Son Haberler

İSTANBUL`A YATIRIM YAPIN!

Ali Ağaoğlu… Birçoklarına göre, “Türkiye’nin Trump”ı… Ağaoğlu için böyle diyorlar… çünkü emlak sektöründe en çok konut üreten işadamlarının başında geliyor… Böyle anılıyor, çünkü gayrimenkul sektörünün lideri… çok farklı projelerle kamuoyunun ve tüketicilerin önüne çıkıyor… Reklam filmlerinde bizzat kendisi oynuyor… Reklam filmlerinde onu bazen ormanda at binerken, bazen ulusa seslenirken görebiliyorsunuz… Bir aktöre taş çıkartırcasına projelerini hararetle tanıtıyor, satıyor…

Ali Ağaoğlu, sadece ürettiği konutlar, ofisler, birbirinden ilginç projeleri ile değil, tartışmalara yol açan konuşmaları, magazin basınına malzeme olan hayat tarzıyla da hep gündemin baş sıralarında yer alıyor… Son zamanlarda en çok konuşulan işadamlarının başında gelen Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, yine çok konuşulacak projeler ve yine çok konuşulacak sözleriyle gündeme gelecek gibi gözüküyor… “Gücüm olsa, İstanbul’daki binaları bir çırpıda yıkarım” diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyen Ağaoğlu, Turcomoney’e çok ilginç açıklamalar yaptı. İşte renkli kişiliği ve çok konuşulacak, çok tartışılacak sözleri ile ilginç Ağaoğlu söyleşimiz…

Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü beraberinde birçok sektörü sürüklüyor, besliyor. 2014 yılı inşaat sektörü açısından nasıl geçti? Hem genel olarak sektör hem de firmanız açısından bir değerlendirme yapar mısınız?

İnşaat sektörü, yanında birçok sektörü sürükleyen bir sektördür. İnşaat sektörünün çarpanı (ekonomiye etkisi) 2,6’dır. çünkü inşaat yaparken yüzlerce insan istihdam ediliyor ve birçok kalem malzeme kullanılıyor. Ayrıca inşaat bittikten sonra eve beyaz eşya ve mobilya gibi birçok ürün alınıyor. İnşaat, bu sektörlerin kalkınmasında dolaylı rol oynuyor. Emek yoğun sektördür; çünkü istihdama çok ciddi katkısı vardır. İşin doğası gereği vasıfsız elemanlara iş olanağı sağlayan, emek isteyen bir sektördür. Geride bıraktığımız 2014 yılında ekonominin dışında birçok olay yaşandı. ülke olarak iki seçimi geride bıraktık. Seçimlerinde etkisiyle, 2014’ün ilk çeyreğinde sektör olarak küçülme yaşadık. Yılın ikinci çeyreğini yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen artı ile kapattık. Geride bıraktığımız 2014 Ağaoğlu için başarılı bir yıl oldu. Açıkçası bu konuda mütevazı olamayacağım. Sektör bir tarafa, Ağaoğlu Şirketi bir tarafa. Bunu sadece biz değil, sektörün tüm oyuncuları söylüyor. özellikle Mütekabiliyet Yasası sonrası Körfez ülkeleri başta olmak üzere çevre ülkelerde Türkiye’nin ve İstanbul’un tanıtımı için ciddi atılımlar yaptık. Katıldığımız fuarlara oldukça özen gösteriyoruz.

Türkiye ve özellikle de İstanbul son yıllarda büyük bir değişim ve gelişim içerisinde. Türkiye, Cumhuriyeti‘n 100. yılı olan 2023 yılına yönelik çok önemli bir vizyon ortaya konmuş durumda. Türkiye, dünyanın 10. büyük ekonomisi olmaya hazırlanıyor. Bu hedefte İstanbul çok önemli bir role sahip ve yükleniciliğini bizim yaptığımız İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi de bu hedefi gerçekleştirmede çok önemli bir yere sahip. Bu hedefe paralel olarak İstanbul kısa vadede bölgesel, orta vadede uluslararası finans merkezi olma yönünde hızla ilerliyor. Biz de Ağaoğlu olarak bu projeyi, İstanbul‘u ve Türkiye‘yi dünyaya daha iyi tanıtmak için ‘İstanbul‘a Yatırım Yapın‘ sloganıyla Dubai temsilciliğimizi açtık. Sadece Ağaoğlu’nu değil, Türkiye’yi tanıtıyoruz. Ağaoğlu olarak ilk önceliğimiz yurtdışına ülkemizi tanıtmak. ülkemizi ne kadar iyi tanıtır sevdirirsek ülkeye o kadar döviz girdisi sağlamış oluruz.

YABANCIYA SATILAN 4 KONUTTAN BİRİ AĞAOĞLU‘NDAN

Yabancılar, sektörü ayakta tutan unsur oldu mu?

Türkiye’de konutta halen talep var, fakat geçtiğimiz yıl iç pazar yaşanan bir sürü olayların etkisinde kaldı. Son 2 senedir neredeyse Türkiye’de ekonomi hiç konuşulmadı. Gezi olayları, 17–25 Aralık derken ekonomi rafa kaldırıldı. Ekonominin dışında her şey Türkiye’de gündem haline geldi. Tüm bunlar iç pazarda bir ertelemeye neden oldu. Ama dış pazar iç pazardaki durgunluğu telafi etti, hatta öne geçtiğini söyleyebilirim. My World Eruope ve Maslak 1453 projelerimizden olmak üzere bugüne kadar 2 binin üzerinde yabancıyı ülkemizde ev sahibi yaptık.

aa_231.png

2014’te yabancılara 4 milyar dolarlık konut satışı gerçekleştiği söyleniyor. Siz ise en çok ben sattım iddiasındasınız. Yabancı ilgisi sektörü ne kadar ayakta tutuyor? Yabancılara kaç konut sattınız? Bu satışlardan Türkiye’ye ne kadarlık bir döviz girişi oldu?

Yılda 4 milyar dolarlık yabancıya konut satışın %25’ini Ağaoğlu olarak biz gerçekleştirdik. Mütekabiliyet Yasası‘ndan bu yana Ağaoğlu olarak yabancılara 2 milyar dolarlık satış yaparak ülkeye döviz girdisi sağladık. Yasa halen emekleme aşamasında. Yabancıya konut satışı yapılabiliyor fakat onların oturma izinlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Bürokratik engellere rağmen yurt dışı faaliyetlerimize ara vermeden edeceğiz. Yabancı yatırımcıları İstanbul’a yatırım yapmaya davet edeceğiz. İlerleyen günlerde yasanın önündeki engellerin kalkmasını temenni ediyorum.

SAYIN ALİ BABACAN‘IN SöZLERİ BENCE TALİHSİZ AçIKLAMALARDI

Hükümet de inşaat sektörüne çok önem veriyor. Bütün dünyada krizden çıkışın ve ekonomiyi canlandırmanın reçetesi olarak görülüyor inşaat sektörü. Yanlışlar var mı? İnşaat sektörü ile ilgili neler yapılmalı?

Sayın Bakan (Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan) talihsiz bir açıklama yapmıştı: “Türkiye’de ekonomisinin sadece inşaat ile büyüyeceğini inanmıyoruz.” diye. ülkenin sanayisi olması lazım ve sanayinin devam etmesi lazım. İnşaat sektör oyuncuları olarak bunu biz de kabul ediyoruz. Kaldı ki inşaat sektörü sanayii de destekleyen bir alan. Malzeme üreten firmaların yıllık ihracatı 25 milyar dolara dayanıyor. Bu ülkede inşaat olmazsa olmaz. Tabi ki sanayinin de desteklenmesi lazım. İnşaat sektörü destek isteyen bir sektör değil; kendi kaynağını kendi üreten bir sektördür. Sanayi sektörüne devletin desteği ve teşviki şart. Sayın Babacan’ın açıklamasını talihsiz bir açıklama olarak kabul ediyorum. İnşaat sektörü zaten kendi kaynağını oluşturup yoluna devam ediyor. Bu talihsiz açıklamayı Sayın Cumhurbaşkanımız düzeltti. Bugün dünyanın en gelişmiş ekonomilerinde, mesela ABD’yi ele alırsak, bu ülkenin GSMH’de inşaatın payı yüzde 8’dir ki, bu ekonomi gelişmesini tamamlamış ve dünyanın en gelişmiş ekonomisidir. Türkiye’de bu rakam yüzde 5’ler seviyesinde. Türkiye’de inşaat hala hak ettiği payı almamasına rağmen böyle bir yanlış algı oluştu. altındaki ekonomi güven ve istikrarla yoluna devam ediyor.

İNŞAAT SEKTöRüNDE çOK CİDDİ BüROKRAT ENGELLERİ VAR

Siz bunu 5 sene önce de söylüyordunuz?

Bürokraside yaşadığımız sıkıntıları dile getiriyoruz ama değişen hiçbir şey yok. Hatta daha da kötüye gidiyor. Maalesef çok ciddi bürokrasi var. İnşaat ruhsatından tutun da proje onayı kadar çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ayrıca, maliyetin neredeyse yüzde 35-40’ını oluşturan vergi yükü var. Dünyanın hiçbir yerinde bu denli bir vergi yükü yok. Bunları senelerdir dile getiriyoruz ama ne kadar yol kat ettik? Hiç!

Ağaoğlu, Rolls-Royce’a biniyor diye “müteahhitler zengin” algısı var

Son günlerde bir de inşaatçılara rantçı gözüyle bakılıyor. Ağaoğlu Rolce Royce’a biniyor diye bütün müteahhitler zengin algısı var. Bu sektör gerçekten emek isteyen yoğun bir sektör. İnşaat sektörüne sonradan katılan oyuncular maalesef sektörden çıkmak zorunda kaldılar. İnşaat, havadan rant kazanan bir sektör değil. Hem bilgi hem sermaye birikimi istiyor. Dışarıdan göründüğü kadar kolay değil.

HALKIN YüZDE 70‘İ OTURDUĞU EVDE KENDİNİ GüVENDE HİSSETMİYOR

Deprem ülkesi Türkiye’de ve deprem şehri İstanbul’da kentsel dönüşüm çok önemli. Ancak bu işin ranta dönüştürüldüğü eleştirileri var. üç-beş katlı evler yıkılıyor, çok daha yüksek binalar yapılıyor, ama yollar, parklar aynı. Bu İstanbul’un trafiğini daha da çıkmaza sokuyor, yeşil alanlara çok az yer veriliyor. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?

Nitelik ve kalite yönünden de sıkıntılar var. Türkiye’de yüzde 70’lik kısım, oturduğu evde kendini güvende hissetmiyor. Asıl talep burada. Türkiye deprem kuşağında bir ülke. Allah korusun ama eğer ciddi bir deprem olursa sonuçları çok ağır olur. İstanbul’da bazı insanlar canlı canlı tabutta yaşıyor. özellikle çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda yetersiz kalıyor. Bu işin üzerine yeteri kadar eğilmiyor. Bu hükümetin politikası ama sahip çıkan yok.

Eskiden konut, sadece başını sokulacak bir sığınaktı. Ancak günümüzde konut artık bir yaşam biçimi ve bir statü olmaya başladı. Herkes, çoluk çocuğunu daha güvenli, daha depreme dayanıklı ve enerji verimli bir ortamda büyütmek istiyor. Türkiye’nin en büyük sorunu enerji açığı. ülke enerjisinin yüzde 40’ını konutla tükettiği halde bu konutlar yalıtımdan yoksun. Bununla ilgili bir yasa çıktı. 2017’ye kadar bütün binalara enerji kimliği verilecek.

GüCüM YETSE İSTANBUL‘DAKİ BİNALARI bİr çIRPIDA YIKARIM!

Türkiye, genç bir nüfusa sahip. Konut ihtiyacı sürekli artıyor. Bir yandan çekirdek aile sayısındaki artış, bir yandan gençlerin evlenmeden önce bile ailelerinden ayrı yaşama isteği, bu ihtiyacı daha da artırıyor. Konut talebi nasıl karşılanmalı? Ne yapılmalı? Siz bu konuda neler yapıyorsunuz?

Şunu söyleyeyim; Türkiye’de hala ortalama nüfus artışı düşüyor. Bu da Türkiye’nin gelecekte çalışan iş gücü sıkıntısı çekeceği anlamına geliyor. Durum böyle giderse Türkiye’de 2050’lerde yaş ortalaması ciddi şekilde ilerleyecek. Şu anda yaş ortalamamız 29. Avrupa’da bu rakam 48. Eğer Türkiye bunu engellemezse, ileride yaşlı bir nüfusa sahip olacak. Fakat asıl konut ihtiyacı, sadece nüfus artışından kaynaklanmıyor. Türkiye’de 19 milyona yakın konut stoğu var. Ama bu stoğun yüzde 70’i oturulacak kalitede değil. En başta deprem yönünden çok güvensiz ve yaşamak için riskli. Gücüm olsa, İstanbul’daki binaları bir çırpıda yıkarım. Bir saniye bile düşünmem. İnsan hayatı her şeyden kıymetlidir. Bilim adamlarının öngörüsüne göre, İstanbul’da 7’nin üzerinde bir deprem olursa, bu şehre bir ordu neferi bile giremez. Allah göstermesin, ama böyle bir deprem olursa ölen şanslı. Kalan insanların hayatı inanılmaz sıkıntılı olur. En son yaşadığımız Van depremini düşünelim. Van, İstanbul’un bir mahallesi kadar. Orada devletin bütün gücüne rağmen, enkazı toplamak haftalar sürdü. İstanbul için bir ömür yeter. Bu insanlık dramını yaşayanlara el uzatmak aynı zamanda “büyük devlet” olmanın gereğidir.

UCUZ DöVİZLER TüRKİYE‘NİN BAŞINA BELADIR…

Doların tansiyonu yükselmeye devam ediyor. Kur 2.5 lirayı aştı… Doların bu seyri uzun vadede maliyetleri de tetikleyecek. Sizce, sektör için doların bandı nasıl olmalı?

Ucuz döviz, Türkiye’nin her zaman başına beladır. Tatlı tatlı yemenin acı acı çıkması vardır. Dövizin 2.5 liraya çıkması belki döviz borcu olan birkaç şirketi sıkıntıya sokar ama Türkiye’nin en büyük sorunu cari açık. Ucuz döviz bizim cari açığı artırıyor. Türkiye tüketim toplumu olma yönünde hızlı ilerliyor. Tasarruf oranları düşüyor, tüketim artıyor. Dolayısıyla dövizin değer kazanması ekonomi için bence sürdürülebilir değil ama burada da en büyük sorun dalgalanmanın hızlı olması. Dolar bir noktada istikrarlı durursa bu sürdürülebilir olur. Ama bu kadar volatilite olması insanları beklemeye sokuyor. Dövizin hızlı artışı muhakkak maliyetleri de yukarıya taşıyacak. İnşaat, ithal kalemleri en az olan sektörlerin başında geliyor; Türkiye’de dünya çapında malzemeler üretiliyor. Ama dövizin artması bir şekilde inşaat maliyetlerine yansıyor. Müteahhitlerin çoğu bugün kârlarından fedakârlık yaparak işlerini sürdürüyor ancak önümüzdeki günlerde dövizin etkisi fiyatlara yansıyacak.

Başbakan Davutoğlu da dile getirdi…

önce Sayın Babacan ortaya attı, sonra da Sayın Başbakan kullandı. Rant vergisini kabul etmiyorum. Bu ülkede patron olmak suç, patronun para kazanması suç. Gelir vergisini kaçıran müteahhitten hesabını sorun. Git onlara hesap sor! Ben buraya 1000 katlı bina yapmak istiyorum. Yapabilir miyim? Ne yapıyorum, gidiyorum belediyen gerekli izinleri alıyorum. İşini yapan patrona neden hesap soruyorsun? Ben kesinlikle bunu kabul etmiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, işadamı kazanmalı. Kazanan işadamı vergisini vermiyorsa ona hesabını sor, hatta cezasını ver. Rant vergisi kelimesi bile yanlış. Maalesef bazıları da ucuz kahramanlık yapıp popüler olmanın peşindeler.

Merkez Bankası ile Hükümet arasında enflasyon ve faiz oranları konusunda hararetli atışmalar oldu. Sizin içinizden geçen düşünceleri sesli alabilir miyiz?

Doların artışını dış etkenlerle ile beraber yerel unsurlar da etkiliyor. özellikle Merkez Bankası (MB) ile Hükümet arasında çelişki olması insanlara güvensizlik veriyor. Dövizin insanların önünü göremediği ya da MB’nin güven bunalımına neden oluyor ve bu da dövizi olumsuz şekilde dalgalandırıyor. Volatiliteyi artırıyor. Ekonomideki olumsuz gelişmelerin hesabını halka verecek olan hükümettir. Hükümet tabii ki burada etkili olacak. MB bağımsızdır ama hükümetin ekonomik politikalarını desteklemelidir. 2 başlılığın olması Türkiye’ye olan güveni zedeler.

Yeni vergiler konuşuluyor. Yüzde 40 olacağı beklenen rant vergisi sektörün en çok konuştuğu bir konu. Uygulanması seçimden sonraya kalan bu vergi sizce sektörü nasıl etkiler? Söz konusu verginin uygulanma gerekçesini nasıl buluyorsunuz?

Rant vergisi nedir? Adını koymak lazım. Bunu ortaya atana sormak lazım ne demek istiyorsunuz diye…

TüRKİYE‘DE ARSA üRETMEK TüRKİYE‘NİN TEKELİNDE…

İstanbul’da arsa maliyetinin konuttaki payı yüzde 70 civarında olduğu ifade ediliyor. Bu rakamların Avrupa ve Amerika’da yüzde 25 ortalama oranlarına sahip olduğu da söyleniyor. Bu Türkiye’de gayrimenkulün daha pahalı olduğu anlamına geliyor mu? En pahalı konutu Türkiye’de mi şimdi? Katılıyor musunuz?

En fazla yüzde sahibi Avrupa’nın. Türkiye’de yüzde 80. En kötü yerde yüzde 40. Bağdat caddesinde yüzde 85’lere çıkıyor. Devletin elinde araziler var. Adam gibi imar planı yapılmıyor. İstiyorlar ki, arsa sahibi gelsin. Doğru bir imar problemi yapmıyorlar. Problemsiz arsalar inanılmaz pahalı. Maalesef Türkiye’de sistem bu şekilde. Devletin elinde oldukça fazla arazi var. Onları özel sektöre açmıyor. Hâlbuki devlet bunu özel sektöre açsa arazi üretimi olur. Arsa üretmek devletin tekelinde. Dünyada yüz ölçümünün yüzde 73’ü devletin üzerine kayıtlı başka ülke yok. Bu rakam çin’de bile yok. Ben şahsen TOKİ’nin inşaat yapmasına karşıyım. Ama özel sektör olarak bizim öyle bir imkânımız olmadığı için, konut yapmak ve insanları ev sahibi yapmak sosyal devletin asli görevidir. Bunu devletin yapmasına sıcak bakıyoruz. Ama devlet aynı araziyi aynı şartlarda bana verse, ben TOKİ’den daha uygun şartlarla konut üretirim.

DEVLETİN DESTEĞİ çOK öNEMLİ

Sayın Başbakan Davutoğlu başkanlığında Ankara’da yapılan toplantının inşaat sektörüne değer verilmesi ve son dönemde yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi açısından verimli oldu. Türkiye’de tasarrufların artması lazım, hükümetin konut almak isteyenleri desteklemesi ciddi bir gelişme. Biz Ağaoğlu olarak uygulamaya önem veriyoruz. Ağaoğlu olarak, devletin desteklediği %25 peşinata % 15 hibenin dışında kalan % 75’e destek olarak bu kampanyayı başlattık. Türkiye büyüyecekse en büyük katkıyı inşaat sektörü sağlayacaktır. Bu göz ardı edilmemeli. Tüketici bugünkü faiz oranlarıyla 10 yılda %60 faiz yükünü üstlenmek zorunda kalıyor. Bu yükü hafifletmek için konut almak isteyenlere faiz desteği yapmak üzere yola çıktık.

KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR 20 BİN DOLARA çIKMALI

Gayrimenkul ’de balon iddiaları var. Ağaoğlu’ndan aynı konuyu değerlendirmesini rica etsek ne ilave ederdi?

Balon söylentilerini kabul etmiyorum. İstanbul’da ne üretimde ne fiyatlarda balon var. Satılan konutların yüzde 90-95’i aşağı yukarı metre karesi 1000-1500 dolar civarında. Bu da neredeyse inşaat maliyetlerine denk geliyor. 10 bin dolara daire de var ama bu toplamda çok cüzi yer tutuyor. Hatta bizim daha fazlasını üretmemiz lazım. Yaşadığımız sıkıntılar var, Türk insanlarının alım gücünde problem var. Kişi başına milli gelir 10-11 bin dolarlara dayandı ama gelir dağılımını Türkiye adaletli bir şekilde yapmış değil. İnsanlarımızın güvenli konutlara ihtiyacı var. A ve B sosyo-ekonomik gelir grupları alabiliyor. Ama asıl piramidin altı yani C gelir grubu alamıyor. Talebin çoğunluğunu oluşturan C grubunun erişim imkânı yok. Bu nedenle Türkiye kişi başına milli gelirini

ŞANTİYEDE İŞçİLERLE YEDİĞİM YEMEĞİN TADINI HİçBİR YERDE BULAMIYORUM

Yakın zamanlarda faaliyetine başladığınız Enerji Grubunuzdan bahseder misiniz? Yatırımlarınızı arttırmayı düşünüyor musunuz?

Ağaoğlu olarak, enerji sektörüne gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ile Türkiye’nin çevreye duyarlı bir şekilde kalkınmasına katkıda bulunmayı ilke edindik. özellikle doğal enerji kaynaklarına yönelerek yenilenebilir enerji alanında gerçekleştireceğimiz yatırımlar için 2 milyar dolarlık yatırımı programımıza aldık. Amacımız yerli üretimi artırmak ve bunu da çevreye zarar vermeden yapmak. Bu açıdan yenilenebilir enerji yatırımlarını önemsiyoruz.

Türkiye, 27 yıldan sonra Uluslararası İş örgütü’nün 167. sayılı inşaat v e iş güvenliği anlaşmasını imzaladı. Bu doğrultuda bir de İş Güvenliği Yasası’nı çıkardı. İnşaat firmalarının sahiplerinden, yöneticilerinden epey eleştiri geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu sektöre ek maliyet getirir mi?

Biz milyonluk ek maliyetle güvenlikleri en üst seviyeye çıkardık. Hiçbir bedel insan canı ile kıyaslanmaz. Ancak pazarda iş güvenliği eğitimi vermeden ve işçisinin sigortasını dahi yapmadan iş yapan firmalar var. Bunlar da haksız rekabet yaratıyor.

Yeni projeleriniz ve kampanyalarınız hakkında bilgi verir misini?

My Towerland, My Home Maslak, Maslak 1453 ve Andromeda Gold projelerimiz devam ediyor. Ağaoğlu olarak 120 aya 0,57 faiz uygulamak suretiyle tüketicinin üzerindeki faiz yükünün üçte birini alıyoruz. üstelik bunu % 1 peşinatla yapıyoruz. Kampanyamız My Towerland, My Home Maslak ve Andromeda Gold projelerinde hemen teslim dairelerde geçerli olacak. Kampanya kapsamında %1 peşin ödeme yapan müşterilere, 60 ay vade için % 0.47, 61-120 ay vade için 0,57 faiz oranı sunuyor.

Kampanyanın geçerli olduğu My Towerland, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ne yürüme mesafesinde, her biri müstakil kat bahçeli, kullanışlı kat planlarına sahip. Avrupa yakasının finans ve iş merkezi Maslak’ta ana arterlere yakınlığı ile ön plana çıkan My Home Maslak, özel olarak tasarlanmış 3 kulede toplam 786 daireden oluşuyor. Gold Leed Sertifikalı Andromeda Gold projesi ise her katında bahçeleri, terastaki villa daireleri, fitness, sauna, buhar odaları, çocuk oyun alanlarıyla benzersiz bir dünya sunuyor. Zemin+51 kat ve toplam 398 daireden oluşan Andromeda Gold LEED sertifika sahibidir. Ataşehir’in konum olarak E-5 ve TEM bağlantı yollarına yakın bir lokasyonda bulunan Andromeda Gold kat bahçeleri ve teraslarla doğayla içiçe bir yaşamı şehrin merkezinde sizlere sunuyor.

30 BİN‘İN üZERİNDE KONUT üRETTİK!

Kuşkusuz son dönemin belki en medyatik patronlarından birisiniz. Bunu hem yaptığınız işler, hem verdiğiniz demeçler hem de yaşam tarzınızla başardınız. Babanızın mesleğini devam ettirdiniz ama belki de 10 bin kattan fazla büyüyerek kurumsal bir şirket olarak inşaat sektörüne yön veriyorsunuz. Bu başarı sizin farkınız mı yoksa Türkiye ekonomisinin son yıllarda elde ettiği ivmenin yansıması mı?

Ağaoğlu olarak faaliyetlerimize 1981 yılında kurduğumuz Akdeniz İnşaat ile başladık. Daha sonraki yıllarda ise turizm ve daha yakın zamanda faaliyetlerine başladığımız enerji sektörlerindeki yatırımlarımızı gerçekleştirdik.

Bugün bulunduğumuz noktaya reel ekonomiden hiç ayrılmadan spekülatif kazanç peşinde koşmadan, üreterek alın teriyle geldik. Teknolojiyi takip ettik, iş fırsatlarını ve ihtiyaçları doğru izleyerek, büyüme trendinde olan turizm ve enerji sektörüne doğru zamanda katıldık. Türkiye ekonomisinin son zamanlarda elde ettiği ivme ile başarımız artacaktır.

İnşaat sektörünün ekonomi için önemi ve 2015 değerlendirmesi hakkında görüşlerinizi de alabilir miyiz?

Türkiye ekonomisini sürükleyen iki ana sektör var; inşaat ve finans. Finans sektörü 2001 krizinden önemli dersler çıkardı. BDDK‘nın bankalar ve finans piyasası üzerindeki regülasyon getiren uygulamaları sektörü sağlam bir yapıya kavuşturdu. 17 ve 25 Aralık‘ta yapılmak istenen ise ekonomiye darbe vurmaktı. Geçmişte de siyasi istikrarsızlık yaratmak için başvurulan en önemli araç, ekonomik kriz yaratma çabalarıydı. Bu sefer de ekonomiye darbe vurmak için de inşaat ve finans sektörü hedef alındı. Her iki sektör için de itibarsızlaştırma girişimlerinde bulunuldu. 2014 yılının ikinci yarısından itibaren canlanma sürecine tekrar giren inşaat sektörü yılı kayıpsız kapatmayı başardı. Satışlara canlılık geldi. 2015 yılında da bu hareketliliğin artarak devam etmesini bekliyoruz. Türkiye‘de talep hala çok canlı. Mütekabiliyet Yasası‘nın yürürlüğe girmesinden sonra yurt dışından da talep almaya başladık. Dolayısıyla üretimde, talepte ve fiyatta da bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Hukuk sistemi ve bürokrasi de mütekabiliyet yasasının gereği olan adımları atarsa 2015 yılında sektörde yabancıya satışların artarak büyümesini bekliyoruz. Türkiye ekonomisi doğrudan yabancı sermaye girişi konusunda çok önemli bir kalemle karşı karşıya.

AĞAOĞLU’NUN TEMEL TAŞLARI

• KURULUŞ YILLARI

Ali Ağaoğlu‘nun rahmetli babası Mithat Ağaoğlu, İstanbul’da döneminin tanınmış müteahhitleri arasındaydı. Babasının da etkisiyle gençlik yıllarında bir yandan okuyup bir yandan da inşaatlarda bu mesleği temelden öğrenerek iş hayatına atıldı.

Babası Miktat Ağaoğlu’nun geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrasında bir süreliğine aile işlerinin başına geçti. Ardından,1977 yılında ailesi ile ticari anlamda yollarını ayırdı.

• İLK ŞIRKET

1981 yılında ilk şirketi olan Akdeniz İnşaat ve Eğitim Hizmeti A.Ş kuruldu. Ağaoğlu Grubu’nu meydana getiren yatırımların ana merkezidir.

• İLK PROJE

Kentli insanın hayatını kolaylaştırabilecek, zamandan tasarruf sağlayacak, insanların huzurla yaşayacakları, yemyeşil bir çevre ile huzurlu atmosferin buluştuğu Ağaoğlu My City yüksek inşaat teknolojisi ile güvenli temeller üzerine kurularak, günümüzde bir marka haline gelen ‘My’ Konseptli projelerin ilkidir.

• FAALIYET ALANLARININ GENIŞLEMESI

1988 yılında turizm sektörüne giriş yaparak, faaliyet alanlarını genişletme kararı alan Ağaoğlu Şirketler Grubu, Uludağ My Resort Otel ve 2011 yılı içerisinde bünyesine kattığı My Mountain Otel’in yanı sıra, şehir otelciliğinde İstanbul’daki My City Otel ve My Village Residence ile Türk turizm sektörüne önemli hizmet ve katkılar sağlanıyor.

Ağaoğlu Turizm Grubu’nun, sağlıklı ve konforlu Yaşam Kulübü My Club’ı 2002 yılında kuran Ağaoğlu, spor alanlarında tüm sınırları zorlayan mimari avantajını fiziksel olarak yakalayan buna eğlenceyi de katarak; her ay birbirinden farklı konsept organizasyonlar düzenliyor.

• AĞAOĞLU‘NDAN ENERJI’DE ATILIM HAMLESİ

2007 yılında faaliyet alanlarını genişleten Ağaoğlu Şirketler Grubu, ilk olarak rüzgâr enerjisi projeleri ile sektöre giriş yaptı. Ağaoğlu Enerji Grubu, gerçekleştirdiği yatırımlar ile Türkiye’nin çevreye duyarlı bir şekilde kalkınmasına katkıda bulunmayı ilke edindi. özellikle doğal enerji kaynaklarına yönelerek yenilenebilir enerji alanında gerçekleştireceği yatırımlar için 2 milyar Dolarlık yatırımı programına aldı.

• İSTANBUL ULUSLARARASI FINANS MERKEZI

2012 yılında kazandıkları ihale sonucu İstanbul’un dünya başkenti olma vizyonun da önemli rol oynayacak olan İstanbul Finans Merkezi projesinin altına imzalarını atmaktan gurur duyuyor.

• AĞAOĞLU SATIŞ OFISLERI ILE YURT DIŞINA AçILIYOR

Mart 2013 yılında açtığı Dubai Satış Ofisi ile Türkiye ve Körfez arasında köprü kurarak Araplara güvenli yatırım fırsatı sundu ve Türkiye’nin Körfez ülkelerinde tanıtımına katkı sağladı.

Yurtdışı temsilciliklerinin yanı sıra İngiltere, İsviçre, Fransa, Irak gibi bölgelerde katıldığı fuarlarla da adından söz ettiren Ağaoğlu, ‘ ülkemizin tanıtımını kendimize görev edindik’ diyerek yurt dışına yapılacak yeni yatırım projelerinin olduğunu belirtti.

• TüRKIYE’NIN PRESTIJI…

Türkiye ve yurt dışından aldığı ödüllerle Türkiye ekonomisine ve tanıtımına katkıda bulunuyor. 1981’den bu güne tüm faaliyet alanlarında çevreye ve insana saygılı, yatırımlarıyla tüm insanlığa ekonomik değer katan, sürdürülebilir projelerle ülke refahına hizmet etmeyi görev kabul eden Ağaoğlu Grubu, tüm yatırımlarını uluslararası standartlarda yürüterek, topluma karşı sorumluluklarının bilincinde ilerliyor.

34 yıl önce başladıkları bu yolculuğa tüm paydaşlarının ‘Yaşam Mimarı’ olma hayali ile gelişerek, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası