Son Haberler

Türk halkının tasarruf ve yatırım eğilimleri

*Otuz yıla yakın bir süredir Türk Sermaye Piyasasında çalışan birisi olarak vatandaşlarımızın tasarruf ve yatırım eğilimlerini yakından gözlemleme şansım oldu.  Dergimizin gelecek dört baskısını kapsayacak bir yazı dizisi ile sizlere bu konulardaki gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.

*Bilinçli olarak yaptığımız hataların başında yastık altında saklanan döviz ve altın yatırımları geliyor.  Bireylerin yastık altında 100 milyar dolara yakın bir birikimi olduğunu tahmin ediyorum.  Burada bir yanılma payı mutlaka vardır ama her durumda, yastık altındaki birikimler ihmal edilmeyecek düzeydedir. 

“Damlaya Damlaya Göl Olur”

“Ak Akçe Kara Gün İçindir”

“İşten Artmaz, Dişten Artar”

“Sakla Samanı, Gelir Zamanı”

“Gençlikte Taş Taşı, İhtiyarlıkta Ye Aşı”

“Ayağını Yorganına Göre Uzat”

“Güvenme Varlığa, Düşersin Darlığa”

“Arpacıya Borç Eden, Ahırını Tez Satar”

“Ne Ekersen Onu Biçersin”

“Bugünün İşini Yarına Bırakma”

Türk Atasözleri

Türkçemizde tasarruf, birikim ve yatırım konularında birbirinden güzel atasözlerimiz ve deyimlerimiz vardır.  Her biri derin bir bilgelik içeren bu özdeyişler bizlere yüzyıllardır eğitici ve pozitif mesajlar verirler.

Bunları okuyan bir yabancı ilk bakışta toplum olarak çok tutumlu ve finansal konularda disiplinli olduğumuz izlenimini edinir. Ancak gerçekte de durum böyle mi? Türk halkı olarak tutumlu muyuz? Ayağımızı gerçekten yorganımıza göre uzatıyor muyuz, yoksa har vurup harman mı savuruyoruz?

Otuz yıla yakın bir süredir Türk Sermaye Piyasasında çalışan birisi olarak vatandaşlarımızın tasarruf ve yatırım eğilimlerini yakından gözlemleme şansım oldu.  Dergimizin gelecek dört baskısını kapsayacak bir yazı dizisi ile sizlere bu konulardaki gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.

MİLLETÇE “NEV-İ ŞAHSIMIZA MÜNHASIR” BİR FİNANSAL SİSTEM OLUŞTURDUK

Hepinizin bildiği gibi, Türkiye 1970’li yıllardan günümüze dek başka hiç bir ülkede görülmemiş bir yüksek enflasyon ortamından geçiyor. 1970’li, 80’li yıllarda zaman zaman üç haneli oranların üzerine geçen enflasyon, günümüzde dünya bir dezenflasyon ortamı içinde iken bizde hala iki haneli seviyelerde direniyor.

Enflasyonun yanı sıra, yıllardır içinde yaşadığımız siyasi ve ekonomik krizler Türk yatırımcılarının tasarruf ve yatırım alışkanlıklarının üzerinde büyük bir etki yaptılar.  Tüm bunların sonucunda milletçe “nev-i şahsımıza münhasır” bir finansal sistem oluşturduk.

PARASAL KONULARDA YAPTIĞIMIZ ‘HATALAR’

Parasal konularda yaptığımız ‘hataları’ ben üç kategori altında inceliyorum:

Yukarıdaki cümlede ‘hataları’ kelimesini özellikle tırnak işareti içinde belirttim, çünkü bunların hepsinin yanlış olduğunu söylemek aslında doğru değil.  Bu hataların bazılarını bilinçli olarak, bazılarını ise farkında olmadan, geçmişten gelen alışkanlıklarımızın, endişelerimizin, hırslarımızın, korkularımızın, vb. duygularımızın etkisi altında kalarak yapıyoruz.

BİREYLERİN YASTIK ALTINDA 100 MİLYAR DOLARA YAKIN BİR BİRİKİMİ VAR

Bilinçli olarak yaptığımız hataların başında yastık altında saklanan döviz ve altın yatırımları geliyor.  TCMB’nin 2012 yılında yapmış olduğu bir çalışmadan yola çıkarak, bireylerin yastık altında 100 milyar dolara yakın bir birikimi olduğunu tahmin ediyorum.

Burada bir yanılma payı mutlaka vardır ama her durumda, yastık altındaki birikimler ihmal edilmeyecek düzeydedir.  Bu miktarın bu derece büyük olmasının nedenleri; faize karşı duyulan dini hassasiyet, finansal sisteme olan güvensizlik ve özellikle kırsal kesimde gözlemlediğimiz bazı sosyal nedenlerdir.

Farkında olmadan yaptığımız hataların bir kısmı finansal okuryazarlık seviyemizin düşüklüğünden, bir kısmı da ‘Davranışsal Ekonomi’ bilim dalının incelediği bilişsel ve duygusal yanılgılardan ortaya çıkıyor.  İlerleyen sayılarda bu konularda da yazacağım.

DEMOGRAFİK YAPI VE GELİR DAĞILIMI  EN TEMEL BELİRLEYİCİLER

Yukarıdaki hatalar listesi sadece benim şahsi gözlemlerime dayanmıyor. Bu hataları ve etkilerini yurt içinde yapılan tasarruf ve yatırım konulu birçok ankette gözlemliyoruz.

Bu yazı dizisinde tasarruf ve yatırım eğilimlerini incelemeden önce ülkemizdeki demografik yapıyı, gelir dağılımını ve varlık ve finansal hizmetlere erişim düzeylerini incelemekte fayda görüyorum.   Demografik yapımız ve gelir dağılımımız özellikle tasarruf ve birikim konularındaki davranışlarımızın en temel belirleyicileridir.  Bir sonraki sayıda bu konulara değineceğim.

Attila Köksal, CFA

koksal@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası