Son Haberler

Artık bizim de bir ülke fonumuz var

Yoğun siyasi gündemle dolu bir yaz mevsimini geride bıraktık. İlginç olan, böyle bir dönemde sermaye piyasalarımızı etkileyen önemli gelişmelerin üste üste gelmesi oldu. Önce, bireysel emeklilikte otomatik katılım, sonra bazı vergi düzenlemeleri ve son olarak Türkiye Varlık Fonu.

6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile sermaye piyasalarında araç çeşitliliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek ve büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu oluşturuldu. Ayrıca, bu fonu kurmak ve yönetmek üzere 50 milyon TL sermayeli Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi kuruldu. Ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan ve Başbakanlığa bağlı olarak çalışacak şirketin sermayesi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından konulacak.

Dünyada ülke fonları oldukça yaygın. Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında böyle bir fonun olmadığı az sayıda ülkeden biri. Bunların büyük bölümü doğal kaynaklara, özellikle petrole dayalı olarak kurulmuş durumda. Bu fonlarla, ülkenin doğal kaynaklarının sadece bu nesillere değil o topraklarda yaşayacak olan gelecek nesillere de ait olduğu düşüncesiyle zenginliğin en azından bir kısmını gelecek kuşaklara da aktarmayı hedefleniyor. Ayrıca, söz konusu doğal kaynağın fiyatının düştüğü durumlarda da bütçenin dengelenmesi amacıyla da kullanılıyor. Belirli bir doğal kaynağa dayanmayan fonlar ise daha çok stratejik alanlara yatırım, belirli bir faaliyeti desteklemek ve ekonomik büyümeye katkıyı amaçlıyor. Fonun yapısı ne olursa, bizim açımızdan en önemli katkılarından biri de sermaye piyasalarının büyümesi ve derinleşmesi.

 

YURTİÇİ TASARRUFLAR KIT

Sermaye piyasalarında politika yapıcılar ve piyasa profesyonelleri ile bir araya geldiğimizde, ülkemizde sermaye piyasalarının yeterince gelişememesinin temel nedenlerinden birinin “talep” olduğunu, bunun da esasen yurtiçi tasarrufların kıt olması ve yatırım tercihlerinin bir sonucu olduğunu sık sık söyler; özellikle geçtiğimiz 30 yılda kurumsal yatırımcı tabanını geliştirememiş olduğumuzu vurgularız. Bu sorunu çözemediğimiz sürece ne yaparsak yapalım piyasa büyüklüklerini belirli bir seviyenin üzerine taşıyamıyoruz. Bu sayfanın ana temalarından biri de bu oldu.

İŞSİZLİK FONU, NİÇİN SERMAYE PİYASASINA YATIRIM YAPMIYOR?

Kurumsal yatırımcı tarafında, özel tasarruflar, bireysel emeklilik sistemi sayesinde yavaş da olsa bir büyüme eğilimine girmiş durumda. Sistemin eksik bir başka ayağı ise kamusal-yarı kamusal tasarruflar. Kamusal tasarrufların sermaye piyasalarına yönlenmesini bir türlü sağlayamadık. Kamu bir taraftan uzun vadeli yatırımları teşvik etmeye çalışırken diğer yandan kendi uzun vadeli tasarruflarını para piyasası araçlarında tutmayı tercih ediyor. Örneğin, İşsizlik Fonu böyle bir tasarruf olmasına rağmen sermaye piyasası araçlarına yatırım yapmıyor. Böyle büyük bir fonun en azından küçük bir kısmının, hisse senedi, girişim sermayesi gibi alanlara yatırması gerektiğini her zaman savunduk. Daha yakın geçmişte bir başka örnek yaşadık. Geçtiğimiz yıl yapılan bir kanun ile bir çeşit uzun vadeli tasarruf aracı olan konut ve çeyiz hesabı sistemi yürürlüğe sokuldu. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak bu tür özel amaçlı tasarruf yöntemlerinin teşvik edilmesini öneriyorduk zaten. Ancak, yapılan düzenleme ile bu hesapların da sermaye piyasası araçlarına yatırım yapması büyük ölçüde engellendi. Ancak, bu kez durum farklı. Türkiye Varlık Fonu’nun kurulmasına ilişkin kanunun gerekçesinde, sermaye piyasalarının büyümesine doğrudan atıf yapılmış durumda. Hatta, finansal stres dönemlerinde piyasalarda stabilize edici bir görev de üstleneceğinden bahsediyor. Bunun da ötesinde, bankacılık sisteminin finans sektöründeki hakim rolü azaltılarak, alt yapı ve gayrimenkul fonları gibi sermaye piyasası ürünleri de ön plana çıkarılabileceğine değiniliyor.

FON, PROFESYONELCE YÖNETİLMELİ

Yönetim tarafında, bağımsız denetim, sermaye piyasası mevzuatı ve kurumsal yönetim ilkelerinin vurgulanmış olması çok önemli.  Bu aşamadan sonra, piyasa katılımcıları olarak beklentimiz, bu fonun bir an önce kurulması ve fondaki tasarrufların, mali piyasalarda değerlendirilecek kısmının sermaye piyasası mevzuatına tabi olarak profesyonelce yönetilmesidir.

İlhami Koç

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı

koc@turcomoney.com

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası