– İkinci defa ABD Başkanlığı koltuğuna oturan Donald Trump’ın gümrük vergilerini artırması, dünya genelinde piyasaları derinden sarstı, borsalarda çift haneli kayıplar yaşandı. Açıklanan kararların ertelenmesi ise tersine dalgalanmalara neden oldu. Başkan Trump’ın asıl hedefinin Çin ve Avrupa olduğu biliniyor. Bu gelişmeleri önleyecek bazı ülkelerin sınırlı tepkileri dışında uluslararası/uluslarüstü kurum ve kuruluşlardan henüz bir ses çıkmadı.
– Avrupa Birliği dışında, açıklanan vergi oranlarından en fazla etkilenen ülkelerin oluşturduğu BRICS ülkeleri grubu ortak bir tavır belirleyebilir mi? Onu da önümüzdeki dönemde göreceğiz. ABD’nin attığı keskin, zikzaklı, ani, değişken, öngörülemez adımların değerlendirilip tartışılacağı platformun Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) olması bekleniyor. Bakalım DTÖ, ne yapacak? Bilinmelidir ki, bu savaşın bir kazananı olmayacak, tüm ülkeler zarar görecek.
ABD Başkanı Donald Trump ikinci başkanlık dönemine, birinci dönemine kıyasla çok daha hızlı ve keskin başladı. Esasen yönetim tarzı ve küresel ticarete yaklaşımı aynı olmakla beraber, ikinci dönemde açıkladığı gümrük vergilerinin kapsama alanını genişleterek 4 Nisan2025 günü 60 ülkeye %10 ile %48 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Açıklanan vergi oranlarının belirlenmesinde, diğer ülkelerin ABD mallarına uyguladığı gümrük vergisi oranlarının değil; “ABD’nin ilgili ülkeye verdiği dış ticaret açığının, ABD’nin o ülkeden yaptığı ithalata bölünmesiyle bulunan rakamın yarısı” olarak hesaplanan oranın esas alındığı anlaşıldı. Hesaplama böyle olunca ABD’den mal alacak dövizi bulmakta zorlanan ve ABD’ye düşük tutarlarda ihracat yapan Madagaskar, Laos gibi küçük ülkeler %50’ye varan gümrük vergisi oranlarıyla karşılaştılar! Türkiye gibi, 2024 rakamlarıyla ABD ile dış ticareti dengeli ülkeler için bile %10 vergi oranı öngörüldü. Ayrıca açıklanan yeni gümrük vergisi oranlarının, mevcut gümrük vergisi oranlarına ilave edileceği de belirtildi. Tabii ki açıklanan oranların yanında Beyaz Sarayın, GTİP bazında yayınladığı malların yer aldığı muafiyet listelerine de bakmak gerekiyor.
YENİ GÜMRÜK VERGİLERİ, DÜNYA GENELİNDE PİYASALARI DERİNDEN SARSTI
Beyaz Saray’dan yayınlanan yeni gümrük vergileri, dünya genelinde piyasaları derinden sarstı, borsalarda çift haneli kayıplar yaşandı; açıklanan kararların ertelenmesi ise tersine dalgalanmalara neden oldu. Başkan Trump’ın asıl hedefinin Çin (ve Avrupa) olduğu bilinmekte birlikte diğer ülkelerin listede yer almasının sebebinin; iki kutuplu bir dünya istenmediği, her ülkenin ABD’yle iyi geçinmek zorunda kalacağı, ABD dolarının rezerv para konumunun güçlendirilmesi yanında küresel ticarette dolar kullanımının artırılmasının hedeflendiği anlaşılıyor. %20 gümrük vergisi oranı öngörülen Avrupa Birliği’nin temkinli tepkisi, ilk etapta müzakere ihtimalini akla getirirken en sert tepki %34 ilave gümrük vergisi öngörülen Çin’den geldi. Çin ABD’ye, aynı oranda gümrük vergisi, bazı ürünlere ihracat yasakları ve Yuan’ın değerinin düşürülmesi iması gibi önlemlerle en sert tepkiyi verdi. Çin’in tepkisine Trump tarafından, Çin mallarına üç haneli vergi tehdidiyle karşılık verildi. Karşılıklı misillemelerle iş çığırından çıkmış görünüyor. Doğal olarak bu süreçten sadece küresel piyasalar ile serveti her gün değişen dolar milyarderleri değil küresel ticaret ile ihracata dayalı büyüme stratejisini benimsemiş ülkeler etkileniyor.
BU GELİŞMELERİ ÖNLEYECEK ULUSLARARASI KURULUŞLARDAN HENÜZ SES ÇIKMADI
Bazı ülkelerin sınırlı tepkileri dışında bu gelişmeleri önleyecek ya da durumu soğutacak uluslararası/uluslarüstü kurum ve kuruluşlardan henüz bir ses çıkmadı, önümüzdeki günlerde çıkar mı diye takip edeceğiz. Ayrıca, Avrupa Birliği dışında, açıklanan vergi oranlarından en fazla etkilenen ülkelerin oluşturduğu BRICS ülkeleri grubu da ortak bir tavır belirleyebilir mi onu da önümüzdeki dönemde göreceğiz. Doğal olarak konu dünya ticareti olunca ABD’nin attığı keskin, zikzaklı, ani, değişken, öngörülemez adımların değerlendirilip tartışılacağı platformun Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) olması beklenir. Zira, küresel ticaret sisteminin işleyişine dönük olarak GATT sisteminden dönüştürülen DTÖ; IMF ve Dünya Bankası ile birlikte düşünülerek kurulmuş olup Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bir kuruluştur.
DTÖ NE YAPABİLİR?
DTÖ; 1 Ocak 1995’ten itibaren faaliyet göstermek üzere 123 ülkenin 15 Nisan 1994’te imzaladığı Marekeş Anlaşması ile (ABD’nin de içinde olduğu 23 ülkenin oluşturduğu, 1948-1994 arasında 46 yıllık bir dönemde işletilen GATT sisteminin yerine) kuruldu. Gelinen aşamada DTÖ üyesi 166 ülke, dünya ticaretinin %98’ini gerçekleştiriyor. DTÖ’nün mevcut durumda ne yapabileceği konusunu değerlendirmeden önce DTÖ hakkında aşağıdaki bilgileri hatırlamak gerekir.
BU SAVAŞIN GALİBİ OLMAYACAK, TÜM ÜLKELER ZARAR GÖRECEK
Özetle, DTÖ mekanizması içinde başkan Trump’ın 4 Nisan 2025 tarihinde 60 ülkeyi etkileyen %10-50 gümrük vergileri ilanı, başta Çin ve Avrupa Birliğinden sert karşılık buldu. Özellikle, Çin’in kendi mallarına getirilen %34’lük vergiye karşılık vermesinin ardından ABD’nin ilave %50’sine de aynı oranda karşılık vermesi; iki ülke arasında üç haneli gümrük vergileri ilanına sebep oldu. Bu durum merkantilist dönemden bu yana görülmemiş bir korumacılık ve ticaret sapması sonucunu doğuracaktır. Bu savaşın galibi olmayacak, her iki taraf yanında diğer ülkeler de bu savaştan zarar görecektir. Ne yazık ki, önleyici ve hızlıca müdahale mekanizması olmayan DTÖ de bu gidişatı etkileyebilecek durumda değildir.
Adnan YILDIRIM
Ekonomi Bakan Yardımcısı (2014-2015)
Türk Eximbank Genel Müdürü (2016-2019)
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.