Son Haberler

Türkiye’nin dış istikrarını bu faktörler bozuyor

Yurt içi finans sistemi, parasal istikrarı pozitif yönde etkilerken, sermaye piyasalarının zayıflığı, para politikalarının kredibilite zayıflığı ise tam aksine parasal istikrarı negatif yönde etkiliyor. Merkez Bankası’nın azalan kredibilitesiyle birlikte TL’yi zayıflatan koşulların tekrar güç kazanması ve artan enflasyon, sermaye girişlerini azaltmaya, dolarizasyon eğilimini yeniden artırmaya başladı.

Uzun vadeli programların yoksunluğu ve negatif beklentiler ekonominin bir yıllık görünümünde iyimserlik yaratacak şekilde bertaraf edilmelidir. Merkez Bankası’nın rezerv kayıplarına rağmen, bankacılıkta artan döviz likiditesi dış istikrarı koruyabilecek tampon görevi görüyor. Ancak, özel sektör ve hane halklarının borç dengeleri ile ödemeler dengesinin durumu dışsal istikrarı bozuyor.

İhracatta devam eden artışa ve altın ithalatındaki gerilemeye rağmen, güçlü iç talep ve emtia fiyatları cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmesi de önleyici ve doğru bir politika üretilememesi nedeniyledir. Salgından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerinin kamusal desteklerden yoksun kalması önemli bir hata oldu.

Toplam talep seviyesinin canlılığını koruması, Türkiye ekonomisi için esasen koruyucu bir kalkan olması gerekirken, fiiliyatta sadece enflasyonist sonuçlara yol açması, uygun ve doğru politikaların yoksunluğundadır. Salgının gidişatı ve aşılamanın zayıflığı ekonomik faaliyetler üzerinde negatif baskı yaratmasına rağmen tüketim ve yatırım talebi canlılığını hala koruyor.

Talep canlılığı, döviz kuru artışları, bir kısım arz kanallarındaki kısıtlar ve enflasyon ataletinin devam etmesi fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde negatif baskılar oluşturmaya devam ediyor.

Nitekim Nisan ayı itibariyle tüketici enflasyonu yüzde 17.14, üretici enflasyonu ise yüzde 35.17 olarak ölçüldü. Bundan sonraki dönemde de üretici fiyatları kaynaklı baskılar, tüketici fiyatlarını bozmaya ve artırmaya devam edecek.

SALGINDAN OLUMSUZ ETKİLENEN HİZMET SEKTÖRLERİNİN KAMUSAL DESTEKLERDEN YOKSUN KALMASI

İhracatta devam eden artışa ve altın ithalatındaki gerilemeye rağmen, güçlü iç talep ve emtia fiyatları cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmesi de önleyici ve doğru bir politika üretilememesi nedeniyledir. Salgından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerinin kamusal desteklerden yoksun kalması önemli bir hata oldu.

Çekingen ve isteksiz faiz politikaları, iç talepteki canlı seyrin devam etmesi ve uluslararası emtia fiyatlarındaki artışlara ve altın ithalatındaki düşüşe rağmen ithalat maliyetlerinin yükselmesine sebep oluyor.

Salgının tüm dünyada hızla yayılması ve buna bağlı olarak kısıtlamaların sıkılaştırılması turizm gelirleri üzerindeki sınırlamaları bu yılın sonuna kadar hep canlı tutacak. Küresel risk iştahındaki iniş ve çıkışlar, Türkiye’de fiyat istikrarını iyice bozmakta, para politikasını etkisizleştirmekte, risk primi ve dış finansman imkânlarını daha da zorlaştırıyor.

TÜRKİYE BAŞTA OLMAK ÜZERE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEN PORTFÖY ÇIKIŞLARI SÜRDÜ VE RİSK PRİMLERİ ARTTI

Türkiye’de risk priminin yönlendirilmesi ve yaratacağı risklerin önlenmesi için herhangi bir mekanizma oluşturulamadı. ABD’de uzun vadeli tahvil getirilerindeki yükselişler ve artan enflasyon nedeniyle Türkiye başta olmak üzere birçok gelişmekte olan ülkelerden portföy çıkışları devam etti, risk primleri arttı.

Ancak risk primlerinin yönetimine ilişkin Türkiye’de herhangi bir önleyici mekanizma oluşturulmadı. Ülke risk primindeki artışı, finansal piyasalardaki oynaklığın doğurduğu etkileri, portföy çıkışlarının önlenmesini ve dış finansman imkânlarına dair riskleri azaltılmasını sağlayacak önleyici ve eş güdümlü politikalar üretilemedi.

DIŞ FİNANSMAN İHTİYACI YÜKSEK OLMASINA RAĞMEN RİSK PRİMİNİ DÜŞÜRÜCÜ POLİTİKALARIN UMURSANMAMASI BÜYÜK ÇELİŞKİ

Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı yüksek olmasına rağmen ülke risk primini düşürücü politikaların umursanmaması büyük bir çelişkidir: Büyümesi dış finansman girişlerine endeksli olan, milli gelirinin yüzde 15’inden fazla bir tutarda dış finansman ihtiyacı içerinde bulunan ekonomiler, ülke risk primini düşürecek, döviz kazanma kabiliyetlerini artıracak önlemleri öncelikli sıraya almalılar. Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı milli gelirinin yüzde 30’u civarında olmasına rağmen ülke risk primini düşürücü politikaların umursanmaması büyük bir çelişkidir.

Özel olarak ABD ekonomisinde ve genel olarak da küresel ekonomilerde ortaya çıkan enflasyon risklerinin TL’nin değer kaybına sebep olması teorik açıdan bir tutarsızlıktır. Zira kur seviyeleri son tahlilde ülkelerin enflasyon oranları arasındaki farka dayanır. Ancak politika riskleri ve büyüme yöntem ve tercihleri bu ekonomik kuralın çalışmasını önleyerek TL’yi kolayca zayıflatıyor ve bu tutarsızlığa sebep oluyor.

Fiyat istikrarı odaklı bir sıkı para politikası duruşunda, yatımcılar ikna edilemedi. Küresel risk iştahındaki dalgalanmaların, Türkiye ekonomisi üzerinde risk oluşturmasına rağmen, fiyat istikrarı odaklı sıkı para politikası duruşunun sürdürülmesi konusunda yatımcılar ikna edilemedi.

SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞUNA DAİR İLETİŞİM PEK DE İNANDIRICI BULUNMADI

TCMB, orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate alarak Mart ayında önden yüklemeli ve güçlü bir parasal sıkılaşma yapmış olmakla ve devamında da bugüne kadar politika faizini sabit tutmakla birlikte, sıkı para politikası duruşuna dair iletişim pek de inandırıcı bulunmadı, gerekmesi halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılacağına dair yatırımcılar ikna edilemedi.

Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkisi yetersiz kalıyor. Zira kredilerdeki artış eğilimi devam ediyor. Ekonominin esneklik ve yapısal istikrar faktörlerinin etkinlikleri, Türkiye’nin döviz yaratma kapasitesini düşürücü yönde güç kaybediyorlar. Yerel paranın uluslararası piyasalarda dövize dönüşüm gücü ve konvertibilite özelliği, önceki dönemlere göre yüksek oranda erozyona uğradı.

Politik istikrar ve ekonomik istikrar güçlendirilmeden yapısal istikrar sağlanamayacak: Kurumların azalan derinliği, küresel entegrasyon eksikliği, jeopolitik riskler, kurumsal yatırımcılarla bozulan ilişkiler, bölgesel savaş ve istikrarsızlık, anayasal uyumsuzluklar Türkiye’nin politik istikrarını her geçen gün zedeliyor.

Zenginlik, refah ve gelir seviyelerinde devam eden erimeler, ekonomik üretim çeşitliliğin tıkanması, demografik yapıdaki avantajların azalması, iş piyasalarının elastikiyetinin düşmesi ekonomik istikrarı zedeliyor.  Türkiye ekonomisinin düşen elastikiyet kabiliyeti geri kazanılmalıdır.  Finansal istikrar, parasal istikrar, dışsal istikrar, uluslararası önemli kuruluşların ve kurumsal yatırımcıların algıları düzelmeden ekonominin esnekliği sağlanamayacak.

ÖZEL SEKTÖR VE HANE HALKLARININ BORÇ DENGELERİ İLE ÖDEMELER DENGESİNİN DURUMU DIŞSAL İSTİKRARI BOZUYOR

Uzun vadeli plan ve programların yoksunluğu ve negatif beklentiler ekonominin bir yıllık perspektifindeki görünümünde iyimserlik yaratacak şekilde bertaraf edilmelidir. Merkez Bankası’nın rezerv kayıplarına rağmen, bankacılık sektörünün artan döviz likiditesi dışsal istikrarı koruyabilecek bir tampon görevi görüyor. Ancak, özel sektör ve hane halklarının varlık borç dengeleri ile ödemeler dengesinin durumu dışsal istikrarı bozmaya devam ediyor.

Yurt içi finans sistemi, parasal istikrarı pozitif yönde etkilerken, sermaye piyasalarının zayıflığı, para politikalarının kredibilite zayıflığı ise tam aksine parasal istikrarı negatif yönde etkiliyor. Merkez Bankası’nın azalan kredibilitesiyle birlikte TL’yi zayıflatan koşullar yeniden güç kazanıyor. TL’nin zayıflaması, enflasyonun ve dolarizasyonun artmasına, sermaye girişlerinin durmasına yol açıyor.

Merkez Bankası’nın azalan kredibilitesiyle birlikte TL’yi zayıflatan koşulların tekrar güç kazanması ve artan enflasyon, sermaye girişlerini azaltmaya, dolarizasyon eğilimini yeniden artırmaya başladı.

Orhan Ökmen

Sesmir Yönetim Kurulu Başkanı

okmen@turcomoney.com

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

İlgili Haberler

Site Haritası