Son Haberler

Puslu havalarda kim kazançlı çıkıyor?

-Genellikle bu tip puslu havalarda, ya piyasayı yönetecek kadar güçlü olanlar ya gerçekten şanslı olanlar ya da insider trading denilen şekilde bir yerlerden bilgi alanlar-çalanlar karlı çıkıyorlar. Onun dışında, normal yollardan kazançlı çıkmak neredeyse olanaksızdır.

Devletlerin yaptıkları müdahaleler “yaşatmak üzerine” olmalı, spekülatif hareketlere fırsat vermeyecek şekilde, piyasaları yönlendirici değil, düzenleyici olmalıdır. Ancak yapılan müdahaleler toplumun değişik katmanları bakımından; hakkaniyetli, adil ve şeffaf olmalıdır. 

Ülkemizde bir işletmeyi yönetmek gerçekten güç. Zira kendi kararları dışında, dış dünyada gelişen olaylar işletmenin geleceği üzerinde büyük etkiler yaratabiliyor. Bu etkiler bazen olumlu sonuçlara açık olsa da genellikle yönetimde önemle üzerinde durulması gerekiyor ve potansiyel olarak olumsuz etkilere açık oluyor.

Bir üretim işletmesi düşünelim. Üretim planı, pazarlama-satış, karlılık ve tüm stratejiler son birkaç yıllık dönemdeki iktisadi koşullara (döviz kuru, maliyet artışları vs.) göre yapılıyor. Uzun çalışmalar sonrası her şey yoluna giriyor. Üretim artıyor, İç-dış piyasaya yüksek miktarlarda satışlar yapılıyor.

Bunun gereği olarak yeni hedefler belirleniyor, büyüme planları yapılıyor. Tam düze çıkıldı, problem yok derken, bir gün uyanıldığında, bir anda döviz kuru ve-veya faiz oranı anormal derecede değişiyor. Ya da enflasyonda bugüne kadar yaşananlarla kıyaslanmayacak kadar aşırı bir yükselme durumuyla karşılaşılabiliyor.

İŞLETMENİN YAKALANDIĞI POZİSYONA GÖRE KARLILIK TAVAN YAPABİLİYOR VEYA AŞIRI ZARAR

Böylesi bir durumda, işletmenin yakalandığı varlık pozisyonuna göre karlılık tavan yapabiliyor veya aşırı zararla karşı karşıya kalınabiliyor. Bir anlamda yönetilebilir olmayan bir risk-fırsat ortamı ile karşı karşıya kalınıyor. Aslında işletme yönetimi işini iyi yaptığı için kar etmediği gibi, kötü yönettiği için de zarar etmiyor. Neredeyse tamamen şansa kalmış bir duruma maruz kalınabiliyor. Böylesi bir durum haksız sonuçlar doğurabiliyor.

Düşünsenize, sizin neden olmadığınız bir olay ya da olaylar nedeniyle, stokunuzdaki tüm malların değeri ve de bankadaki yerli paranızın değeri önemli ölçüde eriyor, alacaklarınızın değeri anlamsızlaşıyor. Sattığınız fiyata, sattığınız malın yenisini koyamaz hale geliyorsunuz.

Ve bunların oluşumunda sizin hiçbir bir kusurunuz bulunmuyor. Böylesi bir durumda kaptanın yapacağı şey son derece sınırlı olup, sadece dümene sıkı sıkıya sarılmak kalıyor ama onun da bir yararı kalmıyor. Zira beklenmedik durumlara maruz kalınmıştır.

YA GERÇEKTEN ŞANSLI OLANLAR YA DA İNSİDER TRADİNG DENİLEN ŞEKİLDE BİR YERLERDEN BİLGİ ALANLAR

Genellikle bu tip puslu havalarda, ya piyasayı yönetecek kadar güçlü olanlar ya gerçekten şanslı olanlar ya da insider trading denilen şekilde bir yerlerden bilgi alanlar-çalanlar karlı çıkıyorlar. Onun dışında, normal yollardan kazançlı çıkmak neredeyse olanaksızdır.

İşletmelerde beklenen ve beklenmeyen türde iki ayrı risk-fırsat vardır. Beklenen riskler ve fırsatları takip edip yönetebilmek yönetimin öngörü ve becerisine bağlıdır. Ancak beklenmedik olan risk ve fırsatları görebilmek, yönetebilmek o kadar kolay değildir. Burada öngörü ve beceri yeterli olmayabilir. Daha fazlasına gereksinim vardır.

Yöneticiler olağan dışı durumlara karşı gerekli tüm tedbirleri mutlaka almalıdırlar. Ancak “En olağanüstü riskler gerçekleşecekmişçesine tedbir almak” da her zaman o kadar kolay değildir. Zira bunun da yaratacağı önemli maliyetler vardır.

İŞLETMELERİN ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN DEVLET TARAFINDAN KORUYUCU TEDBİRLER ALINMASI NORMAL

Bu nedenle, her ülkede, tıpkı doğa olaylarında (deprem, sel vs.) olduğu gibi, iktisadi hayatımızda da olağan dışı durumlarda, işletmelerin zarar görmemesi için devlet tarafından koruyucu tedbirler alınması normal bir durum olarak kabul edilmelidir.

Devletlerin yaptıkları müdahaleler “yaşatmak üzerine” olmalı, spekülatif hareketlere fırsat vermeyecek şekilde, piyasaları yönlendirici değil, düzenleyici olmalıdır. Ancak yapılan müdahaleler toplumun değişik katmanları bakımından; hakkaniyetli, adil ve şeffaf olmalıdır.

Devletin; yapısal tedbirlere ek olarak, para ve maliye politikası araçları gibi yasal ve piyasanın makul kabul edeceği, müdahalelerle sınırlı, piyasayı bozucu değil, düzeltici olmalıdır. Devletler, ayrıca etik dışı davrananları cezalandırmalıdır.

İşletme yönetimi uzun yolda yüz seksen kilometre hızla araç kullanmaya benzer, gözünüzü bir an bile yoldan ayıramazsınız. Kontrollü ve riskleri yönetebiliyor olmak gerekir. Aksi halde her türlü risklerle karşılaşmak mümkündür. Beklenen ve beklenmeyen riskleri en iyi şekilde yönetmek, fırsatları en iyi şekilde yönetebilme becerisi gerektiriyor.

Özetle, B. Conont’un ifade ettiği gibi, kaplumbağa ancak başını kabuğundan çıkarıp dışarı baktığında, risk aldığında yol alabilmektedir. Dışarıya bakmak gerekir.

Şaban Çağıran

cagiran@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası