Son Haberler

Piyasalardaki düşüş nihayet bitti mi?

Kripto piyasalarında çok kan döküldü. Ayın başından itibaren 18 Kasım itibariyle Bitcoin’de yaşanan -%19’luk düşüş, aynı dönemde -%23 kaybeden Ethereum’a kıyasla biraz sönük kaldı. Bitcoin ve Ethereum, yılbaşından bu yana sırasıyla -%64 ve -%67 kaybetti. Yatırımcılarının Bitcoin ve Ethereum yatırımlarının 2021’in sonundaki seviyelerine ulaşması için sırasıyla +%180 (yani 2,8 kat) ve %205 (yaklaşık 3 kat) kazanması gerekiyor. Yatırımın altın kurallarından biri şu: Öncelikli olan büyük kazançlar elde etmek değil, büyük kayıplardan kaçınmak.

– İlginç olanı, kripto piyasalarının çöküşü, hisse senedi ile kripto arasındaki korelasyona rağmen hisse senedi piyasalarına yayılmadı. Tam aksine, ABD’de Kasım ayının ortasında açıklanan beklenenden iyi enflasyon verileri hisse senedi piyasalarını belirgin biçimde destekledi. Veriler, tüketici fiyatlarındaki artışın yavaşladığını ve çekirdek enflasyonun %6,6’dan %6,3’e gerilediğini, enerji ve gıda fiyatlarını içeren genel enflasyonun da %8,2’den %7,7’ye düştüğünü gösterdi.

-18 Kasım itibarıyla küresel gelişmiş piyasalar hisse senedi endeksi MSCI ACWI Kasım ayında %5 artarak yılbaşından beri kaybının -%18’e gerilemesine ve ACWI’nin nihayet ayı piyasası bölgesinin dışına çıkmasına yardımcı oldu. Ayı piyasası, bir endeksin son zamanlardaki en yüksek seviyesinden %20 veya daha fazla düşmesi olarak kabul edilir. Gelişmekte olan piyasalar endeksi MSCI EEM ise, Kasım ayında aynı dönemde %11 gibi muazzam bir artış göstermesine rağmen, sene başına göre -%22’lik bir kayıpla ayı piyasası bölgesinde kalmaya devam etti.

Hisse senetleri piyasalarında asıl kazanan ise Türk hisse senetleri oldu. İstanbul 100 Borsası’nın getirisi yıl başından bu yana Türk Lirası bazında %144’e (ABD Doları bazında %74) ulaşarak hem Türk Lirası hem dolar bazında açık ara dünyanın en yüksek getiri sağlayan borsası oldu. 2021’in sonundan bu yana ABD Doları Türk Lirası karşısında %40 değer kazanarak 18 Kasım itibariyle 18,62’de kapandı.

Piyasaların düşüşü nihayet bitti mi? Büyük ihtimalle hayır. Son veriler, enflasyon baskısının azalmadığına işaret ediyor. Küresel durgunluk riski de hala ortadan kalkmış değil. Piyasalarda şimdilik her şey gayet güllük gülistanlık gibi görünse de yılın son ayına girerken tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Bu dönemlerde, piyasaların alım satım baskılarına daha hassas olduğunu belirtmemiz gerek.

Ekim ayının sonundan bu yana ilginç haberlerin ardı arkası kesilmedi. Elon Musk’ın nihayet Twitter’ı satın almasının ardından şirkette çalışanların yarısını işten kovması, geri kalan çalışanların istifa etmesine veya “çok sıkı” çalışacaklarını e-posta yoluyla onaylamamaları halinde iş aramaya başlamasına neden oldu… Ekonomik durgunluk endişeleri, Facebook’un ana şirketi Meta’da, Amazon’da ve bir grup büyük teknoloji şirketinde toplu işten çıkarma kararlarını tetikledi… Ardından, 2 Kasım’da yapılan ABD seçimlerinde Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nde zar zor da olsa çoğunluğu ele geçirmeyi başardı… Ve 15 Kasım’da, işleri daha da ilginç hale getiren Donald Trump’ın 2024 seçimlerindeki Başkanlık adaylığını açıklamasıydı…

BÜYÜK KRİPTO BORSASI FTX OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEKİLDE PATLADI

Yine de bunlardan hiçbiri, 30 yaşındaki girişimci Sam Bankman-Fried tarafından kurulan milyarlarca dolarlık kripto borsası FTX’in ve kardeş şirketi Alameda’nın birkaç gün içinde olağanüstü bir şekilde iflas etmesi haberiyle yarışamadı. FTX sadece müşterilerini değil, aynı zamanda şirkete yatırım yapan bir dizi ünlü portföy yönetimi şirketini ve yatırımcısını da alaşağı etti. Bu olay, kripto piyasalarında büyük dalgalanmalara neden oldu. Medyada her gün FTX fiyaskosunun yeni detayları ortaya çıkarken, müşterilerinin milyarlarca dolarının nereye kaybolduğu hala belli değil. Bir hazine avı olduğu kesin!

İflas eden FTX’i tasfiye ederek likide etmek amacıyla devralan yeni Genel Müdür John J. Ray III, “Kariyerimde hiç bu seviyede kurumsal denetim hatası ve bu derecede güvenilir finansal bilgi eksikliği görmemiştim!” dedi. Bu yorumun ABD tarihinin en büyük finansal skandallarından biri olan Enron’un tasfiyesini yürüten adamdan gelmesi oldukça manidar.

FTX’in iflası, yatırımcılara kripto pozisyonlarını likide etme yasağı gelir gelmez herkesin diğer borsalardaki pozisyonlarından çıkmaya çalışmasıyla birlikte, kripto pazarlarından kitlesel bir çıkışı tetikledi. Bu da zaten zayıf olan Bitcoin ve Ethereum’u felce uğrattı. Bu arada, bu fiyaskodan sağ çıkmayı başaran kripto borsaları, kimin daha iyi rezervlere sahip olduğunu kanıtlamak için yarışırken, kripto borsaları FTX’in iflasının kripto yatırım ortamını güçlendirip meşrulaştırmasına yarayacağını belirtmekten geri kalmadı. Ancak görünen o ki FTX’in çöküşünün şu ana kadar hizmet ettiği tek amaç, kanun koyucuların kripto piyasalarını acilen düzenleme kararlılığını arttırması.

KRİPTO PİYASALARINDA ÇOK KAN DÖKÜLDÜ

Kripto piyasalarında çok kan döküldü. Ayın başından itibaren 18 Kasım itibariyle Bitcoin’de yaşanan -%19’luk düşüş, aynı dönemde -%23 kaybeden Ethereum’a kıyasla biraz sönük kaldı. Bitcoin ve Ethereum yılbaşından bu yana sırasıyla -%64 ve -%67 kaybetti. Servet erozyonunu daha belirgin olarak anlatmak adına bu kaybı başka türlü şöyle açıklayalım. Yatırımcılarının Bitcoin ve Ethereum yatırımlarının 2021’in sonundaki seviyelerine ulaşması için sırasıyla +%180 (yani 2,8 kat) ve %205 (yaklaşık 3 kat) kazanması gerekiyor. Bu seviye her iki kripto paranın zirvesi bile değil. Bu tür olaylar, yatırımın altın kurallarından birinin güzel bir örneği – öncelikli olan büyük kazançlar elde etmek değil, büyük kayıplardan kaçınmak.

PİYASALARI YÖNLENDİREN ANA NEDEN

İlginç olanı, kripto piyasalarının çöküşü, hisse senedi ile kripto arasındaki korelasyona rağmen hisse senedi piyasalarına yayılmadı. Tam aksine, ABD’de Kasım ayının ortasında açıklanan beklenenden iyi enflasyon verileri hisse senedi piyasalarını belirgin biçimde destekledi. Veriler, tüketici fiyatlarındaki artışın yavaşladığını ve çekirdek enflasyonun %6,6’dan %6,3’e gerilediğini, enerji ve gıda fiyatlarını içeren genel enflasyonun da %8,2’den %7,7’ye düştüğünü gösterdi. Bu rakamlar, “çok kötü olmayan her haber iyi haberdir” diye düşünen piyasalara Amerika Merkez Bankası (FED)’nın faiz artırımını yavaşlatabileceği umudunu aşıladı. Bunu takiben, FED yetkilileri verdikleri demeçler vesilesiyle piyasa optimistlerinin faiz artışlarının yavaşlayacağına dair beklentilerinin önünü kesmekte gecikmediler. Bunun piyasalar üzerinde bir miktar sakinleştirici ve aşağı yönlü etkisi oldu. Ancak küresel hisse senedi piyasaları, Kasım ayındaki artışlarını muhafaza ederek sene başından beri oluşan kayıplarının bir kısmını silmeyi başardı.

18 Kasım itibarıyla küresel gelişmiş piyasalar hisse senedi endeksi MSCI ACWI Kasım ayında %5 artarak yılbaşından beri kaybının -%18’e gerilemesine ve ACWI’nin nihayet ayı piyasası bölgesinin dışına çıkmasına yardımcı oldu. Okurlarımıza hatırlatmak adına belirtelim, ayı piyasası, bir endeksin son zamanlardaki en yüksek seviyesinden %20 veya daha fazla düşmesi olarak kabul edilir. Gelişmekte olan piyasalar endeksi MSCI EEM ise Kasım ayında aynı dönemde %11 gibi muazzam bir artış göstermesine rağmen, sene başına göre -%22’lik bir kayıpla ayı piyasası bölgesinde kalmaya devam etti.

ASIL KAZANAN TÜRK HİSSE SENETLERİ OLDU

Hisse senetleri piyasalarında asıl kazanan ise Türk hisse senetleri oldu. İstanbul 100 Borsası’nın getirisi yıl başından bu yana Türk Lirası bazında %144’e (ABD Doları bazında %74) ulaşarak hem Türk Lirası hem dolar bazında açık ara dünyanın en yüksek getiri sağlayan borsası oldu. ABD Doları bazındaki getirilerin düşük olmasının nedeni, Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında değer kaybetmesinden kaynaklandı. 2021’in sonundan bu yana ABD Doları Türk Lirası karşısında %40 değer kazanarak 18 Kasım itibariyle 18,62’de kapandı.

Emtia piyasalarına gelince ABD bazlı ham petrol WTI ilk ay vadeli işlem sözleşmesi Kasım ayı başından itibaren %5 düşerek yıl başından bu yana kaybını %6,4’e çıkardı. Öte yandan, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi %8,5 artarak sene başından beri oluşan kayıplarının çoğunu kapatarak yıllık kaybının -%2,6’ya gerilemesine sebep oldu.

SENE SONUNA DOĞRU PİYASALARDA DALGALANMALAR ARTABİLİR

Piyasaların düşüşü nihayet bitti mi?

Büyük ihtimalle hayır. Son veriler, enflasyon baskısının azalmadığına işaret ediyor. Küresel durgunluk riski de hala ortadan kalkmış değil.

Piyasalarda şimdilik her şey gayet güllük gülistanlık gibi görünse de yılın son ayına girerken tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Bunun ana nedeni ise, sene sonu tatili yaklaştıkça yatırımcıların genellikle pozisyonlarını kapatması ve piyasa oyuncularının ve likiditenin azalmasıyla piyasalardaki oynaklığın artma eğilimi göstermesi. Bu nedenle bu dönemlerde, piyasaların alım satım baskılarına daha hassas olduğunu belirtmemiz gerek.

Piyasadaki dalgalanmaların sene başından bu yana artmakta olduğu da göz önüne alındığında, yılın sonuna doğru bir mükemmel fırtına” ortamının oluşma ihtimali var. Aşağıdaki grafiğin de teyit ettiği üzere, Amerikan hisse senedi endeksi SP500’de son dönemdeki büyük boyutlu yukarı veya aşağı hareketlerin olduğu ayların sayısı diğer krizlerdeki seviyelere ulaşmış görünüyor. Bu durum, likiditenin düşük olduğu piyasalarda normalden çok daha yüksek ciddi dalgalanmalara yol açabileceğinden yatırımcıların temkinli olması gerektiğinin altını çiziyor. Bazı yatırımcıların hatırlayacağı üzere Aralık ayında bu tarz dalgalanmalar çok da nadir değil.

 

Daha önce de belirttiğimiz üzere, piyasaları tahmin etmek kolay olmayabilir. Ancak çeşitli piyasa koşullarına dayanıklı, çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak mümkün. Sonuçta, portföy yönetiminde yanlış yatırım değil, sadece yanlış büyüklükte pozisyon vardır.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Uzmanı

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

 

Ela Karahasanoğlu kimdir?

 

Ela Karahasanoğlu, merkezi Kanada’nın Toronto şehrinde bulunan EKR Total Portfolio Advisory’nin CEO’su olarak görev yapıyor. EKR, global kurumsal yatırımcılara ve varlık yöneticilerine alternatif yatırımlar ve portföy kurulumu ve yönetimi konularında danışmanlık hizmeti veriyor. Karahasanoğlu, daha önce 200 milyar doları aşan portföyü ile ABD ve Kanada’nın en büyük varlık yöneticilerinden biri olan BCI’da Fon Yönetimi Grubu’nun başındaydı.

Ela Karahasanoğlu’nun uluslararası yatırım ve finans alanlarında 25 yılı aşkın yönetici liderlik tecrübesi var. New York, Londra ve Toronto gibi dünyanın ileri gelen finans merkezlerinde UBS, Merrill Lynch, Mercer, CIBC Asset Management ve BCI gibi tanınmış varlık yönetimi, danışmanlık ve emeklilik fonu şirketlerinde çalıştı. Karahasanoğlu, kurumsal portföy yönetimi alanında konferanslara sık sık konuşmacı olarak davet ediliyor, Makaleleri ve konuşmaları küresel olarak yayınlanan Karahasanoğlu’nun, finans konusunda çok sayıda basılı eserleri bulunuyor. Ela Karahasanoğlu, merkezi Amerika’da bulunan ve kurumsal yatırım alanının önde gelen yayınlarından biri olan Institutional Investor tarafından 2020’de “Küresel Yenilikçi Lider“ ve 2018’de “Hedge Fund Yükselen Yıldızı” ödülüne layık görüldü.

Üsküdar Amerikan Koleji mezunu olan Ela Karahasanoğlu, 2000 yılında Amerika’da Georgetown Üniversitesi’nde MBA’ni tamamladı. 2002’den beri CFA ve 2010’dan beri CAIA unvanlarına sahip. 2018’den bu yana CAIA’nın Toronto Bölgesi Eş Başkanı olarak görev yapıyor. Karahasanoğlu, evlidir ve Toronto’da yaşıyor.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası