Son Haberler

Global Rekabet Edilebilirlik Raporu`nun anlattıkları(1): Ev ödevimiz (Instıtutıon)

Türkiye 139 ülke arasında tüm kurum ve kuruluşlarıyla büyüme, şeffaflık, kalkınma, istihdam, yatırım ikliminin geliştirilmesi, adalet ve hukukun üstünlüğü gibi alanlarda dünyada 80.sırada yer alıyor.

Dünya Ekonomik Forumun yayınladığı Global Rekabet Edebilirlik İndeks 2011-2012 verilerine baz oluşturan ve kuvvetli verimlilik (strong productivity) ile sonuçlanmasına neden olan birçok parametreden biriside bir ülkedeki kurumların (institutions) görüntüsü veya işleyişidir. Kurumsal çevresel faktör olarak da tanımlayacağımız bu kriter bir ülkede bireylerin, firmaların ve hükümetin o ülke için ortaklaşa yaratılması gereken ‘refah’ ve ‘adil işleyen kurumsal düzen’ ortamının oluşturulması anlamına geliyor.

Burada; büyüme, kalkınma, istihdam ve paylaşım için yatırım ikliminin, birey için adaletin ve hukukun üstünlüğünün ve kamusal yönetim açısından hesap verilebilirlik ve şeffaflık kavramları ön plana çıkıyor. Bu anlamda Türkiye’nin 139 ülke arasında tüm kurum ve kuruluşlarının yukarıdaki kavramlar kapsamında, başka bir ifade ile genel kurumsallaşmada dünyada 80.sırada yer alıyor. 70. Sıradan itibaren 80 ve sonrasında sıralanan ülkeleri burada yazarak, algıda küçümseme sonucuna ulaşılmasını istemedim.

Esasında sıralamadaki yerimizi haklı, haksız veya yabancıların her zamanki Türkiye karşıtı çifte standart uygulaması olarak da değerlendirmek mümkün. Ancak, Türkiye’ye hangi optikten baktığınıza ve nerede durduğunuza bağlı olarak değişecek bu tarz yorumsal farklılıklar maalesef tüm dünyanın başta bilim çevreleri olmak üzere uluslararası kuruluşların referans kabul ettiği bu gerçekleri görmezden gelmemize engel değil. Sonuçları itibariyle Türkiye’nin yıllardır kurumsallaşamama probleminden sadece hükümetlerimiz değil, başta kurumsal kurumlar ile yönetilmeyi talep etmeyen, insan eliyle yürütülen bir çok gayri ahlaki düzenden memnun olan ‘işini bilen’ vatandaşında sorumlu olduğu gibi sermaye birikimini ve varlıklarını kamu kaynaklarının sömürüsü düzeni üzerine kuran işverenlerinde birinci derecede suçlu olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Sezen Aksu’nun dediği gibi ‘masum değiliz hiç birimiz…’

Global rekabet edilebilirlik indeksi uluslararası ekonomi derecelendirme kuruluşları tarafından da bir referans noktası olarak kabul edilmekle birlikte uluslararası ilişkiler, global ticari itibar ve demokrasi düzeyi ve insan hakları açısından da bulunduğunuz yer itibariyle dünya kamuoyuna mesaj veriyor. Bu bağlamda, bir ülkenin kurumları (institutions) veya kurumsal çevresi (institutional environment ) bir ülkenin tüm organizasyonunu ve insan faktörü ile birlikte ‘kurumsallaşmasını’ aslında o ülkenin global norm ve uygulamalar ışığında yasal ve idari çerçevesini tanımlıyor.

Durum böyle olunca, bir ülkedeki kurumların kalitesi o ülkenin rekabet gücüne ve refah düzeyine doğrudan katkı sağlıyor. örneğin, çok uluslu şirketler veya global yatırımcı bürokrasinizin nasıl çalıştığına bakıyor; eğer hantal, detaylı ve yoğun (over regulation) bir mevzuat uygulaması içindeyseniz, ya da kamusal düzenin işleyişi yasa dışı yöntemler veya ahbap-çavuş ilişkileri ile yürütülüyor ise yabancı sermaye açısından bir güven sorunu ortaya çıkıyor ve yatırım kararı müspet olmuyor.

Nitekim, global rekabet edilebilirlik indeksini oluşturan önemli parametrelerden biri olan kurumların işleyişinde en çok üzerinde durdukları konu bir ülkedeki kamu düzenini sağlayan yasal sistemin politik baskı ve yönlendirme altında olup, olmadığıdır.

Yine aynı şekilde kamu kaynaklarının vatandaşın hizmetlerine harcanması veya kamu harcamalarının devletçe finansmanın şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleri doğrultusunda iyi yönetilmesi konusu küresel rekabet edilebilirlik kriterleri açısından önem arz ediyor.

Diğer taraftan söz konusu indeks ölçümleri sadece kamusal alana yönelik olmayıp, bir ülkedeki özel sektöründe ne kadar kurumsal ve etik olduğu ile de ilgilidir. özellikle son yıllardaki global finansal krizler dünyaca ünlü büyük şirketlerdeki skandal yolsuzlukları gözler önüne sürmüştür. Türkiye’de bu konudaki özel sektör becerisi ‘iş bilen muhasebeciler’ üzerinden vergi kaçırma yada mümkünse hiç vergi ödememe boyutunu aşarak, devletten daha doğrusu hazineden nasıl geçiniriz, devletin cebinden nasıl büyürüz ve kamusal alanı nasıl sömürürüz noktasına kadar gelmiştir. Kamusal alana özgü kirlenmeler, ahlaksızlık ve çeşitli hırsızlık yöntemleri özel sektör yöneticileri veya temsilcileri tarafından önce patronları için kamu kaynaklarının yöneticisi oldukları şirketlere aktarılması noktasında işi öğrendikten sonra da patronu ya da şirketi kendi menfaatleri ve zenginleşmeleri için nasıl dolandıracaklarını öğrenmeleri ile devam etmiştir. İşte tam bu yüzden de efendim falanca şirketin sadece muhasebecisi iken şu anda koskoca sağlık kurumlarının veya müdürü iken bir bankanın sahibi olup, bunu bir girişimcilik başarısı olarak da satabiliyor ve hatta işveren olmadan işveren teşkilatına başkan bile olabiliyorsunuz.

Türkiye’de önemli bir kısım özel sektörün kurumsallaşmak istemediği bir diğer alanda kayıt dışı sektörde kalma ve oradan beslenme alışkanlığıdır. Bu nokta da devletin yeterince denetim sistemini oluşturamaması ekonomimizin % 50’sinin kayıt dışı bir yapılanma içinde olması, kötü yönetim ve yöneticilerle yönetilmesi ve helal olmayan kazanç vasıtasıyla haksız mülkleşme, abartılı zenginleşme ve haksız rekabet ortamı namuslu işverene veya işletmelere karşı kullanılmakta ve çoğu zamanda piyasadan çekilmeye zorlanıyor.

Maalesef, yine bu ülkede yaşayan insanların önemli bir kısmının doğrudan yada dolaylı onay verdiği usulsüzlük düzeni veya kurumsallaşamama problemlerinin, yada tüm bu organize işlerin WORLD ECONOMIC FORUM nezdindeki karşılığı ve uluslararası mukayesedeki yeri, Türkiye açısından kurumlar(institutions) boyutuyla dünya sıralamasında 80.sırada bulunmaktır.

Prof. Dr. Ali Rıza BüYüKUSLU

çalışma Ekonomisi ve
Global Yüksek öğretim Uzmanı

buyukuslu@turcomoney.com

Not: Global rekabet indeksinin diğer parametrelerinin de ne söylediğine ilişkin yazılarımıza gelecek sayılarda devam edeceğiz.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası