Son Haberler

Pandemi ve sonrası gelecek

*Pandemi süreci ve sonrasında insan kaynağımızı moral değerleri ve yetenekleriyle tanımak ve farkında olmak, değişim ve dönüşümü yönetmek için kritik başarı faktörü ya da yeni normalimiz oldu, olacak. İletişim ve pazarlamanın yanı sıra iş yapma stratejilerimizin değiştiği, değişeceği bir gelecek bizi bekliyor.

*Sürdürdüğümüz yaşam biçimimizle, tutum ve davranışlarımızla yer küremizde iz ya da is bıraktık. Bir virüs çıktı dünyamızı alt üst etti, ediyor. Ektiğimizi biçiyoruz. Bu günler insanlık olarak hesaplaşma, yüzleşme günleri… İnsanoğlu olarak, el ayak çekildiğinde, gezegenin canlıları ile nefes aldığını, kendine geldiğinin farkına vardık.

*Konfor alanımızdan çıkıp öğrenmeyi öğrenen, talebe olmaya açık olmanın pandemi sürecinde olduğu gibi sonrasında da geleceğe ortak olmanın bir gereği olduğunu tecrübe ettik, ediyoruz. İnsana özgü mahremiyet, merhamet, vicdan, maneviyat, inanç, şefkat, hayal gücü, empati, sezgi, sevgi, mutluluk, elem, hüzün, coşku, arzu, ahlak, etik, saygı gibi erdemli özelliklerimizden ödün vermemeliyiz.

*Bu süreçte; İç Denetimin paydaşların yeni beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak yeni nesil bir yaklaşımla kendini baştan yaratması, geleceğini tasarlaması, diğer bir ifadeyle, bir işletim sistemi ya da uygulaması gibi kendini güncellemesi, yeni özellikleri ve işlevleriyle sürdürülebilir olması, kabul görmesi gerekiyor.

Pandemi ile birlikte dünya kırılma yaşıyor. Sanki görünmez bir el, üzerinde yaşadığımız gezegenin acil durum butonuna bastı. Düne kadar öngörülerle, uz görülerle zamana yayılan, gelecek vadeli konuştuğumuz değişim ve dönüşümü bugün başlattı.

Küresel salgın nedeniyle, hızla artan can kayıplarının yarattığı korku, diğer yandan ekonomik krizin neden olduğu iş kayıpları, sosyal hayatın kısıtlanmasıyla artan kaygı ve endişenin toplumsal hayatımızı etkisi altına almasıyla, yapısal, sistemik bir kriz, belirsizlikler altında hayatta kalma, iş yapma gerçeğimiz oldu.

Bu gerçek, zaman ve mekan bağımsız bir iletişim ve çalışma ortamının içine bizleri hızla çekti. Hiyerarşinin etkisizleştiği, yok olmaya başladığı, bir başka ifadeyle görünmeyenin yönetildiği bir çalışma hayatı ortaya çıktı. Bu ortamda liderlik tarzımızı değiştirmek, performansı nasıl değerlendireceğimizi yeniden tasarlamak yeni gündemimizi oluşturuyor, oluşturacak.

Psikolojik sermayenin nasıl ölçüleceği önem kazandı.

Çünkü pandemi süreci ve sonrasında insan kaynağımızı moral değerleri ve yetenekleriyle tanımak ve farkında olmak, değişim ve dönüşümü yönetmek için kritik başarı faktörü ya da yeni normalimiz oldu, olacak.

Kurumsal kimlik ve markalarımızın ve rekabetin yönetilmesinde, bireyin güç kazandığını görüyoruz. İletişim ve pazarlamanın yanı sıra iş yapma stratejilerimizin değiştiği, değişeceği bir gelecek bizi bekliyor.

İŞ – İNSAN – TEKNOLOJİ’NİN DEĞİŞTİĞİ VE BİRBİRİNİ DEĞİŞTİRDİĞİ BİR DÖNEMİN İÇİNDEN GEÇİYORUZ

Bu perspektifle, iş / iş gücü ve işyerinin geleceğiyle ilgili öngörülen değişim ve dönüşümün;

İşin geleceğinin, işin ne kadarının teknoloji ile yapılabilirliğine,

İşgücünün geleceğinin, tam zamanlı geleneksel iş gücü modelleri yerine çok yönlü, birden fazla alanda uzman iş gücü tercihlerinin önem kazandığı alternatiflere,

İş yerinin geleceğinin ise, işbirliği, verimliliği hedefleyen çalışma deneyiminin ortak kullanımlı çalışma alanlarında nasıl sağlanacağına bağlı olduğunu, olacağını ifade edebiliriz.

İfade edilen öngörüler, bizi bekleyen geleceği, daha doğru bir ifade ile bugün yaşadığımız süreci çok net açıklıyor.

Kısaca, İŞ – İNSAN – TEKNOLOJİ’nin değiştiği ve birbirini değiştirdiği bir dönemin içinden geçiyoruz.

Yazımı, mesleğim olan iç denetimin geleceği üzerine öngörü ve uz görülerimle sürdürüyorum.

Dijitalleşmenin tetiklediği değişim ve dönüşüm sürecinde İç Denetim mesleğinin geleceği için de önemli fırsatlar bulunuyor.

Tarihsel süreç içinde yaşanan değişimlerin dalga aralıklarının kısaldığı, çok daha kısalacağı bir dönemde sadece iç denetim değil tüm mesleklerin geleceği etki altında bulunuyor.

Mesleğe başladığım yıllarda, fiziksel dosya üzerinden kullanılan veri, bugün bilgi teknolojileriyle birlikte robotik süreç otomasyonu ve yapay zekanın sunduğu dijital imkanlarla büyük verinin hızlı bir şekilde analiz edildiği gerçek zamanlı izleme ve raporlama imkanlarında kullanılabilir oldu.

Bu gelişmeler sonrası İç Denetim mesleğinin geleceği; analitik teknolojilerden faydalanan, robotik süreç otomasyonu, yapay zeka kullanan, gerçek zamanlı izleme ve raporlama sağlayan stratejik iş ortağına dönüşüm süreci içinde şekillenecek, şekilleniyor.

Bu süreçte; İç Denetimin paydaşların yeni beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayacak yeni nesil bir yaklaşımla kendini baştan yaratması, geleceğini tasarlaması, diğer bir ifadeyle, bir işletim sistemi ya da uygulaması gibi kendini güncellemesi, yeni özellikleri ve işlevleriyle sürdürülebilir olması, kabul görmesi gerekiyor.

Yeni teknolojilerin, dijitalleşmenin ve yapay zekanın iş dünyasını çarpıcı biçimde değiştirdiği, yıkıcı inovasyonun yaşandığı bu dönemde, yeni risklere karşı üçlü hattın birinci ve ikinci hatlarının dijital teknolojilerle geliştirilmesi, iç kontrollerin tasarımının gerçek zamanlı güvence hedeflerini desteklemesi önem kazanıyor.

İç Denetimin; kurumsal güvence ve danışmanlık fonksiyonu, gerçek zamanlı ve sürekli risk değerlendirme imkanları ile desteklenen iç görülerle akıllı güvence sağlayıcı bir nitelik kazanacak.

HAYAL GÜCÜ YÜKSEK, ÇEVİK VE ETİK İNSAN KAYNAĞINA İHTİYAÇ OLACAK

İç Denetçinin dijital okuryazar olması ve iç denetimin kontrol okuryazarı kurum yaratılmasında rol ve sorumluluklarının bulunması söz konusu olmaya başladı bile…

Hayal gücü yüksek, çevik ve etik insan kaynağına ihtiyaç olacak.

Uzaktan erişimin mümkün olduğu çalışma ortamı, işe alımlarda coğrafi sınırlamaları ortadan kaldırdığı için istihdam politikalarında esneklik sağlayacak, iş – özel hayat dengesinin yönetilmesi için yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulacaktır.

Dijitalleşmenin şekillendirdiği bu süreçte; İç Denetimin, değişim ve dönüşüme rehberlik eden bir iç mükemmellik merkezi olarak daha fazla değer kazanacağını düşünüyorum. Bilgi toplumunun sunduğu imkanlarla Ar-Ge, Kuluçka Merkezi, Start-Up benzeri gelecek odaklı işlevler üstlenerek bulunduğumuz eko-sistemi etkileyebileceğimiz görüşündeyim.

Sadece iç denetim için değil tüm meslekler için COVID 19 bana tüm bu öngörü ve uz görülerden öte şunu düşündürüyor.

Mesleklerin geleceğini düşünürken; mesleğin devamı, sürdürülebilirliği ile birlikte meslek mensubunun sağlığını, can güvenliğini sağlamak cevabını arayacağımız bir soru, çözüm getirilmesi gerekli bir konu olmalı.

Saha çalışmalarında robotlar ve dronların kullanıldığı e-denetim ekipleri, mesleğimiz ile ilgili cevabını aradığımız soruya cevap olabilir mi?

Özellikle, sağlık ve sigorta sistemini, COVID 19 salgını sürecinde yaşadıklarımızdan dersler çıkararak gözden geçirmek ve sosyal politikalar geliştirilmesi, kamu ve özel tüm kurum ve kuruluşlarımızın öncelikli ödevi olmalıdır.

COVID-19’un yarattığı küresel kaosun, iş süreçleri, iş yeri kültürü ve toplumsal etkilerinin yanı sıra yaşadığımız gezegen olan Dünyamız üzerindeki yaşamın sürdürülebilirliği üzerine de bizleri düşünmeye sevk ettiğine inanıyorum.

EKTİĞİMİZİ BİÇİYORUZ. BU GÜNLER İNSANLIK OLARAK HESAPLAŞMA, YÜZLEŞME GÜNLERİ…

Düne kadar sürdürdüğümüz yaşam biçimimizle, tutum ve davranışlarımızla yer küremizde iz ya da is bıraktık. Diğer bir ifadeyle değer yarattık ya da kirlettik. Bir virüs çıktı dünyamızı alt üst etti, ediyor.

Ektiğimizi biçiyoruz. Bu günler insanlık olarak hesaplaşma, yüzleşme günleri…

İnsanoğlu olarak, el ayak çekildiğinde, yaşadığımız gezegenin canlıları ile nefes aldığını, kendine geldiğinin farkına vardık.

Geleneksel üretim modeli, ölçek ekonomisinin kaynakları sonsuz kabul edip tüketmesinin sürdürülebilir olmadığı anlaşıldı.

AKSİ HALDE BİR SONRAKİ KRİZİN ADI İKLİM KRİZİ OLACAK

Yaşadıklarımızdan ders çıkarıp, yaşadığımız gezegene saygı, doğa yasalarına uyum göstermeliyiz. Aksi halde bir sonraki krizin adı İKLİM KRİZİ olacak.

Şimdiden risk yönetimi senaryolarımıza iklim krizini ekleyelim.

Yazımı, pandemi süreci ve sonrasına ilişkin birey olarak öz değerlendirme yaparak tamamlamak istiyorum.

Yaşadıklarımız, yaşayacaklarımız bize “hayatın anlamını öğretecek” kadar derslerle dolu.

Aile olmanın değerlerini, sosyal hayatın, sosyal hareketliliğin nimetlerini, birlikte olmanın keyfini, yaşamın anlamını hissettik.

İzole olmanın, yalnızlığın, uzak düşmenin, birbirimizle kucaklaşamamanın, belirsizlikler içinde kaygı ve endişe içinde yaşamanın dayanılmaz gerçeği karşısında, pandemi öncesi yaşadığımız hayatta alışkanlıklara dönüşen tutum ve davranışlarımızın anlamsızlığını anladığımızı düşünüyorum.

Kolayına kaçıp buluşma ve görüşmelerimizi ötelememizin, ifade etmekten kaçındığımız duygu ve düşüncelerle sevgimizi hissettirememizin, kızgınlıklar, kırgınlıklar, küskünlüklerle birbirimizden kolayca vazgeçmenin ne kadar anlamsız olduğunun farkına vardık mı?

HİSSETTİK, FARK ETTİK, ÖZLEDİK AMA KENDİMİZLE YÜZLEŞTİK, OLGUNLAŞTIK, DEĞİŞTİK

Hissettik, fark ettik, özledik ama inanıyorum ki, kendimizle yüzleştik, olgunlaştık, değiştik.

Konfor alanımızdan çıkıp öğrenmeyi öğrenen, talebe olmaya açık olmanın pandemi sürecinde olduğu gibi sonrasında da geleceğe ortak olmanın bir gereği olduğunu tecrübe ettik, ediyoruz.

Bu tecrübe süreci devam edecek, ancak farkında olmamız gereken bir hakikati göz ardı etmemeliyiz. Bilim ve teknolojiye dayalı uygarlık, ne kadar ileri giderse gitsin, insana özgü mahremiyet, merhamet, vicdan, maneviyat, inanç, şefkat, hayal gücü, empati, sezgi, sevgi, mutluluk, elem, hüzün, coşku, arzu, ahlak, etik, saygı gibi erdemli özelliklerimizden ödün vermemeliyiz.

Bugün dünyamızı tehdit eden insanlığı teslim almaya çalışan bir virüs varsa, bu virüsten çok daha güçlü, yüreklerimiz çarptıkça gönüllerimizde ifade bulan memleket ve meslek sevgimiz var.

Sevgi enerjisini sevmekten alır, sevginle sevdiğine ilham veriyor, örnek oluyorsan akıl ve yürek bir olur, yenilmez güç olur.

Birbirimize güven ve cesaret veren moral değerlerimiz ile birlikte gelecek mümkün olacaktır.

Sevgisiz gelecek olmaz, Geleceğimiz kutlu olsun!

ALİ KAMİL UZUN

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı

uzun@turcomoney.com

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası