Son Haberler

Sanayinin kalbi PETKİM`de atıyor!

sanayinin_kalbi_petkimde_atiyor_2.jpg Aliağa Kompleksi’nde 14 fabrika ve 8 destek birimi ile toplamda 22 fabrikayla üretim yapılıyor. 2010 yılında 3 milyon 240 bin ton brüt üretim gerçekleştirerek, 46 yılın rekoruna ulaşıldı. Petkim, 2.631 kişiye iş imkanı sunarak, istihdama da katkı sunuyor.

Türk sanayisine rekabet ve pazarlık gücü kazandıran Petkim; katma değeri yüksek petrokimyasal ürünlerle, imalat sanayiine girdi sağlayan temel hammaddeleri üreterek, iç piyasada fiyatların yükselmesini frenliyor.

SANAYİDEKİ TALEBİN %25İNİ PETKİM KARŞILIYOR

İnşaat, tarım, otomotiv, elektrik, elektronik, ambalaj, tekstil, ilaç gibi birçok sanayi alanına girdi üreten Petkim; Türkiye’de sanayi sektörü için stratejik bir öneme sahip. Petkim mevcut üretimi ile Türkiye’nin yurt içi talebinin yüzde 25’ini karşılıyor.

Kalan % 75’lik dilim tamamıyla ithalata bağımlı. İmalat sanayiine girdi sağlayan temel hammaddelerin fiyatları ise bu üretim ve ithalat dengesine bağlı. Bir başka anlamda Türkiye bu alanda üretim yapmadığı zaman, üretim maliyeti daha da yükseliyor. Dolayısıyla ülkedeki plastik işleme sanayisinin de kaderi bu üretime bağlı.

Petkim sayesinde, birçok sektör ürünlerini yüksek fiyattan ithal etmekten kurtuluyor. Nitekim Petkim’in üretmediği ürünlerde piyasa fiyatları daha yüksek seviyelerde oluşuyor. Petkim bir anlamda plastik işleme sanayine rekabet gücü, pazarlık gücü kazandırıyor.

üstlendiği misyon ve üretimiyle Türk sanayinin kalbi konumunda olan PETKİM’in dünden bugüne ortaya koyduğu faaliyetleri ve geleceğe dair hedeflerini PETKİM Genel Müdürü Hayati öztürk’e sorduk.

İşte petrokimya sektörünün devi PETKİM’in Türkiye ekonomisindeki yeri ve Genel Müdür öztürk’ün açıklamaları:

PETKİM hakkında genel bilgi verir misiniz?
Petkim 3 Nisan 1965’te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) öncülüğünde kuruldu. Kocaeli’deki Yarımca Kompleksi’nde 1970 yılında, önce 5 fabrikayı işletmeye açtı. Daha sonra diğer fabrikalar bunu takip etti. Petkim’in ikinci kompleksi, en ileri teknolojiler ve optimum kapasitelere sahip olarak 1985 yılında İzmir-Aliağa’da işletmeye açıldı.

Petkim Petrokimya Holding A.Ş’nin sermayesindeki yüzde 51 oranındaki kamu hissesi; blok satış yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihale süreci sonucunda, 30 Mayıs 2008 tarihinde 2 milyar 40 milyon dolar bedelle SOCAR & Turcas Grubu’na geçti. Halen şirketin % 38.7’lik hissesi halka açık olarak İMKB’de işlem görüyor, % 10.3’lük hisse ise özelleştirme İdaresi’nin tasarrufunda bulunuyor.

2,631 KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYORUZ

üretim kapasitesi nedir, kaç kişiye istihdam sağlanıyor ve kaç çeşit ürününüz var?
Petkim bugün itibarıyla 2.631 kişiye istihdam sağlıyor. Aliağa Kompleksi’nde 14 fabrika ve 8 destek birimi ile üretimini sürdüren Petkim, 2010 yılında 3 milyon 240 bin ton brüt üretim gerçekleştirerek, 46 yıllık tarihinin en yüksek üretim rakamına ulaştı.

50’yi aşan petrokimyasal ürün yelpazesiyle Türkiye sanayisinin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumunda olan Petkim’in ürettiği petrokimyasal ürünler; inşaat, tarım, otomotiv, elektrik, elektronik, ambalaj, tekstil sektörlerinin önemli girdileri arasında bulunuyor. Petkim, ayrıca, ilaç, boya, deterjan, kozmetik gibi birçok sanayi kolu için girdi üretiyor.

Satış, pazarlama ve ihracatta nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Petkim’in temel stratejisi, yurt içinde plastik, kimya, ambalaj, boru, boya gibi pek çok sektörde üretim yapan firmalarımızın taleplerini mümkün olan en yüksek seviyede karşılamak. Yurt içinde tüketimi olmayan C4 ve Benzen gibi ürünler ile pazar payımızın elverdiği ölçüde Alçak Yoğunluk Polietilen gibi katı ürünlerimizi dünyanın 60 ülkesine ihraç ediyoruz.

2010 yılında brüt üretimde olduğu gibi ihracatta da rekorlar yılını geride bıraktık. Geçen yıl 531 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Petkim mevcut üretimi ile Türkiye’nin yurt içi talebinin yüzde 25’ini karşılıyor. Kalan % 75’lik dilim tamamıyla ithalatla karşılanıyor. Bizim birinci önceliğimiz Türkiye pazarı. çünkü bütün dünya bu pazara bakıyor.

Dünyanın önde gelen şirketleri mal satmak için can atıyor. Bu pazarın imkânlarını en başta kullanması gereken şirketin Petkim olması gerekiyor. Petkim 46 yıldır bu pazarda, çok büyük bir müşteri portföyü var. Kalitesi, güvenirliği ve sağladığı imkanlar nedeniyle Petkim tercih ediliyor. Bu nedenle birinci önceliğimiz Türkiye pazarında rekabetçi büyüklüğe kavuşup yüzde 40 pazar payı sağlamak üzerine.

PETKİM, Türk sanayisi için ne ifade ediyor?
Petkim’in ürettiği petrokimyasal ürünler katma değeri yüksek, imalat sanayiine girdi sağlayan temel hammaddeler. Türkiye bunu üretmediği zaman üretim maliyeti daha da çok artıyor. ülkemizin çok gelişmiş bir plastik işleme sanayisi var.

Petkim olmazsa, bu sektörler ürünleri çok daha yüksek fiyata ithal etmek durumunda kalır. Nitekim Petkim’in üretmediği ürünlerde piyasa daha yüksek seviyelerde oluşuyor. Petkim bir anlamda plastik işleme sanayine rekabet gücü, pazarlık gücü kazandırıyor. Bir yerli üretici var ve gerekirse benden almasa bile Petkim’i kullanıyor, pazarlık gücü olarak Petkim’in fiyatı bu diyor.

Onun altında, ona yakın bir fiyatla dünyanın her yerinden ithalat yapabiliyor. Bu tür stratejik bir konumu var piyasada. Sektörün gelişmesi de Petkim’le paraleldir. 60’lı yıllarda ilk plastik işleme sektörü gelişiyor ve ona paralel, ondan daha hızlı gelişiyor. Nitekim bugün geldiği noktada sektör daha hızlı büyüyerek Petkim’in 3- 4 katı bir büyüklüğe erişti.

Türkiye’de petrokimyasal ürünlerin talep artışıyla, dünyadaki talebi kıyasladığınızda nasıl bir tabloyla karşılaşıyorsunuz?
Türkiye’deki talep artışı, dünya ortalamasının en az iki katı hızla büyüyor. Az önce bahsettiğim gibi Petkim’in pazar payı yüzde 25 düzeyinde. Yani Türkiye ortalama bir birim üretirken 3 birim ithal ediyor. Cari açığının önemli bir bileşeni de petrokimya ürünleri.

Yıllık 8-10 milyar dolar sadece petrokimya ürünlerinin ithalatına gidiyor. 70-75 milyar dolarlık aramalı ithalatında petrokimya ürünleri önemli bir parçayı oluşturuyor ve bu ürünler katma değeri yüksek ürünler. Türkiye’nin bu ürünlerin ithalatını sürdürmesi mümkün değil. Her yıl bu pazar minimum yüzde 10 büyüyor ve Türkiye’nin bu noktada bir adım atması gerekiyordu.

özelleştirme öncesi 2005’lerde yapılan yüzde 20 düzeyinde kapasite artışı oldu ki bir anlamda pansuman yaptı. Ancak pazarın sürekli iki rakamla büyümesi, Türkiye’nin tamamen ithalata bağımlı hale dönüşmesi sürdürülebilir gözükmüyor. Dolayısıyla bu nedenle özelleştirme sonrası SOCAR & Turcas Grubu, Aliağa Kompleksi’nde Rafineri-Petrokimya-Enerji –Lojistik entegrasyonunu temel alan bir büyüme projeksiyonu ortaya koydu.


PETKİM BU YIL 131 MİLYON DOLARLIK YATIRIM YAPACAK


Son yıllarda PETKİM hangi yatırımları yaptı, büyüme hedefi ve önümüzdeki dönem için yatırım hedefleri nelerdir?

önümüzdeki aylarda temelini atacağımız SOCAR & Turcas Ege Rafinerisi, Türkiye’nin tek noktaya yapılacak en büyük özel sektör yatırımlarından biri olacak. Bu yatırımı SOCAR & Turcas Grubu şirketlerinden SOCAR & Turcas Rafineri A.Ş yapacak. Biz bu şirkete kendi sahamızda 1375 dönümlük bir araziyi tahsis ettik. Bu yapıda benzin üretimi olmayacak.

çünkü Türkiye’nin çok büyük oranda benzin fazlası var. Dolayısıyla yeni rafineri ile Türkiye’nin ihtiyacı olan ürünlere öncelik veriyoruz. Petkim’in ihtiyacı Nafta başta olmak, jet yakıtı, ultra düşük kükürtlü motorin, Ksilenler, Petrokok gibi Türkiye’nin bugün net ithalatçı olduğu ürünler üretilecek. Rafinerinin yapısı, dizaynı, konfigürasyonu, tesisleri buna göre planlandı. Türkiye bu alanda bilinen en güncel, en iyi ve en çevreci teknolojileri ile tanışacak.
Grubun, rafinerinin dışında öncelikle enerji ve lojistik alanında yatırım planları var. Ancak Petkim olarak biz burada asıl olarak petrokimya yatırımları yapmayı planlıyoruz. Bu alanı rafineri dışında petrokimyada da kullanmak istiyoruz. 2018 yılında pazar payımızı yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz. Bu, mevcut üretimimizi ikiye katlamak anlamına geliyor.

Onun için rafineri öncesi dönemimiz, bir de rafineri sonrası dönemimiz olacak. Rafineri öncesi dönemde birinci amacımız mevcut fabrikalarda darboğaz giderme yatırımlarıyla kapasite artırımına gidiyoruz. Şu anda çoğu fabrikada bu yatırımlar yürüyor. 2011 yılında 131 milyon dolarlık yatırım projeksiyonumuz var. Mevcut fabrikalarımızda da fizibilitesine bağlı olarak % 10-50 arasında darboğaz giderme yatırımları ile kapasite artırımları planlıyoruz.

Ayrıca 2014 yılına kadar üç fabrika yatırımı yapacağız. PET, BDX ve çapraz Bağlanabilir Polietilen (XLPE) fabrikalarının yatırımlarına başladık. Bu üç fabrikanın toplam bedeli 160 milyon dolar olacak. 2014 yılına kadar tamamlanacak. çapraz Bağlanabilir Polietilen (XLPE) Türkiye’nin bütünüyle ithalata bağımlı olduğu bir ürün. Yüksek gerilim kablolarının kılıflarında, dayanıklılığı ve enerji iletimini artırıyor. 30 bin ton XLPE üreteceğiz. Pet fabrikasında 120-140 bin ton, Bütadien Ekstraksiyon da (BDX) ise 100 bin ton üretim olacak.

çEVRE YATIRIMLARINA 210 MİLYON DOLAR HARCADIK

üretimde; insana ve çevreye zarar vermemek adına ne tür projeler yürütüyorsunuz?
Şirketimiz son 10 yılda çevre yatırımlarına 210 milyon dolar kaynak aktardı. çevre duyarlılığını üretim aşamalarımızın her evresinde özenle koruyoruz. Aliağa Kompleksi’ndeki ısıl gücü yüksek 11 bacada ‘‘7 gün 24 saat emisyon ölçümü‘‘ yapmaya başladık. Bu sayede şeffaf bir izleme sistemi kurduk.

Petkim’in iç izleme faaliyetleri kapsamında hava emisyonlarının limit değerlere uygunluğunu, ölçüm sistemleri ile sürekli takip ediyoruz. Analizörler ile izlenen 11 bacanın hepsinin emisyon değerlerini, limit değerlerinin altına çektik. Sürekli ölçüm sistemlerinin şirketimize maliyeti 1 milyon 400 bin dolara ulaştı. Bu yıl içinde ayrıca 70 bin TL yatırımla arıtılmış sularımızın da analizlerini 7 gün 24 saat izliyoruz. Atık sularda da limit değerleri sağlamaktayız.

Geçen yıl dahil olduğumuz Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project-CDP) ile de sera gazı emisyonlarının yönetimi noktasında Türkiye’nin öncü şirketlerinden biri olduğumuzu gösterdik. CDP Projesi, katılımcı şirketler açısından büyük cesaret isteyen, tamamıyla gönüllülük esasına dayanan ve dünya üzerinde 71 trilyon dolar tutarındaki uluslararası fonları yöneten 551 fon tarafından destekleniyor. 2010 Yılında yaptığımız 24 adet enerji tasarrufu projelerinin bir sonucu olarak 27 bin ton CO2 (karbondioksit) emisyonu azalttık.

Yeni Foça’da 2009 yılında büyük bir yangın yaşayan orman alanında Haydar Aliyev Dostluk ve Hatıra Ormanı’nı kurduk. 152 dönüm alanda toplam 22 bin 300 fidanı toprakla buluşturduk. Enerji verimliliği kapsamında Aromatikler fabrikamızın fırınlarının rehabilitasyonu önümüzdeki temmuz ayı başında tamamlanarak devreye alınacak. Bu yatırım ile fabrikada ciddi oranda enerji tasarrufu sağlanacak.

çevre yatırımlarımız kapsamında Saf Teraftalik Asit (PTA) fabrikamızın atık sularının kalitesini yükseltecek geri kazanım ünitesine ise 2 milyon dolar yatırım yapıyoruz. Bu yatırımın da şu günlerde devreye alınmasını planlıyoruz. Bu yılın ocak ayında lisansını aldığımız 25 MW gücündeki Rüzgar Enerji Santralımızın da temelini gelecek ay atmayı ve 2012 yılı yaz aylarında devreye almayı planlıyoruz. Tahminen 35 milyon dolarlık yatırım bedeline sahip rüzgar türbinleri ile en az 50 bin ton CO2 azaltımı sağlayacağız.


öZELLEŞTİRMENİN ARDINDAN PETKİM DAHA HIZLI

özelleştirme öncesi ve sonrası PETKİM’in durumunu özetle nasıl değerlendiriyorsunuz, neler değişti?
Kamunun en önemli darboğazı yatırım konusunda zamanında aktif olamaması. Yatırım yapılamaması da pazar payının giderek yüzde 70’lerden yüzde 20’lere düşmesine yol açtı. Petkim iyi kazandığı dönemlerde de bunların bir kısmını yatırıma dönüştürmeyip temettü olarak devlete verdi.

Asıl sıkıntı buydu. özelleştirmeyle birlikte karar mekanizmaları hızlandı, yönetim anlayışında ciddi bir hızlanma oldu. Bu sektör gelişmenin motoru. Petrokimya ve kimyada gelişmezseniz imalat sanayinin diğer alanlarında gelişmeniz çok sağlam temele oturmuyor. Bu sektör inşaata, tarıma, otomotive, beyaz eşyaya, tekstile, ambalaja, imalat sanayinin her koluna girdi veren bir sektör. Sürekli kapasitenizi yüksek tutmanız ve rekabetçi yapınızı korumanız lazım.

özelleştirme sonrasında yatırım kararlarını hızla almamız ve fiili olarak başlamamız, Petkim için büyük önem taşıyor.


sanayinin_kalbi_petkimde_atiyor_3.jpgSTRATEJİK AçIDAN AR-GE’YE öNEM VERİYORUZ

Modern çağın teknolojisinden nasıl yararlanıyorsunuz, Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Küresel rekabetin çok keskin yaşandığı sektörlerin başında petrokimya geliyor. Ar-Ge çalışmaları bu ortamda büyük önem taşıyor. Bizim de Ar-Ge faaliyetlerimiz, şirketlerin rekabet gücünü artırmak için yeni ürün ve proses geliştirilmesi, mevcut ürün ve proseslerin iyileştirilmesi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesini amaçlıyor.

Bu projelerden biri çapraz Bağlanabilir Polietilen (XLPE) üretimi olacak. Kablo sektörünün temel hammaddesi olan XLPE, Türkiye’de üretimi olmayan ve tamamıyla ithalâta bağımlı bir ürün. Yurt içinde yıllık tüketimi 18 ilâ 20 bin ton arasında değişiyor. Yaklaşık üç yıldır süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda XLPE’de deneme üretimine geçildi. Orta ve yüksek gerilim güç kablolarının imalatında kullanılan XLPE, kablolara mekanik dayanıklılık gücü kazandırıyor ve ürünün elektriksel yalıtımını mükemmel hâle getiriyor.

Pilot ürünümüzü Türkiye’de kablo sektörünün lider firmaları arasında yer alan HES Kablo, NEXANS ve Pamukkale Kablo’da yapılan testlerde denedik ve büyük başarı kaydedildi. XLPE’den, yıllık 30 bin ton üretmeyi planlıyoruz. Organizasyonumuzun diğer ilgili birimlerinin katkısı ile genç ve çok iyi yetişmiş bir kadro ile çalışıyoruz. Mevcut ürünlerimize yeni kullanım alanları yaratılması, yeni türler geliştirilerek ürün yelpazesinin geliştirilmesi, yan ürünlerin değerlendirilmesi, teknoloji ve know-how üretilmesi temel amacımız…

Ayrıca transfer edilen teknolojilerin adaptasyonunu yaparak, Petkim’in üretim süreçlerini hızlandırıyoruz. üretimde kullanılan hammadde, yardımcı kimyasal madde ve katalizörlere alternatifler yaratarak, maliyetlerin düşmesine katkı sağlıyoruz. Ben de 36 yıllık Petkimli olarak Ar-Ge kökenli bir Genel Müdürüm. Devletin Ar-Ge projelerine verdiği önemin bilinci ile Ar-Ge’yi Petkim’i daha ileriye taşıyacak stratejik bir güç olarak görüyor ve arkadaşlarımı bu yöndeki çabalar için sürekli destekliyor, motive ediyorum.

XLPE’nin dışında da pek çok Ar-Ge projesi TüBİTAK-TEYDEP ve Sanayi Bakanlığı SANTEZ desteği ile sürdürülüyor. Halojen içermeyen alev geciktiricili polietilen, reçine üretimi ve savunma sanayinde kullanılan disiklopentadien, kimya ve sağlık sektöründe kullanılan trietilen glikol, ambalaj sektöründe kullanılan çift yönlü gerdirilmiş polipropilen, şeffaf polipropilen, nanokil katkılı polietilen ve cam elyaf sektörüne yönelik aşılı poliolefinik malzemeler bu çalışmalar arasında bulunuyor.


KRİZİ FIRSATA çEVİRMEYİ BAŞARDIK


Petkim kriz dönemlerinde bile yatırım yaparak, krizi fırsata çevirmeyi başarmıştı. Sizce Ortadoğu ve yakın coğrafyadaki krizler, Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?

Krizi fırsata çevirme alanında başarılı olduk. SOCAR & Turcas Grubu, Petkim sahasında rafineri yapma kararını, krizin ilk etkilerinin hissedildiği 2008 yılının ikinci yarısında yani özelleştirmenin hemen sonrasında verdi. 2009 yılında da etkileri süren bu krizi Petkim, çok iyi yönetti. Hatta sektöründe Avrupa’nın en yüksek kapasite kullanım oranlarına ulaştı.

Bu yatırım hızımız artarak sürüyor. Türkiye’nin ekonomi yönetimi de bu krizde çok başarılı performans gösterdi. Geçmiş deneyimlerden ders alınarak IMF ile anlaşma yapılmaması, özel sektörün yatırım iştahını daha artırdı ve işsizlik oranları kriz döneminde yükselse de, bugün kriz öncesi seviyesine geriledi. Son dönemde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ve yakın coğrafyamızda yaşanan siyasi gerilimlerin Türkiye’nin ihracatına sekte vuracağını düşünmüyorum.

ülke olarak ihracatımız bu yıl 135 milyar dolar seviyesini rahatlıkla yakalayabilir. Türk firmaları esnek üretim modelleri sayesinde sıkıntı yaşanan pazarlarda yaşadıkları problemleri, süratle alternatif pazarlar bularak aşabiliyor. Bunun çok sayıda örneğini görüyoruz.

Yürütmüş olduğunuz sosyal sorumluluk projelerinden bahseder misiniz?
Topluma karşı sorumluluklarını ön planda tutan Petkim çok sayıda toplumsal sorumluluk projelerini gerçekleştirdi. Bu kapsamda, Aliağa ilçesine pek çok eser kazandırdık. Petkim Kompleksi içinde Petkim İlköğretim Okulu ve Gazi İlköğretim Okulu’nu inşa ettik.

Aliağa ilçe merkezindeki Petrokimya İlköğretim Okulu’nu ve İzmir’in Karşıyaka ilçesi Yamanlar semtindeki Latife Hanım İlköğretim Okulu’nu da Türk Milli Eğitimi’ne armağan etmiştir. Petkim, “üniversite-Sanayi İşbirliği” kapsamında üniversitelere, bilimsel kuruluşlara, meslek liselerine, malzeme, araç-gereç ve teknik donanım desteği sağlıyor.

Meslek liselerine ve üniversite öğrencilerine, fabrikalarda ve idari birimlerde staj imkânı tanınırken, öğrencilerin tecrübeli kadrosunun birikimlerinden azami ölçüde yararlanması, teorik bilgilerini, uygulamalı bilgilerle güçlendirmelerini teşvik ediyoruz. Her yıl ortalama 350 öğrenci bu imkânlardan yararlanıyor. Bunun yanı sıra, Ege üniversitesi ile 2005 yılında imzalanan protokol gereğince, Ege Meslek Yüksekokulu Plastik ve Kimya Bölümü laboratuarlarına eğitim kalitesini artırmak için, cihaz ve teknik donanım desteğinde bulunduk.

Şirketimiz, üniversitelerin düzenlediği pek çok sempozyuma da mevcut tüm imkanları ile destek veriyor. çalışanlarımızın sağlığına da büyük önem veriyoruz. Türkiye’de bir ilke imza atarak, özel sektör bünyesinde bugüne kadar yapılmış en kapsamlı sigarayı bırakma projesini başlattık. Petkim’in ana sponsoru olduğu Aliağa Petkim Basketbol Takımı da, Beko Basketbol 1. Ligi’nde başarılı bir performans sergiliyor. Takım, ilçenin sosyal yaşamında vazgeçilmez bir unsur haline geldi.


Röp: Cesur çAçA

cesur@kmedya.com

3 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • misafir
    7 Temmuz 2011 18:50 - Reply

    Petkim gibi kurumların sayısını attırınca Türkiye kurtulur herkes bunu artık anlamalı, üretmeden olmaz

  • Deniz Rumuz
    7 Temmuz 2011 18:51 - Reply

    Petkim peşkeş çekildi diye atıp tutanlar vardı neoldu hani peşkeş çekilmişti baksanıza özelleştirmeden sonra petkim resmen uçuyor… Harika ilerlemeler var, hem üretim hem istihdam yaratıyor daha ne olsun peşkeş diyenler utanırmı acaba şimdi. keşke tüm kurumlar örnek alsa

  • Abdullah öztürk
    12 Temmuz 2011 18:30 - Reply

    sektörünün lideri ülkemize katma değer sağlayan petkimin tüm çalışanlarını kutluyorum

  • Site Haritası