiyetle dikkate alınması önem gerekiyor.

ADİL VE ŞEFFAF UYGULAMA ÖNEM TAŞIYOR

İklim Kanunu, ülkemizi bu alanda yasal düzenlemesi bulunan ülkeler sınıfına sokuyor ve genel anlamda ülkemizin 2053 yılındaki “net sıfır emisyon” hedefini destekleyen bir içeriğe sahip. Ülkemiz sanayisini dönüştürücü etkiye sahip bu kanun küresel ticaretteki konumumuzu koruyup güçlendirebilecektir. Daha da önemlisi ülkemizi ve dünyamızı yeşil ve yaşanabilir bir geleceğe taşımaya katkı sağlayabilecektir. Fakat bunun için kanunun şeffaf, adil ve kapsayıcı bir şekilde uygulanması büyük önem taşıyor. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörün iş birliği içinde hareket etmeleri, yerel yönetimlerin süreçte aktif rol alması, şirketlerin mevzuata uyum sağlamaları ve gerekli yatırımı yapmaları gerekiyor. Bunların yanı sıra kamuoyundaki endişeleri ve tereddütleri giderecek adımların atılması, kanundaki eksikliklere yönelik kamuoyunda tartışılan konuların dikkate alınarak bunların giderilmesi, kanunun kapsamının genişletilmesi, bu süreçte ilgili tüm kesimlerin sürece dahil edilmesi ayrıca önem taşıyor.

Gürdoğan Yurtsever

Mevzuat Uyum Derneği Kurucu Başkanı

yurtsever@turcomoney.com

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası