Son Haberler

Bankalar, kar patlaması yaptı

         Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası ve KKM uygulaması nedeniyle 

    BANKALAR, KAR PATLAMASI YAPTI

-Merkez Bankası’nın son bir yılda politika faizini yüzde 19’dan yüzde 13’e indirmesi ve Kur Korumalı Mevduat uygulamasına geçilmesi en çok bankalara yaradı. Bankalar, yüzde 400 net kar elde ederek tarihinin en karlı dönemini yaşadı.

-Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası kurların hızlı bir şekilde yükselmesine neden oldu. Aralık 2021’de başlanan Kur Korumalı Mevduat uygulaması ile döviz fiyatları düşüşe geçti, ancak daha sonraki dönemde yükselişini sürdürmeye devam etti. Sonuçta bu uygulamalar piyasaları, reel sektörü, halkı ve Hazine’yi ise çok olumsuz bir şekilde etkiledi.

-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’e göre Eylül 2021’de tüketici enflasyonu yıllık yüzde %19,58, üretici fiyat endeksi ise  %43.96 seviyesindeydi. Faiz indirimlerinin başladığı tarih olan 23 Eylül 2021 öncesinde Dolar/TL. kuru 8.65, Euro kuru ise 10.15 civarındaydı. Söz konusu tarihte bankacılık sektöründe bireysel kredi faizleri, aylık ortalama % 1.30–2.0 bandında, ticari kredi faizleri ise %25 civarındaydı. 

-Politika faizinde indirim sürecinin başlaması ile yükseliş trendine giren Dolar/TL kuru, 20 Aralık 18 TL seviyesine dayanarak rekor kırdıktan sonra Kur Korumalı Mevduat (KKM) kararının açıklanmasıyla birlikte gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düştü. Ancak politika faizleri daha sonra %14’e kadar düşürüldü. Bu seviyede de uzun bir süredir sabit tutulmasına bağlı olarak kurlarda tekrar artış yaşanmaya başlandı.  Yaklaşık 8 ay boyunca %14 seviyesinde sabit tutulan faizin, 18 Ağustos itibari ile sürpriz bir şekilde %14’den %13’e indirilmesi ile birlikte Dolar/TL kuru tekrar 18 TL seviyesini aştı.

-Döviz kurlarındaki artışın en önemli sonuçlarından biri enflasyonun yükselişi oldu. Nitekim politika faizinin indirilmeye başlaması ile birlikte enflasyon tüketici fiyatları (TÜFE) endeksi %19.58, Yurt içi üretici fiyatları endeksi (Yİ-ÜFE) endeksi %43.96’dan Temmuz 2022 itibari ile sırasıyla %79.60 ve %144.61’e yükseldi. Bu oranlar TÜİK tarafından yayımlanan oranlardır. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından yayımlanan sadece TEFE oranı bile % 176.04’dür.

– Faiz politikası değişikliği hane halkına oldukça yüksek bir seviyede hayat pahalılığı olarak yansıdı. Faizlerin indirilmeye başlaması ile yükselişe geçen döviz kurları başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerini ciddi seviyede yükselterek, deyim yerinde ise iğneden ipliğe her şeyin fiyatını da artırdı. Konut fiyatları ve kiralar belki de tarihimizde ilk defa kısa zamanda ve bu kadar yüksek seviyede artış gösterdi. Yine tarihimizde ilk defa hane halkının önemli bir çoğunluğu, bir barınma krizi ile karşı karşıya kaldı. 

-Öte yandan bu süreçte tasarruflar da önemli derecede değer yitirdi. Ağustos 2022 tarihi itibari ile 1.17 trilyon liraya ulaşan KKM sahiplerini bir kenara bırakacak olursak Türk Lirası’na güvenerek tasarruflarını TL’de tutan tasarruf sahiplerinin birikimleri önemli derecede eridi.

-Politika faizinde indirim süreci başlamadan önce Hazine, TL ihalelerde %17’ler civarında borçlanabiliyordu. Ancak indirim süreci sonrasında  bu oranlar %27’ler seviyesine kadar yükseldi. Son yapılan ihalelerde gerileme olsa da hala yüksek seviyesini koruyor. Dövizli borçlanmada ise durum, maalesef daha olumsuzdur. 

-Politika faizinin %19’dan aşağıya doğru indirilmesi ile birlikte Eylül 2021 tarihinden itibaren TBS’nin toplam karında ciddi bir yükseliş trendi başladı. Nitekim  56.941 milyon TL olan Eylül 2021 karı, %63 oranında artarak Aralık 2021 tarihi itibari ile 92.952 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu kar rakamı 58.503 milyon TL. olarak gerçekleşen Aralık 2020 karına göre % 58.9 oranında bir artışı ifade ediyor.

– Türk bankacılık sisteminde asıl kar artışı ise 2022 yılında belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bu kelimenin tam anlamı ile “kar patlaması” demektir. Nitekim Mart 2022’de bir önceki yılın aynı ayına göre % 286.0 ve Haziran 2022’de yine bir önceki yılın aynı ayına göre tam % 400.5 oranında bir kar artışı gerçekleşti. Bu artış oranı, Türk bankacılık sektörünün tarihinde bir ilktir. 

-Haziran 2022 itibari ile en yüksek kar artışın bağlayan Banka, 22.971 milyon TL net kar ile Türkiye İş Bankası oldu. İş Bankası’nı 21.157 milyon TL. Akbank, 21.096 milyon TL ile Garanti Bankası ve 19.181 milyon TL. ile Yapı ve Kredi Bankası takip ediyor. Yani Öz kaynak toplamında kamu bankalarının arkasında yer alan özel bankalar, karlılıkta ilk dört sırayı paylaşıyor.

Yaklaşık bir yıldır olağan üstü gelişmelere şahit oluyoruz. Belki de tarihte ilk defa yaşanan bu gelişmeler, başta piyasalar olmak üzere şüphesiz ki her kesimi çok derinden etkiledi.

Bugünü iyi analiz edebilmek ve anlayabilmek için biraz geriye yani 2021 yılının Eylül ayına gitmek gerekiyor. Hatırlanacağı gibi enflasyonun sebebinin faiz olduğu düşünüldüğü için Eylül 2021’de %19 olan politika faizinde indirim süreci başlatıldı ve faiz, kademeli biçimde düşürülerek, Aralık 2021 itibari ile %14’e çekildi. Yaklaşık 8 ay süresince bu seviyede tutulan faiz, TCMB Para Politikası Kurulu’nun 18 Ağustos 2022 tarihinde yaptığı toplantı sonrasında sürpriz bir şekilde %13’e indirildi.

Faiz indirimlerinin başladığı tarihten itibaren de; bazılarını hiç, bazılarını ise çok uzun yıllardır görmediğimiz olağanüstü gelişmelere şahit olmaya başladık. Adeta birbirini tetikleyen bu gelişmelerin, farklı kesimleri hangi boyutlarda etkilediğini kronolojik olarak değerlendirelim.

FAİZ İNDİRİMLERİ, PİYASALARI NASIL ETKİLEDİ?

Yukarıda da belirttiğimiz üzere yaşanan olağanüstü gelişmeler, faiz indirimleri ile başladı. Bu gelişmeleri daha iyi analiz edebilmek için ilk olarak faiz indirimlerinin başladığı tarihteki enflasyon, faiz ve döviz kurlarının seviyesini aktarmamızda fayda var.

2021 yılının Eylül ayındaki faiz ve döviz kurları şöyleydi:  

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tüketici enflasyonu yıllık yüzde %19,58, üretici fiyat endeksini ise  %43.96 olarak ilan etti. Faiz indirimlerinin başladığı tarih olan 23 Eylül 2021 öncesinde; Dolar/TL. kuru 8.65, Euro kuru ise 10.15, bireysel kredi faizleri aylık ortalama % 1.30–2.0,  ticari kredi faizleri ise %22 -25 civarındaydı.

Politika faizinin %19’dan düşürülmeye başlaması ile birlikte söz konusu göstergelerde meydana gelen değişimler şöyle oldu.

TABLO 1 – Enflasyon Oranlarında Meydana Gelen Değişimler

TARİH         TÜFE (%)            Yİ-ÜFE (%)
EYLÜL 2021 19.58 43.96
EKİM 2021 19.89 46.31
KASIM 2021 21.31 54.62
ARALIK 2021 36.08 79.89
OCAK 2022 48.69 93.53
ŞUBAT 2022 54.44 105.01
MART 2022 61.14 114.97
NİSAN 2022 69.97 121.82
MAYIS 2022 73.50 132.16
HAZİRAN 2022 78.62 138.31
TEMMUZ 2022 79.60 144.61

Kaynak : TÜİK

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi politika faizinde indirim sürecinin başlaması ile birlikte enflasyon oranlarında oldukça ciddi yükselişler kaydedildi. Nitekim Temmuz 2022 itibariyle tüketici fiyatları endeksi %79,60’a, üretici fiyatları endeksi ise %144,61’e tırmandı. Enflasyonla ilgili yükseliş trendi maalesef hala devam ediyor.

Bu sürecin devam etmesinin en temel nedeni, aşağıdaki tablodan da açıkça görüleceği üzere, döviz kurlarının ciddi oranlarda artmasıdır. Kurların önemli oranlarda yükselişi, başta maliyet enflasyonu olmak üzere talep enflasyonu da yaratarak fiyatlar genel seviyesinin bu denli yüksek oranlarda artışına neden oldu.  

Tablo 2- Döviz Kurlarında Meydana Gelen Değişimler

TARİH         DOLAR/TL EURO/TL
22 EYLÜL 2021 8.65 10.15
29 EYLÜL 2021 8.86 10.33
29 KASIM 2021 12.68 14.31
20 ARALIK 2021 17.50 19.71
30 ARALIK 2021 13.00 14.71
28 OCAK 2022 13.63 15.18
25 ŞUBAT 2022 14.06 15.74
30 MART 2022 14.67 16.34
28 NİSAN 2022 14.81 15.57
29 MAYIS 2022 16.39 17.63
30 HAZİRAN 2022 16.70 17.55
20 AĞUSTOS 2022 18.11 18.24

Kaynak: TCMB

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi, enflasyon oranlarına benzer bir yükseliş trendi döviz kurlarında da gerçekleşti. Politika faizinde indirim sürecinin başlaması ile yükseliş trendine giren Dolar/TL, 20 Aralık Pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 TL seviyesine dayanarak rekor kırdıktan sonra Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye adlandırılan TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla birlikte gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düştü. Ancak piyasanın olumsuz olarak algılamasına rağmen politika faizlerinde indirim sürecinin devam ettirilerek %14’e kadar düşürülmesi ve bu seviyede de uzun bir süredir sabit tutulmasına bağlı olarak kurlarda tekrar artış yaşanmaya başlandı.  Yaklaşık 8 ay boyunca %14 seviyesinde sabit tutulan faizin, 18 Ağustos itibari ile sürpriz bir şekilde %14’den %13’e indirilmesi ile birlikte Dolar/TL kuru tekrar 18 TL seviyesini aştı.

MERKEZ BANKASI’NIN POLİTİKA FAİZİ, KREDİ FAİZLERİNİ NASIL ETKİLEDİ?

Bankalar tarafından açılan kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları ise aşağıdaki tabloda gösterildiği oranlarda gerçekleşti.

Tablo 3- Faiz Oranlarında Meydana Gelen Değişimler

TARİH BİREYSEL KREDİLER (%) TİCARİ KREDİLER (%)
EYLÜL 2021 17 – 22 21
ARALIK 2021 26 – 29 26
MART 2022 25 – 28 21
HAZİRAN 2022 26 – 33 30 – 31
05 AĞUSTOS 2022 28 – 34 27

Kaynak: TCMB

HAZİNE’NİN BORÇLANMA MALİYETİ ARTTI

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi, faizlerin indirim süreci ile birlikte, gerek bireysel gerekse de ticari kredi faizlerinde belirgin bir artış kaydedildi.  Bu oranlar, TCMB tarafından ilan edilen oranlardır. Piyasalarda uygulanan oranlar, bu seviyenin çok daha üstünde. Üstelik komisyon ve masraf gibi çeşitli adlar altında çok yüksek oranlarda tahsil edilen gelir kalemleri ile birlikte kaynak kullananların maliyetleri daha da arttırılırken, kullandıranlar açısından bu uygulamalar önemli bir gelir kalemine dönüştü.

Öte yandan politika faizinde indirim süreci başlamadan önce Hazine, TL ihalelerde %17’ler civarında borçlanabiliyordu. Ancak indirim süreci sonrasında bu oranlar %27’ler seviyesine kadar yükseldi. Son yapılan ihalelerde gerileme olsa da hala yüksek seviyesini koruyor. Dövizli borçlanmada ise durum, maalesef daha olumsuzdur.

Peki bu olağanüstü gelişmeler; bankacılık sektörü, reel sektörü ve hane halkını nasıl etkiledi?

MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ POLİTİKASI, BANKACILIK SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLEDİ?

Bir önceki bölümde olduğu gibi konunun daha iyi anlaşılabilmesi için politika faizinin %19 olduğu ve henüz indirimin başlamadığı son dönem itibari ile karlılık başta olmak üzere Türk bankacılık sisteminin  bazı mali verilerine bakmak gerekiyor.

BANKALAR, KAR PATLAMASI YAPTI

Politika faizinin Eylül 2021 itibari ile indirilmeye başlandığı göz önüne alındığında, bu değişikliğin etkilerinin ne yönde olduğunun görülebilmesi için 2021 ve 2022 yılı verilerinin birlikte ele alınması uygun olacaktır.

Tablo 4  – Türk Bankacılık Sisteminin Performansı

TARİH NET DÖNEM KARI

     (MİLYON TL)

BİR ÖNCEKİ YIL AYNI DÖNEME GÖRE ARTIŞ (%)
MART 2021 16.383
HAZİRAN 2021 33.792
EYLÜL 2021 56.941
ARALIK 2021 92.952 58.9
MART 2022 63.245 286.0
HAZİRAN 2022 169.145 400.5

Kaynak: BDDK

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi politika faizinin %19’dan aşağıya doğru indirilmesi ile birlikte Eylül 2021 tarihinden itibaren TBS’nin toplam karında ciddi bir yükseliş trendi başladı. Bu bağlamda,  56.941 milyon TL olan Eylül 2021 karı, %63 oranında artarak Aralık 2021 tarihi itibari ile 92.952 milyon TL olarak gerçekleşti. Anılan kar rakamı 58.503 milyon TL. olarak gerçekleşen Aralık 2020 karına göre % 58.9 oranında bir artışı ifade ediyor.

Türk bankacılık sisteminde asıl kar artışı 2022 yılında belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bu kelimenin tam anlamı ile “kar patlaması” demektir. Nitekim Mart 2022’de bir önceki yılın aynı ayına göre % 286.0 ve Haziran 2022’de yine bir önceki yılın aynı ayına göre tam % 400.5 oranında bir kar artışı gerçekleşti. Bu artış oranı, Türk bankacılık tarihinde tarihinde bir ilktir.

Tablo 5- Karlılık sıralamasına göre ilk 11 bankanın net karları

  30-06-2022 30-06-2021 Dönemine göre Artış %
T İş Bankası 22.971 467
Akbank 21.157 412
Garanti Bankası 21.096 268
Yapı Kredi Bankası 19.181 420
TC. Ziraat Bankası 16.178 830
T Vakıflar Bankası 10.018 611
Denizbank 9.188 355
QNB Finansbank 7.616 412
KuveytTürk 5.822 465
T Ekonomi Bankası 4.705 686
Halkbank 4.600 3.640

 

Yukarıdaki tablodan da görüleceği gibi 2022 yılının ikinci çeyreğinde TBS’de en yüksek kar artışı ilan eden Banka, T İş Bankasıdır. Adı geçe Bankayı, Akbank, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası takip etmektedir.  Söz konusu dönemde ilk sıralarda yer almayan kamu bankaları, bir önceki yılın aynı dönemine göre kar artışında öne geçmekte ve ilk sıraları paylaşmaktadır.

BANKALAR NASIL OLDU DA KAR PATLAMASI YAPTI?

Peki Türk bankacılık sistemi tarihinde daha önce hiç yaşanmayan Haziran 2022’deki %400.5 oranındaki kar patlamasının nedeni veya nedenleri neler?

İşte bu sorunun cevabını bulabilmek için bir yandan başta krediler olmak üzere faiz geliri sağlayan menkul değerler hesabının anılan dönemdeki gelişimine, öte yandan ise kaynak maliyetindeki kaydedilen değişime bakmak gerekir.

Krediler ve menkul değerlerin gelişimine bakılmasının nedeni, her iki kalemin bankacılık sektörü aktif toplamının yaklaşık %70’ini oluşturmasından kaynaklanıyor. Anılan faaliyetlerde %400.5 oranındaki kar artışını destekleyen çok çok önemli bir artış (tabi gelir artışları ile desteklenen) mı söz konusu? Yoksa bu faaliyetler başta olmak üzere diğer maliyetlerde çok ciddi bir gerileme mi sağlandı?

Bu soruların cevabı, sağlanan bu kar artışının da nasıl gerçekleştiğinin cevabını verecektir bize. O zaman aşağıdaki tabloda her iki kalemin gelişimine bakarak bu cevabı vermeye çalışalım. Bankaların %400.5 oranındaki kar artışı 30-06-2021 ile 30-06-2022 döneminin karşılaştırmasına dayandığı ve söz konusu kar rakamları da ilk altı aylık döneme ait olduğu için bu dönemlerde söz konusu gelir getirici faaliyetlerin gelişimi bu kar artışının nereden sağlandığı konusunda bize yol gösterecektir.

 TABLO 6- Krediler ve Menkul Değerler Hesabının Gelişimi (Milyar TL)

TARİH 31-12-2020 30-06-2021 Artış (%) 31-12-2021 30-06-2022 Artış (%)
KREDİLER 3.576 3.917 9.5 4.901 6.279 28.1
MENKUL DEĞERLER 633 734 16.0 949 1.137 19.8
TOPLAM 4.209 4.651 10.5 5.850 7.416 26.8
             

Kaynak: BDDK

Yukarıdaki tablodan da açıkça görüleceği gibi bankacılık sektörünün en önemli iki faaliyetinin gelişimine bakıldığında, krediler Haziran 2021’de, yılbaşına göre %9.5 oranında, menkul değerlerde ise %16.0 oranında artış kaydedildi. Haziran 2022’de ise yılbaşına göre %28.1 oranında, menkul değerlerde %19.8 oranında bir büyüme gerçekleşti. Her iki kalemin 2021 ilk altı aylık büyümesi % 10.5 oranında, 2022 de ise % 26.8 oranında oldu Bu artış oranlarının, TBS’nin Haziran 2022 itibari ile bir önceki yılın aynı dönemine göre sağladığı %400.5 oranındaki devasa karı yaratabilmesi mümkün değildir.

Mart 2021-Eylül 2021 döneminde gelirler ve maliyetlerdeki gelişim ise şöyle oldu.

Tablo 7 – Bankaların Gelirleri ve Maliyetleri

TARİH FAİZ GELİRİ

(MİLYAR TL)

FAİZ GİDERİ

(MİLYAR TL)

FAİZ GELİRİ / FAİZ GİDERİ % FAİZ DIŞI GELİR

(MİLYAR TL)

FAİZ DIŞI GİDER

(MİLYAR TL)

FAİZ DIŞI GELİR / FAİZ DIŞI GİDER (%)
MART 2021 127 83 153 41 51 80
HAZİRAN 2021 270 177 153 77 94 82
EYLÜL 2021 431 273 159 114 175 65
ARALIK 2021 642 376 171 160 260 62
MART 2022 231 115 201 59 88 67
HAZİRAN 2022 538 254 212 143 193 74

Kaynak: BDDK

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, TBS’nin adeta kar patlaması yaptığı 2022 yılında, faiz ve faiz dışı gelirlerde, aynı nitelikteki giderlere nazaran ciddi bir artış kaydedildi.  Nitekim Mart, Haziran ve Eylül 2021 itibari ile Faiz Gelirleri / Faiz Giderleri Rasyosu sırasıyla % 153, %153 ve % 159 iken bu oran, faiz gelirlerinde kaydedilen olağan üstü artışlara bağlı olarak Aralık 2021 de % 171, Mart 2022 ‘de % 201 ve son olarak Haziran 2022’de % 212’ye yükseldi.

Diğer yandan TBS’nin elde ettiği kar patlamasında ikinci rolü oynayan Faiz Dışı Gelirler / Faiz Dışı Giderler Rasyosu da aynı yönde bir gelişim gösterdi ve Eylül 2021’de %65 olarak gerçekleşen bu oran, Faiz Dışı Gelirlerde, giderlere kıyasen elde edilen yüksek artışlara paralel olarak, Aralık 2021’de %62, Mart 2022’de %67 ve Haziran 2022’de % 74 olarak gerçekleşti.

Bu bağlamda, özellikle faiz gelirleri ile faiz dışı gelirlerin bir önceki yılın aynı dönemine göre artış oranlarına bakıldığında, yukarıda yapılan değerlendirmeyi doğrular nitelikte bir gelişim olduğu görülüyor. Buna göre karın ciddi biçimde arttığı Mart 2022’de faiz gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre %82, Haziran döneminde ise %99 oranında arttı. Faiz dışı gelirlerde yine aynı dönemler itibari ile sırasıyla %44 ve %86 oranında artışlar kaydedildi.

FAİZ GELİRLERİ, FAİZ GİDERLERİNDEN DAHA HIZLI ARTTI

Tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde; Haziran 2022 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre kaydedilen %400.5 oranındaki kar artışının, çok önemli bir bölümünün sektörün en önemli faaliyet alanı olan kredi hacminin artışından kaynaklanmadığı görülüyor. Bu dönemde sektörün kredi hacmi sınırlı bir biçimde artış kaydetti, sektörün ikinci önemli faaliyetinde de bu şekilde sınırlı bir artış yaşandı. Dolayısıyla her iki önemli faaliyette bu kar artışını açıklayabilecek bir büyümenin gerçekleşmediği, öz kaynak büyümesinin de bu artışı desteklemediği görülüyor.

Ancak bu dönemde faiz gelirlerinin faiz giderlerine nazaran daha hızlı artması, bu gelişimde faiz giderlerinde göreceli olarak gerilemenin yazımızın başında da belirtildiği üzere 20 Aralık 2021 tarihinde çıkarılan ve KKM diye adlandırılan TL’yi özendirici düzenlemeyle yakından ilgili olduğu anlaşılıyor. Bu düzenleme sayesinde bankacılık sektörü önceki dönemlere göre çok daha uygun maliyetlerle topladığı fonları yine önceki dönemlere göre daha yüksek getiri sağlayacak biçimde plase  etti.  Öte yandan, faiz dışı gelirlerin faiz dışı giderlere oranla aynı yönde artış kaydetmesi de TBS’nin  tarihinde belki de ilk defa bu kadar yüksek düzeyde bir kar artışını beraberinde getirdi.

Özellikle faiz politikasının değişmesi ile gündeme gelen KKM ile birlikte bankacılık sektörüne adeta altın çağını yaşatan koşullar, maalesef toplumun birçok kesimine aynı güzellikleri yaşatmadı.

FAİZ POLİTİKASI, REEK SEKTÖRÜ NASIL ETKİLEDİ?

Peki reel sektör ve bireyler, uygulanan faiz politikasından nasıl etkilendi? Şimdi de buna bakalım. Her ne kadar politika faizi 23 Eylül itibariyle indirilmeye başlansa da, bu indirim uzun süredir hep gündemde tutuldu. En son Şubat 2021’de %19’çıkarılan politika faizi, 23 Eylül 2021 tarihinde yapılan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu tarafından 1.00 puan indirilerek %18’e çekilmesi ile birlikte piyasalarda olağanüstü koşullar yaşanmaya başlandı ve kelimenin tam anlamı ile ortalık toz duman oldu.

Politika faizinde indirime gidilmeden önce Dolar/TL.   kuru 8.65, Euro kuru ise 10.15 civarında iken, bu yazımızın hazırlandığı 19-08-2022 tarihi itibariyle sırasıyla 18.00 ve 18.20’dir.

Faiz indirimleri sonrasında kısa bir süre bankacılık sektörünün uyguladığı bireysel ve ticari kredilerin faizlerinde indirimler olsa da ilerleyen süreçte faizler tekrar yükselmeye başladı.

Peki bu gelişmeler reel sektörü nasıl etkilemiştir?

Faiz politikası, reel sektörü 4 temel konuda etkiledi.

1) Turcomoney Ağustos sayısındaki “Reel sektörün açık pozisyon sorunu ve varlık barışı” başlıklı yazımızda da önemle vurguladığımız gibi 2009 yılında alınan hatalı bir karar sonrası 2016 yılında 211 milyar Dolar seviyesine kadar yükselen açık pozisyon tutarı, her ne kadar TCMB tarafından yayımlanan Mayıs 2022 raporunda 105.803 milyon Dolara gerilemiş olsa da, kurların ciddi oranlarda arttığı bir dönemde bu açığın yaratacağı olası kambiyo zararları.

2) Politika faizinin düşürülmeye başlanması ile birlikte piyasa faizlerinin de düşeceği beklentisinin gerçekleşmemesi bir yana tam tersi bir gelişimle faizlerin artması ve bu durumun reel sektörün kaynak maliyetini artırması,

3) Artan fiyatlara bağlı olarak başta enerji maliyetleri olmak üzere girdi maliyetlerinin oldukça hızlı ve yüksek oranlarda artışı,

4) Önceki dönemlere göre kaynaklara erişim problemi giderek artması.  Nitekim sektör temsilcileri de son zamanlarda kaynaklara erişimde önemli zorluklar yaşadıklarını sık sık ifade ediyor.

Kredi hacmindeki daralma, kaynaklara erişim problemini yaratan en önemli nedenlerden biridir.

İlgili dönemde kredilerin gelişimi aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 8 – Kredilerin Bankacılık Sektörü Aktif Toplamı İçindeki Payı

TARİH KREDİLER (MİLYON TL) KREDİLER / AKTİF TOPLAMI (%)
EYLÜL 2021 4.038.132 57.3
ARALIK 2021 4.900.878 53.2
MART 2022 5.502.916 54.2
HAZİRAN 2022 6.278.647 53.6

Kaynak: BDDK

Yukarıdaki tablodan da açıkça görüleceği gibi bankacılık sektörü tarafından kullandırılan toplam kredilerin toplam aktifler içerisindeki payı, Eylül 2021 itibari ile %57.3 iken bu oran Haziran 2022 de % 53.6 seviyesine geriledi. Daha önceki yıllarda bu oran %60’ın üzerindeydi. Önceki dönemlerde 1.15 seviyesinin üzerinde bulunan mevduatın krediye dönüşüm oranının 0.90’lı seviyelere gerilemesi de bu tespiti doğruluyor.

FAİZ POLİTİKASI DEĞİŞİKLİĞİ HANE HALKINI NASIL ETKİLEDİ?

Faiz politikası değişikliğinin en büyük kaybedeni ve mağdur olanın ise hiç kuşkusuz hane halkı oldu.

Enflasyon oranlarındaki gelişimin gösterildiği Tablo 1’de de açıkça görüleceği üzere, politika faizinin indirilmeye başlaması ile birlikte enflasyon TEFE %19.58, Yİ-ÜFE %43.96’dan çok ciddi bir yükseliş göstererek Temmuz 2022 itibari ile sırasıyla %79.60 ve %144.61’e yükseldi. Bu oranlar TÜİK tarafından yayımlanan oranlardır. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından yayımlanan sadece TEFE oranı bile % 176.04’dür.

Yani faiz politikası değişikliği hane halkına oldukça yüksek bir seviyede hayat pahalılığı olarak yansıdı. Faizlerin indirilmeye başlaması ile yükselişe geçen döviz kurları başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerini ciddi seviyede yükselterek, deyim yerinde ise iğneden ipliğe her şeyin fiyatını da artırdı. Konut fiyatları ve kiralar belki de tarihimizde ilk defa kısa zamanda ve bu kadar yüksek seviyede artış gösterdi. Bu bağlamda yine tarihimizde ilk defa hane halkının önemli bir çoğunluğu, bir barınma krizi ile karşı karşıya kaldı. Kalmaya da devam ediyor.

TASARRUF SAHİPLERİNİN BİRİKİMLERİ ERİDİ

Öte yandan bu süreçte tasarruflar da önemli derecede değer yitirdi. Ağustos 2022 tarihi itibari ile 1.17 trilyon TL.’na ulaşan KKM sahiplerini bir kenara bırakacak olursak TL.’na güvenerek tasarruflarını TL.’da tutan tasarruf sahiplerinin birikimleri önemli derecede eridi.

Aşağıdaki tabloda dönemler itibari ile mevduata ilişkin gelişmeler veriliyor.

TARİH TL MEVDUAT YP MEVDUAT TL MEVDUAT / TOPLAM MEVDUAT
EYLÜL 2021 1.848.747 2.258.004 45.0
ARALIK 2021 1.880.342 3.423.006 35.5
MART 2022 2.501.605 3.470.735 41.9
HAZİRAN 2022 2.928.366 3.867.829 43.1
       

Kaynak: BDDK

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, TL. mevduatın payı incelemeye esas alınan dönemde gerileyerek Haziran 2022 itibari ile % 43.1 olarak gerçekleşti. Bir diğer deyişle, yabancı para (YP) mevduatının toplam mevduat içerisindeki payı da %56.9’dur.

Tasarruf sahiplerinin önemli bir bölümü tasarruflarını hala TL.’nda tutmaya devam ediyor. Bu mevduatlara ortalama yıllık %23 faiz veriliyor. Üstelik KKM.nin yürürlüğe girdiği tarihte bu oran %16 -17 civarındadır. En iyimser tahminle %80’e yükselen enflasyon oranı dikkate alındığında, tasarruf sahiplerinin her geçen gün çok ciddi bir biçimde zarara uğradığını söyleyebiliriz. Bir başka deyişle bu tasarruflar günden güne eriyor.

BDDK’nın verilerine göre,  Haziran 2022 itibari ile 250 bin TL.na kadar olan mevduat, toplamının TL mevduatın %21’ini, 1 milyon TL.na kadar olan mevduat ise toplam TL. mevduatın %38’ini oluşturuyor. Bu veriler göz önüne alındığında,  orta gelir düzeyine sahip önemli sayıda tasarruf sahibinin de bu mağdurlar arasında olduğunu söylemek yanıltıcı olmayacaktır.

DÜŞÜK FAİZ POLİTİKASI VE KUR KORUMALI MEVDUAT UYGULAMASI DENGELERİ BOZDU

Sonuç olarak; Politika faizinin indirilmeye başlaması ile birlikte olağan üstü gelişmeler de bir biri ardına ortaya çıkmaya başladı. Enflasyon ve döviz kurlarında kaydedilen ciddi orandaki yükselişler, şirketleri ve toplumun her kesimini derinden etkiledi ve birçok dengeyi de bozdu.

Faizin düşürülmesi ile birlikte 8.65 seviyesinden 18 seviyesini aşan Dolar/TL kurunu aşağıya çekebilmek için 20 Aralık 2021’de KKM düzenlemesi çıkartıldı ve kısa bir zaman için kurlarda stabilite sağlandı. Ancak yapısal sorunların devam etmesi ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeler sonucunda, kurlar tekrar artmaya başladı ve Ağustos 2022 itibari ile tekrar 18 TL seviyesini aştı. KKM sayesinde geçmiş dönemlere nazaran oldukça uygun maliyetlerle fon toplayan bankacılık sektörü, bu fonları yüksek getiri sağlayacak biçimde ticari ve bireysel kredi olarak kullandırdı ve tarihinde ilk defa Haziran 2022 tarihi itibari ile bir önceki yılın aynı dönemine göre %400.5 oranında adeta bir kar patlaması yaparak, bu dönemin en şanslı kesimi oldu.

TOPLUM VE REEL SEKTÖR, BU DÖNEMİN MAĞDURLARI OLDU

KKM’ye geçen belirli sayıdaki tasarruf sahibi dışında (gerçek enflasyon oranları düşünüldüğünde belki onlar bile..) toplumun ve reel sektörün önemli bir bölümü maalesef bu dönemin mağdurları ve kaybedenleri oldu.

Aslında bu dönemin bir kaybedeni daha var. O da Hazine’dir. Piyasalarda yaşanan belirsizlikler, artan faizler Hazineye çok ciddi bir yük getirdi. Buna bağlı olarak Temmuz ayında bütçe açığı 64.2 milyar TL. gibi ciddi bir seviyeye yükseldi. Yabancı yatırımcılar çekildi ve yeni yatırımlar gelmedi. Güven duygusunun zedelenmesi gibi çok önemli hususlar bir yana 15 Ağustos 2022 tarihinde resmi olarak  KKM’ sahiplerine ödenen tutarın 60.6 milyar TL.na ulaştığı da açıklandı.  Üstelik bu rakama Merkez Bankası tarafından dövizli mevduat için ödenen tutarlar da dahil değildir.

Öte yandan KKM uygulamasının getirdiği yük maalesef bu tutarla da sınırlı değil. KKM’nin başarısı için getirilen başta kurumlar vergisi avantajı olmak üzere çeşitli istisna ve muafiyetler de bütçeye çok önemli yükler getirmeye devam ediyor.

Yaşananlar tam da gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince sonrakiler de yanlış iliklenir deyimiyle uyumludur. Gerçekten politika faizinde uygun koşulların olup olmadığına bakılmadan indirim sürecinin başlatılması ile bozulan dengeler, bütçeye önemli yükler getiren kararlarla ve uygulamalarla düzeltilmeye çalışıldı ve bu yanlış kararlar, başka yanlış kararların alınmasına da zemin hazırladı.

“FAİZLERİ DÜŞÜREREK ENFLASONU AŞAĞIYA ÇEKECEĞİZ” DERKEN TERSİ OLDU

Faizleri düşürerek enflasyonu aşağıya çekeceğiz derken,

Faizden para kazanan en önemli sektör olan bankacılık sektörü %400.5 gibi bir oranda adeta bir kar patlaması gerçekleştirerek, tarihinin en büyük karını yaptı.

Faizlerin ve enflasyonun bırakın düşürülmesi, özellikle enflasyon son 20 yılın rekorunu kırarak %100’leri aştı. TL ise ciddi bir biçimde değer kaybetmeye devam etti.

TL’yi özendirici önlem olarak açıklanan KKM uygulaması sonucu, mevduat sahiplerine ödenen ve bu uygulama çerçevesinde getirilen muafiyetler sonucunda vazgeçilen kamu gelirleri toplamı an itibariyle en iyimser tahminle 100 milyar TL. seviyesine geldi. Bu kayıpların da yükselmesi kaçınılmaz.

Bu uygulamalar ve bu uygulamaların doğru olduğunu gösterebilmek adına alınan  kararların olumsuz etkileri sonucunda;  kamu ve hane halkı başta olmak üzere toplumun çok önemli bir kesimine ciddi bir biçimde yükler eklendi. Halk her açıdan sıkıntıya girdi.

POLİTİKALAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ VE GEREKLİ ÖNLEMLER İVEDİLİKLE ALINMALI

Bütün bu olumsuz gelişmeleri devletin resmi organları da istatistikleri ile teyit ediyor. Dolayısıyla benimsenen bu politikanın her türlü önyargı bir kenara bırakılarak sağduyulu bir şekilde tekrar gözden geçirilmesi ve gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerekiyor.

Enflasyonla mücadelede başarı ve ekonomik kalkınma için faizlerin düşürülmesi, elbette ki hepimizin arzu ettiği bir gelişmedir. Ülkemizin potansiyeli ve dinamikleri böyle bir ortamı yaratabilecek kadar güçlüdür. Ancak başta hukuk ve demokratikleşme olmak üzere bazı yapısal reformları gerçekleştirmeden ve güven ortamı sağlanmadan başarı şansımızın fazla olmadığını yaşayarak ve önemli bir fatura ödeyerek gördük.

Bu alanlarda atacağımız her bir adım, yukarıda aktardığımız maliyetlere katlanmadan faizlerin düşürülmesi için uygun ortamları yaratacak, böylece  bir yandan halkımızın refah düzeyi artmaya başlayacak, diğer yandan ise Ülkemiz hak ettiği gelişme ve kalkınmayı sağlayacaktır.

Dr. Ramazan Başak

Bankalar Yeminli Murakıbı  

basak@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası