Son Haberler

Dünyanın lider üniversiteleri, iş dünyası ile böyle çalışıyor…

-Ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi ar-ge ve inovasyon ekosisteminin de gelişmesine bağlıdır. Sadece üniversiteler değil, özel sektör ve ilgili kamu kurumlarının birliket yaratacağı sinerji katma değerli üretimin de motoru olacaktır. Üniversitelerin sorunlarını saymakla bitiremeyiz ancak hızlı sonuç almak üzere üniversite-sanayi işbirliğinde odaklanma alanlarımızı belirleyebiliriz.

-Ticari başarı yakalayacak farklı ürünleri ortaya koymanın anahtarı bilgi üretmekten geçer. Artık dünyada katma değeri üretimin anahtarı bilgiyi üretmek yerine bilgiyi kullanmak olarak görülüyor. Tüm dünyada yüksek öğrenimin finansmanında özel sektör kaynakları giderek önemli bir rol oynuyor. Bu durum dünya üniversite sıralaması metriğine de yansıyor.

-Üniversitelerin sanayi ile işbirliği içerisinde tasarım ve üretim süreçlerine katılması gerekir. Üniversite ile sanayinin birbirini destekler nitelikte, karşılıklı fayda prensibine dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurabilmesi, ülkemizin katma değerli üretim ve ihracat temelinde kalkınmasına büyük katkı sağlar.

Üniversite-Sanayi işbirliği (UIC), yüksek eğitim sisteminin herhangi bir bölümü ile sanayi arasındaki teknoloji transferi amaçlı etkileşimi ifade eder (Bekkers & Bodas Freitas, 2008; Siegel, Waldman, & Link, 2003). YÖK Üniversite-Sanayi işbirliğinin geliştirilmesi eylem planında üniversite-sanayi işbirliği, “üniversitelerdeki bilgi birikimi, yetişmiş insan gücü ve araştırma potansiyeli ile sanayinin deneyimi ve finansal gücünü birleştirerek gerçekleştirilen kurumsallaştırılmış faaliyetlerin ortak adı” olarak ifade edilir.

Üniversite-Sanayi İşbirliklerinin Temel Faydaları:

  • Eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerinin kalite ve hacmen artırılması,
  • Yeni teknoloji üretilmesi,
  • Üretilen teknolojilerin başta ulusal sanayi olmak üzere topluma aktarılmasının teşvik edilmesi,
  • Ulusal bilgi ve teknoloji transfer ekosisteminin geliştirilmesine katkıda bulunmasıdır.

Üniversite ve Sanayinin İşbirliğinde üniversitelerin eğitim ve araştırma çalışmaları için kamu ve özel fon desteği sağlamak, öğrencileri ve akademisyenlerine uygulama tecrübesi kazandırmak, mezunlarına iş alanları yaratmak gibi motivasyonları bulunur. Sanayinin bu konudaki önemli motivasyonları ise üniversitelerin araştırma altyapısına ve insan kaynaklarına erişmek, insan gücünün ihtiyaca uygun kalitede ve uygulama tecrübesi ile yetişmesi sağlamak ve teknolojilerinin gelişmesine ve yenilenmesine olanak sağlamaktır.

Günümüzde, üniversite-sanayi işbirliği teknolojik değişikliklerin getirdiği hız, dijitalleşme, gelişen sanayi ve teknik alanlarda daha çok kalifiye çalışana duyulan ihtiyaç ve pandeminin de yarattığı etki ile her alanda kendine yeterlik ihtiyacı nedeniyle gittikçe artan bir öneme sahip oluyor.

ÜNİVERSİTELERİN SANAYİ İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE TASARIM VE ÜRETİM SÜREÇLERİNE KATILMASI GEREKİR

Yükseköğretim kurumlarındaki akademisyenler büyük bir entelektüel sermaye oluşturur. Yapılan çalışmaların katma değerli ürün ve hizmetlere dönmesi için üniversitelerin sanayi ile işbirliği içerisinde tasarım ve üretim süreçlerine katılması gerekir. Üniversite ile sanayinin birbirini destekler nitelikte, karşılıklı fayda prensibine dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurabilmesi, ülkemizin katma değerli üretim ve ihracat temelinde kalkınmasına büyük katkı sağlar.

Bu konuda YÖK tarafından, üniversitelerin özellikle uygulamalı bilimler bölümlerinde gerek eğitim-öğretim müfredatlarının, gerek ise Ar-Ge çalışmalarının, sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması için her iki tarafı ortak paydalarda bir araya getirecek adımlar atılıyor. Bu kapsamda ülkemizde YÖK nezdinde yürütülen çalışmalarda Üniversite-Sanayi işbirliğinde ekosistem odaklı bir işbirliği anlayışı benimseniyor.

ÇAĞDAŞ BEŞİNCİ NESİL ÜNİVERSİTELERİN ÖZELLİKLERİ

Birinci nesil üniversiteler, bilgiyi arayan yalnızca belli bir zümrenin alındığı ve yetiştirildiği eğitim kurumlarıydı. İkinci nesil üniversiteler, bilgiyi kendi içinde saklayan bilgi için bilgi üreten temelde araştırma görevini yerine getirmek üzere kurulan kurumlara dönüştü. Bunu takip eden dönemde Üçüncü nesil üniversitelerde sektörle işbirliği içerisinde teknoloji ve proje odaklı çalışmalar yürütülmeye başlandı.

İçinde olduğumuz dönemde dördüncü nesil üniversiteler, günümüzde bilgiyi katma değere dönüştürebilen, üçüncü nesil üzerine ek olarak girişimci de olan üniversite modeline dönüştü. Beşinci nesil üniversiteler ise gelecekte dördüncü nesil üzerine sınırları olmayan üniversiteler şekline dönüşecek.

DÜNYANIN LİDER ÜNİVERSİTELERİ TEKNOLOJİ ODAKLI ŞİRKETLERLE İŞBİRLİĞİ OLANAĞI ARADILAR VE MODELLER GELİŞTİRDİLER

Pandemi sonrası yeni dönemde ekonomiler yeniden inşa edilmeye çalışırken üniversiteler ve sanayi arasındaki işbirlikleri hayati önem taşıyacak. Hükümetlerin üniversite-sanayi işbirliği politikası, üniversitelerin inovasyon yeteneğini teşvik ediyor ve endüstrilerin katma değer üretmesi için politika üretmek önemli bir araç haline geliyor. Yıllardan beri üniversitelerdeki bilginin sanayiye transfer edilmesinin önemini uzun süre önce anlayan dünyanın lider üniversiteleri teknoloji odaklı şirketlerle işbirliği olanağı aradılar ve modeller geliştirdiler.

IMF 2021 rakamları ile dünya toplam milli geliri 92 trilyon dolar olup ilk üç sırayı paylaşan ülkeler ve milli gelirleri ABD 22, Çin 16 ve Japonya 5 trilyon dolardır. Bu listede ABD’nin uzun süredir liderliğini görmekle birlikte liderlik yakın gelecekte el değiştirecek gibi görünüyor.

Türkiye ise 2021 rakamları ile 760 milyar dolar ile 19. sıradadır. Ancak OECD 2018 rakamları ile yaratılan sanayi katma değerine bakacak olursak Çin, 5,5 trilyon dolar ile 3,5 trilyon dolar olan ABD’nin oldukça önüne geçmiş görünüyor.

Nüfus yoğunluğu nedeni ile orta gelir grubunda olan Çin’in bu performansının üretim modelini zaman içerisinde taklit ve fason üretimden katma değerli üretime dönüştürmesidir. Bu noktada diğer dikkat edilmesi gereken değişken ise ar-ge’nin milli gelire oranıdır. Burada ise İsrail ve Güney Kore yüzde 5,5 ve yüzde 4,8 ile öne çıkmakta olup ABD, Çin, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde yüzde 3 civarında oluşmaktadır. Türkiye’de bu oran yüzde 0,8-1,1 arasında değişiyor.

KATMA DEĞERLİ ÜRETİMİN ARTIRILMASININ İTİCİ GÜCÜ OLARAK ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ ÖNEM KAZANIYOR

İşte tam da bu noktada yani katma değerli üretimin artırılmasının itici gücü olarak üniversite-sanayi işbirliği önem kazanıyor. Bu konu son yirmi yıldır tartışılmakla birlikte, ülkemizde istenilen seviyeye halen ulaşamadı.

Teknoloji üreten ve bunu sanayiye transfer eden üçüncü nesil üniversitelerin yerini bugün girişimci dördüncü nesil üniversite almaya başlasa da üniversiteleri ve sanayiyi değişime zorlayan, birbirlerine yaklaştıran esas nedenlerden biri de araştırma maliyetlerinin sürekli artması ve araştırmacıların, öğretim üyelerinin bu maliyetleri üniversitelerinden veya devletten sağlamakta zorluk çekmeleridir.

Ticari başarı yakalayacak farklı ürünleri ortaya koymanın anahtarı bilgi üretmekten geçer. Artık dünyada katma değeri üretimin anahtarı bilgiyi üretmek yerine bilgiyi kullanmak olarak görülüyor. Tüm dünyada yüksek öğrenimin finansmanında özel sektör kaynakları giderek önemli bir rol oynuyor. Bu durum dünya üniversite sıralaması metriğine de yansıyor. Örneğin California Institute of Technology’de akademik personel başına ortalama 118.000 dolarlık bir araştırma geliri elde ediliyor.

Akademik Personel Başına Ortalama Araştırma Gelirleri (ABD Doları)

Kaynak: THE Consultancy Report, Kasım 2020

ÜNİVERSİTELERİN ARAŞTIRMA GELİRLERİ İLE DÜNYA SIRALAMASI İLE ARASINDA YAKIN İLİŞKİ VAR

Üniversitelerin araştırma gelirleri dünya sıralaması ile yakın ilişki içinde bulunuyor. Sıralamaya bağlı akademik personel başına ortalama araştırma gelirleri sıralamadaki yer düştükçe azalış gösteriyor

Akademik Personel Başına Araştırma Geliri (ABD Doları)

Kaynak: The Consultancy Report, Kasım 2020

Cheng ve diğerlerinin Şubat 2022’de yayınladığı çalışmada, Çin’in 2011 yılında ortaya koyduğu “İşbirliğine Dayalı İnovasyon Merkezi İnşaat ve Kalkınma Planı”nı  UIC (ÜSİ) ve teknoloji transferi üzerindeki etkisi incelendi. Araştırma, “2011 Planının” UIC’nin sıçramalı gelişimini ve teknoloji transferini tetiklediğini gösteriyor. Araştırma bulgularından bir diğeri de uygulama odaklı üniversitelerin UIC’si, araştırma odaklı üniversitelere kıyasla teknoloji transferi üzerinde daha yüksek bir etkiye sahip olmasıdır. Ayrıca, UIC ile teknoloji transferi arasındaki ilişkide devlet finansmanının etkisi, işletme finansmanından daha fazladır.

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN GELİŞMESİ AR-GE VE İNOVASYON EKOSİSTEMİNİN DE GELİŞMESİNE BAĞLIDIR

Ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi ar-ge ve inovasyon ekosisteminin de gelişmesine bağlıdır. Sadece üniversiteler değil, özel sektör ve ilgili kamu kurumlarının birlikte yaratacağı sinerji katma değerli üretimin de motoru olacaktır.

131 devlet ve 78 vakıf üniversitesi bulunan ülkemizde ilk 10 üniversite 100 üzerinden 57 ile 76 arasında değişen değerler alırken bunların dışındaki 199 üniversite girişimci ve yenilikçi üniversite endeksini aşağıya çekiyor. Bu durumun oluşmasına neden olan üniversitelerin sorunlarını saymakla bitiremeyiz ancak hızlı sonuç almak üzere üniversite-sanayi işbirliğinde odaklanma alanlarımızı belirleyebiliriz.

Bu noktada odaklanmayı sağlamak üzere 2021 yılında SAHA İstanbul tarafından üniversite sanayi işbirliği durum tespiti amacıyla hem sanayi işletmecilerine, hem de üniversitelere soruların yöneltildiği bir anket çalışması gerçekleştirildi.

Anket neticesinde öncelikli ilk üç konu sanayinin ihtiyaçlarına yönelik öğrenci yetiştirilmesi, birlikte teknoloji geliştirme ve proje işbirlikleri ve firmaların meslek içi eğitimlerine üniversitelerden destek sağlanması olarak sıralandı. Anket çalışmasında işbirliğini engelleyen en temel sorunlar ise iletişim ve koordinasyon eksikliği ile karşılıklı bilgi ve güven eksikliği olarak tespit edildi.

Prof. Dr. Mehmet Yazıcı

Maltepe Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı

yazici@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası