Son Haberler

Robotaksilerin 2030 yılına yolculuğu…

– Ulaşım dünyası büyük ölçüde değişiyor. Robotaksiler, yani sürücüsüz olarak kendi kendine giden otonom taksiler giderek artıyor. Bu otonom taşıtlar, dünya çapında milyonlarca insan için daha ucuz ulaşım maliyeti, çok daha az trafik kazası ve daha fazla erişilebilirlik vaat ediyor. Robotaksi pazarı küresel olarak genişleme sürecine girdi. İstatistikler de bunu teyit ediyor.

– Küresel robotaksi pazarının 2030 yılına kadar 40 milyar USD düzeyine ulaşması ve 2025’ten itibaren yıllık bazda % 60’ın üzerinde büyümesi bekleniyor. Robotaksi işletimi artık sadece bir fikir değil, gerçekleşen bir uygulama haline geldi. Bu hızlı büyüme otomobil üreticilerinin, teknoloji devlerinin ve yolcu taşıyan şirketlerin büyük yatırımlarıyla mümkün oluyor.

– Robotaksi pazarına erken giren firmalar önemli bir avantaja sahip. 2030 yılına kadar dünya çapında yaklaşık 2,5 milyon robotaksinin faaliyete geçecek. Filo şirketleri şarj istasyonlarına, bakım merkezlerine ve müşteri desteğine yatırım yaparak büyük ölçekli dağıtımlara hazırlanmalı. Şehir yönetimleri, sürücüsüz taşıtları barındırmak için trafik akışını, yol işaretlerini ve park yerlerini de yeniden planlamak durumundalar.

Çin, ABD ve Avrupa, büyük ölçekli robotaksi operasyonlarının yaygınlaşması için gerekli teknolojiyi, altyapıyı ve yasal düzenlemeleri hızla tamamlıyorlar. Dolayısıyla robotaksi pazarında büyümek isteyen işleticiler öncelikle bu üç pazara odaklanmalı. Özellikle Çin yönetimi, otonom taşıtları aktif olarak destekleyerek ülkeyi inovasyon için bir merkez yapmaya çalışıyor. Çinli teknoloji devi Baidu, bu konuda ciddi atak yaptı.

– Wall Street Journal, Baidu’nun otonom taksi servisi olan Apollo Go’yu Avrupa pazarında test etmeye hazırlandığını yazdı. Bu testleri yapılacağı ülkelerden birisi de Türkiye olacak. ABD’de ise San Francisco, Phoenix ve Austin gibi şehirler robotaksi testlerinin yoğun olarak yapıldığı şehirler. Google Waymo, bu çalışmalarda öncü durumda. General Motors’un Cruise adlı robotaksi modelini geri çekmesinden sonra Waymo’yu daha aktif görünüyor.

– Çin, 2030 yılına kadar 1 milyon robotaksiyi işletmeye almayı hedefliyor ve bu da onu dünyanın en büyük robotaksi pazarı yapıyor. Öte yandan BYD gibi otomotiv devleri, otonom sürüş özelliklerini taşıt modellerine ücretsiz koyacaklarını açıklayarak büyük bir rekabet avantajı sundular. Çin’in önde gelen otonom sürüş hizmeti Baidu’dan Apollo Go, şimdiden birçok büyük şehirde faaliyet gösteriyor.

 – ABD’de 2030 yılına kadar yollarda 500.000’den fazla robotaksi olması bekleniyor. Şehirlerdeki halka açık yollarda robotaksi işletimine izin veren düzenlemelerin hızla hayata geçtiğini görüyoruz. ABD’de Waymo ve Cruise, otonom taksi hizmetlerini agresif bir şekilde genişletiyor. Şu anda San Francisco ve Phoenix gibi şehirlerde faaliyet gösteriyorlar ve 2028 yılına kadar en az 20 şehre daha ulaşmayı planlıyorlar.

– Avrupa’nın robotaksi pazarının yıllık %55 büyüyerek 2030 yılına kadar 10 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. 2030 yılına kadar hizmette olan 100.000’den fazla robotaksi beklentisiyle Almanya ve İngiltere bu dönüşüme liderlik ediyor. Volkswagen, Mercedes-Benz ve BMW gibi otomotiv devlerine ev sahipliği yapan Almanya, otonom sürüş teknolojisine büyük yatırımlar yapıyor.

Artık biliyor ve görüyoruz. Ulaşım dünyası büyük ölçüde değişiyor. Robotaksiler, yani sürücüsüz olarak kendi kendine giden otonom taksiler giderek artıyor. Bu otonom taşıtlar, dünya çapında milyonlarca insan için daha ucuz ulaşım maliyeti, çok daha az trafik kazası ve daha fazla erişilebilirlik vaat ediyor.

Robotaksi pazarı küresel olarak genişleme sürecine girdi. Örnekleri görmeye başladık. https://patentpc.com/blog/robotaxis bloğu, 2025-2030 dönemine ait en son eğilimleri, pazar tahminlerini ve önemli istatistik bilgilerini Nisan ayı sonunda yayınladı. Şimdi bu bilgilere kısaca bakalım:

1) Küresel robotaksi pazarının 2030 yılına kadar 40 milyar USD düzeyine ulaşması ve 2025’ten itibaren yıllık bazda % 60’ın üzerinde büyümesi bekleniyor.

Robotaksi işletimi artık sadece bir fikir değil, gerçekleşen bir uygulama haline geldi. Rakamlar bunu kanıtlıyor. Örneğin Google CEO’su Sundar Pichai, bu ay yaptığı Bloomberg’deki konuşmasında, her gün California’da Google Waymo marka robotaksilerle 100 bin sefere ulaştıklarını belirtti. Bu hızlı büyüme otomobil üreticilerinin, teknoloji devlerinin ve yolcu taşıyan şirketlerin büyük yatırımlarıyla mümkün oluyor.

ROBOTAKSİLERDEKİ HIZLI BÜYÜME, İŞLETMELER İÇİN ALTIN BİR FIRSAT SUNUYOR

İşletmeler için bu hızlı büyüme altın bir fırsat da sunuyor. Özellikle robotaksi pazarına erken giren firmalar önemli bir avantaja sahip. Yeni başlayanlar, geride kalmamak için yapay zekaya, haritalama teknolojilerine ve batarya teknolojisindeki yeniliklere odaklanmak zorunda olacaklar. Aynı zamanda yasal düzenlemeler güvenlik ve adalet ekseninde bu hızlı büyümeyi destekleyen tarzda hayata geçirilmek durumunda.

2) 2030 yılına kadar dünya çapında yaklaşık 2,5 milyon robotaksinin faaliyete geçmesi bekleniyor. Bu sayı, daha fazla insanın sürücüsüz ulaşıma katılması ve şehirlerin bu yeni nesil taşıtları desteklemek için altyapılarını buna uyarlamak zorunda olması demek. Filo şirketleri şarj istasyonlarına, bakım merkezlerine ve müşteri desteğine yatırım yaparak büyük ölçekli dağıtımlara hazırlanmalılar. Şehir yönetimleri, sürücüsüz taşıtları barındırmak için trafik akışını, yol işaretlerini ve park yerlerini de yeniden planlamak durumundalar.

ÇİN, ABD VE AVRUPA ROBOTAKSİ PAZARINA HAKİM OLACAK

3) Robotaksi pazarına üç bölge hâkim olacak: Çin, ABD ve Avrupa. Bu pazarlar, büyük ölçekli robotaksi operasyonlarının yaygınlaşması için gerekli teknolojiyi, altyapıyı ve yasal düzenlemeleri hızla tamamlıyorlar. Dolayısıyla robotaksi pazarında büyümek isteyen işleticiler öncelikle bu üç pazara odaklanmalı. Özellikle Çin yönetimi, otonom taşıtları aktif olarak destekleyerek ülkeyi inovasyon için bir merkez yapmaya çalışıyor. Çinli teknoloji devi Baidu’nun bu konuda ciddi atak yaptığını görüyoruz. Hatta Wall Street Journal, Baidu’nun otonom taksi servisi olan Apollo Go’yu Avrupa pazarında test etmeye hazırlandığını yazdı. Dahası, bu testleri yapılacağı ülkelerden birisi de Türkiye olacak.

ROBOTAKSİ TESTLERİNİN YOĞUN OLARAK YAPILDIĞI ŞEHİRLER

ABD’de ise San Francisco, Phoenix ve Austin gibi şehirler robotaksi testlerinin yoğun olarak yapıldığı şehirler. Google Waymo’nun bu çalışmalarda öncü olduğunu söyleyelim. General Motors’un Cruise adlı robotaksi modelini geri çekmesinden sonra Waymo’yu daha aktif görüyoruz. Ayrıca Tesla’nın 10 Ekim 2024 tarihinde tanıttığı CyberCab isimli robotaksinin 30 bin dolar altında fiyatla pazara sunulması bekleniyor. Seri üretimin 2026 yılında başlaması bekleniyor.

Avrupa ülkeleri ise endüstriyi şekillendirecek katı ve net düzenlemeler yapmaya başladı. İsviçre ve İngiltere, bu konuda önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirdiler.

4) Robotaksilerin mil başına maliyetinin 2030 yılına kadar 0,30–0,50 dolara düşeceği, hatta CyberCab kullanımının mil başına 0,20 dolar olacağı bekleniyor. Yani, geleneksel yolcu taşımacılığından % 40-60 daha ucuz olacaklar. Robotaksilerin en büyük avantajlarından biri işletme maliyeti olacak. 2030 yılına gelindiğinde, sağlanacak daha düşük maliyetler robotaksilere yönelimi artıracak. Ek olarak sürücüsü olmayan bir robotaksinin içinde atıştırmalıklar, taşıt içi eğlence, Wi-Fi gibi ek hizmetler için aynı dijital ödeme sisteminin geçerli olması gerekecek. Yani otonom taşıt, yolcunun talebine uygun işlemleri otomatik olarak yapabilen bir satış terminali görevi görecek. İşte burada yepyeni bir pazar karşımıza çıkıyor. Çünkü henüz taşıtların içinde yolculuk ederken böyle ücret karşılığı hizmetler talep etmiyoruz. O nedenle, taşıt içi ödemeler gibi yeni bir kategori başlatmaktan söz ediliyorsa, bunu mevcut ödeme yöntemleri kadar uygun ve pratik hale getirmek gerekiyor. Uzmanların görüşü de bu yönde.

Yolcu taşımacılığı yapan şirketler bu gelişmeye hızla uyum sağlamak zorunda. Rekabetçi kalabilmek için kendi robotaksi hizmetlerini geliştirebilir veya otonom araç şirketleriyle ortak olabilirler. İnsanlar otobüs veya tren üzerinden ucuz robotaksi sürüşlerini tercih edebileceğinden, toplu taşımada da değişiklikler olacaktır.

ROBOTAKSİ PAZARINDA EN BÜYÜK PAYA SAHİP OLAN MARKALAR

5) İçinde bulunduğumuz 2025 yılında, Waymo, Cruise, Baidu ve Tesla, toplu olarak % 70’in üzerinde pazar payına sahip olan lider robotaksi markaları. Robotaksi endüstrisine hakim olan bu oyuncular, uygulamanın yaygın olarak benimsenmesi için güçlü lobi faaliyeti içindeler. Aynı zamanda gelişmiş otonom sürüş teknolojisi uyguluyorlar ve bunların yasal haklarına sahip durumdalar. Aslında tüm girişimcilerin bu markaları yakından izlemesinde fayda var. Teknolojilerini ve stratejilerini anlamak, yeni girişimcilerin pazarda boşluklar bulmasına yardımcı olabilir. Bu markalarla ortaklıklar, lojistik, yazılım ve altyapı alanındaki işletmeler için de yeni fırsatlar açabilir.

6) Çin, 2030 yılına kadar 1 milyon robotaksiyi işletmeye almayı hedefliyor ve bu da onu dünyanın en büyük robotaksi pazarı yapıyor. Öte yandan BYD gibi otomotiv devleri, otonom sürüş özelliklerini taşıt modellerine ücretsiz koyacaklarını açıklayarak büyük bir rekabet avantajı sundular. Çin’in önde gelen otonom sürüş hizmeti Baidu’dan Apollo Go, şimdiden birçok büyük şehirde faaliyet gösteriyor. 2030 yılına kadar 100’den fazla şehre hizmet vermeyi hedefleyerek onu dünyanın en büyük robotaxi ağlarından biri haline getirmeyi hedefliyor. Çin pazarına girmek isteyen işletmeler Baidu’nun genişlemesini yakından izlesinler. Şirketin başarısı, güçlü devlet teşviği, geniş bir veri ağı ve gelişmiş yapay zeka yetenekleriyle destekleniyor.

Diğer bir otonom taşıt paylaşım şirketi Çinli WeRide, yoğun devlet destekleri ile otonom taşıt teknolojisine yatırımı hızlandırdı. Şirket, önümüzdeki yıllarda robotaksi hizmetlerinin büyük talep göreceğinden emin. WeRide şirketi halen dokuz ülkede 30 şehirde sürücüsüz taşıt işletiyor. Yakın vadede Japonya, Avrupa ve Ortadoğu’ya açılmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra Çin, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’de ilk otonom sürüş lisanslı şirket olmaya çalışıyor. Ne var ki batı ülkelerinde Çin teknolojisine karşı ulusal güvenlik endişeleriyle devreye sokulmakta olan engelleyici politikalar yüzünden, Çin ile politik gerginlik yaşayan bu pazarlarda WeRide şirketinin işi kolay değil.

Çin’in robotaksi pazarına girmek isteyen yabancı şirketler katı kurallara uymak zorunda. Ancak, yerel firmalarla ortaklıklar bu zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.

2028 YILINA KADAR EN AZ 20 ŞEHİRDE ROBOTAKSİ OLACAK

7) ABD’de 2030 yılına kadar yollarda 500.000’den fazla robotaksi olması bekleniyor.

Şehirlerdeki halka açık yollarda robotaksi işletimine izin veren düzenlemelerin hızla hayata geçtiğini görüyoruz. ABD’de Waymo ve Cruise, otonom taksi hizmetlerini agresif bir şekilde genişletiyor. Şu anda San Francisco ve Phoenix gibi şehirlerde faaliyet gösteriyorlar ve 2028 yılına kadar en az 20 şehre daha ulaşmayı planlıyorlar. Bu genişleme aynı zamanda robotaksilerin bakımı, yazılım geliştirme ve uzaktan araç izleme konularında iş fırsatları yaratacaktır. Girişimciler, büyüyen otonom araç endüstrisine hitap eden hizmete dayalı fırsatlar üzerinde durmak zorundalar.

AVRUPA’DA ROBOTAKSİ PAZARI 2030 YILINA KADAR 10 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK

8) Avrupa’nın robotaksi pazarının yıllık %55 büyüyerek 2030 yılına kadar 10 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Avrupa ihtiyatlı ama istikrarlı bir şekilde tam otonom hareketliliğe doğru ilerliyor. 2030 yılına kadar hizmette olan 100.000’den fazla robotaksi beklentisiyle Almanya ve İngiltere bu dönüşüme liderlik ediyor.

Volkswagen, Mercedes-Benz ve BMW gibi otomotiv devlerine ev sahipliği yapan Almanya, otonom sürüş teknolojisine büyük yatırımlar yapıyor. Ülke, anonim yollarda Seviye 4 otonom sürüşü yasallaştırdı ve şirketlere robotaksi test etmeleri ve konuşlandırmaları için yeşil ışık yaktı.

Öte yandan İngiltere, robotaksinin benimsenmesini hızlandırmak için hükümet destekli girişimler içinde. Londra ve diğer büyük şehirler, otonom araçları desteklemek, toplu taşıma araçlarıyla güvenliği ve entegrasyonu sağlamak için yasal düzenlemelere sahip oldular.

Avrupa, robotaksiye daha temkinli ama istikrarlı bir yaklaşımı benimsiyor. Ülkelerin güvenlik, siber güvenlik ve çevresel etkiyi vurgulayan düzenlemeleri dikkat çekiyor. Avrupa’da robotaksi işletecek şirketler, katı yasal düzenlemelere uymak zorunda. Bu pazardaki başarı için yüksek kaliteli yapay zekâ güvenlik önlemlerine ve siber güvenliğe yatırım yapmak çok önemli ve gerekli.

DUBAİ’DE TÜM SEYAHATLERİN YÜZDE 25’İ ROTOTAKSİ İLE YAPILACAK

9) Dubai, robotaksilere büyük ölçüde önem veriyor. 2030 yılına kadar tüm seyahatlerin %25’inin otonom olmasını hedefliyor. Bu, akıllı şehir çözümleri, altyapı planlaması ve EV şarj ağlarında yer alan işletmeler için önemli fırsatlar sunmaya aday. Orta Doğu pazarına girmek isteyen şirketler, Dubai’nin ulaşım yetkilileriyle ortaklıklar araştırmaya başladılar. Önemli bir turizm merkezi olan Dubai’nin robotaksiyi benimsemesi ile, lüks otonom araçlar, havaalanı transferleri ve otel yolculuğu hizmetlerinde yeni fırsatlar yaratılacağı açık.

10) Singapur, 2030 yılına kadar kentsel ulaşım ihtiyacının %30’unu karşılayan tamamen otonom robotaksi hizmetlerine sahip olmayı planlıyor. Yapay zeka, robotik ve taşımacılık alanındaki işletmeler Singapur’u otonom mobilite çözümleri için bir test alanı olarak görüyorlar. Şehrin güçlü düzenleyici çerçevesi ve hükümet desteği, burayı yeni yatırımlar için ideal bir yer haline getiriyor.

11) Teknolojik liderliği ile tanınan Japonya, robotaksileri hızla benimsiyor. Ülke yıllardır otonom taksileri test ediyor ve 2020’lerin sonunda tam ölçekli dağıtım bekleniyor. Japonya’nın yaşlanan nüfusu bu değişim için önemli bir itici güç aslında. Robotaksiler, özellikle toplu taşıma seçeneklerinin azaldığı kırsal alanlarda yaşlılar için gerekli mobilite hizmetlerini sağlayamaya aday.

OTONOM SÜRÜŞLER, TRAFİK KAZALARINI YÜZDE 80 ORANINDA AZALTACAK

12) Otonom sürüşün, 2030 yılına kadar trafik kazalarını %80 hatta üzerinde azaltacağı öngörülüyor. Robotaksilerin en büyük faydalarından biri sürüş güvenliği olacak. Otonom taşıtlarda dalgınlık, yorulma veya uykusuzluk söz konusu değil. Trafik kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalarak çarpışmaları önleyecekler ve yüzbinlerce hayatı kurtaracaklar. Kaza oranları düşeceği için sigorta poliçelerinin maliyeti de düşecek. Aynı zamanda daha az trafik kazasının bir sonucu olarak acil müdahale maliyetleri azalacak.

13) Yasal altyapıya gelince; 2027 yılına kadar 50’den fazla büyük şehirde robotaksi işletimi için yasal onayların alınması bekleniyor. Yasal düzenlemeler, aslında robotaksi işinin büyümesinde kilit bir faktör. 2027 yılına kadar, dünya çapında 50’den fazla büyük şehrin yollarında tam otonom taksilere izin vermesi gerçekleşirse büyük bir adım başarılmış olacak. Bu noktada robotaksi şirketleri kamu yönetimleriyle proaktif iş birliği yapmalılar. Veri güvenliğine ve veri gizliliğine ait yasal yapıya uymak uzun vadeli başarıyı gelecektir.

14) Bataryadan elektrikli robotaksilerin, 2030 yılına kadar pazarın %90’ından fazlasını oluşturması bekleniyor. Dünya temiz enerjiye doğru kayarken, 2030 yılına kadar neredeyse tüm robotaksiler elektrik enerjisi kullanacak. Bu dönüşüme, devlet politikaları, daha düşük batarya maliyeti ve çevre dostu taşımacılığı önemseyen tüketici talebi yön veriyor. Robotaksi geliştiren şirketler, pil ömrünü optimize etmeye, verimli şarj ve enerji yönetimine odaklansalar çok iyi olur. Özellikle kullanıcıların menzil ve şarj altyapısı endişeleri tamamen giderilmeli.

Şehir altyapısının da artan sayıda elektrikli robotaksiyi desteklemek için şarj ağlarına büyük yatırımlar yapması gerekecek. Özellikle trafiğin yoğun olduğu bölgelerde şarj merkezleri, sistemin sorunsuz çalışması için kritik önem taşıyor. Şebeke operatörleri ve enerji şirketleri de bu alanda önemli büyüme fırsatları bulacaklar.

ROBOTAKSİLER, OTONOM SÜRÜŞ PAZARININ YÜZDE 85’İNE HAKİM OLACAK

15) Seviye 4 ve 5 robotaksilerin, 2030 yılına kadar otonom sürüş pazarının %85’ine hâkim olmasını bekliyoruz. Günümüzün otonom taşıtları çoğunlukla 2. veya 3. Seviyede çalışıyor. Yani içinde insan gözetimi zorunlu. Ancak 2030 yılına gelindiğinde, 4. ve 5. Seviye robotaksiler pazarın mutlak hâkimi olacaklar. Bu değişim, şirketlerin yapay zekayı, sensör teknolojilerini, taşıttan taşıta ve taşıttan altyapıya iletişimi geliştirmeye odaklanmasını zorunlu kılıyor. Güvenilirlik, kamuoyunun güvenini kazanmada kilit faktör olacağından, bu sistemleri mükemmelleştirme yarışı devam ediyor.

16) Robotaksi hizmetleri, 2030 yılına kadar dünya çapında 200’den fazla şehirde satışa sunulacak. New York’tan Şanghay’a ve Berlin’e kadar robotaksi hizmetlerinin yyaygınlaştığını göreceğiz. Toplu taşıma talebinin yüksek olduğu büyük kentsel alanlar bu hizmetleri ilk benimseyen alanlar olacak.

17) Filo kullanım oranları, geleneksel taksilerde %40 iken robotaksilerde % 70’i aşacak. Yani robotaksileri sürekli hareket halinde göreceğiz. Verimlilikteki bu artış, yolcular için daha düşük ücretlere ve filo operatörleri için daha yüksek karlılığa imkan verecek. Şehirlerde trafik daha az sıkışacak. Ek olarak robotaksiler trafikte verimli çalışacak şekilde programlandığından, gereksiz karayolu trafiğini azaltarak en optimize rotalara yönelecekler.

İŞLETME MALİYETLERİ GELENEKSEL TAKSİLERE GÖRE YÜZDE 60-70 DAHA DÜŞÜK OLACAK

18) Robotaksilerin işletme maliyetleri 2030 yılına kadar geleneksel taksilere göre% 60-70 daha düşük olacak. Sürücü personele ihtiyaç duymadığı için robotaksi işletme giderleri önemli ölçüde azalacağı gibi, yolculuk eden insanlar işleriyle de ilgilenmeye devam edecekler ve ekonomiye katkı kesintisiz olacak. Tüketiciler için bu, araç paylaşım hizmetlerinin çok daha uygun olacağı anlamına geliyor. Robotaksiler muhtemelen günlük işe gidip gelmeler için tercih edilen seçenek haline gelecek ve kişisel araç sahipliği ihtiyacını çok daha da azaltacaktır.

19) Robotaksiler daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale geldikçe, birçok şehir sakini araç sahipliğinden tamamen vazgeçmeye karar verebilir. Araştırmalar, 2030 yılına kadar büyük şehirlerde kişisel araç sahipliğinin% 20-30 oranında düşebileceğini gösteriyor. Bu değişim, robotaksilerin sağladığı kolaylıklarla ortaya çıkacak. Uygun fiyatlı, talep üzerine ulaşım sunan robotaksiler ile insanların otopark, bakım, sigorta veya yakıt maliyetleri konusunda endişelenmelerine gerek kalmayacak. Bunun yerine, ihtiyaç duyduklarında istedikleri yere gidebilecekler.

ROBOTAKSİLER, OTOMOBİL ÜRETİCİLERİ İÇİN FIRSAT SUNUYOR

Otomobil üreticileri için bu durum hem bir meydan okuma hem de bir fırsat sunuyor. Daha az insan kişisel kullanım için araba satın alabilirken, otonom filolara olan talep artacak. Üreticiler, odaklarını bireysel sahiplikten ziyade robotaksi hizmetleri için optimize edilmiş taşıtlara kaydırmayı düşünmek zorunda. Şehir yönetimlerinin de kentsel planlamayı yeniden düşünmesi gerekecek. Daha az münferit otoparklar, insanlar için daha çok yeşil alanlar, bisiklet yolları ve yaya dostu altyapılar planlanacak.

20) Robotaksilerin kamuoyunda kabulü artıyor ve ankete katılan kent sakinlerinin % 65’i 2030 yılına kadar robotaksi kullanmaya istekli olduklarını söylüyor. Bu değişim, daha fazla insan otonom sürüş teknolojisini deneyimledikçe gerçekleşiyor. O halde mobilite sektöründeki işletmeler, robotaksinin rahat, güvenilir ve kullanımı kolay olduğunu gösteren kullanıcı deneyimine odaklanmalıdır.

DEVLETLERİN ÖZEL YATIRIMLARI DESTEKLEMESİ GEREKİR

21) Çoğu robotaksi elektrikli olduğundan, sağlam bir şarj altyapısı esas. 2030 yılına gelindiğinde, artan talebi karşılamak için elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısının beş kat artması bekleniyor. Devletlerin ayrıca teşvikler sunarak ve izin süreçlerini düzene sokarak ücretlendirme altyapısına özel yatırımları desteklemesi gerekiyor. Hızlı şarj istasyonlarına yaygın erişimin sağlanması, otonom filoların başarısı için kritik öneme sahip olacaktır.

22) Robotaksiler, sigorta maliyetlerini önemli ölçüde düşürecekler. İnsanın kullandığı taşıtlara kıyasla daha az kaza ile otonom filolar için sigorta primleri% 50-70 oranında düşebilir. Dolayısıyla filo operatörleri için bu finansal bir avantaj sağlar. Daha düşük sigorta maliyetleri, yolcu taşımacılığı endüstrisinde daha yüksek kar marjları ve daha rekabetçi fiyatlandırma anlamına gelir.

ROBOTAKSİLER, TÜKETİCİLER İÇİN DAHA TEMİZ HAVA, DAHA SESSİZ SOKAKLAR DEMEK

23) Robotaksiler kentsel emisyonların azaltılmasında önemli bir rol oynayacak. Bu taşıtların çoğunun elektrikli olması ve verimli çalışması, kentsel ulaşımdan kaynaklanan CO2 emisyonlarını 2030 yılına kadar %40 azaltabilir. Dolayısıyla devletler robotaksi işletimini teşvik etmeli.

Tüketiciler için de bu durum daha temiz hava, daha sessiz sokaklar ve daha az karbon ayak izi demek. Dolayısıyla robotaksiye geçiş sadece teknolojik bir değişim değil, kentsel hareketliliğin geleceğini şekillendiren çevresel bir değişim demek oluyor.

Sonuç olarak robotaksi devrimi beklenenden daha hızlı geliyor. 2030 yılına gelindiğinde, otonom taksiler kentsel ulaşıma hâkim olacak ve insanların seyahatlerine, şehirlerin gelişmesine ve işletmelerin iş yapma biçimine değişiklikler getirecek. Ne deniyor: Değişmeyen tek şey değişimdir!

 İbrahim AYBAR

Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

aybar@turcomoney.com

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

İlgili Haberler

Site Haritası