Son Haberler

BÜYÜMEDE BEKLENTİ AŞILDI

Ekonomistler 2014 yılı için büyüme hızının yüzde 2,5 – 3 aralığında gerçekleşmesini beklerken, ilk çeyrek büyüme hızının yüksek çıkması büyüme beklentilerinin de revize edilmesi olasılığını güçlendirdi. TüİK tarafından açıklanan büyüme istatistiklerine göre mevsim etkisinden arındırılmış GSYH birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 artarken, mevsim ve taksim etkisinden arındırılmış GSYH birinci çeyrekte önceki çeyreğe göre yüzde 1,7 arttı. Hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2014 yılı birinci çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 2,9’luk artış sergilerken, devletin nihai tüketim harcamalarında 2014 yılı birinci çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 8,6’lık artış gerçekleşti. Diğer taraftan mal ve hizmet ihracatı 2014 yılı birinci çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 11,4 artarken, mal ve hizmet ithalatında görülen artış yüzde 0,8 düzeyinde kaldı. Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH bileşenlerinden sonuncusu olan gayrisafi sabit sermaye oluşumunda, diğer bir ifadeyle yatırımlarda ise yüzde 0,5 düzeyinde bir daralma yaşandı.

Söz konusu veriler birlikte değerlendirildiğinde, yüzde 4,3 olarak gerçekleşen büyüme hızının kamu harcamaları ve ihracatta yaşanan artıştan kaynaklandığı görülüyor. İç talepte yaşanan yüzde 2,9 düzeyindeki artış ve yatırımlarda görülen kısmi düşüş ise büyümenin sürdürülebilirliğinin sorgulanmasına neden oluyor. Mali disiplin nedeniyle kamu harcamalarının mevcut temposunun korunmasını zorlaştıracak, dünya ekonomisinde görülebilecek bir durgunlukta dış talepte olumsuzluk yaratabilecek. Dolayısıyla özellikle yatırımlarda artış görülmeden büyümenin yüksek düzeyde süreklilik kazanması beklenmeli.

ENFLASYON çİFT HANEYE YAKLAŞIYOR

2014 yılı Mayıs ayında TüFE’de bir önceki aya göre yüzde 0,40 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,66 oranında artış gerçekleşti. özel kapsamlı TüFE göstergelerinden H ve I endekslerinde ise sırasıyla aylık yüzde 1,4 ve yüzde 1,5 düzeyinde artışlar gerçekleşti. H ve I endekslerinde yıllık artışlar ise yine sırasıyla yüzde 10,16 ve yüzde 9,77 seviyesindeydi. Bu endekslerdeki artışların genel TüFE endeksindeki artışın hem aylık hem de yıllık olarak üzerinde gerçekleşmesi enflasyonda son dönemde görülen artışın devam edebileceği fikrini güçlendiriyor. özellikle döviz kurlarında görülen yükselme eğiliminin enflasyon oranlarına güçlü bir biçimde geçişkenlik sergilediği görülüyor.

İŞSİZLİK ORANI TEK HANEDE

TüİK tarafından açıklanan verilere göre Mart ayı itibariyle işsizlik oranı yüzde 9,7 (Şubat ayında yüzde 10,2) seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde işsiz sayısı 2 milyon 747 bin kişi iken, işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9,1, kadınlarda ise yüzde 11 oldu. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı yüzde 11,6 olarak tahmin edildi. İşgücü 2014 yılı Mart döneminde 28 milyon 330 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise yüzde 49,9 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70,6 kadınlarda ise yüzde 29,8 oldu. Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı 2014 yılı Mart döneminde yüzde 34,4 olarak gerçekleşti. Bu oran tarım sektöründe yüzde 80,5 iken, tarım dışı sektörlerde yüzde 22,3 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı bir önceki döneme göre 149 bin kişi artarak 26 milyon 10 bin kişiye ulaştı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlerin sayısında 2014 yılı Mart döneminde, bir önceki döneme göre 25 bin kişilik artış gerçekleşti. İşsizlik oranı ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 9,1 oldu.
Hanehalkı işgücü araştırmasında 2014 Şubat dönemiyle birlikte Avrupa Birliğine tam uyumun sağlanmasına yönelik yeni düzenlemelere geçilerek anketin referans haftası ve işsizlik kriterinde iş arama süresi değişti, yeni nüfus projeksiyonu ve idari bölünüş temel alındı. Ayrıca OECD ve diğer uluslararası kuruluşlar ile karşılaştırılabilirliği sağlamak amacıyla 15-64 yaş grubunda yer alan nüfusa ilişkin temel işgücü göstergelerine de yer verilmeye başlandı.

özellikle yeni yayımlanmaya başlanan 15-64 yaş grubuna dair tarım dışı işsizlik oranı dünyada yayımlanan işsizlik verileriyle Türkiye verilerinin karşılaştırılması açısından daha gerçekçi bir yöntem olduğu görülüyor. Bu çerçevede Mart 2014 itibariyle gerçekleşen yüzde 11,7 oranının Türkiye ekonomisinde yaşanan işsizliğin halihazırda önemli bir sorun oluşturduğu görülmüyor. Yapısal açıdan bakıldığında ise dikkat çeken iki eğilim, tarım istihdamının yüksekliği nedeniyle genel işsizlik oranının daha düşük seviyede olması ve kadınların işgücüne katılım oranının yavaş da olsa yükselmesine rağmen dünya verileriyle karşılaştırıldığında çok düşük düzeylerde gerçekleşmeye devam etmesidir.

CARİ AçIK AZALIYOR

Cari açık Nisan‘da beklentilerin altında gerçekleşerek 4,79 milyar dolar, Ocak-Nisan döneminde ise 16,37 milyar dolar oldu. Merkez Bankası yaptığı açıklamada, “Bu gerilemede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının 8,1 milyar dolar azalarak 17.402 milyon ABD dolarına düşmesi ve net hizmet gelirlerinin 621 milyon dolar artarak 3,9 milyar dolara yükselmesi etkili olmuştur” vurgusunu yaptı.

Cari açığın azalmasında temel etken TCMB’nın vurguladığı üzere dış ticaret açığının azalması etkili olurken burada görülen temel dinamik parasal olmayan altın kaleminde bir önceki yılın dört aylık döneminde 3,4 milyar dolar net altın ithalatı gerçekleşmişken, bu yılın aynı döneminde 1,3 milyar dolar net altın ihracatı yapılmasıydı. Toplamda 4,7 milyar dolarlık iyileşmenin bu kalemde gerçekleştiği izleniyor.

Cari açığın finansmanı bağlamında görülen önemli husus ise yatırım geliri dengesinden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre 322 milyon dolar artarak 3 milyar dolar olarak gerçekleşmesi oldu. Ayrıca yurtdışı yerleşiklerin yurt içinde yaptıkları net yatırımlar, bir önceki yılın dört aylık dönemine göre 1,6 milyar dolar artarak 5,1 milyar dolara yükseldi.

Türkiye ekonomisinin ilk çeyreğinde görülen büyümenin ihracat ve kamu harcamaları kaynaklı olması cari açık verileriyle uyumlu görünüyor. Ancak, hanehalkı harcamalarının ve yatırımların hızlanması durumunda dış ticaret açığında ve cari açıkta tekrar bozulma eğilimi görülebilecek.

BüTçE MAYIS‘TA FAZLA VERDİ

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Merkezi Yönetim Bütçesi Mayıs ayında 1,5 milyar lira fazla verdi. 2014 yılı Mayıs ayında bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,6 artarak 37,6 milyar lira, bütçe giderleri ise yüzde 18,9 artarak 36,1 milyar lira olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde vergi gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,3 artarak 32,4 milyar liraya, faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 8,2 artarak 29 milyar liraya yükseldi.

Ocak-Mayıs dönemi verileri ele alındığında ise 2013 yılında 4,3 milyar lira fazla veren merkezi yönetim bütçesinin bu yıl 2,8 milyar lira açık verdiği izleniyor. Bu gelişmede bütçe gelirlerinde yüzde 10,3 artış yaşanırken, bütçe giderlerinin yüzde 15,1 artması etkili oldu. özellikle vergi gelirlerinin yüzde 8,9 artarken, faiz hariç giderlerde yüzde 15,2 artış sergilemesi dikkat çekici.

Esasen söz konusu veriler Türkiye ekonomisinde ilk çeyrekte yaşanan büyüme performansıyla da uyumludur. Bilindiği üzere büyüme ilk çeyrekte yüzde 4,3 olarak gerçekleşirken, devlet harcamaları yüzde 8,6 yükseldi. Söz konusu eğilim büyümeye destek veren kamu kesiminin kendi bilançosunda bir miktar bozulma yaşamasına neden oldu.

MERKEZ BANKALARI öNEMLİ KARARLAR AçIKLADI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu gösterge nitelik taşıyan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 10‘dan yüzde 9,50‘ye indirdi. Ayrıca, gecelik faiz oranları olan marjinal fonlama oranını yüzde 12, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 11,5, TCMB borçlanma faiz oranını yüzde 8‘de sabit tuttu. Alınan kararlar çerçevesinde geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası‘nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı
yüzde 0‘da, borç verme faiz oranı ise yüzde 13,5‘te sabit tutuldu.

Son dönemde azalan belirsizliklerin ve risk primi göstergelerindeki iyileşme sonucunda tüm vadelerde piyasa faizlerinde düşüşler gözlendiği belirtilen TCMB duyurusunda bir hafta vadeli fonlama faizinde ölçülü bir indirime gidilmesine karar verildiği bildirildi. TCMB önümüzdeki dönemde enflasyonda görülecek gelişmelere bağlı olarak faiz indirimlerine devam edebilecek.

AVRUPA MERKEZ BANKASI YENİ PARA POLİTİKASI KARARLARI ALDI

Avrupa Merkez Bankası (ECB) faizleri indirirken, para politikasını gevşetici paket için de düğmeye bastı. Bankalara yönelik bir fonlama operasyonuyla ilgili ana hatları paylaşan ECB Başkanı Mario Draghi fonlama operasyonu büyüklüğünün 400 milyar Euro olacağını kaydetti. Buna göre ECB bankaların kredilere dönüştürmeleri kaydıyla ihale yöntemiyle fonlanacağını duyurdu. Söz konusu kredi aktarım mekanizması için 2016 yılına kadar üçer aylık dönemlerde ihalelere çıkılacak ve ilk ihale Eylül 2014’te gerçekleştirilecek.
Ayrıca ECB politika faizini 10 baz puan azaltarak yüzde 0,15 ‘e çekerken, borç verme faizini de 35 baz puan indirerek yüzde 0,40‘a düşürdü. Banka mevduat faizini de 10 baz puan azaltarak yüzde -0,10‘a çekti. Böylece ilk defa ECB’de tutulacak mevduat için negatif faiz uygulamasına gidilmiş oldu. ECB, bankaların kendisinde aşırı rezerv tutmak yerine ekonomiyi canlandıracak ve deflasyon riskini azaltacak şekilde kredilerini artırmalarını umuyor.

ECB Başkanı Draghi ayrıca para politikası aktarım mekanizmasının işleyişini geliştirmek için ek para politikası önlemleri açıklayacağını da vurguladı. Bu kapsamda, özellikle FED benzeri olabileceği düşünülen varlık alım

FED BEKLENEN KARARINI DUYURDU

ABD Merkez Bankası FED iki gündür süren Açık Piyasa Komitesi toplantısı sona erdi ve beklendiği gibi varlık alım programı 10 milyar dolar daha azaltıldı ve 35 milyar dolara düşürüldü. Ancak çok daha ilginç olan husus FED yetkililerinin sıfıra yakın seviyelerde olan faizlerin 2014 sonunda yüzde 1, 2015 sonunda yüzde 1,25, 2016‘daysa yüzde 2,5 seviyesine çıkmasını beklediklerini açıklamaları oldu. Ayrıca uzun vadeli faiz beklentileri de yüzde 4‘ten yüzde 3,75‘e çekildi. Faiz tahminin yukarı çekilmesinin nedeni, FED’in ABD ekonomisinin gelecek iki yılda beklenenden daha iyi bir büyüme performansı göstereceğine yönelik beklentisiydi. FED’e göre büyüme performansındaki iyileşme istihdam piyasasına yansıyacak ve ABD‘de işsizliğin 2014 sonunda yüzde 6‘ya, 2015 sonunda yüzde 5,4’e ve 2016‘da 5,1‘e gerilemesi söz konusu olacak. Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, FED’in 2014 yılı bitmeden varlık alım programını sonlandıracak ve faizlerin yükselmesi başlayacak. FED’in ABD ekonomisine dair iyimser tahminlerini koruduğu ve enflasyona geçit vermeden büyümeyi ve istihdamı desteklemeye devam edeceği bekleniyor.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası