Damlaya damlaya göl olur!

İlkokuldaydım. 1. sınıftaki ‘ Ali top at !’ fişlerinden kurtulmuştuk. Sınıf atladıkça, duvarlarda farklı içerikler sabitlenerek, daimi öğrenme, içselleştirmemiz garanti altına alınmak isteniyordu. 50 yıl önce… 2000’li yıllar için, Trabzon’daki okulumun duvarında “uzay ve bilgi çağı” yazıyordu. Önceki kartonda ortaçağı kapatan Fatih Sultan Mehmet Han vardı. Çocuk aklımla kavramaya çalışıyordum:  “Çağ nasıl kapatılıp, başlatılıyor?” ve “bilgi çağı” nasıl olacak ?

Oldu.

Ateş ve tekerlekten sonra takastan kurtulmak (trampa) ve alış verişi kolaylaştırmak isteyen insanoğlu, parayı icat etti. Para, banker, banka derken finansal sistem, değerli madenler ve kağıt paralarla ilerledi. Hisse senedi ve tahvil gibi menkul ( taşınabilir ) varlıklar da eklendi, türev enstrümanlarla piyasa giderek komplike hal dahi aldı, 2008 krizi gibi suistimal depremleri yaşandı.

UZAY VE BİLGİ ÇAĞINDAYIZ

Şimdi başka bir çağdayız.

İlkokulda tam ne ve nasıl olacak diye anlayamadığım zaman geldi: Uzay ve bilgi çağındayız.

Uzaydaki alçak yörünge uyduları ve okyanusların altından geçen fiberoptik kablolar sayesinde iletişim hayal edilemez noktalara ulaştı. Mobil uygulamalar ile para ve varlık transferleri kolaylaştı. İnsan olduğu yerden herşeyi sayın alabilir, satabilir hale geldi. Büyük veri elde edenler, bunun analizi ile daha çok ve kolay sonuca erişebilir oldu.

Ve dahası…

KRİPTO VARLIKLAR, YAKIN DÖNEMDE BAŞKA KAPILARI AÇACAK GÖZÜKÜYOR

Artık geçtiğimiz yıl Türkiye’de de kanunlaşan ve halen Sermaye Piyasası Kurulu’nun yönetmelikleri çıkartması beklenilen “kripto varlıklar” yakın dönemde başka kapıları açacak gözüküyor.

Bitcoin ile başlayan coin ve token halihazırda dünya ekonomisinde yerini aldı. Coin konusu genç kuşaklarca benimsendi. Gençler “smart contracting” ve “block chain” dendiğinde bir çok detayı biliyor. Eskiler anlamıyor gibi yapsalar da, token Türk kültüründe zaten varolan bir uygulamaydı. Nasıl mı? Hani hanlardaki çay ocaklarının plastik ve ekmek fırınlarının basılı kağıt markaları vardı ya, işte onlar o dönemin tokenları idi. Şimdi iş sadece dijitalleşti ve cep telefonuna girdi.

Türkiye gibi dinamik ve deprem başta olmak üzere çeşitli nedenlerle yeni yapılaşması hızla süren bir ülkede yakında karşımıza “emlak tokenları” ve bu tokenları arz eden, alış verişe aracılık eden platformlar çıkacak.

Gram altın, çeyrek Cumhuriyet satın alarak tasarrufunu küçük küçük büyütenler için yeni ve çağdaş, risksiz ve dijital bir yatırım aracı gelişecek.

 “DÜNYADA MEKAN, AHİRETTE İMAN” DÜŞÜNCESİ…

Düşünsenize, farklı şehirlerdeki çok sayıda emlakta pay sahibi olarak, faizsiz, kredisiz ve bir zaman içinde bunları satarak, tam hale getirerek tapusuna sahip olacağınız mülk edinebileceksiniz. “Dünyada mekan, ahrette iman” düşüncesinin dünya kısmında biriktirme kolaylığı, edinme fırsatı sağlayacak.

Topraktan veya bitmiş şekilde parçasını edineceğiniz bu mülk parçaları, parça oranında günlük kira imkanı da verecek.

Kişiler bu şekilde damlaya damlaya göl yaparken, belki de mikro gayrimenkul yatırım ortaklıkları da doğacak.

İlkokulda hiç anlamamıştım. Şimdi biraz anlıyorum. Ama bu konular herbirimize neler öğretecek neler!

Av. Osman ATAMAN

ataman@turcomoney.com