– S&P Global Mobility Birimi tarafından yakında yayımlanan rapora göre 2025 yılı itibarıyla otomotiv tedarik sanayi, temkinli bir iyimserlik içinde yeni bir dönüşüm sürecini yaşıyor. Sektör, küresel ölçekte devam eden tedarik zinciri kırılganlıkları ve iş gücü kısıtlarına rağmen, özellikle elektrikli taşıt (EV) ve bağlantılı mobilite teknolojileri alanında ciddi büyüme fırsatlarıyla karşı karşıya.
– Giderek artan elektrikli taşıt talebinin, batarya teknolojilerindeki gelişmeler ve sürdürülebilir üretimin önümüzdeki dönemde ana büyüme dinamiklerini yönlendireceğini net görüyoruz. Elektrifikasyon, otomotiv sanayinin büyüme yönünü belirleyen en güçlü faktör haline gelmiş durumda. Elektrikli taşıt üretiminin bu yıl 20 milyon adedi bulmasını bekliyoruz.
– Tedarik tarafında yer alan yan sanayi şirketleri, bazı alanlarda avantajlı. Özellikle mobilite ve otonomi teknolojisi odaklı firmalar, sürdürülebilir ulaşıma geçişte stratejik bir rol oynyor. Batarya üretiminde yer alan bazı şirketler ise batarya ve komponent teknolojilerinde yenilikçi çözümler geliştirerek tedarik zincirine değer katıyor. Bu eğilim, tedarikçilerin Ar-Ge yatırımlarını ve ürün geliştirme kabiliyetlerini yeniden şekillendiriyor.
– Taşıt içi bağlantı çözümlerine yönelik talepleri, bu yıl itibarıyla hızla arttı. Bu alandaki firmalar, yazılım tabanlı sürücü deneyimlerini ve veri odaklı hizmetleri genişletme çabasında. Bu alan, geleneksel tedarikçilerin dijital dönüşüm yetkinliklerini geliştirmesi için onları zorluyor. Yeni teknolojilerin mevcut üretim sistemlerine entegrasyonu, rekabet avantajının temel belirleyicilerinden birisi oldu.
– Hammadde arzındaki dalgalanmalar ve lojistik darboğazlar, operasyonel sürdürülebilirliğin en kritik risk unsurları olmaya devam ediyor. Firmaların, üretim sürekliliğini korumak amacıyla esnek tedarik zinciri stratejileri uygulamaları yararlı olacaktır.
– Sektörün dijitalleşmesiyle birlikte yazılım mühendisliği, veri analitiği ve sistem entegrasyonu gibi alanlarda yetkin iş gücüne olan ihtiyaç da hızla artıyor. Bu dönüşüme yanıt olarak özel eğitim ve işe alım programları yürüten tedarikçi şirketler öne çıkacak. Tedarikçilerin, bu kapsamda üniversitelerle stratejik ortaklıklar kurması stratejik önem kazanmış durumda.
– 2025 sonrası dönemde rekabet avantajı elde etmek isteyen otomotiv tedarikçileri için öncelikli stratejik aksiyonlara geçmesi gerekiyor. Bu noktada değişen pazar koşullarına hızlı tepki verebilen operasyonel yapıların kurulmalı. azılım, sensör teknolojileri ve batarya sistemleri gibi alanlarda inovasyon artırılmalı. Teknoloji odaklı yetenek gelişimi için sektör-üniversite iş birlikleri güçlendirilmeli.
Merhabalar, bu sayıda sizlere S&P Global Mobility Birimi tarafından yakında servis edilen ve içinde bulunduğumuz 2025 yılında otomotiv tedarik sanayi şirketlerinin dönüşümü nasıl yönettiklerine dair araştırma raporunu yorumlayacağım.
2025 yılı itibarıyla otomotiv tedarik sanayi, temkinli bir iyimserlik içinde yeni bir dönüşüm sürecini yaşıyor. Sektör, küresel ölçekte devam eden tedarik zinciri kırılganlıkları ve iş gücü kısıtlarına rağmen, özellikle elektrikli taşıt (EV) ve bağlantılı mobilite teknolojileri alanında ciddi büyüme fırsatlarıyla karşı karşıya.
Giderek artan elektrikli taşıt talebinin, batarya teknolojilerindeki gelişmeler ve sürdürülebilir üretimin önümüzdeki dönemde ana büyüme dinamiklerini yönlendireceğini net görüyoruz.
PAZAR EĞİLİMLERİ VE FIRSAT ALANLARI
1) ELEKTRİKLİ TAŞIT PAZARI
Elektrifikasyon, otomotiv sanayinin büyüme yönünü belirleyen en güçlü faktör haline gelmiş durumda. Bu yıl 20 milyon adedi bulmasını beklediğimiz elektrikli taşıt üretiminin tedarik tarafında yer alan yan sanayi şirketlerinin avantajlı olduğu iş alanlarından örnek vermek gerekirse;
Bu eğilim, tedarikçilerin Ar-Ge yatırımlarını ve ürün geliştirme kabiliyetlerini doğal olarak yeniden şekillendiriyor.
2) BAĞLANTILI ARAÇ TEKNOLOJİLERİ
Taşıt içi bağlantı çözümlerine yönelik taleplerin bu yıl itibarıyla hızla arttığını açıkça görüyoruz. Bu alandaki firmalar, yazılım tabanlı sürücü deneyimlerini ve veri odaklı hizmetleri genişletme çabasında. Bu alan, geleneksel tedarikçilerin dijital dönüşüm yetkinliklerini geliştirmesi için onları zorluyor.
3) TEKNOLOJİ ENTEGRASYONU VE İŞ BİRLİKLERİ
Yeni teknolojilerin mevcut üretim sistemlerine entegrasyonu, rekabet avantajının temel belirleyicilerinden birisi oldu. Öncü olan tedarik şirketlerin geliştirdiği ortaklık modelleri, inovasyonun daha hızlı ticarileştirilmesi için önemli rol oynuyor.
OPERASYONEL ÖNCELİKLER VE ZORLUKLAR
1) TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Hammadde arzındaki dalgalanmalar ve lojistik darboğazlar, operasyonel sürdürülebilirliğin en kritik risk unsurları olmaya devam ediyor.Firmaların, üretim sürekliliğini korumak amacıyla esnek tedarik zinciri stratejileri uygulamaları yararlı olacaktır.
2) İŞ GÜCÜ VE YETKİNLİK GELİŞİMİ
Sektörün dijitalleşmesiyle birlikte yazılım mühendisliği, veri analitiği ve sistem entegrasyonu gibi alanlarda yetkin iş gücüne olan ihtiyaç da hızla artıyor. Bu dönüşüme yanıt olarak özel eğitim ve işe alım programları yürüten tedarikçi şirketler öne çıkacak. Tedarikçilerin, bu kapsamda üniversitelerle stratejik ortaklıklar kurması stratejik önem kazanmış durumda.
MEVZUAT VE UYUM
Emisyon ve güvenlik regülasyonlarındaki sıkılaşma, tedarikçilerin politika yapıcılarla yakın iş birliği içinde çalışmasını, etkin lobi faaliyeti yapmalarını zorunlu kılıyor. Bu aşamada, ülkemizin güçlü sektör derneği olan Taysad’a önemli görevler düştüğünü söyleyelim.
TEKNOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIMLARI
Sürdürülebilirlik, tedarikçi stratejilerinin merkezine yerleşmiş durumda. Politikalarını buna göre şekillendiren firmalar, çevre dostu kaplama ve malzeme teknolojileriyle üretim süreçlerinde karbon ayak izini azaltmaya odaklanıyorlar. Ayrıca yapay zeka desteğiyle geliştirilen simülasyon teknolojileri, üreticilerin elektrikli taşıt tasarımlarını sanal ortamda test ederek maliyet ve zaman avantajı elde etmesine olanak tanıyor.
STRATEJİK ÇIKARIMLAR
2025 sonrası dönemde rekabet avantajı elde etmek isteyen otomotiv tedarikçileri için öncelikli stratejik aksiyonlar aşağıda yer alıyor:
ÇEVİK VE İLERİ GÖRÜŞLÜ ŞİRKETLER İÇİN FIRSATLAR HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA
2025 yılı itibarıyla otomotiv tedarik sanayi, zorluklar ve fırsatların iç içe geçtiği bir yeniden yapılanma süreci içinde. Elektrikli mobilite, bağlantılı araç teknolojileri ve otonom sürüş sistemlerinin önümüzdeki on yıla ait büyümeyi şekillendirecek alanlar olduğu artık kesin. Dayanıklılığa, yenilikçiliğe ve insan kaynağına yatırım yapan; aynı zamanda çevresel ve dijital dönüşümü stratejik düzeyde benimseyen tedarikçiler, sektörün yeni liderleri olarak öne çıkacaktır.
Yolun belirsizliklerle dolu olduğu açık. Ancak çevik ve ileri görüşlü şirketler için büyüme ve sürdürülebilir başarı fırsatlarının her zamankinden daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda Çinlilerle iş birliği ve ortak büyüme olanakları yakalanabilir. Böylece ülkemize daha fazla doğrudan yatırım fırsatları çıkması da mümkün. Yeter ki zaman yitirmeden hızla gereken kararları alıp sektörel dönüşümde hak ettiğimiz yere gelelim. Böylece sektör know-how ve katma değer üretirken, ülkemizin en çok ihracat yapan sektörü olma konumunu da sürdürebilecektir.
İbrahim AYBAR
Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
aybar@turcomoney.com
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsim *
Email *
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.
Δ
This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.