Son Haberler

Madde madde enflasyonu düşürmenin yolları…

– Enflasyon, devletin insanların cebinden gizlice vergi almasını sağlayan, hayatı, yaşamayı pahalılaştıran, kazanılan maaşların satın alma gücünü azaltan bir mikroptur.  Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. Enflasyon artışına neden olan belli başlı iki neden bilinir. Bunlar talep enflasyonu ile maliyet enflasyonudur. Ancak bu iki nedenden başka nedenler de enflasyona sebep olabilir.

Mal ve hizmetlere olan talebin, bunların arzından daha fazla olması durumunda talep çılgınlığı yaşanabilir. Mal ve hizmetlerin fiyatları artar. Halkın gelirleri yüksek olursa fazla gelen kazançlarını harcamak için daha çok harcama yapmaya başlarlar. Arz sınırlı kalırsa fiyatlar yükselir. Hammadde, yarı mamul ve hizmet maliyetleri artarsa bu artış, nihai ürünlerin satış fiyatlarına yansır. Nohut fiyatı artarsa restoranlardaki nohutlu pilav fiyatı da artar.

İthalatı ihracatından fazla olan ve cari açık veren ülkelerde döviz kurlarının artması maliyetlere yansır. İthal mallarının fiyatı artar. Bu durum enflasyonu arttırıcı bir etki yapar. Bir ülkenin iç ve dış borcu aşırı derecede artarsa bu durum enflasyon artışını tetikler. Artan borçların ileride devletin elde edeceği gelirlerden ödenemeyeceği anlaşılır ise bu durumda enflasyon artar.  Merkez bankasının aşırı para basması ve devletin aşırı borçlanması da enflasyonu tırmandırır.

-Yüksek enflasyon, ülke için  geçici veya kalıcı nitelikte birçok olumsuz sonuç doğurur. Gelir  adaletsizliği artar, borçlanma maliyetlerinde artış olur, reel gelirler azalır, tasarruf  eğilimi azalır ve yatırımlar düşer, iş hayatında belirsizlikler oluşur, halkın alım gücü azalır. Artan enflasyonu frenlemek için söz konusu ülkenin merkez bankası faizleri arttırır. Faizler artınca ekonomi yavaşlamaya ve soğumaya başlar. Tasarruf eğilimi artar. Enflasyon azalır.

Enflasyonu düşürmek için ise bu konuya etki eden kurumların bir orkestradaki gibi doğru, hedefli ve ahenkli görevlerini icra etmeleri gerekir. Türkiye’de enflasyonu düşürmek istiyorsak, merkez bankasının, özel sektörün, siyasi kadroların, hükümetin, kamu kurumlarının, bakanların ve bürokratların birbiri ile uyumlu olarak görevlerini laikiyle, düzgün ve birbirleriyle uyumlu bir şekilde yapmalarını sağlamamız gerekir.

Türkiye’de enflasyonu bilmeyen yoktur. Bugün hayatta olanların hepsi enflasyonu görmüş, yaşamış insanlardır. Enflasyon, devletin insanların cebinden gizlice vergi almasını sağlayan, hayatı, yaşamayı pahalılaştıran, kazanılan maaşların satın alma gücünü azaltan bir mikroptur.

ENFLASYON NEDİR?

Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarının artmasıdır. Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir.

Enflasyon artışına neden olan belli başlı iki neden bilinir. Bunlar talep enflasyonu ile maliyet enflasyonudur. Ancak bu iki nedenden başka nedenler de enflasyona sebep olabilir. Ben enflasyonu doğuran altı unsurdan bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri veya birkaçı bir araya geldiğinde ülkedeki enflasyon oranı yükselir.

1) TALEP ÇILGINLIĞI ENFLASYONU TIRMANDIRIR

Mal ve hizmetlere olan talebin, bunların arzından daha fazla olması durumunda talep çılgınlığı yaşanabilir. Mal ve hizmetlerin fiyatları artar. Halkın gelirleri yüksek olursa fazla gelen kazançlarını harcamak için daha çok harcama yapmaya başlarlar. Arz sınırlı kalırsa fiyatlar yükselir. Hem halkın kazancı yüksek olsun hem de enflasyon olmasın isterseniz o zaman artan talebi karşılayabilecek ülkedeki mal ve hizmet üretimini arttırmanız gerekir.

2) MALİYET ARTIŞLARI, ÜRÜNLÜREN FİYATLARINA YANSIR

Hammadde, yarı mamul ve hizmet maliyetleri artarsa bu artış, nihai ürünlerin satış fiyatlarına yansır. Nohut fiyatı artarsa restoranlardaki nohutlu pilav fiyatı da artar. Mazot fiyatı artarsa taşıma ücretleri de artar. Bu fiyat artışları, tüketiciye yansır.

3) DÖVİZ KURLARININ ARTMASI, MAİYETLERİ DE ARTIRIR

İthalatı ihracatından fazla olan ve cari açık veren ülkelerde döviz kurlarının artması maliyetlere yansır. İthal mallarının fiyatı artar. Yerli mallar daha cazip olur. Yerli mallar talebi karşılayamazsa mecburen yüksek kurlardan ithalat yapılır. Bu durum enflasyonu arttırıcı bir etki yapar.

4) ÜLKENİN AŞIRI BORÇ YÜKÜ, ENFLASYONU TETİKLER

Bir ülkenin iç ve dış borcu aşırı derecede artarsa bu durum enflasyon artışını tetikler. Artan borçların ileride devletin elde edeceği gelirlerden ödenemeyeceği anlaşılır ise bu durumda enflasyon artar.  Ancak bu durumun enflasyona olan olumsuz etkisi zaman alır. İç borçları ödemek için para basmak, vergileri arttırmak ve dış borçları ödemek için yeniden yüksek faiz ile  dış borç bulma çabaları enflasyona olumsuz etki yapar.

5) FAZLA PARA BASMAK MAL FİYATLARINI YÜKSELTİR

Az olan şeyin değeri yüksek olur. Bir ülkede aynı mal ve hizmetleri satın almak için piyasada çok fazla para mevcutsa bu durum mal fiyatlarını yükseltir. Fiyatların yükselmemesi için bu fazla parayı emecek bir ekonomik büyümeyi sağlamak gerekir. Bu sağlanamazsa basılmış fazla para enflasyonu arttırır. Günümüzde enflasyonu arttıran sadece merkez bankasının aşırı para basması değil aynı zamanda devletin aşırı borçlanmasıdır. Devlet bütçe açığını ve cari açığı finanse etmek ve önceliği olmayan yatırımları gerçekleştirmek için aşırı borçlanırsa bu durumda enflasyon ateşinin üzerine bir bidon dolusu benzin dökmüş olur.

6) ÜLKE EKONOMİSİNE DUYULAN GÜVEN AZALIRSA YATIRIMLAR AZALIR

Bir ülkenin yönetimine duyulan güven azalırsa yatırımcıların ileriye yönelik alacakları kararlar da buna paralel olarak kötümser olmaya başlar. Yatırımlar azalır. Yurt dışından borçlanma zorlaşır. Ülkeden yurt dışına para ve yetenekli iş gücü transferleri artar. Bu durum ülke ekonomisini olumsuz etkiler. Bunun sonucu da enflasyon oranı yükselir.

Bir ülkenin ekonomisine duyulan güvenin azalmasının bir başka nedeni daha vardır. Eğer devletin toplam reel borçlarının ileride sağlayacağı nakit gelirler ile ödenemeyeceği kuşkusu olursa o ülke ekonomisine duyulan güven azalır. Bu durumda da enflasyon yükselir.

ENFLASYONUN ETKİLERİ NASIL OLUR, ENFLASYON NASIL HESAPLANIR?

Yüksek enflasyonun ülke için  geçici veya kalıcı nitelikte birçok olumsuz sonucu vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

Gelir dağılımı adaletsizliği artar,

Borçlanma maliyetlerinde artış olur,

Reel gelirler azalır,

Tasarruf  eğilimi azalır ve yatırımlar düşer,

İş hayatında belirsizlikler oluşur,

Halkın alım gücü azalır,

Enflasyon hesaplama işlemi yapılırken resmi istatistik kurumlarından faydalanılır. Türkiye’de TÜİK, enflasyon değerlerinin belirlenmesinde faydalanılan istatistik kurumudur. Resmi istatistik kurumları aylık periyotlar ile fiyat değişimini gözlemlemek için marketler, benzin istasyonları, muayenehaneler, hizmet sağlayıcılar ve buna benzer pek çok alanda inceleme yapar. Oluşturulan endeksler ile enflasyon hesaplamaları yapılır.

Kullanılan en temel iki endeks şöyledir;

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE-CPI),

Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE-D-PPI)‘dir.

TÜFE; gıda, giyim, binek araç gibi hane halklarının tüketimine yönelik mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimlerin hesabında kullanılır. Yİ-ÜFE ise ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt içinde satılan ürünlerin üretici fiyatlarındaki değişimleri ölçen fiyat endeksidir.

Türkiye’de yukarıda kullanılan iki temel enflasyon endeksine bir üçüncüsünü ilave etme ihtiyacı oluşmuştur.

Halkın Yaşadığı Fiyat Endeksi (HAYA-FE)

Halk için önemli olan alışveriş yaparken karşılaştığı fiyat artışlarıdır.  Ülkede TÜFE %36 olarak ilan edildiğinde HAYA, dar gelirliler için %75 olarak hissedilebilir. Bu durum ise enflasyonu hesaplayıp ilan eden kurumun itibarını zedeler ve bu kuruma duyulan güveni yok eder.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hesaplanıp ilan edilen enflasyon oranları, gerçeği yansıtan doğru oranlar olmalıdır. Hesaplamada kullanılan formüller ve yöntemler gerçeği doğru bir şekilde gösterecek şekilde düzenlenmelidir. Bu formüller sık sık duruma göre değiştirilmeden istikrarlı tutarlı bir şekilde kullanılmalı ve şeffaf olarak toplum ile paylaşılmalıdır.

FAİZLER DÜŞERSE ENFLASYON DA DÜŞER Mİ?

Keşke düşse!  Enflasyona neden olan yukarıdaki altı unsurdan biri veya birkaçı ortaya çıktığında o ülkede enflasyon artmaya başlar. Artan enflasyonu frenlemek için söz konusu ülkenin merkez bankası faizleri arttırır. Faizler artınca ekonomi yavaşlamaya ve soğumaya başlar. Tasarruf eğilimi artar. Enflasyon azalır.

Türkiye’de faiz oranlarını ve döviz kurlarını kontrol altına almak istiyorsak öncelikle ülkedeki enflasyon oranını düşürmemiz gerekir. Faizleri düşürürsek enflasyon düşer görüşü doğru değildir. Bu görüşte olanlar enflasyonun nedeninin sadece yüksek faiz oranı olduğunu zannedenlerdir. Halbuki enflasyonun nedenleri farklıdır ve çeşitlidir.

ENFLASYON DÜŞÜNCE FİYATLAR DA DÜŞER Mİ?

Keşke düşse! İnsanlar, enflasyon düşerse fiyatların da düşeceğini zannediyor. Enflasyon düşünce alacakları malların fiyatlarının da azalmasını beklerler. Halbuki böyle bir şey olmaz. Enflasyon düşünce fiyatlar düşmez. Enflasyon fiyatların bulunduğu yerden ne kadar arttığını gösterir.  Yani enflasyon sıfır olursa bundan sonra fiyatların daha da artmayacağı anlamına gelir. Yoksa fiyatlar düşmez, olduğu yerde durur.

ENFLASYONU DÜŞÜRECEK HAMLELER NELERDİR?

Bir ülkede fazla para basıp piyasaya vermek enflasyonu arttırır diye bilinir. Para basıp piyasaya vermek bir bahçeyi sulamaya benzer. Bahçedeki çiçeklerin ve ağaçların emebileceği ve onları besleyecek kadar sularsanız bahçedeki ağaçlarınız ve çiçekleriniz büyür güzelleşir. Ancak bahçenizdeki çiçek ve ağaçlarınızın ihtiyacından fazla sularsanız önce bahçeniz çamur olur. Daha sonra göl olur, ondan sonra bahçenizdeki tüm bitkileri çürütürsünüz.

Günümüzde enflasyonu kontrol etmek için eskiden bilinen;

  1. a) fazla para basmamak ve
  2. b) arz ve talebi dengeli tutmak yöntemi değişmiştir.

Günümüzün değişen şartların da bir ülkede enflasyonu kontrol altında tutabilmek için Merkez Bankası ile Devletin ve Hazine’nin aşağıdaki sihirli dengeyi sağlaması gerekir. Bu sihirli dengeyi sadece Merkez Bankası tek başına sağlayamaz. Devlet ve onun Hazinesi’ne düşen görevler vardır. Enflasyonu düşürmek için her üçü müştereken uğraşıp bu sihirli dengeyi oluşturmak zorundadır.

SİHİRLİ ENFLASYON DENGE FORMÜLÜ

(M + B + TG) / P = EPV

M = Merkez Bankası bilançosunda pasiflerde görülen “Merkez Bankası Parası”

B = Devlet İç Borçlanma Senetleri, Hazine Bonoları ve Diğer Devlet Borçları

TG = Devletin Verdiği Ödeme Garantileri ve Ödeme Taahhütleri

P = Fiyat Endeksi

EPV = İleride Beklenen Faiz Dışı Bütçe Fazlasının bugünkü değer formülüne göre düzeltilmiş meblağı (ileride beklenen devletin gelirleri ile faiz dışı giderlerin farkı)

Eğer Merkez Bankası bilançosunda pasiflerde görünen Merkez Bankası Parası ve devletin her türlü borçlarının ve taahhütlerinin toplamının fiyat endeksi ile düzeltilmiş meblağı, devletin ileriki dönemde yaratacağı Faiz Dışı Fazlanın bugünkü değerine eşit olursa, o zaman enflasyon kontrol altına alınmış olur.

“Sihirli Enflasyon Denge Formülü”nün sol tarafında bulunan herhangi bir kalemi arttırmak isterseniz, bu artışın enflasyonu arttırmasını istemiyorsanız o zaman formülün sağ tarafını da aynı meblağda arttırmanız gerekir.

Örneğin devleti 10 trilyon borçlandırdığınızda eğer aynı zamanda devletin alacağı vergileri de 10 trilyon arttırabilirseniz o zaman enflasyonu kontrol altında tutmuş olursunuz. Bir başka örnek vermek gerekirse, eğer devlet “yap-işlet-devret” yöntemi ile yaptırdığı bir işe ödeme garantisi vermişse o takdirde bu taahhüdünü karşılayabilmek için ileride “Sermaye Gelirlerini” veya “Vergileri” de 20 trilyon arttırdığı takdirde enflasyonu kontrol edebilir. Bu sihirli dengeyi kuramaz ise enflasyon artışını durduramaz.

SÖZÜN KISASI

Mozart’ın Türk Marşını orkestranıza düzgün bir şekilde çaldırmak istiyorsanız, yaylılarınız, nefeslileriniz ve vurmalı sazlarınız görevlerini doğru ve zamanında yapmalıdır. Enflasyonu düşürmek için ise bu konuya etki eden kurumların bir orkestradaki gibi doğru, hedefli ve ahenkli görevlerini icra etmeleri gerekir.

Türkiye’de enflasyonu düşürmek istiyorsak, merkez bankasının, özel sektörün, siyasi kadroların, hükümetin, kamu kurumlarının, bakanların ve bürokratların birbiri ile uyumlu olarak görevlerini laikiyle, düzgün ve birbirleriyle uyumlu bir şekilde yapmalarını sağlamamız gerekir.

Bülent Şenver

senver@turcomoney.com

 

3 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • Faruk Doğancı
    6 Mayıs 2024 11:18 - Reply

    Bülent bey sizin dediğimiz gelişmiş toplumlarda olur. Ahlasızlaşmış hatta yozlaşmış tüccarlar ve üreticiler yüzünden ülkemizde enflasyon var.
    Döviz borcunda haklısınız ama burada da hainlik var. Ukrayna savaş halinde enflasyon %40 lardaydı. Dövizi Yatırım aracı olmaktan çıkaracaksınız. İhracat ve ithalatçıya bunu açacaksınız. Dth lar kamunun dış borcu kadar. Bu nasıl bir hainlik. Serbest piyasa diyerek işin suyunu çıkarmak ve buna izin vermek (yetersiz yasalar) tam bir aymazlık. Herşeyi kurala bağlıyorsun serbest piyasayın başı boş bırakıyorsun.
    Bu noktada siyasi hırsları için bunu kullanan siyasiler de bundan nasibini almalı.
    Özetle hırsılık yapanı yani vatandaşın cebinden çalanı ticaretten men edeceksin. Hakkıyla çalışanı destekliceksin. Bunun için iki firmayı kapat ifşa et mesele anında biter.

    Önce ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRALIM sonra suçlu arayalım

  • Erkan Bayazıtlı
    6 Mayıs 2024 13:14 - Reply

    Muhteşem bir anlatım. Fikirlerinize ve kaleminize sağlık.

  • Erhan
    8 Mayıs 2024 01:50 - Reply

    Kağıt üzerinde teorik olarak anlatılan yaklaşım sadece devlet bütçesindeki her türlü gelir gider farkının üzerine kurgulanmış. Piyasada fiyatların üretim öncesinden nihai tüketiciye kadar olan süreçte karşılıklı dengelerle ve enflasyon ortalamasının sürekli altında kalarak genel fiyatları aşağı çekebilecek bir yaklaşımdan da bahsetmek gerekir.
    Enflasyon sadece para politikasıyla değil, üretimdeki dengeli ve kontrollü artış ile kontrol edilebilir. Bunun için piyasanın bütün kaptanlarını ve paydaşlarını kapsayan planlı bir üretim ve buna bağlı maliyet planlaması “piyasa ekonomisi temelleri” çerçevesinde kurgulanması, güçlü organizasyonel yapılar tarafından idare edilebilmelidir.

  • İlgili Haberler

    Site Haritası