Son Haberler

Piyasaların yönü beklentilerin iyi yönetilmesine bağlı

Bazı gelişmiş ülkelerin temel ekonomik göstergelerinde değişiklik olmamasına rağmen para ve sermaye piyasalarında aynı periyot içersinde farklı uçlarda beklentiler oluşabiliyor. Piyasalardaki dalgalanmalar ise bu beklentilerin iyi yönetilememesinden kaynaklanıyor.

Son yıllarda gerek gelişmiş ülkelerde ve gerekse de gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen gelişmelerin en önemlisi piyasaların sürekli bir yön arayışında olması. Temel ekonomik göstergelerin değişmemesine rağmen para ve sermaye piyasaları aynı hafta içinde hem yazı hem de kışı yaşıyor. Bu durum 2008 öncesi gelişmekte olan ülkeler için sık görülmekte ise de gelişmiş ülkeler için pek alışılagelmiş değildi.

Ancak son 4 yıl yaşadıklarımız ve gözlemlediklerimiz gelişmekte olan ülkelerin çok daha hassas ve belki de daha kırılgan olduğunu ortaya koyuyor. Bunun nedenlerinden biri belki de bu ülkelerin krize hazırlıksız yakalanması ise bir diğeri de bu ülkelerin yönetimde yeterince etkin olamaması ve beklentileri iyi yönetememesi olarak tanımlanabilir.

Psikolojik algı farklı
Bugün birçok gelişmiş ülkedeki sorunların temelinde yatan etmen piyasalardaki beklentilerin iyi yönetilmemesi. Genel olarak baktığımızda, faizlerin tarihi düşük seviyelerinde olması ve bankacılık kesiminin likiditesi yatırım ve üretim için çok uygun koşullar ortaya koymakta. Diğer taraftan üretim ve dış satım gelirleri birçok ülke için küçük sorunlar olsa da istikrarlı bir biçimde gelişmekte. Fakat yine de piyasalarda bir belirsizlik havası hâkim olmasının ardında ne olduğu konusunda birçok haklı ve güçlü dayanakları olan görüşler bulunmakta. Bu görüşlerin ortak özelliği kanaatimce, beklentilerin gerek siyasiler ve gerekse de merkez bankaları tarafından iyi yönetilememesi.

Bugün birçok yerli ve yabancı yatırımcı önünü göremediği için yatırım kararlarında aşırı tutucu davranmakta. Fazla uzağa gitmeden sadece Haziran ayına baktığımızda, para ve sermaye piyasalarında bazen gün içinde bazen de bir hafta içerisinde aşırı iyimser ve aşırı kötümserlik görebilmek mümkün. Bu kadar işin ehli olan profesyonellerin kararlarının bu kadar uçlarda değişmesine neden olan etkenlerin bilimle, matematikle izahı pek mümkün gözükmemekte. Bunu açıklayan tek etken kanaatimce psikolojik algı ve/veya gelecekle ilgili beklentiler.

Bu beklentilerin iyi yönetilmesi de başta ABD ve AB olmak üzere global piyasalara yön veren ülkelerin siyasileri ile merkez bankaları ve bankacılık sistemlerinin en önemli görevi. Beklenti yönetiminin başarılı olması ise belli koşulların yerine getirilmesi kaydıyla zamana bağlı. Ayrıca piyasalardaki beklentileri, kredi derecelendirme kuruluşları, akademisyenler, bankacılar ve sivil toplum kuruluşları da doğrudan ve dolaylı olarak etkilemekteler.

Kredi derecelendirme şirketleri denetlenecek
Avrupa Parlamentosunun “ECON”u (Ekonomi ve Para Komitesi) Mart ayından bu yana risk yönetimi ve kredi derecelendirme konularında çalışmalar yapıyor. Bu komitenin son toplantısında alınan kararlar çerçevesinde;
-Kredi kuruluşları, yatırım şirketleri, sigorta şirketleri ve fonların kendi risklerinin yönetimi konusunda daha sıkı kurallara tabi olması,
-Finansal piyasalarda şeffaflığın artırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınması ve yaptırımların uygulanması,
-Bireysel ve kurumsal yatırımcılara arz edilen yatırım araçlarına ait risk ölçümlerinin sağlık yapılabilmesi için kredi derecelendirmesinin en az iki kuruluş tarafından yapılması ve bu kuruluşların belirli koşullar altında rotasyona tabii tutulması,
– AB üyesi ülkelerin kredi değerliği tespitinin AB kurum/kuruluşları tarafından yapılması,
– Kredi derecelendirme kuruluşlarının kurumsal yönetim, sorumluluk ve bağımsızlık konularında daha da güçlendirilmesi,
– Kredi derecelendirme kuruluşlarında çıkar çatışmasının önlenmesi,
– ülke ratinglerinin ya da ülke borçlanma araçlarının ratinglerinin açıklanmasında kamuoyunu etkileyebilecek açıklamalardan kaçınılması amacıyla standart açıklamaların yapılması.
özetlenen bu değişiklikleri içeren düzenlemelerin önümüzdeki aylarda Avrupa Parlamentosunda görüşülerek yasalaşması ve bu düzenlemelerin önemli değişikliklere yol açması bekleniyor.

TTK’da istenen olmadı
TTK’da yapılan değişikliklerin 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe gireceği ve bu kapsamda küçük, orta ve hatta büyük kuruluşlarımızın şeffaflaşacağı ve bunun sonucunda da süregelen finansal ve yönetimsel zaafların ortaya çıkacağı en azından bazı çevreler tarafından bekleniyordu. Bu düzenlemeler kısa vadede bazı işletmelerimizin aleyhine gözükse de orta ve uzun vadede hem bu işletmelere ve hem de genel olarak topluma ve ekonomiye büyük yararlar sağlayacaktı.

Ancak Haziran ayında yapılan son değişiklikler ile yeni TTK’dan beklenen yararların bir bölümü yine ertelenmiş bulunuyor. Globalleşen dünyamızda şeffaflığın bu kadar önemsendiği bir ortamda bu fırsatın kaçırılması genel olarak ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkılardan yoksun kalmamıza yol açacak.

Rafi KARAGöL

JCR Eurasia Yönetim Kurulu Bşk.Vekili
EACRA Yönetim Kurulu üyesi

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası