Son Haberler

2023’te bizi neler bekliyor?

Türkiye için 2023 yılının önemi büyük. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı olmasının anlamı büyük. Ardından bu yıl seçim yapılması gerekiyor. Her seçim öncesi, beklenmeyen durumların yaşadığı bir coğrafyada bulunuyoruz. 

-Bütün komplo yazarlarının baş yapıtı olan İngiliz The Economist’in her yıl yaptığı kapaklardan bu yıl için olanı ve bütün yorum getirilemeyen olayların arka planında ismi geçen Bill Gates’in yeni yıl mektubunu okudum. Ve dünya liderlerinin her ocak ayı sonunda buluştukları Davos Zirvesi gündemine baktım.  İşte The Economist’in öngörüleri…

-The Economist’in 2023 yılında yaşanması beklenen ilk 10 olay arasında Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim önemli. Muhtemel ki Yunanistan, Ege Denizi’nde doğal kaynakların paylaşımını bahane edip Kıbrıs’a yönelik bazı tavizler peşinde koşuyor.  Diğer önemli olay da devam etmekte olan komşularımızdan Rusya ile Ukrayna’daki savaş. Ne yazık ki savaş bir yıla yaklaşıyor ve uzlaşma noktasında bir ilerleme görünmüyor. Enerji fiyatları, enflasyon, yüksek faizler, ekonomik büyüme ve gıda kıtlığı Ukrayna’daki çatışmanın önümüzdeki aylarda nasıl sonuçlanacağına bağlı.

-Merkez bankaları, yüksek enerji fiyatlarıyla körüklenen enflasyonu bastırmak için faizleri yükselttikçe büyük ekonomiler resesyona girecek. Amerika’nın durgunluğu nispeten hafif, Avrupa’nın daha acımasız olacak. Güçlü dolar, halihazırda artan gıda fiyatlarının vurduğu yoksul ülkelere zarar verdiğinden acı küresel olarak hissedilecek.  

-Ülkeler enerji kaynaklarını güvence altına almak için acele ederken kirli fosil yakıtlara geri dönmeye başladı. Ancak savaş, orta vadede hidrokarbonlara daha güvenli bir alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandıracak. Rüzgâr ve güneş kadar, nükleer ve hidrojen de çok fayda sağlayacak. 

-Nisan ayında Hindistan’ın nüfusu yaklaşık 1.43 milyarla Çin’in nüfusunu geçecek. Çin’in nüfusu düşüşte ve ekonomisi ters rüzgarlarla karşı karşıyayken Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olup olmayacağına dair tartışmalar devam ediyor. Bu yıl Çin ile Hindistan’ın, Çin ile Pakistan’ın da sürtüşmelerine şahit olabiliriz. 

-Ukrayna’daki savaşla canlanan NATO iki yeni üyeyi ağırlayacak. Ayrıca Suudi Arabistan Abraham Anlaşmaları’na katılabilir. Önemi artan diğer gruplar arasında Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad- ABD, Avustralya, Hindistan, Japonya)ve AUKUS (Avustralya, İngiltere, ABD) ve I2U2 (Hindistan, İsrail, BAE ve ABD) yer alacak.

Uzun bir aradan sonra bugünlerde Avustralya’dayım. Türkiye’den bir arkadaşım sordu: İki ülke arasındaki farklılıklar arasında en çok dikkatini çeken neydi?

Sessizlik…

Evet tahmin ettiğinizden öte bir sessizlik var… İnsanlar, evler ve ortam…  Sessizliğin verdiği dinginlikle etrafıma, dünyaya ve geleceğe baktım.

Türkiye için 2023 yılının önemi büyük. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı olmasının anlamı büyük. Ardından bu yıl seçim yapılması gerekiyor. Her seçim öncesi, beklenmeyen durumların yaşadığı bir coğrafyada bulunuyoruz.

Dünya gündemini yakalamak için kalbime ve aklıma danışmadan önce elimde bazı yol işaretleri var. Bütün komplo yazarlarının baş yapıtı olan İngiliz The Economist’in her yıl yaptığı kapaklardan bu yıl için olanı ve bütün yorum getirilemeyen olayların arka planında ismi geçen Bill Gates’in yeni yıl mektubunu okudum. Ve dünya liderlerinin her ocak ayı sonunda buluştukları Davos Zirvesi gündemine baktım.

BILL GATES, YENİ YIL MEKTUBUNDA MÜJDELER VERDİ

Önce olumlu şeylerden bahsetmek istiyorum. Dünyanın en zenginlerinden biri olan Microsoft’un kurucusu Bill Gates, yeni yıla dair mektubunda, kendisini umutlu kılan yeni gelişmelerden bahsetmiş. Gates, dünyaya tahmin edemeyeceği günler yaşatan Covid’e, savaşlara, küresel ekonomik krize, aşırı hava koşullarına ve diğer sorunlara rağmen hala hayat kurtarabilir, eğitimi geliştirebilir ve bir iklim felaketinden kaçınabileceğini söylüyor. Ve bunu düşünmesi için ona sebep veren yeniliklerden önemli gördüklerini sıralıyor:

. Gen terapisinin ortak hücre hastalığını ve nihayetinde HIV/AIDS’i iyileştirebileceğine dair yeni kanıtlar bulundu.

. Pahalı makineler veya özel eğitim olmadan yüksek riskli gebelikleri tespit edebilen, yapay zeka destekli yeni ve harika bir ultrason cihazı türü geliştirildi. Sadece bir cep telefonuna veya tablete takarak, anne ve bebeğin durumunu görüntüleyecek.

. Binaların ürettiği sera gazlarını önemli ölçüde azaltmayı mümkün kılan, süper verimli pencereler ve iç mekanlarda havada yüzen özel bir polimer dahil olmak üzere atılımlar var.

ULUSLARARASI KONGRELERİ TÜRKİYE’YE ÇEKECEK YENİ İLİŞKLER AĞI KURULMALI

Siz de böyle olumlu gelişmeleri tespit ederseniz yorumlarda  paylaşın lütfen. Dünyanın umuda ihtiyacı var. Turizm hareketlerinin 2019 yılı rakamlarına döneceğine dair veriler var. İş dünyası tedbirli davranıyor ve pek çok tasarruf tedbiri gibi uluslararası seyahatleri de kısıyor. Yine de Türkiye bu yıl 45 milyon turist çekmeyi başardı. Uluslararası kongreleri de Türkiye’ye çekecek yeni ilişkiler ağı kurulmalı.

DAVOS ZİRVESİ’NİN GÜNDEMİNDE 6 KONU VAR

Her yıl Ocak ayı sonunda İsviçre’nin Davos kasabasında dünya liderleri toplanıyor. Sadece siyasiler değil, dünya gündemindeki pek çok bilim adamı, düşünce kuruluşu ve sivil toplum örgütü öncüsü de orada buluşuyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun organize ettiği bu etkinlikteki konuşmalar da dünya gündemi için önemli bir trafik işareti niteliği taşıyor. Ne yazık ki bu yılki Davos Zirvesi’nin önemli gündem konuşmacıları arasında Türkiye’den tanıdık bir isim göremedim.

Davos’ta konuşma yapanlar kadar arka planda ikili görüşmeler de önemli. Geçen yılın en önemli 6 gündem başlığı da Davos’un etkisini gösteriyor:

. Ukrayna, küresel işbirliğinin önemine ışık tutuyor,

. Birbirine bağlı üç kriz – iklim, gıda, enerji,

. Resesyon geliyor olabilir,

. Bir sonraki pandemiye hazırlanmak, sağlık eşitsizliklerinin sona ermesini gerektirir,

. Toplumsal Cinsiyet, Eşitsizlik ve Yarının İşleri,

. Geleceğimiz dijitalde

THE ECONOMIST’E GÖRE 2023 YILINDA YAŞANMASI BEKLENEN 10 OLAY

The Economist’in kapakları, herkes gibi benim de ilgimi çeker. Buradaki öngörülerin çoğunu düşünen her beyin tahmin edebilir. Tahmin etmek ile geleceğe kayıt düşecek şekilde yazıp, yayınlamak arasında ciddi farklar var.

Öncelikle The Economist’in sahibi olan Evelyn de Rothschild’in ölümünü bir yıl önce tahmin etmesini isterdik. Hadi bunu sakladılar diyelim, ya Kraliçe 2. Elizabeth’in ölümü için bir işaret vermesi beklenmez miydi? İngiltere için iki önemli kayıp…

The Economist’in 2023 yılında yaşanması beklenen ilk 10 olay arasında Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim önemli. Muhtemel ki Yunanistan, Ege Denizi’nde doğal kaynakların paylaşımını bahane edip Kıbrıs’a yönelik bazı tavizler peşinde koşuyor.

Diğer önemli olay da devam etmekte olan komşularımızdan Rusya ile Ukrayna’daki savaş. Ne yazık ki savaş bir yıla yaklaşıyor ve uzlaşma noktasında bir ilerleme görünmüyor.

Enerji fiyatları, enflasyon, yüksek faizler, ekonomik büyüme ve gıda kıtlığı Ukrayna’daki çatışmanın önümüzdeki aylarda nasıl sonuçlanacağına bağlı. Ukrayna’nın hızlı ilerlemesi Vladimir Putin’i tehdit edebilir ancak işin çıkmaza girmesi en olası sonuç gibi görünüyor. Süreç, Ukrayna’nın lehine ilerlemesine rağmen bölge insanını bir kaç yıl daha sıkıntıların beklediğini düşünüyorum.

BÜYÜK EKONOMİLER, RESESYONA GİRECEK

Merkez bankaları, yüksek enerji fiyatlarıyla körüklenen enflasyonu bastırmak için faizleri yükselttikçe büyük ekonomiler resesyona girecek. Amerika’nın durgunluğu nispeten hafif, Avrupa’nın daha acımasız olacak. Güçlü dolar, halihazırda artan gıda fiyatlarının vurduğu yoksul ülkelere zarar verdiğinden acı küresel olarak hissedilecek. Derginin bu tespitine ben de düşüncemi ekleyeyim. Avrupa ve Amerika’nın dijital para konusunda somut adımlar atacağını düşünüyorum.

Ülkeler enerji kaynaklarını güvence altına almak için acele ederken kirli fosil yakıtlara geri dönmeye başladı. Ancak savaş, orta vadede hidrokarbonlara daha güvenli bir alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandıracak. Rüzgâr ve güneş kadar, nükleer ve hidrojen de çok fayda sağlayacak.

ÇİN İLE HİNDİSTAN’IN, ÇİN İLE PAKİSTAN’IN SÜRTÜŞMELERİNE ŞAHİT OLABİLİRİZ

Çin, birkaç yıldır kapaktaki yerini koruyor. Bir kaç yıl daha kalabilir. Nisan ayında Hindistan’ın nüfusu yaklaşık 1.43 milyarla Çin’in nüfusunu geçecek. Çin’in nüfusu düşüşte ve ekonomisi ters rüzgarlarla karşı karşıyayken Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olup olmayacağına dair tartışmalar devam ediyor. Daha yavaş bir büyüme, Çin ekonomisinin asla Amerika’yı geçemeyeceği anlamına gelebilir. Haliyle bu yıl Çin ile Hindistan’ın, Çin ile Pakistan’ın da sürtüşmelerine şahit olabiliriz.

Jeopolitik gelişmelerin ortasında ittifaklar da sorunlara yanıt üretmeye çalışıyor. Ukrayna’daki savaşla canlanan NATO iki yeni üyeyi ağırlayacak. Ayrıca Suudi Arabistan Abraham Anlaşmaları’na katılabilir.

Önemi artan diğer gruplar arasında Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad- ABD, Avustralya, Hindistan, Japonya)ve AUKUS (Avustralya, İngiltere, ABD) ve I2U2 (Hindistan, İsrail, BAE ve ABD) yer alacak.

Bu dengeler arasında Türkiye de yeni bir yol haritası çizmesi ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor.

THE ECONOMIST’İN KAPAĞINDA DİNİ MESAJLAR

The Economist Dergisi bu tespitleri eksik kaldığını düşünmüş olacak ki, bir kapak daha yaptı ve kriptoloji uzmanlarını bile düşündürecek işaretler verdi. Amerika’daki Amishler, her halde ilk defa bir dergi kapağına giriyor. Malum Amishler, teknolojiyi 17 yüzyılda bırakmış bir dini topluluk. Orta Amerika’da tarım ve hayvancılıkta etkin olduğu biliniyor. Aynı şekilde Amerika’daki Mormonlar da son dönemde çok konuşulmaya başlandı.

Kapakta 7 kollu şamdan, Ortodoks ve Katolik yılbaşı tarihleri ayrı ayrı yer aldı. Hepsi dini mesaj niteliğinde.

Yine Çin ile ilişkiler bağlamında derginin kapağına Endonezya’yı alması da düşündürücüdür. Asya’nın üçüncü büyük nüfusuna sahip ülkedeki her gelişme başta Pasifik ve Asya’yı olmak üzere dünyayı etkileyecektir. Sanki savaşa ramak kaldığı bir yıla giriyoruz. Umarım, insanlık basireti galip gelir.

AVRUPA BİRLİĞİ, DİJİTAL EURO’YA GEÇİŞ İÇİN YASAL SÜRECİ BAŞLATTI

Yine kapakta kripto paraya dair işaretlerin yer alması, kripto parada yeni bir dönemin işareti olabilir. Zaten Avrupa Birliği dijital paranın yasallaşması ve Dijital Euro’ya geçiş için yasal süreci başlattı.

Oxford Sözlüğü tarafından seçilen yılın kelimesi “Goblin Mode” oldu. Goblin Mode, sosyal medya platformlarında yabancıların son zamanlarda yaygın olarak kullandığı, ancak bizim yabancı olduğumuz bir sözcük. Toplumun dayatmaya çalıştığı kalıpları reddetmek için kullanılıyor. Dayatmalara meydan okuyarak bireylerin nasıl isterse o şekilde davranması anlamına geliyor. Pandemi döneminde uygulanan sokağa çıkma yasaklarına karşı çıkanlar tarafından sıklıkla kullanılmış ve popülerlik kazanmıştı. Kelime etkisini bu yıl da devam ettirebilir.

Yaşadığımız küresel aksiliklerin en kötü sonuçlarından biri, en çok zarar görenlerin zaten en kötü durumda olan insanlar olması.  Bu yüzden, her şeye rağmen etrafınızdaki insanlardan başlayarak dünyanın en fakir insanlarına yardım etmek için daha fazlasını yapmaya devam edilmesi gerekiyor.

Herkese sağlıklı ve mutlu yeni bir yıl diliyor Cumhuriyet’in 100. yılını kalbi ve vatani duygularımla kutluyorum.

Zuhal Mansfield 

TMG Dış Ticaret Madencilik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı

mansfield@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler