Son Haberler

Yatırımcılar için son 10 yılın toplamından çok daha fazla yatırım fırsatı var

-26 Mart itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aylık bazda +%2,1 ve +%3,8 artarak sene başından itibaren getirilerini sırasıyla +%9,1ve +%12’ye çıkardı. Aynı dönemde gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM, aylık %2,2, yıllık ise %1,6 artış kaydetti. Global hisse senedi piyasası getirileri de bu iyimser görünümü yansıttı; global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) Mart ayında +%2,5 artışla yıl sonundan bu yana %7,5 getiri elde etti. 

ABD tahvil getirileri Şubat ayına göre biraz yumuşamakla birlikte beklenen yüksek nominal faizleri fiyatlamaya devam etti. Daha önceki sayılarımızda da bahsettiğimiz üzere, ABD, Avrupa Birliği ve hatta Japonya gibi büyük piyasa oyuncularının hazinelerinin tahvil ihraçları ve FED’in de aralarında bulunduğu büyük merkez bankalarının faiz oranlarını öngörülenden daha uzun süre mevcut seviyelerde tutabileceği beklentisi, nominal faiz oranlarının yüksek seyretmesine neden oldu.

Bloomberg Global Tahvil Endeksi ve Bloomberg Global Kurumsal Tahvil Endeksi 26 Mart itibarıyla aylık bazda sırasıyla +%0,6 ve +%0,9 artarak sene başından bugüne kayıplarını –%0,25 ve -%0,29’a düşürdü. Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi ise yatırımcıların piyasalara olan güveninin artması ve dolayısıyla devlet ve yüksek getirili tahviller arasındaki kredi riskinin daralmaya devam etmesi nedeniyle aylık bazda +%1,4, yıllık bazda ise +%2,4 arttı.

– ABD Menkul Kıymetler Borsası Komisyonu (SEC) tarafından Ocak ayında birden fazla Bitcoin ETF’sinin onaylanmasının ardından etkileyici tırmanışını sürdürdü. Bitcoin, önce 13 Mart’ta rekor kırarak 73.000 dolara ulaştıktan sonra ayın sonlarına doğru kademeli olarak 70.000 doların altına geriledi. 26 Mart itibarıyla hem Bitcoin hem Ethereum sırasıyla aylık +%13,7 ve +%6,7 artış göstererek sene başından bugüne kadar sırasıyla +%64,2 ve +%56,7 gibi müthiş bir getiri elde etti.

-Yatırımcıların kafasını kurcalayan enflasyonun yüksek seyretme olasılığı nedeniyle altının fiyatı Şubat ayından sonra yönünü tersine çevirerek Mart ayında keskin bir yükseliş sergiledi. Bunun nedeni belirsizliğin ve enflasyonun arttığı dönemlerde altının değerini muhafaza etmesi nedeniyle yatırımcıların altına yönelmesi. Nitekim, 26 Mart itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%7 gibi etkileyici bir artış göstererek sene başından bu yana getirisini +%6,1 ile tekrar pozitif bölgeye çekti.

-Ham petrol pozitif getirili aylar listesine bir yenisini daha ekledi. İyileşen makroekonomik göstergeler global talepte artış beklentilerini desteklerken, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginlik ve OPEC+ ülkelerinin petrol üretim kesintileri ham petrol arzının da kesintiye uğrayabileceği endişelerini arttırdı. 26 Mart itibarıyla, ABD ham petrolü WTI için ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%4,3 artış göstererek sene başından itibaren getirisini %+13,9’a çıkardı.

-Hissse senedi piyasalarındaki olumlu görünüme rağmen yaklaşan belediye başkanlığı seçimleri ve Türkiye Merkez Bankası’nın beklenenden düşük faiz artırımına gitmesi nedeniyle Türk borsaları zayıf bir Mart ayı geçirdi. Merkez Bankası’nın ilk kadın başkanının Şubat ayında görevden ayrılması, merkez bankasının gösterge faizi stratejisine ilişkin belirsizliği artırdı. 26 Mart itibarıyla Türkiye borsa endeksi BIST100 yerel para birimi cinsinden aylık bazda -%4,2 (ABD doları bazında -%7,1) düşüşle sene başından itibaren yerel para birimi cinsinden getirisini +%17,9’a (ABD Doları bazında +%8,1) taşıdı.

Yatırımcılar, hisse senedi yatırımlarının bir kısmını, uzun vadeli tahvillere kaydırmak suretiyle kazanç sağlayabilirler. Aynı zamanda devlet tahvilleri üzerinden fiyatlandırılan kurumsal ve yüksek getirili tahviller gibi kredi ve faiz bazlı yatırımlar, özellikle de bunlardan uzun vadeli olanlar, değer kazanabilir. Yatırımcılar için, son 10 yıldakinden çok daha fazla yatırım fırsatı var. Ancak, bunlardan her yatırımcı değil, sadece global olarak tüm yatırımlar konusunda bilgi sahibi ve açık görüşlü akıllı yatırımcılar yararlanabilecektir.

Gelişmiş piyasa hisse senetleri Mart ayında da yükselişini sürdürerek 2024 yılının ilk çeyreğinin yatırımcılar için oldukça pozitif bir dönem olmasına neden oldu. Bu “ani yükseliş”, daha önceki sayımızda da bahsettiğimiz üzere piyasaların makroekonomik verilerde iyileşme olacağı ve yavaşlayan enflasyon nedeniyle merkez bankalarının gösterge faiz oranlarını indireceği beklentileriyle birebir ilişkili.

Tabi bunların hepsi kulağa güzel gelebilir. Ancak küresel enflasyonun ne zaman düşeceğini ve merkez bankalarının ne zaman faiz indirimine başlayacak kadar rahat hissedeceğini hiç kimsenin bilmediği de bir gerçek. Hatta öyle ki merkez bankaları bile bu sorunun cevabını tam bilmiyor.

ABD Merkez Bankası FED Başkanı Jeremy Powell, 6 Mart’ta Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, faiz indirimlerinin “ekonominin gidişatına bağlı olacağını” belirtti. “Odak noktamız maksimum istihdam ve fiyat istikrarı, ve beklentileri etkileyecek olan açıklanacak veriler, ve biz de bunlara bakacağız” dedi. Powell “ekonominin gidişatı genel olarak beklendiği gibi olursa” ve yetkililer enflasyonun istikrarlı olarak düştüğüne inanırsa, bu yılın sonlarında faiz indirimlerinin “muhtemelen uygun olacağını” belirtti.

Başka bir deyişle, FED sadece gösterge faiz oranını ne zaman düşüreceğini değil, aynı zamanda önce artırması gerekip gerekmediğini bile şu an net olarak kestiremiyor. Bu da ciddi bir belirsizlik anlamına geliyor. Fakat hisse senedi piyasalarının bunu pek umursadığı söylenemez. Bunun nedeni, hisse senetlerinin açıklanacak makroekonomik verileri veya merkez bankası faiz kararlarını beklemek yerine ilk önce “tahmin edilen” verilere bakarak hareket etmesi ve veriler açıklandıktan sonra da bir düzeltme yapma eğiliminde olması.

HİSSE SENEDİ PİYASALARI MART AYINDA DA HIZLA YÜKSELMEYE DEVAM ETTİ

Bu aşırı iyimser havanın bir sonucu olarak, 26 Mart itibarıyla ABD hisse senedi endeksi S&P 500 ve Avrupa hisse senedi endeksi Euro Stoxx 50 aylık bazda +%2,1 ve +%3,8 artış kaydederek sene başından itibaren getirilerini sırasıyla +%9,1ve +%12’ye çıkardı. Gelişen piyasalar da bu pozitif ortamdan yararlanmaya devam etti. Aynı dönemde gelişen piyasalar hisse senedi endeksi MSCI EM, aylık +%2,2, yıllık ise +%1,6 artış kaydetti. Global hisse senedi piyasası getirileri de bu iyimser görünümü yansıttı; global hisse senedi göstergesi MSCI All Country World Index (ACWI) Mart ayında +%2,5 artışla yıl sonundan bu yana +%7,5 getiri elde etti.

ABD GETİRİ FAİZLERİ FED’İN FAİZLERİ GECİKMELİ İNDİRECEĞİ ENDİŞESİYLE YÜKSEK SEYRETMEYE DEVAM ETTİ

Mart ayında yılın başlarında olduğu gibi ABD hisse senetleri güçlü makroekonomik verilere odaklanırken, ABD tahvil getirileri Şubat ayına göre biraz yumuşamakla birlikte beklenen yüksek nominal faizleri fiyatlamaya devam etti.

Daha önceki sayılarımızda da bahsettiğimiz üzere, ABD, Avrupa Birliği ve hatta Japonya gibi büyük piyasa oyuncularının hazinelerinin tahvil ihraçları ve FED’in de aralarında bulunduğu büyük merkez bankalarının faiz oranlarını öngörülenden daha uzun süre mevcut seviyelerde tutabileceği beklentisi, nominal faiz oranlarının yüksek seyretmesine neden oldu. Bununla birlikte, uzun vadeli global tahvil endeksleri, faiz oranlarının bir miktar gerilemesiyle Mart ayında kısmi bir yükseliş kaydetti. Ancak, yüksek getirili tahviller dışındaki global tahvil endekslerinin sene başından bu yana getirileri ekside seyretmeye devam etti.

Kredi derecesi “yatırım yapılabilir” olan global tahvillerin göstergesi sayılan Bloomberg Global Tahvil Endeksi ve Bloomberg Global Kurumsal Tahvil Endeksi 26 Mart itibarıyla aylık bazda sırasıyla +%0,6 ve +%0,9 artarak sene başından bugüne kayıplarını -%0,25 ve -%0,29’a düşürdü. Global Yüksek Getirili Tahvil Endeksi ise yatırımcıların piyasalara olan güveninin artması ve dolayısıyla devlet ve yüksek getirili tahviller arasındaki kredi riskinin daralmaya devam etmesi nedeniyle aylık bazda +%1,4, yıllık bazda ise +%2,4 arttı.

KRİPTO ETKİLEYİCİ TIRMANIŞINA DEVAM ETTİ

Kripto paralar, özellikle Bitcoin, kripto pazarını ana akım yatırımcılara açan ABD Menkul Kıymetler Borsası Komisyonu (SEC) tarafından Ocak ayında birden fazla Bitcoin ETF’sinin onaylanmasının ardından etkileyici tırmanışını sürdürdü. Bitcoin, önce 13 Mart’ta rekor kırarak 73.000 dolara ulaştıktan sonra ayın sonlarına doğru kademeli olarak 70.000 doların altına geriledi. 26 Mart itibarıyla hem Bitcoin hem Ethereum sırasıyla aylık +%13,7 ve +%6,7 artış göstererek sene başından bugüne kadar sırasıyla +%64,2 ve +%56,7 gibi müthiş bir getiri elde etti. Bitcoin ve Ethereum, sırasıyla +%157 ve +%90 artışla olağanüstü bir 2023 geçirmişti.

ALTIN FİYATI MART AYINDA SERT BİR DÖNÜŞ YAŞADI

Yatırımcıların kafasını kurcalayan enflasyonun yüksek seyretme olasılığı nedeniyle altının fiyatı Şubat ayından sonra yönünü tersine çevirerek Mart ayında keskin bir yükseliş sergiledi. Bunun nedeni belirsizliğin ve enflasyonun arttığı dönemlerde altının değerini muhafaza etmesi nedeniyle yatırımcıların altına yönelmesi. Nitekim, 26 Mart itibarıyla, altının ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%7 gibi etkileyici bir artış göstererek sene başından bu yana getirisini +%6,1 ile tekrar pozitif bölgeye çekti.

HAM PETROL GÜÇLÜ TIRMANIŞINA DEVAM ETTİ

Ham petrol pozitif getirili aylar listesine bir yenisini daha ekledi. Okuyucularımızın da hatırlayacağı üzere ham petrol fiyatlarını hem arz hem de talep dinamikleri belirler. İyileşen makroekonomik göstergeler global talepte artış beklentilerini desteklerken, petrol üretiminin kilit bölgelerinden biri olan Orta Doğu’da devam eden jeopolitik gerginlik ve OPEC+ ülkelerinin petrol üretim kesintileri ham petrol arzının da kesintiye uğrayabileceği endişelerini arttırdı. 26 Mart itibarıyla, ABD ham petrolü WTI için ilk ay vadeli işlem sözleşmesi aylık bazda +%4,3 artış göstererek sene başından itibaren getirisini +%13,9’a çıkardı.

TÜRK HİSSE SENETLERİ GETİRİLERİNİN BİR KISMINI GERİ VERDİ

Global hisse senedi piyasalarındaki olumlu görünüme rağmen yaklaşan belediye başkanlığı seçimleri ve Türkiye Merkez Bankası’nın beklenenden düşük faiz artırımına gitmesi nedeniyle Türk borsaları zayıf bir Mart ayı geçirdi. Merkez Bankası’nın ilk kadın başkanının Şubat ayında görevden ayrılması, Merkez Bankası’nın gösterge faizi stratejisine ilişkin belirsizliği artırdı. 26 Mart itibarıyla Türkiye borsa endeksi BIST100 yerel para birimi cinsinden aylık bazda -%4,2 (ABD Doları bazında -%7,1) düşüşle sene başından itibaren yerel para birimi cinsinden getirisini +%17,9’a (ABD Doları bazında +%8,1) taşıdı. BIST100’ün ABD Doları bazında aylık ve sene başından bugüne performansının yerel para birimindeki getirisinin altında bir performans göstermesi, doların Türk Lirası karşısında Mart ayında +%3,1 ve 2023 sonundan bu yana +%9,1 oranında değer kazanmasından kaynaklanıyor.

BAZI PİYASALARDAKİ AŞIRI YÜKSEK VEYA DÜŞÜK SEVİYELER BÜYÜK GETİRİ FIRSATLARI SUNUYOR

Aşağı ya da yukarı yönde aşırı seviyelere ulaşan piyasalar, daha önce de bahsettiğimiz gibi yatırımcılara ciddi getiri fırsatları sunar. Sadece son çeyrekte hisse senetleri ve kripto piyasalar, normalde bir yılda veya daha uzun sürede elde edilmesi beklenen getiriler sağladı. Bu getiriler açıklanan verilere dayanmış olsaydı belki bunların yeni “normal” seviyeler olduğunu düşünebilirdik. Ancak global enflasyonun ne olacağı, faiz oranlarının daha uzun süre yüksek kalması halinde global ekonominin ne kadar direncini muhafaza edebileceği gibi konularda hâlâ pek çok bilinmeyen olduğunu unutmamak lazım.

Diğer önemli bir bilinmeyen ise ham petrol ve daha geniş anlamda enerji fiyatları. Ham petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan artış, nominal faiz oranlarının daha uzun bir süre yüksek kalabileceği ihtimalini artırıyor. Ham petrolün enflasyon üzerindeki etkisini anlamak için son dönemde açıklanan hem enerji hem de gıda fiyatlarını içeren tüketici fiyat endeksi (TÜFE) rakamlarından bazılarına bakabilirsiniz. Örneğin Kanada ve İngiltere’de TÜFE öncekinden daha düşük ancak tahminlerin üzerinde açıklanırken ABD’de enflasyon sadece tahminlerin üzerinde olmakla kalmayıp, aynı zamanda Şubat ayı seviyesinin de üzerinde gerçekleşti. Bunun da artan ham petrol fiyatlarıyla yakından bağlantılı olması kuvvetle muhtemel. Bu trend devam ederse, ve de edecekmiş gibi görünüyor, ekonomistler ve piyasa oyuncuları sadece faizlerin inmesindeki gecikmeden öte olası faiz artırımı gibi bir sürprizle de karşılaşabilir. Bu da, son dönemde olağanüstü olumlu hava nedeniyle aralıksız artan piyasalarda ani ve keskin düşüşler anlamına gelebilir. Doğru tahmin ettiniz; burada hisse senetleri ve kripto piyasalarından bahsediyoruz.

KISA VADELİ FAİZLER, FED’İN FAİZ ARTTIRMASI BEKLENTİSİYLE YÜKSELEBİLİR

Dolayısıyla resesyon korkusunun tekrar baş göstermesi halinde, ABD tahvillerinin faiz getiri eğrisinin faiz beklentileri arttıkça yukarıya doğru kayması ve eğiminin daha negatif yani daha da aşağı yönlü olma ihtimali var. Okuyucularımıza hatırlatmak adına, tahvil getiri eğrisinin negatif eğimli olması kısa vadeli getiri faizlerinin, uzun vadeli tahvil getiri faizlerinden daha yüksek olduğu anlamına gelir. Kısa vadeli faizler daha ziyade merkez bankası faiz oranlarından etkilenirken, uzun vadeli getiri faizleri uzun vadede beklenen reel faizleri ve enflasyonu yansıtır.

Bu senaryoda, kısa vadeli faizler FED’in faiz arttırması beklentisiyle yükselebilir, 10 yıl ve 30 yıl vadeli ABD Hazine tahvilleri gibi uzun vadeli nominal faizler 2022 sonuna (kırmızı çizgi) kıyasla 2023 sonunda (gri çizgi) olduğu gibi düşebilir.

Kaynak: Bloomberg

Yatırımcılar, hisse senedi yatırımlarının bir kısmını, uzun vadeli tahvillere kaydırmak suretiyle bu senaryodan yararlanabilirler. Bu senaryo aynı zamanda devlet tahvilleri üzerinden fiyatlandırılan kurumsal ve yüksek getirili tahviller gibi kredi ve faiz bazlı yatırımların özellikle uzun vadeli olanlarının değer kazanmasına da olanak tanıyabilir.

Geçtiğimiz yılın yatırımcılara, son 10 yıldakinden çok daha fazla yatırım fırsatı sunduğu ortada. Ancak, her zaman olduğu gibi, bunlardan her yatırımcı değil, sadece global olarak tüm yatırımlar konusunda bilgi sahibi ve açık görüşlü akıllı yatırımcılar yararlanabilecek.

ELA KARAHASANOĞLU, MBA, CFA, CAIA

Uluslararası Yatırım Direktörü

karahasanoglu@turcomoney.com

ela.karahasanoglu@ekrportfolioadvisory.com

https://www.linkedin.com/in/elakarahasanoglu/

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası