Son Haberler

TÜRK FİRMALARINA KAPIMIZ AÇIK

İstanbul‘daki Fransız Sarayı‘nda bizi misafir eden Fransa‘nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili ile; bu sayımızda iki ülke arasındaki ilişkiler, ekonomi ve özel hayatı üzerine renkli bir sohbet gerçekleştirdik.

‘‘Ankara‘da başkatip olarak görev yaptığım sırada Volkan adında çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Kardeşinin adı da Tayfun‘du. Eşimle ikizlerimiz dünyaya gelince onların adlarını koyduk. çocuklar şimdi 15 yaşında. Büyük kızım 21 yaşında. 18 yaşındaki diğer oğlum ise Fransa‘da üniversite okuyor. Eşim Sabine geçen yıldan beri elçilikte çalışıyor.İkizler Volkan ve Tayfun benimle Ankara‘da yaşıyor. Onlarla beraber Türkiye‘yi keşfetmeye çalışıyoruz. Mesela bu yaz Ordu, Artvin, Ardahan, Kars, Erzurum, Sivas ve Erzincan‘ı gezdik. Anadolu‘yu dolaşmak çok keyifli. Kuzey-Güney dizisinin hiçbir bölümünü kaçırmadım. Trabzon‘da Türkçe öğrendim. Yurtta kaldım ve günde 6 saat dil eğitimi aldım. Akşamları yurtta Türk öğrencilerle sohbet ettik. Trabzonspor‘u tutuyorum zaten‘‘.
Türkiye’den 1999 yılında ayrıldınız. Bu yaz Büyükelçi olarak geri döndüğünüzde, sizi en çok etkileyen değişiklikler ne oldu?

1999 yılı ile bugün arasında iki kez Türkiye’ye geldim. İlki 2004 yılında İstanbul‘da NATO zirvesi kapsamındaydı. İkincisi ise 2006 yılında nostaljik aile tatili içindi. Feodara, Tristan, Aurélien-Volkan ve Florian-Tayfun’a nerede büyüdüklerini göstermek istedim. Ankara’ya geldik ve ürgüp, Konya, çatalhöyük, Burdur’dan geçerek arabayla Bodrum’a gittik. 2006 yılında, beni en çok etkileyen şey, Orta Anadolu’daki karayolu ağındaki hızlı iyileşme oldu.

Birkaç aydır, Türkiye’de Büyükelçi olarak tekrar bulunurken, başka değişiklikler gördüm. Oturduğum şehir olan Ankara’nın, öncesine göre daha büyük, daha çok yeşil, daha zengin olduğunu gözlemledim. önceden olmayan, Amerikan tarzı AVM’lerin (Alışveriş merkezleri) yapıldığını keşfettim. Bu yerlerin beni çektiğini söylemem, ancak bu Ankaralıların günlük yaşamlarında meydana gelen bir değişikliktir. Diğer yandan, öncesine göre Ankara semtleri (Kızılay, Tunalı) hemen hemen değişmemiş.

ANKARA’DA EVİMİZDE GİBİYİZ

Geldiğinizden beri, Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler ne yönde gelişti?

Geldiğimden beri, Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler, iyi kötü çeşitli evrelerden geçti. Bunları biliyorsunuz. İyimser bir kişi olarak, ilişkileri canlandırmak ve mükemmel bir seviye olan doğal seviyesine döndürmek için gerçek bir niyetin olduğunu gördüğümüz son aylara dikkatimi veriyorum. çünkü herkesten daha iyi bildiğiniz gibi, Türkiye ile Fransa arasında uzun bir dostluk geçmişi vardır. Gerginlik dönemleri istisnadır.

Türkiye’nin dış politikası hakkında son yıllardaki gelişimi hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Son yıllarda, Türk diplomasisinin önemli olduğuna dair bilincin çok gelişmiş olduğuna şüphe yoktur. özellikle son aylarda, Arap Baharı ile tamamen sarsılan jeopolitik ortam göz önüne alındığında, dünyanın dikkati, Türkiye’nin ve liderlerinin pozisyonuna çekilmiştir. Ben 1995 yılında Türkiye’deyken, çok sayıda bölgesel kriz, çevredeki tüm ülkelerde devam etmekteydi. Bu sırada, eski başka sorunlar su yüzüne çıksa bile, bazı bölgeler stabilize olmuştu. İlk gelişimde, Suriye ile ilişkiler kötüydü. Birkaç aydır net olarak düzelmişti. Bugün, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler, tekrar gergindir. O dönemde, birçok ülke Türk diplomasisinin zenginliğini ve kalitesini fark etmemişti. Bugün, Ankara’daki büyükelçilikler çok daha aktif: resmi ziyaretler daha çok yapılıyor ve Türkiye’nin sözü her zamankinden daha fazla ağırlığa sahip. Zaten çok iyi bir Türk diplomasisi vardı, ama bugün ona verilen değerin, öncesine göre net olarak arttığını söyleyebilirim.
turk_firmalarina_kapimiz_acik_1.jpg

TüRKİYE HALKI İLE UMUDU PAYLAŞTIM

Türkiye giderek artan bölgesel bir güç haline gelmeyi hedeflemektedir. Bu duruma gelebilecek imkanı var mıdır?

Türkiye zaten bölgesel bir güçtür. Bu bir soru değil, bu bir gerçektir. Bundan sonra, bu gücün nasıl kullanıldığına dair, bazı sorular sorulabilir. Tüm ülkeler, güç araçları (kültürel, ekonomik ve diğer ilişkiler) paletini nasıl kullanacağı konusunda düşünmelidir. Benim düşünceme göre, rekabetten çok fazla söz ediyoruz, oysaki Güney Akdeniz gibi, çok sıkıntılı bir ortamda bulunuyoruz, ortaklık yaklaşımına katılmak gerekmektedir. Arap Baharının doğru yönde gitmesine yardımcı olmak için, tüm enerjilere ihtiyacımız var -özellikle de Türkiye’ninkine- yapılacak çok iş var. Libya’da, Türkiye ile Fransa birlikte çok şey yapabilir.

turk_firmalarina_kapimiz_acik_2.jpg

AB’deki ekonomik kriz, genişleme ile ilgili tartışmaları uzaklaştırdı. Bununla birlikte, Türkiye’de ise entegrasyon sürecindeki etkili blokaj ve üyelik perspektifinin olmaması, bu meseleyi uzaklaştırıyor gibi görünüyor. Türkiye için Avrupa serüveninin sonu mu geldi?

öncelikle, açık olmak gerektiğini düşünüyorum: genişleme ile ilgili tartışmadaki iniş çıkışlar ne olursa olsun, kimse Avrupa Birliği ile Türkiye’nin birlikte çalışamayacağını düşünmüyor. Bugün Avrupa Birliği’ndeki tartışmanın konusu genişleme değildir, Avrupa’nın nasıl tekrar raylarına oturtulacağıdır. Genişleme meselesi, ikinci plana geçmiştir. Ancak Türkiye’nin modernleşmesi için tüm işbirliği devam etmektedir. 2006-2013 döneminde Avrupa, Türkiye’nin geliştirilmesine yönelik programlar için 4 milyar Avrodan fazla para vermiştir. Avrupa Yatırım Bankası Türkiye’de 9 milyar Avrodan fazla para ödemiştir. Ormanların idaresi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları, sağlık standartları hakkında programlarımız var. Hemen hemen tüm alanlarda, projeler ve AB fonu var. Müzakereler için sorulması gereken soru, Avrupa projesinin yaklaşık 80 milyon nüfuslu bir ülkeyi içine alıp alamayacağı ve dengesini kaybedip kaybetmeyeceğidir. Bu soruya nasıl cevap verilirse verilsin, AB ile Türkiye ilişkileri devam edecek ve gelişecektir. Ekonomik krizin, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklığı daha fazla değiştirebileceğini düşünmüyorum. Gümrük birliğinden itibaren, Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkiler, üye ülkeler arasındaki ilişkilerle benzer düzeyde iç içedir. Türk ihracatının %55‘i Avrupa Birliğine yöneliktir ve bugün Türkiye‘deki kazançlı yabancı yatırımların %85‘i Avrupa Birliği‘nden gelmektedir.

Avrupa kamuoyu, Türkiye’yi AB’ye katılmış olarak görmeye hazır mı?

Durum ülkeden ülkeye değişir. Fransa’yı örnek olarak ele alırsak, kamuoyu yeni bir genişleme konusunda çekimserdir. Ama bu husus, sadece Türkiye’ye özgü değildir. Fransızların % 53’ü Türkiye hakkında olumlu bir imaja sahiptir.

Son yıllardaki güçlü ekonomik büyümeden bahsediyordunuz. Türk ekonomisi, AB’nin krizden çıkmasına yardımcı olmak için, bir çözüm olabilir mi? Siyasal gerilimlerin, Fransa ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler üzerine etkisi nedir?

Gerçekten Türk ekonomisi büyümektedir ve Türkiye; Rusya, Brezilya ve Hindistan önce Fransa için çok önemli bir ortaktır. Siyasi gerilimlerin, mevcut iş ilişkileri üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. 2015 yılına kadar, Türkiye ile AB arasındaki ticaretin 15 milyar Avroya ulaşacağını bekliyoruz. Bununla birlikte, savunma sanayi ve nükleer enerji gibi, Fransa ile Türkiye’nin doğal ortak olabileceği alanlarda, hiçbir olağanüstü atılım yapılmadığı doğrudur.

Bu konuda, Fransa nükleer enerji üretiminde uzmanlığa sahiptir ve Türkiye bunu elde etmek isteğindedir, peki nasıl oluyor da yolları birleşmiyor?

Fransa’nın, nükleer santrallerin, özellikle idaresi, güvenliği ve ekipmanı açısından eşsiz bir deneyime sahip olduğu doğrudur. Ben iki ülkenin de sonunda buluşacağını umuyorum. Fransa bakımından, mesajımız basittir: “Biz Türkiye için her zaman müsaitiz.”

Türkiye’de en çok neyi seviyorsunuz?

Benim için Anadolu manzaraları kadar eşsiz bir şey yok. Yola çıktığınızda, renkler, uzun düzlükler, tepelerden oluşan bir manzara… Hattuşaş’a gittim. Kırıkkale yakınında, eski okyanus kabuğunun, plaka tektoniği mucizesinden dolayı artık toprak yüzünde bulunduğu bir yer var, bir jeolog arkadaşıma göre, bu tabi olay sadece Türkiye’de ve Umman’da var. Bazısı yeşil renkte, bazısı kırmızı renkte olan topraklar var. Güneş yansımaları ile buradan inanılmaz renkler ortaya çıkar. Bunu başka bir yerde göremeyiz. Buna bir de Anadolu müziğinin dokunuşunu, özellikle özdemir Erdoğan’ın nostaljik melodilerini eklerseniz, muhteşem olur. Hem hüzünlü hem güzel.

Türkiye’nin bölgedeki konumu ve AB ile ilişkileri hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?

Güzel soru. Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin artan önemi yadsınamaz bir gerçektir. NATO üyeliği, AB adaylığı ile siyasi bakımından, Türkiye Avrupa’ya yönelmiştir ve Avrupa’da Türkiye’ye. Ekonomik, mali ve insan akışı açısından, Türkiye’nin ilk ortağı Avrupa’dır. Son zamanlarda sayılar biraz gerilemiştir ancak geleneksel olarak Türk ihracatının %50’si AB’ye gider (günümüzde daha çok %40). Ve Türkiye‘deki yabancı yatırımların % 80 ila 90’ı AB’den geliyor. Ayrıca, Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, İsveç ve Belçika gibi büyük Avrupa ülkelerinin çoğunun, Türk topluluklarını önemli ölçüde kabul ettiğini belirtmek gerekir. Bu, Türkiye ile Avrupa arasında önemli bağlar kurulmasına yardımcı olur ve Türkiye‘nin bölgedeki konumu bakımından, Türk diplomasisi son yıllarda çok gelişmiştir. Türkiye, Suriye krizi açısından ön plandadır. Demografik ve ekonomik ağırlığı artmaktadır. Bizim için, Türkiye bölgede kriz yönetimi için vazgeçilmez bir ortaktır.

çOCUKLARINA TüRKçE ISIMLER VERDI

Yurt dışına yatırım yapacak Türk firmaları için Fransa nasıl bir pazar? Sizin bu konuda Türk firmalarına ne tür önerileriniz olabilir?

Ben Fransa’da yatırım yapmak gerekiyor diye düşünüyorum. Birçok iş adamıyla Fransa’daki yatırım ihtimalleriyle ilgili görüştüm. özel sektörde ilgi artışı var. Birkaç önemli isim dışında çok büyük yatırımcılar yok ama gelecekte ortaklık sayısında ve Fransa’daki Türk yatırımlarında bir artış bekliyoruz. Kapının her zaman açık olduğunu durmadan ifade ediyorum.

Sizi en çok etkileyen yer neresi oldu?

Bu soruya cevap vermek kolay değil, çünkü birçok yere aşık olduk. Bunlar arasında Nemrut Dağı, ürgüp, Ortahisar, Kapadokya, Safranbolu, Pamukkale’yi sayabilirim. Biz aslında küçük kasabaları, izole olmuş ya da bilinmeyen yerleri keşfetmeyi ve görmeyi seviyoruz. Böyle yerlerde her zaman güzel sürprizler oluyor. Beyşehir’de, eski bir Selçuklu mescidi gibi…

Türk mutfağını nasıl buluyorsunuz? En sevdiğiniz yemekler hangileri?

Bu soruya en doğru cevap şu: Kilo alıyoruz. Kilo aldık, durmadan mücadele ediyoruz. özellikle Antakya ve Adana mutfağı mükemmel. Eşim için zor bir durum, tatlılar, baklavalar… Ben biraz daha kebap tarafındayım. Beyti kebabı ve Halep işi kebaba bayılıyorum.

Evet, onlara Volkan ve Tayfun isimleri vererek sembolik bir jest yapmak istedik ve Türkçe isimlerini Fransızca’dan (Aurelien ve Florian) önce kullandık. çocuklarım isimleriyle gurur duyuyor ve kendilerini özel hissediyor. üstünde Türkçe isimleri yazan, Trabzonsporlu futbolcuların imzaladığı formaları bile var. Eşim ve çocuklarım cumartesi sabahları 1,5 saat özel Türkçe dersi alıyor.

Yurt dışına yatırım yapacak Türk firmaları için Fransa nasıl bir pazar? Sizin bu konuda Türk firmalarına ne tür önerileriniz olabilir?

Ben Fransa’da yatırım yapmak gerekiyor diye düşünüyorum. Birçok iş adamıyla Fransa’daki yatırım ihtimalleriyle ilgili görüştüm. özel sektörde ilgi artışı var. Birkaç önemli isim dışında çok büyük yatırımcılar yok ama gelecekte ortaklık sayısında ve Fransa’daki Türk yatırımlarında bir artış bekliyoruz. Kapının her zaman açık olduğunu durmadan ifade ediyorum.

Sizi en çok etkileyen yer neresi oldu?

Bu soruya cevap vermek kolay değil, çünkü birçok yere aşık olduk. Bunlar arasında Nemrut Dağı, ürgüp, Ortahisar, Kapadokya, Safranbolu, Pamukkale’yi sayabilirim. Biz aslında küçük kasabaları, izole olmuş ya da bilinmeyen yerleri keşfetmeyi ve görmeyi seviyoruz. Böyle yerlerde her zaman güzel sürprizler oluyor. Beyşehir’de, eski bir Selçuklu mescidi gibi…

turk_firmalarina_kapimiz_acik_3.jpg

Türk mutfağını nasıl buluyorsunuz? En sevdiğiniz yemekler hangileri?

Bu soruya en doğru cevap şu: Kilo alıyoruz. Kilo aldık, durmadan mücadele ediyoruz. özellikle Antakya ve Adana mutfağı mükemmel. Eşim için zor bir durum, tatlılar, baklavalar… Ben biraz daha kebap tarafındayım. Beyti kebabı ve Halep işi kebaba bayılıyorum.

1 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • IGEIN
    21 Mayıs 2014 14:58 - Reply

    Dikkat.Kisisel is için bir kredi ihtiyaci mi? hemen tamam da kredi transferi için simdi (igein_h_yizevbekhai@admin.in.th): evet bu email irtibata geçerseniz.

  • Site Haritası