Türkiye ekonomisi, 2025 yılının son çeyreğine girerken, bir kez daha “denge arayışı”nın tam ortasında. Faiz oranları iniyor, enflasyon hâlâ yüksek, döviz ve altın hareketli, Borsa ise bir süre sakinleşse de yeniden dalgalanmaya başlamış durumda. Kısacası; para politikası, finansal piyasalar ve reel ekonomi arasındaki geçişkenlik, ekonominin her alanında hissediliyor.
Merkez Bankası (TCMB), son toplantısında politika faizini %40,5’ten %39,5’e düşürdü. Bu karar, gevşeme sürecinin devam ettiğini ama artık daha ölçülü bir yola girildiğini gösteriyor. Faiz indirimi, büyümeyi desteklemeyi amaçlasa da, hâlâ yüksek seyreden %33,29’luk yıllık enflasyon bu politikanın hareket alanını daraltıyor.
Bir başka ifadeyle: Türkiye ekonomisi, hem büyümek hem fiyat istikrarını sağlamak istiyor ama iki hedefi aynı anda tutturmak giderek zorlaşıyor.
MAKRO CEPHE: FAİZ İNERKEN FİYATLAR YÜKSELİYOR Faiz indirimi, üretimi ve yatırımı canlandırmak açısından pozitif bir sinyal olarak görülüyor. Ancak bu dönemde enflasyonun hâlâ aylık %3’ün üzerinde seyretmesi, fiyat istikrarı açısından risk oluşturuyor.
Sonuç olarak, faiz iniyor ama fiyatlar durmuyor. Türkiye’nin bu tabloyu tersine çevirmesi için sadece para politikasına değil, kalıcı güven ve reform politikalarına da ihtiyacı var.
Doç. Dr. Yasin Kalafatoğlu
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.
