Son Haberler

Bölgesel birliktelik küresel oyunculuk

Kuzey Afrika toparlanıyor, içten içe yapılanıyor, farklılaşıyor. Yaptığımız Serbest Ticaret Anlaşmalarının (STA) iki ülke menfaatine revize edilmesi gerekiyor. Erken davranan ülkeler, maça 1-0 önde başlıyorlar. çok kısa bir süre sonra o kadar emek verdiğimiz pazarları kaybedebiliriz endişesi taşıyorum. İlk değişim Fas’ta başlıyor gibi.

çevremizde her şey inanılmaz hızla değişiyor, gözlemlerken bile şaşırıyoruz. İnsan ömrünün 150 yıla çıkacağı inancı yayılmaya başlıyor, ömürler uzuyor en çabuk eskiyen teknoloji oluyor. Hepimizin elindeki telefonlar, tabletler tek başına ofis olmaya yetiyor. Babam tüm havalelerini internetten yapıyor, yeğenim dünyanın bir ucundaki arkadaşıyla görüntülü konuşuyor, ben bu yazıyı yazarken bilgisayara sesle komut veriyorum. Bu hız inanılmaz imkanlar sağlarken, bu imkanlara sahip olma noktasında güçlükler çekiyoruz.

Bu hıza uymayan bir şeyler var …. Aynı hızla kazanamamak.
Uluslararası ticaret, özellikle emtia ticareti yavaş kalıyor. Hele birde üretici ve ihracatçıysanız önce pahalı enerji, pahalı işçi ve pahalı iç nakliye sorununu aşmanız gerekiyor. Peşine de ürününüzü sattığınız ülkenin gümrük vergilerini maliyete eklemeniz. Zaten yeteri kadar pahalı üretim olan birim maliyetlerinizle ürününüz uluslararası arenada çok da cazip kalmamaya başlıyor.
Eskiden, “ekmek aslanın ağzında” derlerdi. Ben de, “şimdilerde ortada aslan yok” diyorum, önce aslanı bulmak lazım, eee, aslan denildi mi kimin aklına Afrika gelmez .

Kuzey Afrika toparlanıyor, içten içe yapılanıyor, farklılaşıyor, yapmış olduğumuz Serbest Ticaret Anlaşmalarının (STA) iki ülke menfaatine, hem Türkiye için hem de karşı taraf için revize edilmesi, yani karşılıklı tavizlerin yeni baştan gözden geçirilmesi gerekiyor. Erken davranan ülkeler, maça 1-0 önde başlıyorlar. çok kısa bir süre sonra o kadar emek verdiğimiz pazarları kaybedebiliriz endişesi taşıyorum. İlk değişim Fas’ta başlıyor gibi.

Gelin buna bir örnek verelim. Mesela Mısır’la 2005 yılında imzalamış olduğumuz 2020 yılında tamamlanacak olan 4 bölümden oluşan Serbest Ticaret Anlaşması, 2007 yılında devreye girmiş. O günün koşullarında Türkiye beyaz et üretiminde neredeyse yok, bu sebepten dolayı gözardı edilmiş, ama bugün gelinen noktada Türkiye beyaz ette ciddi bir üretici. Türkiye’nin beyaz et üretiminde en eski tesisi 20 yıllıkken, AB’de bu durum tam tersine en yeni tesisi 20 yıllık. üstelik kesimler tüm İslami ve hijyenik şart ve kurallara uygun olmasına rağmen biz Mısır’a ve daha bir çok ülkeye beyaz et satamıyoruz. Zira Mısır’da yüzde 30 gümrüğe tabiyiz. Oysa AB yüzde 19,5 gümrük vergisiyle Mısır’da ciddi bir pazar sahibi.

Beyaz et üreticilerine baktığımız zaman bir önceki yıl ile geçen yılı karşılaştırdığımızda ihracat da ve üretim de neredeyse yüzde 100 artış kaydetti. İşte bu sebepdendir ki önerim, acil tedbirlerin alınması ve var olan STA’ların revize edilip, gerekirse karşılıklı tavizlerin artırılması.

Aslında bunu bir adım öteye götürmek istiyorum, Afrika Birliği’ne ve Avrasya Birliği’ne üye olmamız gerektiğine kalben inanıyorum. Ancak bu takdirde ülkeler arası birlik beraberlik, dostluktan bahsedebiliriz.

Bir türlü anlayamadığım; yapılan Afrika- Avrasya- Arap ve İslam zirvelerinin ve sanayi birlikteliklerinin neredeyse hepsine katılırım, toplantı sonrasında ortaya inanılmaz güzel fikir ve zikir birliktelikleri çıkar, umutlanır, sevinirim. Ama iş icraata gelince aynı şeyleri görmek ve söylemek zorlaşıyor.

“Biz varız” diyen ülkelerle, kaldıralım artık şu sınırları, malların ve kişilerin serbest dolaşımını imzalayalım artık.

Bir tarihte henüz D-20 kurulmamışken D-8 İstanbul toplantısında kendi içimizde ürünlerin ve bizlerin serbest dolaşımını sağlamalıyız, vize ve gümrük kaldırılmalı, diye öneride bulunmuştum. Kabul görmüş ve çalışmalar başlamış bir kaç ülkede bu isteğim gerçekleşmişti.

Şimdi aynı öneriyi tekrar yapıyorum; bugün İran Afrika Birliği’ne girme isteğindeyse, biz de bir an önce çevre bölgelerle masaya oturmalıyız. Devletin bunu hayata geçirecek yeteri kadar bilgili, tecrübeli bürokratı ve teknokratı olduğunu biliyorum. Bir çoğu ile çeşitli ortamlarda beraber çalışma şansı yakaladım ve inandığım bir gerçeği bir kez daha vurgulamak istiyorum: “Bölgesel birliktelikleri sağlayamazsak küresel oyuncu olamayız.”

üründe ve pazarda çeşitlilik mutlak ama gümrük vergilerinin yüksek olduğu yerler bize bir soluk mesafede dahi olsalar hiç bir anlam ifade etmiyorlar. Bir bakıyorsunuz elin adamı taaa nerelerden gelmiş, gözünüzün önündeki pazarlarda hakimiyetini kuruyor.

Hani demem o ki herşeyin bunca hızlı değiştiği dünyamızda biz de bunlara süratle çözüm getirelim, büyüyen büyürken ülkeyi geliştiren sektörlerimize şans tanıyalım ve ivedilikle Serbest Ticaret Anlaşmalarımızı revize edelim.

Zuhal Mansfield
DEİK/Türk-Mısır İş Konseyi Başkanı

9 Yorum

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  • Selim Toprak
    3 Nisan 2012 19:31 - Reply

    Harika bir analiz. tebrik ediyorum sizi Zuhal hanım

  • CÜNEYT OLGAÇ
    13 Nisan 2012 09:24 - Reply

    AFRİKAYA ODAKLANAMAYAN DÜNYAYA ODAKLANAMAZ.ÇOK GÜZEL YAZI OLMUŞ.ELİNİZE SAĞLIK

  • Nezahat ÖZKAN
    13 Nisan 2012 09:43 - Reply

    Tesbitleriniz ve gözlemleriniz o kadar haklı ve yerindeki bize katılıyorum demekten başka bir söz bırakmamışsınız. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum …

  • RAHMİ MAKUL
    13 Nisan 2012 09:48 - Reply

    Zuhal hanım sanmayın ki; size hayranlığımdan bunları söylüyorum.Ben Türkiyeyi yöneten insanlardan büyük çoğunluğu ile zaman zaman tesadüfte olsa bir arada bulunmuş ve fikir teatisinde bulunmuş birisiyim.Siz o kadar dolu ve bildiklerini özümsemiş ve yaşayan birisisiniz ki bir örneğine ben rastlamadım ( yoktur demiyorum ).Sadece bilmek yetmiyor, inanmak da gerekli. İnsancıllığınız ,güzel yüreğiniz ,çalışkanlığınız insan ve yurtseverliğiniz ile daha çok fırsat verilirse neleri başarabileceğinizi çok iyi biliyorum.Saygılarımla.

  • Erşan Kuleli
    13 Nisan 2012 10:36 - Reply

    Mükemmel bir analiz.

  • zerrin bölen
    13 Nisan 2012 12:17 - Reply

    iş dünyası bu konuyu ciddiye almalı

  • Rahmi Makul
    13 Nisan 2012 19:57 - Reply

    Değerli Zuhal hanım yazınızı her zaman olduğu gibi çok beğendim.Senelerce çeşitli düşünce kuruluşlarında bulundum İçerlerinde bakan , milletvekili ,bürokrat ,teknotrat düzeyinde insanlar da vardı.Sizi gibi bilgi birikimi olan, bilgisine inanan ve özümsemiş,alçak gönüllü zarif, yüreği güzel kendi güzel insan yok du.Ama zaten olması da mümkün değil. Bir tek Eski bakam Mustafa Tına Titiz bilgi açısından istisnadır o kadar.Tabi ki dil otu yemişleri bu değerlendirmenin içine almıyoruz.Çok iyisiniz.Allah dan sizin için başarı lar diliyorum.Saygı sevgi ve hürmetlerimle.

  • Nurcan OZCAKIR
    14 Nisan 2012 19:08 - Reply

    Tebrikler ZUHAL hanım, yazınız güzel olmuş. Bilecik’ten sevgilerimle.. NURCAN

  • engin evren
    16 Nisan 2012 12:51 - Reply

    güzel bir analiz.Umarım en kısa zamanda mevzunun çözümüne dair bir adım atılır…

  • Site Haritası