Son Haberler

“Türkiye belirsizliklerde en hızlı toparlanmayı bilen ülkelerden biri”

İSTANBUL (AA) – Boğaziçi Üniversitesinin ev sahipliğinde “Belirsizlik Çağında Finansal Dönüşüm” temasıyla düzenlenen Boğaziçi Üniversitesi Finans Zirvesi 2025’te “Türkiye Ekonomisinde Yatırımın Değişen Dinamikleri” paneli düzenlendi.

Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Kayacık, paneldeki konuşmasında, Türkiye’nin belirsizlikler, dalgalanmalar gibi konularda en hızlı toparlanmayı bilen, bunu yapacak bilgi ve beceriye sahip olan ülkelerden biri olduğunu söyledi.

TVF’nin dünyadaki benzer örneklerinden esinlenerek oluşturulduğunu belirten Kayacık, şunları söyledi:

“Ülkemizin ulusal şampiyonları dediğimiz 7 farklı sektörde, 31’den fazla şirkete sahip, Türkiye’nin en büyük holdingi konumunda, 2023 sonu itibarıyla 320 milyar dolar aktif büyüklüğe sahip, yine aktif büyüklükleri açısından da dünyanın en büyük 20 ulusal varlık fonu arasında yer alıyor. Potansiyel olarak TVF ya da diğer varlık fonları ülkesindeki doğrudan yatırımların potansiyel ortak adayıdır. Yine sermaye piyasası derinleştirilmesi, sermaye piyasası ürünlerinin geliştirilmesi, ülkenin finansal ekosisteminde sermaye piyasalarının payının arttırılması noktasında da ulusal varlık fonları önemli paydaşlardan birisi, bizim TVF olarak da stratejik amaçlarımızdan birisi de ülkemizdeki finansal piyasaların derinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak.”

TVF’nin temel amaç ve hedeflerinden bahseden Kayacık, yaptıkları bütün işlemler de tamamıyla stratejik amaç ve hedeflerle uyumlu biçimde ilerlediklerini dile getirdi.

“Bizim yine stratejik amaçlarımızdan birisi ülkemizdeki stratejik yatırımları destek sağlamak ve hayata geçirmek.” diyen Kayacık, şu bilgileri verdi:

“Bir diğer stratejik hedef ve amaçlarımızdan birisi de Türkiye’nin yurt dışı yatırım stratejisini ve rekabetçi şirketlerini ya da rekabetçi sektörlerini destekleyerek yurt dışındaki yatırım fırsatlarını da hayata geçirmek. Dolayısıyla stratejik yatırım tarafında ülkemizin ihtiyacı olan belli başlığı alanlarda biz çeşitli adımlar atmaktayız. Memleketin en önemli problemlerinden birisi cari açık problemi. Bu sadece modern Türkiye Cumhuriyeti’nin değil, Osmanlı zamanından bu yana, 300 yıldan bu yana bizim bir cari açık problemimiz var. Cari açığın üç temel sebebi var detayına baktığımız zaman. Birisi takdir edersiniz ki petrol. Yani ülkemizde petrol ve doğalgazla ciddi ithalatçıyız. Fiyata göre değişmekle birlikte yıllık ithalat bütçemiz 70 ila 100 milyar dolar arasında değişiyor.”

Kayacık, “Varlık Fonu ne yapıyor? Varlık Fonu portföyünde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) var; iki temel alanda faaliyetini sürdürüyor portföy şirketimiz. Karadeniz’deki doğal gaz sahası, 7 milyon hanenin doğal gaz tüketimini karşılıyorlar. Önümüzdeki 5 sene içinde Türkiye’nin içerideki tüketimin önemli bir kısmını karşılamayı umuyorlar yeni keşiflerle birlikte.” diye konuştu.

Gabar’da da petrol üretiminin başladığını, şu anda 80 bin varile geldiğini belirten Kayacık, “Yeni keşifler ve yeni üretimlerle birlikte TPAO’nun önümüzdeki birkaç sene içinde memleketin petrol tüketiminin dörtte birini karşılamasını bekliyoruz. Bunlar önemli. Bunların hepsi bizim nihayetinde ithalat bütçemizi aşağıya çekecek rakamlar. Ve bunlar TVF bünyesindeki TPAO marifetiyle yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

Cari açığın sebeplerinden bir diğerinin petrokimya olduğunu vurgulayan Kayacık, Türkiye’nin yıllık yaklaşık 35 milyar dolar petrokimya ithalatı bulunduğunu, en son petrokimya tesisinin 50-60 sene önce yapıldığını anlattı.

Kayacık, TVF’nin petrokimya şirketi kurduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Diğer üçüncü ve en önemli hususlardan biri 2023’deki altın ithalatımız 30 milyar dolardan fazla. Geçen sene alınan önlemlerle birlikte yapılan toplam altın ithalatı 16-17 milyar dolar oldu. Bunların hepsi dışarıya maalesef döviz açığı olarak gidiyor. Enerji ve altını düştüğünüzde aslında bu memlekette ciddi anlamda bir cari fazla var. Dolayısıyla bizim enerji ve altın tarafında atılacak adımlarla birlikte bu ülkede döviz kaynaklı dalgalanmaların da önemli ölçüde aşağıya çekebileceği daha istikrarlı bir döneme ve ortama geçme imkan ve fırsatımız var.”

Kayacık, konuşmasında altın üretimi ve dolayısıyla altın ithalatının azaltılmasına yönelik TVF bünyesinde yapılan çalışmalar hakkında da katılımcılara bilgi verdi.

– “Uluslararası doğrudan yatırımlar Türkiye için kritik önemi arz ediyor”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç, uluslararası doğrudan yatırımların Türkiye için kritik önemi arz ettiğini belirterek, son 10 yıldır bu alanda dalgalı bir seyir olduğunu söyledi.

Kılınç, “2015 yılında uluslararası doğrudan yatırımlarda 2 trilyon dolar gibi bir mertebe konuşurken, pandemiye kadar olan süreçte ciddi bir peyderpey azalma, pandemiyle beraber 1 trilyon dolar seviyesine iniş, pandemiden sonraki süreçte 1,6 trilyon dolara bir artış ve bugün geldiğimiz noktada 1,3-1,4 trilyon dolar mertebesinde stabil bir seyir görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Geçen yıl gelişen ülkeler açısından yüzde 5’lik gerilemeyle bu alanda çok olumlu bir tablo olmadığını ifade eden Kılınç, şunları söyledi:

“Türkiye açısından yüzde 5’lik bir artışla kapandı. Biz geçtiğimiz yıl 11,3 milyar dolarlık bir yatırım kazanırdık ülkemize. Takriben 11 ile 14 milyar dolar arasında yıllardır seyreden bir yatırım rakamımız söz konusu. Bu yılın yine ocak-şubat dönemine bakarsanız orada da 1,9 milyar dolarlık bir gerçekleşme oldu. Tabii biz kümülatif bakmayı seviyoruz. Son 12 aylık sürece bakarsanız orada da aslında Türkiye’nin son 12 aylık süreçte 12,2 milyar dolarlık bir gerçekleşmesi oldu.”

Türkiye’nin yatırım cazibesinin artırılması için yapılması gereken çalışmalar, devreye alınması gereken teşvik mekanizmalarından bahseden Kılınç, Türkiye’nin pastadan aldığı yüzde 1’lik payı yüzde 1,5’e çıkarabilmek için çalıştıklarını aktardı.

– “Hane halkının tasarruflarının maalesef şu aşamada yaklaşık üçte biri finansal varlıklardan oluşuyor”

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Aytaç Dikmen, sermaye piyasalarından beklenen en temel görevin, özellikle başta özel sektör kesimi olmak üzere büyümenin, kalkınmanın, finansmanında orta ve mümkünse uzun vadeli fonların toplanıp, arttırılıp bu piyasadan temin edilmesi ve böylelikle kalkınmanın ve büyümenin de daha sağlıklı hale getirilmesi olduğunu söyledi.

Burada sermayenin tabana yayılması için yapılan çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Dikmen, halkın ekonomik kalkınmaya etkin ve yaygın şekilde katılması için piyasaya bunu temin edecek fonlar çekilmesi konusunun önemli olduğunu vurguladı.

Dikmen, Türkiye’de hane halkı tasarruflarıyla ilgili, “Merkez Bankamızın değerli çalışmalarından bir tanesi olan 2025 yılı birinci enflasyon raporunda, bize özgü bir şey var; hane halkının tasarrufları, varlıklarının ağırlıklı kısmı maalesef finansal olmayan yapıda, yani fiziki altın ve gayrimenkul. Hane halkının tasarruflarının maalesef şu aşamada yaklaşık üçte biri finansal varlıklardan oluşuyor.” bilgisini verdi.

Dikmen, kat edecek daha yol olmasına rağmen son 5 yıl içinde hane halkı özelinde yaşanan gelişmeler hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Site Haritası