Bu hafta uluslararası otomotiv medyası, Renault Grubu CEO’su Luca de Meo’nun Avrupa’lı otomotiv üreticilerine yaptığı çağrıyı duyurdu.

Avrupa’da önümüzdeki haftalarda yapılacak seçimler öncesinde yapılan bu çağrı, Avrupa otomotiv endüstrisinin tüm oyuncularına işbirliğini geliştirerek daha güçlü bir endüstri ortamı oluşturmayı hedefliyor. Çağrı aynı zamanda kamu ve özel sektör kuruluşları ile bir arada büyük ölçekli projeler üretilmesini kapsıyor. Bu sayede Avrupa’daki otomotiv endüstrisinin daha rekabetçi ve çok daha düşük karbon üreten bir ortama kavuşması isteniyor. Ek olarak seçimler öncesinde Avrupa’daki otomotiv endüstrinin enerji dönüşümünü birlikte başarması isteniyor.

Açık mektupla yapılan bu çağrı, Avrupa ülkelerinin havacılık endüstrisinde başarıyla uyguladığı Airbus modeline gönderme yapıyor.  Luca de Meo, çağrısında Avrupa ekonomisinin yanı sıra yaşam biçimini de gündeme getiriyor. Günümüzde Çin’li otomotiv markalarının Avrupa’ya yaşattığı ağır rekabet baskısı karşısında bu çağrının dikkate alınmasını istiyor.

CEO’YA GÖRE AVRUPA BİR HİBRİT POLİTİKA GELİŞTİRMELİ

Renault CEO’su, çağrı mektubunda Avrupa’nın karbondan arınmış ve rekabetçi bir endüstri politikasına sahip olması için yedi adet tavsiyede bulunurken sekiz adet de önlem sıralıyor. CEO’ya göre Avrupa bir hibrit politika geliştirmeli. Örneğin Avrupa’nın en büyük 200 şehri karbondan arındırma stratejisi içine alınarak bir endüstriyel şampiyonlar ligi düzenlenmeli ve enerji dönüşümünü taahhüt eden kuruluşlar ödüllendirilmeli. Aynı zamanda, enerji dönüşümüne yönelik yatırımların yoğun olarak uygulandığı ve teşvik edildiği yeşil ekonomi bölgeleri oluşturulmalı.

Hatırlarsınız; Renault-Nissan ittifakı aslında bataryadan elektrik enerjisi kullanan BEV türü otomobil üretiminin öncüsü olan bir ortaklık. 2010 lu yılların başlarında Nissan Leaf ile başlayan üretim, o yıllarda Renault Kangoo EV, Renault Fluence ZE (Bu otomobil ülkemizde üretilmiştir), Renault ZOE ve Renault Twizy ile rakiplerinin oldukça önünde BEV pazarının öncüsü olmuştu.

OTOMOBİLLERİ MÜŞTERİNİN AYAĞINA GİDEREK TESLİM ETMEK AVRUPA’NIN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRABİLİR

Luca de Meo çağrı mektubunda bu öncü konum vesilesiyle otomotiv sektörünün ötesine geçen stratejik alanlarda on adet temel proje öneriyor. Bunlardan bazıları küçük ve Avrupa yapımı otomobilleri öne çıkarmak, onları müşterinin ayağına giderek teslim etmek, şarj altyapılarını ve V2G teknolojisini geliştirmek ile yarı iletken çiplerde Avrupa’nın rekabet gücünü artırmak olarak sıralanabilir.

Ekolojik dönüşümü bir takım oyununa benzeten CEO, Avrupa Otomotiv Endüstrisinin yaşadığı rekabet güçlüğüne karşı hızlı bir şekilde çözüm üretebileceğini savunuyor.

Luca de Meo’nun bu çağrısı aynı zamanda siyasi otoritenin, yerel yönetimlerin, sivil meslek örgütlerinin ve ilgili tüm Avrupa ülkeleri vatandaşlarının enerji, yazılım ve dijital teknoloji alanlarında birlikte harekete geçmesini ve Avrupa’da yeni bir mobilite ekosistemi oluşturmasını amaçlıyor.

ENİNDE SONUNDA AVRUPA’LI DİĞER OTOMOTİV DEVLERİ DE ÇİNLİLERLE ORTAKLIKLARA GİDECEKLER

Bence Luca de Meo’nun bu çağrısı Avrupa için oldukça haklı nedenlere dayanıyor. Çünkü BEV üreticisi olan Çinli otomotiv markaları ölçek ekonomisi ve tedarik avantajlarıyla rekabette çok öne geçtiler. Üstelik sadece Avrupa değil, tüm global pazarları bu güçle istila ediyorlar. Yalnız, yapılan bu çağrı Çinlilerin üstünlüğüne karşı Airbus modeli bir endüstri ittifakı ile blok oluşturmaya yönelik ise bence başarı sağlayamaz. BEV üretiminde Çinlilerin rekabet avantajı ile ancak onlarla işbirliği yaparak baş edilebileceğini düşünüyorum. Nitekim Stellantis grubunun Çinli Leapmotor ile, keza Volkswagen grubunun Çinli XPeng ile global pazarlara yönelik güçlerini birleştirmeleri bunu gösteriyor. Eninde sonunda Avrupa’lı diğer otomotiv devleri de Çinlilerle benzer ortaklıklara gideceklerdir. Yeşil enerji ile çalışan global otomotiv endüstrisinin geleceği bu yöndedir, nokta.

İbrahim Aybar

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com