Son Haberler

KATILIM BANKACILIĞI UÇUŞA GEÇECEK

Faizsiz bankacılık ya da sektörün kendi değişiyle ‘katılım bankacılığı’ hızla büyüyor. 1985 yılında Albaraka Türk’ün faaliyete başlamasıyla finans sisteminde kendine yer edinen katılım bankacılığı, uzun yıllar çok düşük bir performans ile yoluna devam etti. Sonraki yıllarda sektöre başka kurumlar da girdi, ancak bazıları birleşti, bazıları isim değiştirdi. Sektörde halen Albaraka Türk, Bank Asya, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans bankaları faaliyet gösteriyor. İlk 20 yılında cüzi pazar payına sahip olan katılım bankaları, son 10 yılda hızlı büyüme kaydetti. Sektör, 2001 yılında kurulan “özel Finans Kurumları Birliği” çatısı altında birleşti. Daha sonra çatı kuruluşun ismi Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) olarak değiştirildi.

TKBB’nin verilerine göre, katılım bankaları son 10 yılda ortalama yüzde 30 civarında bir büyüme kaydetti. 2014’te Bank Asya hariç, diğer katılım bankaları yüzde 30 büyüdü. Toplanan fonlarda yüzde 30, kullandırılan fonlarda yüzde 31, aktif toplamda ise yüzde 33’lük büyüme gerçekleşti. Sektörün 2014 sonu itibariyle büyüklük olarak toplanan fonlarda 67 milyar TL, kullandırılan kredilerde 70 milyar TL, toplam aktifte ise 104 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaştı. 4 bankanın çalışan personel sayısı 16 bin 270’e ve şube sayısı ise bine ulaştı. Katılım bankalarının toplam bankacılık sistemi içindeki payı ise 2014 sonunda toplanan fonlarda 6.2, kullandırılan fonlarda 5.4, toplam aktifte 5.2 oranına ulaştı.

DEVLET FAİZSİZ BANKACILIĞA GİRİYOR

Reel ekonomik faaliyetlerle birebir ilişkili olmasının yanında aşırı risk, spekülatif işlemler ve belirsizliğe kapalı olması nedenleriyle “sağlam ve sağlıklı bankacılık” olarak ön plana çıkan katılım bankacılığı, dünya çapında model haline geldi. Yeni dönemde Türk katılım bankacılığı sektörüne yeni oyuncular, yeni üyeler katılmaya hazırlanıyor. Mevduat bankacılığında çok etkin olan devlet, katılım bankacılığına de girme kararı aldı. Uzun bir süredir devam eden çalışmalar, nihayet tamamlandı ve Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankası‘nın üç ayrı katılım bankası için start verildi. Her üç katılım bankası ayrı şirket olarak kurulacak. Bu kurumların isimlerinin Halk Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası ve Ziraat Katılım Bankası olması bekleniyor. Böylece her üç bankanın marka değeri katılım bankacılığına da taşınmış olacak. Süreç tamamlandığında katılım bankası sayısı 7’ye ulaşmış olacak.

ZİRAAT KATILIM,İLK ŞUBESİNİ 29 MAYIS’TA AçIYOR

Kamunun ilk katılım bankasını Ziraat Bankası kuruyor. Ziraat, İstanbul’un fethinin 562. yıldönümünde, yani 29 Mayıs’ta ilk katılım şubesini açmaya hazırlanıyor. Bankanın konuya ilişkin teknik altyapı kurma çalışmaları sürüyor. Personel alım süreci ile birlikte en geç yılsonuna kadar İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde ‘Ziraat Katılım Bankası‘ tabelası ile hizmet verilmeye başlanılacak.

Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin, katılım bankasının sermayesi 300 milyon dolar karşılığı TL olarak Hazine‘den alındığını, bu sene 20 şube açmayı planladıklarını söylüyor. Ziraat Katılım, Ziraat Bankası‘nın bir iştiraki olarak faaliyet gösterecek.

Katılım bankacılığının hem Türkiye‘de hem de dünya bankacılık sisteminden yüzde 5‘ler gibi bir pay aldığını ve sistemin her yıl yüzde 20‘lik bir büyüme gösterdiğini belirten Aydın, “Tabii bu büyüme iştah açıcı bir büyüme. Bu salt belli inanışlara sahip olan toplumlarda olsa bile bir ürün ve hizmet olarak görüyoruz ki, konvansiyonel bankacılık da bu tarz ürünler üretiyor. Ziraat Bankası olarak bu pazarın içinde bulunmak istedik. Bugün 2 trilyon dolara yaklaşan bir büyüklüğün ileride çok daha belirli bir büyüklüğe geleceğini düşünüyoruz. Türkiye için de bunun böyle olacağını düşünüyoruz.” diyor.

aa_249.png

aa_250.png

VAKIFBANK’TAN çIKIP VAKIF KATILIM’LA BüYüYECEK

Yeni kurulacak katılım bankaları içinde en kapsamlı düzenleme Vakıf Katılım Bankası’nın kurulması ile gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nü (VGM), VakıfBank‘taki hissesini almak suretiyle katılım bankası haline getirmeyi planladıklarını açıkladı. Erdoğan, VGM‘nin katılım bankasını kurmasıyla birlikte, yıllık kârından belli bir kısmını vakıf eserlerinin restorasyonuna, burs, kredi, aşevleri gibi çalışmalara ayıracağını açıklamıştı. Vakıflar Müdürlüğü‘nün, VakıfBank‘taki hissesi yaklaşık yüzde 60 ve bunun bugünkü rakamla değeri 10 milyar doları buluyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu hisseleri elinden çıkaracak. Dolayısıyla Vakıflar Bankasından çıkmış olacak.

VGM, kurulacak yeni katılım bankası için Mart ayı içinde İslam Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu‘nda görüşme yaptı. Kurum, buradan 300 milyon dolar kredi alarak merkezi İstanbul‘da olacak bankanı yaz aylarında faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. Yetkililer, Vakıf Katılım’ın 2015’in sonunda ancak faaliyete geçebileceğini belirtiyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün herhangi bir şirket kurabilmesi için Bakanlar Kurulu kararının gerekiyor. Bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararı imzaya açılmış durumda. Kurul kararının hala alınmaması, gecikmenin olabileceği yönündeki değerlendirmeleri güçlendiriyor.

1 MİLYAR LİRALIK HALK KATILIM KURULACAK

Halkbank’ın katılım bankası kuracağı bilgisini ilk Başbakan Yardımcısı Ali Babacan vermişti. Babacan, Katılım bankası kurulduğu andan itibaren artık, faizsiz sistemle çalışmak isteyen esnaf için yeni bir kapı açacağı müjdesini vermiş, bankanın yılsonuna kadar faaliyete geçeceğini söylemişti. Halk Bankası da katılım bankası kurmak için BDDK’dan izin aldı. Kurul, ilgili mevzuat uyarınca kurucu ortaklar Halk Bankası, Halk Yatırım Menkul Değerler, Halk Portföy Yönetimi, Halk Finansal Kiralama ile Bileşim Alternatif Dağıtım Kanalları ve ödeme Sistemleri tarafından Türkiye‘de 1 milyar lira sermayeli katılım bankası kurulmasına izin verdi. Halkbank, bağlı ortaklık şeklinde kurulması planlanan katılım bankasının kuruluş işlemlerine ilişkin 5 Aralık‘ta BDDK‘ya ön izin başvurusu yapmıştı. Halkbank Yönetim Kurulu, bir katılım bankası kurulması, bankanın kuruluş ve faaliyet işlemleriyle ilgili olarak yasal ve idari izinler ile diğer işlemlerin yerine getirilmesi için Genel Müdürlüğe yetki verdi.

aa_251.png

ORTADOĞU VE KöRFEZ‘DEN FON AKIŞI HIZLANACAK

Kamu bankalarının katılım bankası kurmasının faizsiz finans sektöründe pastayı büyüteceği belirtiliyor. Kamu bankalarının sisteme girmesi ile birlikte Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden Türkiye’ye önemli miktarda fon akışı sağlanacak. Türkiye pazarına girmek isteyen Körfez ülkeleri bankaları, bu yeni dönemle birlikte çalışmalarını hızlandırdı. Halen birçok faizsiz bankanın Türkiye’de yeni bir banka kurmak ya da satın almak için girişimlerde bulunduğu belirtiliyor.

TüRK KATILIM BANKACILIĞININ KISA TARİHİ

Faiz hassasiyeti nedeniyle uzun yıllar âtıl kalan kaynaklar Katılım Bankaları tarafından harekete geçirildi. Süreç, 1984’te Albaraka Türk ile başladı, 1985’te Faysal Finans, 1989’da bir başka Körfez menşeli kuruluş olan Kuveyt Türk, sermayesine Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nün de ortak olmasıyla sektörde yerlerini aldı. 1996’da Asya Finans sektöre giriş yaptı. Faysal Finans ise sonradan Family Finans’a dönüştü. Family Finans 1991’de sektöre giren Anadolu Finans ile 2005’te birleşti ve günümüzdeki Türkiye Finans oldu. Halen Türkiye’de anılan bu 4 Katılım Bankası faaliyet gösteriyor. 1995 yılında faaliyete başlayan İhlas Finans ise, güçlü bir aktif-pasif, gelir-gider dengesine sahip bir faizsiz bankacılık modeli içinde yer almasına rağmen, sonraları yönetim zaafiyeti yaşamış ve grup olarak 2001 ekonomik krizinde likidite sorunuyla karşılaştı. Haziran 1999’da kurulan ve Ağustos 2000’den itibaren faaliyete başlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), İhlas Finans’ın faaliyetlerini durdurdu. Sektör, Türkiye Katılım Bankaları Birliği çatısı altında faaliyet gösteriyor.

aa_252.png

Osman Akyüz

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri

HEDEF, 2025’TE 200 MİLYAR DOLARLIK BüYüKLüĞE ULAŞMAK

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, sektöre yeni oyuncuların girmesiyle sermaye tabanının ve katılım bankacılığının sektörden alacağı payın artarak önce yüzde 10’a, ardından da yüzde 15’e çıkacağını bildirdi.

2025‘te katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 200 milyar dolara, sistemdeki payının ise yüzde 15‘e çıkması öngörülüyor. Kamu bankalarının katılım bankacılığına ciddi bir hareketlilik getireceğini savunan Akyüz, “Bu bankaların sektöre girmesi farklı bir sinerji oluşturacak. Aynı zamanda rekabet meselesini de gündeme getirecek. Bu rekabetin sektörün büyümesine katkı sağlayarak daha efektif ve kaliteli hizmet sunmasını temenni ediyoruz.” dedi.

Sektörün bu yıl da istikrarlı bir şekilde büyüyeceğini öngördüklerini aktaran Akyüz, “Ortalama yüzde 25-30 civarında bir büyüme hedefimiz var. Katılım bankacılığına yeni oyuncuların girmesiyle birlikte sektör daha güçlü bir yapıya kavuşacak. Bu sayede iktisadi faaliyetlerden daha fazla pay alabiliriz.” şeklinde konuştu.

aa_253.png

Prof. Dr. Mehmet Bulut

İstanbul Sabahattin Zaim üniversitesi Rektörü

İSTANBUL, ‘KüRESEL İSLAMİ FİNANS MERKEZİ’ OLMALI

Türkiye’nin katılım bankacılığı daha geniş alanda bakarsak İslami Finans alanında, olması gerektiği noktadan çok daha geride. 2015 yılı itibariyle İslam ülkeleri içinde İslami finans alanındaki en yaygın uygulamalar Malezya’da görülüyor. Bu uygulamalarda Doğu Asya’daki Malezya’yı, Körfez ülkeleri izliyor. İlginç bir biçimde, son yıllarda, başta İngiltere olmak üzere Avrupa ve Amerika kıtasındaki ülkelerde de faizsiz finans ve bankacılık uygulamaları gündeme geldi. çünkü körfez ülkelerindeki sermayeyi çekmek istiyorlar. örneğin İngiltere hükümetleri ülkelerinin İslami finans alanında bir merkez olması için sistemlerinde ciddi düzenlemeler yaptılar. Küresel ekonomik krizlerden sonra batı mevcut sisteme ciddi alternatifler aramaya başladı. İslami finans da bu alanda kendini ispatlamış bir modeldir.

Deyim yerindeyse 100 yıl önce İslami finansın merkezi olan İstanbul bugün sadece belli başlı İslam ülkeleri değil bu uygulamalarda batıdaki bazı ülkelerden bile geride bulunuyor. Ancak Türkiye son yıllarda geçirdiği değişim ve dönüşüm sayesinde küresel İslami finansın yeni merkezi olabilme potansiyeline sahip olduğunu gösterdi.

Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi’nin ikinci şubesinin İstanbul’da açılması, Katılım bankalarının 2010 yılında sukuk ihraç etmeye başlaması ve son olarak da kamu katılım bankalarının sisteme katılmasıyla birlikte Katılım Bankalarının mevcut sistem içindeki payı artıyor.

Katılım bankacılığı yani İslami finans sisteminin güçlendirilmesi, “İstanbul‘un Finans Merkezi olma projesi” içinde temel taşlardan biridir.

aa_254.png

Dr. Fahrettin Yahşi

Albaraka Türk Katılım Bankası Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyesi

KATILIM BANKALARI SEKTöRE İVME KATAR

ülkemiz şu anda dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve 2023’te, ilk 10’a girmeyi ve kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara çıkarmayı hedefleniyor. Bu hedeflere ulaşmada bankacılık sektörü önemli bir rol oynayacaktır. 2023 için bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğünün 6 trilyon TL’ye ulaşması, bunun için de katılım bankacılığının payının yüzde 15 olması hedefleniyor. Şu an itibariyle ülkemizdeki katılım bankacılığının bu potansiyeline ve diğer ülkelerdeki sektör paylarına baktığınızda bankacılık sektöründeki payının düşük olduğu ortadadır. Bu kapsamda ilerleyen dönemde yeni kamu katılım bankalarının faaliyete başlamasının, yukarda belirttiğimiz hedeflere ulaşmada sektöre yeni bir ivme kazandıracağını düşünüyoruz. Sektöre kamu katılım bankasının girmesi ile birlikte katılım bankacılığı prensiplerine uygun bir interbank oluşması ve sermaye piyasası ürünleri için hacmin artması ile ikinci el piyasasının derinleşmesi kolaylaşacak.

Yeni oyuncuların gelmesinin sektör açısında olumlu olacağını, bu rekabetten müşterinin kazançlı çıkacağını düşünüyoruz. Bu yoğun rekabet ortamında avantaj kazanmak ve müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak amacıyla Albaraka Türk olarak Simurg adını verdiğimiz büyük bir dönüşüm çalışması başlattık. Simurg Dönüşüm Projesi’nin kalbinde yer alan bilgi teknolojileri, Albaraka Türk’ün rekabet üstünlüklerinden biri olarak konumlanmak üzere yeni projelerle gücünü pekiştirecektir.

aa_256.png

Doç. Dr. Mehmet Saraç

Sakarya ünİversitesi ve İstanbul Şehir üniversitesi öğretim üyesi

FAİZSİZ BANKACILIK ‘YENİ TüRKİYE VİZYONU’ İçİN öNEMLİ

Katılım bankalarımızın sınırlı bir ürün yelpazesi olması, bizim her platformda dile getirdiğimiz bir meseledir. Kısa vadede kârlı gözükmeyen veya yüksek riskten dolayı özel sektörün girmediği bazı ürün ve hizmetlerin Kamu Katılım bankalarının öncülüğünde uygulanmaya başlaması gerekiyor.

Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, katılım bankalarının, faizli bankalarla rekabet edebilmek adına onların her türlü ürününe benzeşen bir “eşdeğer İslamî ürün” sunma gayretinde olmamalarıdır. İslamî finans, aslında farklı bir paradigmaya sahiptir. Burada aslında faizsiz bankacılığın 1950’lerdeki fikri çalışmalarında ön plana çıkan “risk paylaşımı” misyonuna hizmet eden yapılara yönelme zorunluluğu var. Bankacılıktaki rekabet şartları ve müşterilerin risk profili dikkate alındığında bu misyonu tek başına katılım bankacılığının üstlenemeyeceği görülmektedir. Bu nedenle finansın diğer önemli alanı ve bence daha İslamî bir karakteristiğe sahip olan sermaye piyasalarının önemi artmaktadır.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası