Son Haberler

Kahvenin hikayesi: Kahve: cafee: cafe…?

“Gönül ne kahve ister ne kahvehane;

Gönül dost (sohbet) ister, kahve bahane”

Kahve; Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1547) anavatanı Afrika olan Yemen’de yaşayan sofiler tarafından kullanılırken Habeşistan Beylerbeyi Özdemir Paşa tarafından Osmanlı Sarayı’na getirildi. İlk defa Tahtul Kalede tahmisci (kuru kahveci) esnafı tarafından kavrulup, öğütülüp, pişirilerek (1552) halkla buluştu.

Kahvehaneler; Padişah ve Saraya karşı sohbetlerin yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla ulemanın da fetvalarıyla zaman zaman denetlenip kapatılmasına rağmen hızla yayıldı. Evliya Çelebi’nin “Mekteb-i İrfan Misilli” ilim ve irfan okulu olarak isimlendirdiği kahvehaneler “kıraathane” ismini de alarak tarih, kültür, sanat, sosyal hayatın gelişmesi alanında adeta okul oldu.

PARİS’TE İLK TÜRK KAVVECİSİ: CAFE PROCOPE

Hollandalı, Venedikli tüccarlar tarafından Avrupa’ya taşınmaya başlayan kahve (1615) Fransa Sefiri Süleyman Ağa tarafından Kral XIV. Louis’e sunuldu; ilk başta Vatikan tarafından “İslam Şerbeti, Türk İçeceği” olarak tepki gösterilse de Paris Sosyetesi’nin şifalı içecekleri arasında yer almış, Paris’de ilk cafe “Cafe Procope” Türk Kavvecisi açıldı.

Kahvenin Avrupa’dan 1637’de İngiltere’ye, 1668’de ABD’ye gittiği rivayet edilir. Tarihte birçok Avrupalı kahve tutkunu arasında Moliere, Pierre Loti, Victor Hugo, Balzac gibi bir çok meşhur kişiler sayılabilir. Bunlardan biri de j. S. Bach olup kahve düşkünlüğünü bir eseriyle besteledi.

“Ah kahve ne tatlı,

Binlerce öpücükten daha zevkli,

Muscut Şarabından daha yumuşak”….

İlginç olan olay ise aynı tarihlerde Hırvat askerlerinin Kral XIV. Louis’i ziyaretlerinde boyun bağlarının “croute: cravate” kravat adını alarak moda olup, bir kültür ve zarafet unsuru olarak dünyaya yayılması hadisesidir.(*)  Hırvatlar olayı “30 yıl süren savaşlardan sonra Avrupa’yı fethetmek yerine Dünyayı Fethettik” diye övünüyorlar. Türkler ise kahve ile kültür zenginliklerini dünyaya yayarak insanların sosyal hayatlarında dostlukların, güvenin, sohbetlerin, lezzetin, barışın, sevginin öncüsü oldular.

REGENSBURG’DA DUVARINDA “OSMANİSCHE KAFFE HAUSE” YAZILI TABELA                 

Yazıyı yazmama sebep olan hatıram;

Siemens A.G. şirketi ile olan ortak kuruluşumuz Kale Porselen A.Ş. yönetim kurulu toplantılarımız İstanbul ya da Almanya’nın Regensburg şehrinde yapılmaktaydı. Bir gün Alman TV’sinde kahvenin II. Viyana Kuşatmasından sonra Avrupa’ya yayılması anlatılıyordu. Özet olarak Viyanalı ve Regensburglu köylülerin bulduğu kahveyi ilgililerin çeşitli yorumları ve araştırmaları sonrası Türk içeceği olduğuna karar vererek ilk kahvehaneleri açtıkları anlatılıyordu. Bunun üzerine araştırdım ve Regensburg’da duvarında “Osmanische Kaffe Hause” yazılı tabela olan dükkanı buldum. Dükkanı ziyaret ettik. Çay-kahve içilen bir pastahaneye dönüşmüştü.

Hüseyin Süt, Ali Coşkun, Av. Orhan Azizoğlu ve Alman arkadaşlar

VİYANA’DA İLK AÇILAN “TÜRK KAHVE EVİ”…

Bu nedenle Viyana’ya gittiğimde konuyu araştırdım. Osmanlı Ordusu’na da hizmet vermiş ve kahveyi tanımış olan Polonyalı tercüman, diplomat Jerzy Franciszek Kulczycki’nin (1640-1694) Viyanalılara kahve çekirdeklerinden nasıl enfes bir içecek yapılacağını öğrettiği gerçeği ile karşılaştım. Kendisi ilk Türk “Kahve Evi”ni Viyana’da açmış, sonra ki yıllarda heykelinin bulunduğu ismini taşıyan sokakta bir çok isimle kahve evleri açılmış. Bir bakıma Türk kahvesinin yayılmasında, Viyana dünyaya açılan kapı olmuş.(Dr. Bilge Özkaymak, Selçuk Üniversitesi)

WASHINGTON’DA HER 5 ARALIK’TA TÜRK KAHVESİ GÜNLERİ KUTLANIYOR

Türk, Alman dostluğuna da etki eden, kültürel, sosyal izler yaşatan “Turkentrank” olarak bilinen Türk Kahvesi 2017 yılında 500 yılı aşkın süreden sonra Würzburg’da festivalle kutlandı.(Hürriyet Gazetesi, 19.10.2017) Ayrıca son yıllarda 5 Aralık günü ABD Washington’da kahve dostlarını bir araya getiren Türk Kahvesi günleri kutlanıyor. Diğer ilginç hatıram ise bir toplantı için Atina’ya gidişimde (1974) otelde ki içecek listesinde “Kafe Turkiko” yazısının “Kafe Greico” yemek listesinde ise musakkayi, cacıki, karpuzi, döneri v.b. Türk yemek isimlerinin Yunanca olarak değiştirildiğini hayretle gördüm. Dünyada en ünlü markamız olan kahveye sahip çıkmamız gerektiğinden Atina dönüşü Kültür Bakanlığı’na durumu bildirdim. Ne yazık ki zamanla kahve olarak dünyaya yayılan Türk Kahvesi cafe olarak ülkemizi, caddelerimizi adeta işgal etti. .

Günümüzde kültür değerlerimizin bir çoğuna başkaları sahip çıkmış durumda. Bir çok araştırma ve başarılı doktora çalışmalarına rağmen geçte olsa nihayet 2014 yılında mutlu bir olayı yaşadık. Kültür Bakanlığımızın müracaatı sonucu, UNESCO tarafından Türk Kahvesi “insanlığın somut olmayan Kültürel Mirası Temsili” grubunda yer almış bulunuyor.

Osmanlı döneminden itibaren kahve tutkunu sanatçılarımız tarafından kavurma, öğütme, saklama, pişirme ve sunulmasında kullanılan cazip görünümlü cezve, fincan, tepsi gibi çeşitli elemanları kahve kültürümüze kazandırıldı.

TÜRK KAHVESİ, MERASİMLERDE GÜVEN, TOPLANTILARDA DOSTLUK İFADE EDER

Türk kültürünün en önemli içeceği olarak tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel bir geçmişe sahip olan “Türk Kahvesi” bir bardak su ile sunulduğunda; içildiği zamana ve mekana göre birçok anlam taşır. Taziye evlerinde acının paylaşılması, evlenme ve benzeri merasimlerde karşılıklı güven, birliktelik, ziyaretlerde konukseverlik, toplantılarda dostluk ifade eder.

500 yılı geçen bir zaman diliminde Türk kahvesi bir içecek olmaktan fazla toplum hayatında hazırlanışı, araç ve gereçleri, sunumu ve ritüelleriyle birlikte soyut ve somut bütün kültürel unsurlarıyla beraber atasözlerine, deyimlere, halk bilmecelerine, türkülere, resimlere ve şiirlere konu oldu.

Türk kahvesinden birer yudum yut,

Boşver herşeye derdini unut

Kahve kokusu ile huzur,

Tadı ile dinlenme ve mutluluk,

Sohbetiyle dostluklar getirir.

Bilindiği gibi dünya borsa ürünü olan kahvenin son yıllarda tüketimi ve fiyatı hızla artıyor. Kahve, ekonomik açıdan büyük bir pazara sahip 473 milyar dolar olan dünya tüketiminin yaklaşık %20’si evlerde, %80’i dış mekanlarda tüketiliyor. Ülkemizde de kişi başına 1,5 kg tüketimi görülen yabancı marka işlenmiş kahve çeşitleri ile ithalatı büyürken, diğer yönden Türk Kahvesi ve kahveli gıda ürünleri ihracatında da hızlı artışlar izleniyor.

Her şeye rağmen günümüzde birçok yabancı marka ve işlenmiş çeşitlerine rağmen tıp otoritelerinin de belirttiği gibi faydası, hazırlanışı ve sunumuyla barışı, dostluğu, mutluluğu, sevgi ve saygıyı ifade eden Türk kahvesi tahtını kimseye kaptırmamaya çalışıyor.

Türk kahvemize sahip çıkarak sağlıklı, mutlu, huzur dolu nice yıllara…!

Kaynakça:

-Bir Ömür Böyle Geçti Ali Coşkun Hayat Yayınları

-17. ve 18. Yüzyıl Avrupa Resim Sanatında Türk İmgesi Olarak Kahve Dr. Bilge Özkaymak, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırma Dergisi sayı:61 (2024) 

-Toplumsal ve Kültürel Bir İçecek Olan Türk Kahvesi Karadeniz Uluslararası Dergi Sayı:52, Yıl 2021

-AOÇ Atatürk Orman Çiftliği Türk Kahvesi Kültürü Tanıtımı Hatr-ı Bir Asır (1925,                   www.aockahve.com

-Türk Kahvesinin Serüveni Kuru Kahveci Mehmet Efendi Yayınları

Ali COŞKUN                                                                          

58. ve 59. Hükumetler Sanayi ve Ticaret Bakanı

coskun@turcomoney.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası