KOSGEB, bankalar, melek yatırımcılar, kitle fonlaması platformları… İşte girişimcilere finansman sağlayan kuruluşlar…
– Gerek dünyada gerekse Türkiye’de girişimciler, projelerini hayata geçirmeye çalışırken en çok yaşadıkları sorun, finansman konusunda yoğunlaşıyor. Bu noktada fizilibilite raporları hazırlanmış için farklı kanallardan finansman sağlamak mümkün. İşte KOSGEB’den bankalara, kalkınma ajanslarından melek yatırımcılardan risk sermayesi şirketlerine ve kitle fonlaması platformlarına kadar girişimcilere finansman desteği veren kuruluşlar…
– KOSGEB, kredi ve finansman desteklerini hibe, faizsiz/geri ödemeli krediler ve kredi faiz desteği/teminatlı krediler şeklinde olmak üzere üç ana kategoride sağlıyor. KOSGEB, yeni iş kuran girişimcilere kuruluş ve işletme dönemi için hibe desteği veriyor. Geleneksel girişimci desteğinde toplam hibe üst limiti yaklaşık 65.000 TL iken, ileri teknoloji veya imalat sektöründeki girişimciler için bu üst limit yakın dönemde 375 bin TL’den 2 milyon TL’ye çıkarıldı.
– KOSGEB, KOBİ’lerin Ar-Ge, inovasyon, yalın üretim, dijitalleşme, ihracat, iş geliştirme gibi alanlardaki projelerini de hibe yoluyla destekliyor. Örneğin KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) ve Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Programları kapsamında uygun bulunan projelere belirli bir hibe oranıyla finansman sağlanıyor. Geri ödeme olmadığı için işletmeler yalnızca proje giderlerini belgelendiriyor ve KOSGEB bu giderleri belirlenen üst limitlere kadar karşılıyor.
– KOSGEB, bazı dönemlerde faizsiz ve/veya uzun vadeli kredi destekleri sunarak KOBİ’lere finansman sağlıyor. Bu destekler “geri ödemeli destek” olarak nitelendiriliyor. İşletmeye belirli şartlarla faizsiz borç veriliyor ve anapara belli bir vadede tahsil ediliyor. Faizsiz kredi programlarında geri ödeme, anapara için geçerli. İşletme, sadece aldığı tutarı vadesinde geri ödüyor. Böylece işletmeler acil nakit ihtiyacını karşılıyor, faaliyetlerini sürdürebiliyor.
– Kredi faiz desteği, KOSGEB’in KOBİ’lerin banka kredilerinin faiz veya kâr payı maliyetini üstlendiği destek türü. Bu modelde işletme, protokol yapılan bankalardan bir kredi kullanıyor; KOSGEB ise bu kredinin faizini belli bir süre veya tutar limitine kadar ödüyor. Sonuç olarak KOBİ, bankadan faizsiz veya düşük faizli kredi almış oluyor. Bu uygulama genellikle KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Desteği Yönetmeliği çerçevesinde yürütülüyor.
– KOSGEB’in 2025 yılı itibarıyla girişimci ve KOBİ destekleri için ayırdığı toplam bütçe 7,6 milyar TL seviyesinde. 2025 bütçesinde ayrılan ödeneklerin dağılımı yaklaşık 2,698 milyar TL’si geri ödemesiz (hibe) desteklere, 2,286 milyar TL’si faiz desteklerine ve 2,616 milyar TL’si geri ödemeli kredi desteklerine yönelik olarak planlandı. Böylece KOSGEB, 2025 yılında da hem hibe programlarını hem sıfır faizli kredi uygulamalarını hem de faiz sübvansiyonlarını sürdürecek.
– TÜBİTAK son 5 yılda girişimcilik ve start-up ekosistemine doğrudan aktardığı 800–900 milyon TL kaynak ayırdı. 2025 yılı itibarıyla TÜBİTAK, girişim sermayesi destekleri, bireysel girişimci hibeleri ve Ar-Ge odaklı KOBİ teşvikleriyle toplamda 1 Milyar TL’ye yakın bir kamusal kaynağı girişimcilik ekosistemine tahsis etti. Bu destek, binlerce yeni girişimin kurulmasına ve Türkiye’nin teknoloji tabanlı girişimcilik kapasitesinin artmasını sağlıyor.
– 26 farklı kalkınma ajansı, bölgesel girişimcilik destekleri sunuluyor. Sektörel kümelenmeler, kadın kooperatifleri, tarım-gıda yeniliği gibi tematik alanlara hibe desteği veriliyor. Bu destekleri, KOBİ niteliğinde gerçek veya tüzel kişiler (şirketler), yeni kurulacak işletmeler, kooperatifler, birlikler, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren firmalar, genç, kadın, engelli girişimciler öncelikli gruplar faydalanabiliyor.
– Kamu bankaları, özel girişimci kredileriyle küçük ve orta ölçekli işletmelere özel finansman sağlıyor. İşini yeni kurmuş kadınlara 350.000 TL’ye kadar, mevcut işletmelere ise 500.000 TL’ye kadar kredi veriyor. 18-30 yaş arasındaki gençlere, ilkokul mezunu olmaları ve işletme süresinin 2 yılı geçmemesi kaydıyla Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı krediler veriliyor. Ayrıca kadınların ekonomik hayata katılımını desteklemek adına birçok teşvik bulunuyor.
– Devlet desteklerinin yanında, özel sektör kuruluşları da girişimcilere finansman desteği sağlıyor. Özel bankalardan gerçek kişi kadın şahıs işletmeleri veya hisselerinin en az %50’si kadın girişimcilere ait olan tüzel kişi işletmelere yönelik olarak sunuluyor. İşini kurmuş kadın girişimciler için maksimum 150.000 TL, yeni iş kuran kadın girişimciler için ise azami 100.000 TL kredi imkanı sağlanıyor.
– Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde faaliyet gösteren veya TÜBİTAK, KOSGEB gibi kamu kurumlarının teknoloji odaklı hibe/destek programlarından yararlanan girişimcilere de destek sunuluyor. Üst limiti maksimum 300.000 TL olan krediler, üniversitelerin yüksekokul veya fakültelerinden mezun, eğitimini aldığı ve en az 2 yıl deneyim kazandığı iş kolunda kendi iş yerini açmak isteyen 45 yaşını aşmamış girişimcilere veriliyor.
– Girişimcilere finansman sağlayan kanallardan biri de kilte fonlaması platformları. Ocak 2025 itibarıyla SPK tarafından yetkilendirilmiş 18 paya dayalı kitle fonlaması platformu bulunuyor. Kitle fonlamasından yararlanmak isteyen girişimcilerin Türkiye’de kurulu anonim veya limited şirket statüsünde olmaları gerekiyor. Ancak, limited şirketlerin fon toplama öncesinde anonim şirkete dönüşmeleri zorunlu.
– Kitle fonlaması sisteminden yararlanmak için gelişme potansiyeli taşıyan, teknoloji ve/veya üretimle ilgili projelere sahip olunması gerekiyor. Toplanan fonların, projede belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanılması ve yatırımcılara düzenli bilgilendirme yapılması şart. Fon toplama işlemlerinin, SPK tarafından yetkilendirilmiş kitle fonlaması platformları aracılığıyla gerçekleştirilmesi gerekiyor.
– Girişimciler için finansman kanallarından biri de Girişimcilik Sermayesi Yatırım Fonları. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) verilerine göre, 2024 itibarıyla Türkiye’de aktif 150’den fazla GSYF bulunuyor. Toplam portföy büyüklüğü, kamusal destekli 4 fon da dahil olmak üzere 2024 sonunda yaklaşık 70 milyar TL’ye ulaştı. Özellikle teknoloji, fintech, sağlık teknolojileri ve sürdürülebilirlik alanlarında yatırımlar yoğunlaşıyor.
Girişimcilik, bir ülkenin ekonomik büyümesini yönlendirmede, inovasyonu teşvik etmede ve istihdam fırsatları yaratmada önemli bir rol oynar. Dünya üzerindeki tüm devletler ve özel sektör kuruluşları, stratejik politikalar, beceri geliştirme girişimleri, finansal katılım programları ve sürdürülebilir ekosistemler oluşturma yoluyla girişimci bir kültür geliştirmenin önemini kabul ediyor.
Türkiye’de girişimcilik, yeni girişimleri teşvik etmeye ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini desteklemeye adanmış önemli çabalarla ülkenin ekonomik kalkınma stratejisinin kritik bir bileşeni olarak ortaya çıktı. Girişimcilik, küçük işletmeler kurmanın ötesine uzanarak bireylerin hayatlarını iyileştirme fırsatlarını belirleyebilecekleri ve vizyonları doğrultusunda hareket edebilecekleri ortamlar yaratmayı amaçlar. Bu tür küçük ve erken aşama işletmeler bir ülkenin GSYİH’sine, ihracatına ve genel istihdam oranlarına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye de ekonomik büyümeyi sağlamak için girişimciliği teşvik ediyor. Aynı şekilde girişimciliği mali yardımlar ve vergi teşviklerinden eğitim programlarına kadar çeşitli yollarla destekleniyor.
Girişimcilik faaliyetleri, ekonomik büyümenin ve toplumsal refahın önemli motorlarından birisi olarak, yenilikçi fikirlerin iş modellerine dönüşmesi, istihdam yaratılması ve yerel ekonomilerin canlanması açısından büyük önem taşıyor. Ancak bir iş fikrinin hayata geçirilmesi, çoğu zaman finansmana erişim sorunlarıyla karşı karşıya kalır. Bu noktada devletin ve finans kuruluşlarının sunduğu destekler, girişimciliğin sürdürülebilirliğini ve yaygınlığını artırmak adına hayati rol oynar. Türkiye, bu alanda çeşitli destek mekanizmaları ve özel teşvik modelleri ile girişimcilik ekosistemini güçlendirmeye yönelik önemli adımlar attı.
Gelir dağılımı adaletsizliğinin getirdiği sermaye kıtlığı, başlangıç için önemli bir engel oluşturuyor, girişimlerin kurulması ve büyümesi için yeterli dış finansal kaynaklara erişim büyük önem arz ediyor. Türk KOBİ’leri çeşitli iç ve dış finansmana erişim problemleri ve finansal okuryazarlığın düşük olması yanında vergi ve teşvik kısıtları gibi nedenlerle gelişimleri sırasında önemli engellerle karşılaşıyor. Girişimciliğin finansmanı konusu, özkaynak ve borç finansmanı yanında risk sermayesi, melek yatırımcılık, kuluçka programları, devlet destekleri ve hibeleri de dahil olmak üzere yeni kurulan ve büyüyen işletmeler tarafından kullanılan finansman kaynaklarını, yatırım araçlarını ve finansal yönetim uygulamaları kapsıyor.
Bununla birlikte Türkiye’de, diğer birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, finansal teknolojilerin (fintech) ve internet tabanlı kuruluşların KOBİ faaliyetleri üzerindeki etkisi en az bankalar ve devlet teşvikleri kadar önemli. Ürün çeşitliliği, finans dışı kaynaklara erişim, yeni pazarlar, lojistik gibi konularda KOBİ’ler için çözüm üreten yazılım şirketleri, finansman kaynakları kadar önemli pek çok konuda uygun maliyetlerle çözüm üretiyor. Genç girişimciler ve girişimci adaylarına yol göstermesi için daha fazla erken aşama girişimcilik finansmanının ana konusunu oluşturan kamu ve özel sektör kaynaklarını ve desteklerini şöyle özetleyebiliriz…
KAMU DESTEKLERİ: DEVLET ELİYLE GİRİŞİMCİLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİ
Kamu destekleri, Türkiye’de girişimcilik faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir hale getirilmesi için temel dayanaklardan biri. Bu destekler genellikle hibe, faizsiz kredi, vergi avantajları ve altyapı desteği gibi araçlarla sunuluyor.
Türkiye’de Kamu Kaynaklı Girişimcilik Desteklerinin Dağılımı
Kaynak: KOSGEB, KGF, TÜRKONFED ve ilgili kamu raporlarından derlenmiştir.
KOSGEB destekleri özellikle 2022 ve 2023 yıllarında pandemi ve afet etkileriyle belirgin artış gösterdi. İşte yıllar bazında destek alan işletme sayıları ve toplam finansman tutarları…
2020–2024 KOSGEB Kredi ve Finansman Destekleri
Kaynak: KOSGEB, Anadolu Ajansı, Ekonomi Gazetesi
KOSGEB DESTEK TÜRLERİ VE ŞARTLARI
KOSGEB’in kredi ve finansman desteklerini temelde hibe (geri ödemesiz destekler), faizsiz/geri ödemeli krediler ve kredi faiz desteği/teminatlı krediler şeklinde üç ana kategoride toplamak mümkün. İşte KOSGEB’in destek türleri ve koşulları…
Hibe destekler, KOSGEB’in işletmelere geri ödemesiz olarak sağladığı finansman destekleridir. Bu kapsamdaki programlarda KOSGEB, belirli gider kalemlerini veya proje harcamalarını karşılıksız olarak destekliyor. Örneğin:
Hibe desteklerinde sektörel kısıtlar olabileceğini de not etmek gerekiyor. KOSGEB mevzuatı gereği tarım, finans, eğitim gibi bazı sektörler destek kapsamı dışında bırakılabilir (Örneğin, döviz kazandırmayan şahıs firmaları veya bazı hizmet faaliyetleri desteklenmiyor). Desteklenen sektörler listesi Resmî Gazete’de yayımlandı, KOSGEB’in web sitesinde ilan edildi. Genel olarak imalat sanayi, teknolojik hizmetler, ticaret ve yenilikçi faaliyetler KOSGEB hibelerinde öncelikli. Nitekim 2024 yılında KOSGEB’in sağladığı finansman desteğinin yaklaşık %45’inin imalat sanayine yöneldiği resmi olarak açıklandı.
KOSGEB, bazı dönemlerde faizsiz ve/veya uzun vadeli kredi destekleri sunarak KOBİ’lere finansman imkânı sağlıyor. Bu tür destekler KOSGEB terminolojisinde “geri ödemeli destek” olarak geçiyor; İşletmeye belirli şartlarla faizsiz borç veriliyor ve anapara belli bir vadede geri tahsil ediliyor. Önemli örnekler şunlar:
Faizsiz kredi programlarının değerlendirme ve öncelik kriterleri, programın amacına göre belirleniyor. Hızlı Destek Programı’nda başvuran işletmelerin taahhüt ettikleri istihdam sayısı bir kriter olarak kabul edildi ve toplam yaratılacak istihdam sayısına göre destek onayları verildi. Bu tür programlarda genellikle başvuru süresi sınırlı olup (belirli bir çağrı dönemi içinde), bütçe tahsisatı da sınırlı.
Özetle, faizsiz kredi destekleri belirli şartları karşılayan KOBİ’lere sıfır faizli finansman sağlıyor. Geri ödeme anapara için geçerli olup, işletme yalnızca aldığı tutarı vadesinde geri ödüyor. Bu desteklerle KOSGEB, işletmelerin acil nakit ihtiyacını karşılayarak faaliyetlerini sürdürmelerine katkı sunuyor.
Kredi faiz desteği, KOSGEB’in KOBİ’lerin banka kredilerinin faiz veya kâr payı maliyetini üstlendiği destek türü. Bu modelde işletme, protokol yapılan bankalardan bir kredi kullanıyor; KOSGEB ise bu kredinin faizini belli bir süre veya tutar limitine kadar ödüyor. Sonuç olarak KOBİ, bankadan faizsiz veya düşük faizli kredi almış olur. Bu uygulama genellikle KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Desteği Yönetmeliği çerçevesinde yürütülür. Örneğin:
Kredi faiz desteği programlarının sektörel öncelikleri, o dönemin politika önceliklerine göre belirleniyor. Örneğin, imalat sanayiinin desteklenmesi amacıyla imalat sektöründeki KOBİ’lere özel düşük faizli kredi kampanyaları düzenlenebilir. Nitekim 2025 Merkezi Bütçe hedeflerinde KOSGEB desteklerinin içinde imalat sanayine ayrılan payın %74’e çıkarılması öngörüldü, bu da imalatçı KOBİ’lere finansman desteklerinin (hibe veya faiz sübvansiyonu şeklinde) artarak devam edeceğine işaret ediyor. Faiz desteklerinde de bölgesel öncelikler uygulanabiliyor; kalkınmada öncelikli yörelerdeki işletmelere yönelik kredi destekleri daha yüksek bütçeyle yürütülüyor.
Özetle, KOSGEB’in teminatlı kredi/faiz desteği mekanizması, KOBİ’lerin bankalardan alacakları kredilerin faiz yükünü ortadan kaldırmaya yöneliktir. İşletmeler için süreç, KOSGEB ile anlaşmalı bankaya kredi başvurusu yapıp onay aldıktan sonra krediyi kullanmak ve anaparasını ödemek şeklindedir; faiz kısmı KOSGEB bütçesinden bankaya ödeniyor. Bu destek türü, KOSGEB kaynaklarının çarpan etkisiyle daha fazla kredi hacmi yaratmasına olanak tanır ve KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırıyor.
2025 YILI BÜTÇESİ VE HEDEFLENEN DESTEKLER
2025 yılı itibarıyla KOSGEB’in girişimci ve KOBİ destekleri için ayırdığı toplam bütçe 7,6 milyar TL seviyesinde. 2024 yılına göre %48 oranında artırılan bu bütçe, KOSGEB destek programlarının genişletileceğini gösteriyor. 2025 bütçesinde ayrılan ödeneklerin dağılımı yaklaşık 2,698 milyar TL’si geri ödemesiz (hibe) desteklere, 2,286 milyar TL’si faiz desteklerine ve 2,616 milyar TL’si geri ödemeli kredi desteklerine yönelik olarak planlandı. Bu sayede KOSGEB, 2025 yılında da hem hibe programlarını hem sıfır faizli kredi uygulamalarını hem de faiz sübvansiyonlarını güçlü biçimde sürdürecek.
Resmi hedeflere göre, 2024 sonunda 51 bin civarında KOBİ’ye ulaşması beklenen yıllık desteklenen işletme sayısının 2025’te 52 bine çıkarılması öngörüldü. Ayrıca KOSGEB, 2025 yılında imalat sanayi başta olmak üzere stratejik sektörlere verdiği destek oranını artırmayı planlıyor (toplam desteklerin %74’ünün imalat sektörüne yöneltilmesi hedeflendi). Girişimcilik cephesinde ise, 2025 sonuna kadar 52.500 kadının KOSGEB’den girişimcilik belgesi alması ve desteklenen kadın girişimci sayısının en az 8.500 olması hedefleniyor (Bigpara.com).
KOSGEB 2025 yılı için bütçesini kayda değer biçimde artırarak daha fazla işletmeye ve girişimciye ulaşmayı planladı. Desteklerin türleri ve şartları işletmelerin ihtiyacına göre çeşitlendirildi. Hibe, faizsiz kredi ve faiz desteği gibi araçlarla KOBİ’lerin yatırım, işletme sermayesi ve büyüme ihtiyaçlarına cevap veriliyor. Bu kapsamda, KOSGEB hem ekonomik kalkınmayı hem de istihdamı destekleyen kritik bir rol oynamaya devam ediyor.
TÜBİTAK’IN GİRİŞİMCİLERE SAĞLADIĞI DESTEKLER
1512 Girişim Sermayesi Programı (BİGG)
Destek “hibe” değil “yatırım” şeklinde veriliyor. TÜBİTAK, kurduğu BiGG Yatırım Fonu üzerinden girişimcilere sermaye sağlıyor. Girişimciler, hızlandırma sonrası TÜBİTAK panel değerlendirmesinde başarılı olurlarsa, şirket kurmaları şartıyla tohum yatırımı alıyorlar. 2024’te yaklaşık 250 girişimci bu kapsamda yatırım almaya hak kazandı. TÜBİTAK’ın her girişime koyduğu sermaye payı, şirket sermayesinin azami %5’i karşılığında.(tubitak.gov.tr). İlave olarak, TÜBİTAK bazı özel programlarla ortak yatırımlar yaparak girişim başına sağlanan toplam yatırımı artırabiliyor. Bu program Türkiye’de ilk yatırım tabanlı girişimcilik destek modeli olup, TÜBİTAK’ın genç girişimlere yatırımcı kimliğiyle de destek vermesini sağladı.
BiGG programının devamı olarak devreye alınan Yatırım 1812 programı, 2023 itibarıyla yatırım bazlı destek modeli. Bu programda TÜBİTAK, başarılı bulunan iş planlarına hibe yerine tohum yatırım yaparak ortaklık payı alıyor.
Program 3 aşamalı:
(1) Uygulayıcı kuruluşlar eliyle hızlandırma ve eğitim;
(2) TÜBİTAK’tan Mükemmeliyet Mührü alan girişimcilerin şirket kurarak TÜBİTAK BiGG Yatırım Fonu’ndan tohum öncesi yatırım alması (TÜBİTAK desteği karşılığı en fazla %5 şirket payı)
(3) Girişimin dış yatırım alması halinde eş-yatırım desteği olarak sağlanıyor. 2024 yılında yapılan BiGG Yatırım çağrılarının sonuçları şöyle (programın ilk çağrılarıdır):
1514 – Girişim Sermayesi Destekleme Programı
1514 programı, girişim sermayesi fonları kurulmasını teşvik ederek teknoloji tabanlı girişimlere dolaylı sermaye desteği sağlamak amacıyla 2018 yılında başlatıldı. TÜBİTAK bu program kapsamında, seçilen girişim sermayesi fonlarına hibe desteği verip Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da katılımıyla fonların oluşturulmasını sağlıyor.
Son 5 yılda programın ikinci fazı hayata geçirilmiş ve yeni fonlar kuruldu:
Ar-Ge Odaklı Girişimcilik Destekleri (Ar-Ge KOBİ Destekleri)
TÜBİTAK, doğrudan girişimci bireyler dışında Ar-Ge odaklı KOBİ’lere yönelik hibelerle de girişimcilik ekosistemini destekliyor. Bu kapsamda özellikle 1507 – KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı öne çıkıyor. 1507 programı, ilk defa Ar-Ge projesi yapacak küçük işletmelere kolaylaştırılmış şartlarda hibe sağlayarak onları Ar-Ge’ye ve inovatif girişimciliğe teşvik etmeyi amaçlıyor.
Son 5 yılda 1507 programı çağrı esaslı olarak yürütüldü ve binlerce KOBİ projesine destek verildi:
1507 Programı Koşulları: 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç desteği, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ilk birkaç Ar-Ge projesini %75 hibe oranıyla destekliyor. Geleneksel olarak proje başına 500.000 TL’ye kadar bütçe destekleniyordu. Ancak başarılı projelerin ihtiyaçlarına göre bu üst limit yıllar içinde artırıldı. Desteklenecek projeler TÜBİTAK TEYDEB panellerince puanlanıyor; KOBİ’lerin ilk kez proje sunuyor olması gibi durumlar artı puan getiriyor. Şirketlerin 1507 kapsamındaki projeleri tamamlandıktan sonra daha büyük ölçekli 1501 programına geçmeleri bekleniyor. Son 5 yılda 1507 programı ile 1.000’in üzerinde KOBİ’nin Ar-Ge projesi fonlandı. Bu sayede çok sayıda start-up ve KOBİ, ürünlerini ticarileştirme yolunda Ar-Ge kapasitesi kazandı.
TÜBİTAK’ın 2025 İtibarıyla Ayırdığı Toplam Kaynak
Tahmini olarak, TÜBİTAK’ın son 5 yılda girişimcilik ve start-up ekosistemine doğrudan aktardığı kaynak 800–900 milyon TL’yi buluyor. TÜBİTAK’ın sağladığı bu kaynak sayesinde özel sektör de harekete geçirildi. Örneğin 1514 programıyla TÜBİTAK’ın 1 birim katkısına karşılık 63 birimlik özel/kamu yatırım taahhüdü alındı. Sonuç olarak, 2025 yılı itibarıyla TÜBİTAK, girişim sermayesi destekleri, bireysel girişimci hibeleri ve Ar-Ge odaklı KOBİ teşvikleriyle toplamda 1 Milyar TL’ye yakın bir kamusal kaynağı girişimcilik ekosistemine tahsis etti. Bu güçlü destek, binlerce yeni girişimin kurulmasına, ürünlerin ticarileşmesine ve Türkiye’nin teknoloji tabanlı girişimcilik kapasitesinin artmasına olanak sağladı (tubitak.gov.tr).
KALKINMA AJANSLARI (BÖLGESEL GELİŞİM ODAKLI YAKLAŞIM)
26 farklı ajans üzerinden bölgesel girişimcilik destekleri sunuluyor. Sektörel kümelenmeler, kadın kooperatifleri, tarım-gıda yeniliği gibi tematik alanlara hibe desteği veriliyor.
Kalkınma Ajanslarının Girişimcilere Finansman Desteği Sağlama Şartları
1) Başvuru Yapabilecekler
2) Destek Türleri ve Oranları
3) Genel Başvuru Şartları
4) Değerlendirme ve Seçim Süreci
5) Sektörel Öncelikler (Bölgesel Farklılıklar Gösterebilir)
6) Destek Miktarı ve Uygulama Süresi (Örnek Aralıklar)
(Kredi vadesine bağlı)
2025 Yılı Kalkınma Ajansları Girişimcilik ve Teknik Destek Bütçeleri
BELEDİYELER, SOSYAL İNKÜBASYON MERKEZLERİ VE KADIN KOOPERATİFLERİ
ÜNİVERSİTELER VE TEKNOKENTLER
KAMU BANKALARI TARAFINDAN SUNULAN KREDİLER
Kamu bankaları, özel girişimci kredileriyle küçük ve orta ölçekli işletmelere özel finansman kaynakları sunuyor.
İşini yeni kurmuş kadınlara 350.000 TL’ye kadar, mevcut işletmelere ise 500.000 TL’ye kadar kredi sağlanıyor;
Vade süresi 6 ay anapara ödemesiz dönem dahil toplam 36 ay olarak belirlendi.
18-30 yaş arasındaki gençlere, ilkokul mezunu olmaları ve işletme süresinin 2 yılı geçmemesi kaydıyla Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı krediler veriliyor.
KADINLARA YÖNELİK ÖZEL TEŞVİKLER
Kadınların ekonomik hayata katılımını desteklemek adına birçok teşvik bulunuyor:
GENÇ GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN DESTEKLER
Son beş yıl içinde kamu bankaları, özellikle Halkbank, girişimcilere önemli ölçüde finansman desteği sağladı. Ancak, 2025 yılı itibarıyla kamu bankalarının girişimcilere ayırdığı toplam kaynak miktarı ile ilgili güncel ve kapsamlı veri bulunmuyor. Bankaların resmi duyurularının ve faaliyet raporlarının takip edilmesi gerekiyor.
Halkbank’ın Girişimcilere Sağladığı Finansman (2021–2024)
ÖZEL SEKTÖR KAYNAKLARI VE GİRİŞİMCİLİKTE SERMAYEYE ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR
Devlet desteklerinin yanında, özel sektör kaynakları da girişimcilik finansmanında giderek artan bir rol üstleniyor. Bu mekanizmalar, genellikle yatırım karşılığı hisse devri esasına dayanıyor ve girişimin büyüme potansiyeli ile yatırımcının beklentisini buluşturuyor.
Özel Ticari Bankaların Girişimcilere Yönelik Finansman Ürünleri
Son beş yıl içinde Türkiye’deki ticari bankalar, girişimcilere yönelik çeşitli finansman destekleri sundu. Ancak, bu dönemde girişimcilere sağlanan toplam finansman miktarına dair kapsamlı ve güncel bir veri bulunmuyor. Ancak kadın girişimcilere Aralık 2024 sonu itibarıyla kadın girişimcilere verilen kredilerin bakiyesi yaklaşık 208 milyar TL olarak gerçekleşti (Türkiye Bankalar Birliği).
ÖZEL KATILIM BANKALARININ GİRİŞİMCİLERE YÖNELİK FİNANSMAN ÜRÜNLERİ
Son beş yıl içinde Türkiye’deki katılım bankaları, girişimcilere yönelik finansman sağlama konusunda önemli adımlar attı. Ancak, girişimcilere özel olarak sağlanan finansman miktarına dair detaylı ve ayrıştırılmış veriler sınırlı. Ancak toplam bankacılık sektörü içindeki payı dikkate alındığında 2025 yılı için tahmini 10 milyar TL’lik kaynak tahsisi yapacakları düşünülüyor.
MELEK YATIRIMCILIK (BUSİNESS ANGELS)
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2024 yılı ikinci çeyrek verilerine göre, Türkiye’de 18 adet akredite melek yatırımcı ağı bulunuyor. Bu ağlara üye 603 aktif yatırımcı faaliyet gösteriyor. Bu ağlardan 10’u İstanbul merkezli olup, diğerleri Antalya, Diyarbakır, İzmir, Kayseri, Ankara, Elazığ ve Bursa gibi şehirlerde faaliyet gösteriyor.
2013 yılından bu yana, Türkiye’de melek yatırımcılar tarafından başlangıç veya büyüme aşamasındaki 80 girişime toplam 43,9 milyon TL sermaye aktarıldı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre 2024 yılının ilk 9 ayında ise 18 yatırım için 36 melek yatırımcı tarafından 11,17 milyon TL sermaye sağlandı. Türkiye’de Bireysel Katılım Sermayesi (BKS) lisanslı melek yatırımcılar, %20-25 pay karşılığı 20.000 – 500.000 USD aralığında sermaye yatırımı yapıyor. Yatırıma ek olarak mentorluk, pazara erişim ve iş ağı sunulması destekler veriliyor.
Melek yatırımcıların yatırım kriterleri aşağıdaki şekilde:
2025 yılı içinde ne kadar yatırım yapılacağına ilişkin veri bulunmamakla birlikte 2024’te 237 yatırım turunda toplam 237 milyon dolar (8 milyar TL) yatırım gerçekleşti. 2025 yılı içerisinde risk iştahı düşmekle birlikte yakın bir performans göstereceği düşünülüyor.
RİSK SERMAYESİ (VENTURE CAPİTAL – VC)
Erken aşama teknoloji şirketlerine (özellikle yazılım, sağlık, fintech) yöneliktir. Yatırım büyüklüğü genelde 1 – 5 milyon USD seviyesinde. Türkiye’de faaliyet gösteren 10 risk sermayesi şirketi 337 milyon dolar yatırım gerçekleştirdi (TÜBİSAT).
Risk sermayesi şirketleri, girişimcilere yatırım yaparken belirli kriterleri göz önünde bulunduruyorlar:
KİTLESEL FONLAMA (CROWDFUNDİNG)
Türkiye’de kitle fonlaması, özellikle 2019 yılında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayımlanan Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği ile yasal bir zemine kavuştu ve girişimcilik ekosisteminde önemli bir finansman aracı haline geldi.
SPK tarafından yetkilendirilen ve faaliyette olan kitle fonlaması platformlarının sayısı zaman içinde artış gösteriyor. Türkiye’de Ocak 2025 itibarıyla SPK tarafından yetkilendirilmiş 18 paya dayalı kitle fonlaması platformu bulunuyor.
Son 5 Yılda Girişimcilere Sağlanan Finansman
Kitle Fonlamasından Yararlanma Şartları
Kitle fonlamasından yararlanmak isteyen girişimcilerin aşağıdaki şartları sağlaması gerekiyor:
TEMATİK FONLAR VE ÖZEL YATIRIM ARAÇLARI
GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONLARI (GSYF)
GSYF’ler genellikle:
Kamu Destekli GSYF Girişimleri:
Fon yöneticilerinin kurulmasına ve erken aşama girişimlere yatırım yapmasına kamu destekli katkı sağlıyor.
“Türkiye Girişim Sermayesi Fonu” ve alt fonlarıyla yeşil dönüşüm, kadın girişimciliği ve teknolojik yenilik alanlarında GSYF’lere ortak oluyor.
Son beş yıl içinde Türkiye’deki Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF), girişimcilere önemli miktarda finansman sağladı. Ancak, bu dönemde girişimcilere sağlanan toplam finansman miktarına dair kapsamlı ve güncel bir veri bulunmuyor. Bazı özel girişimci gruplarına yönelik sağlanan finansman verileri ve 2025 yılına dair planlanan destekler şöyle:
GSYF’lerden Yararlanma Şartları
Girişimcilerin GSYF’lerden finansman alabilmeleri için aşağıdaki şartları sağlamaları gerekiyor:
Bu şartları sağlayan girişimler, GSYF’lerden finansman alarak büyüme ve gelişme fırsatı elde edebilirler.
ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMALAR: TÜRKİYE NEREDE?
Global Entrepreneurship Monitor (GEM) verilerine göre Türkiye, 2018 yılında erken aşama girişimcilik aktivitesinde %7,41’lik oranla Avrupa ortalamasının (%4,38) üzerinde. Ancak finansman erişimi konusunda hâlâ OECD ortalamasının gerisinde. Pandemiyle birlikte startup finansmanının hız kazandı. 2020 yılında ise ABD merkezli oyun devi Zynga’nın Peak Games’i 1,8 milyar dolarlık bir değerlemeyle satın almasının ardından Türkiye ilk unicorn’u (değeri milyar doları geçen startup) ile tanıştı, dört yıl içerisinde ise unicorn sayısı 7’ye ulaştı. Bu durum devlet destekleri yanında melek yatırımcılık, risk sermayesi, girişim sermayesi yatırım fonları ve kuluçkaları hareketlendirdi.
Erken Aşama Girişimcilik Üzerine Devlet Desteklerinin Etkinliği
Kaynak: GEM Global Report 2019
Kamusal finans kaynaklarının yetersizliği ve erişilebilirlik sorunu teşvikler ile (özellikle KOSGEB ve TÜBİTAK) belli ölçüde gideriliyor. Bankaların girişimcilere verdikleri destekler ağırlıkla erken aşama işletmelere değil, büyüme aşamasındaki işletmelere ve teminat karşılığı tahsis ediliyor. Kamu bankaları dışında özel bankaların erken aşama girişimlerin gelişimi üzerindeki etki düzeyi düşük.
Kaynaklara Göre Türkiye’de Girişimcilik Finansman Dağılımı
Kaynak: KOSGEB, TÜBİTAK
Bu noktada öne çıkan diğer önemli finansman kaynakları risk sermayesi şirketleri ve melek yatırımcılık. Bu konuda mevzuatın yeterince kolaylaştırıcı ve teşvik edici şekilde düzenlenmediği görülüyor. Sınırlı sayıdaki ilde ve ağda toplanan 603 aktif melek yatırımcı sayısının artırılması ve mevzuatta yapılacak düzenlemeler ile melek yatırımcılık lisansı alınmasının kolaylaştırılması, vergi avantajları ile yatırımların teşvik edilmesi gerekiyor (Örneğin, Banka müdürü, finans profesörü ve rektör olarak görev yapmış olmama rağmen mevzuata göre bireysel katılım yatırımcısı lisansı alamıyorum).
GİRİŞİMCİLİK VE FİNANSAL OKURYAZARLIK EĞİTİMLERİ ERİŞİLEBİLİR HALE GETİRİLMELİ
Türkiye’de girişimciliğin desteklenmesi amacıyla çok kanallı bir finansman sistemi mevcut. Devlet desteklerinin yanı sıra özel bankalar, kamu bankaları, katılım bankaları ve çeşitli finans sistemleri aracılığıyla girişimcilerin sermaye erişimi güçlendirilmeye çalışılıyor. Bu kurumların sağladığı ürünler, girişimcilerin iş kurma ve büyütme süreçlerinde karşılaştıkları finansal engelleri aşmalarına yardımcı oluyor. Ancak 2020 yılından sonra artan ilginin getirdiği desteklerle birlikte halen mevcut finansman ve destek sistemlerinin etki düzeyi düşük olup girişimciliğin özendirilmesi ve girişim sayısının artışına olan etkisi zayıf.
Mevcut girişimcilik finansmanı yapısının, desteklerin izlenmesi ve etki analizlerinin kamuya açık şekilde yayımlanması gerekiyor. Girişimciliğin bir kariyer hedefi olarak gençlere benimsetilmesi, başvuru süreçlerinin dijitalleştirilmesi ve sadeleştirilmesi, girişimcilik ve finansal okuryazarlık eğitimlerinin tüm Türkiye’de erişilebilir hale getirilmesi şart. Kadın ve genç girişimcilere yönelik bölgesel farklılıkları dikkate alan destek stratejileri ile girişimciliğin daha da geliştirilebilmesi mümkün.
Prof. Dr. Mehmet YAZICI
Antalya Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi
yazici@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.