Son Haberler

Ekonomide rakamlar yeni yılda neye işaret ediyor?

Yeni yılda perakende dünyasının, tasarruf hedefi ve kredi kartı ile ilgili yapılacak düzenlemelerle gelecek yeni sisteme nasıl uyum sağlayabileceği tartışılıyor. Genel olarak beklentiler 2014’ün kolay bir yıl olmayacağı şeklinde. Tüm kurgular sözkonusu beklentiler üzerine yapılırken FED’den gelecek olumsuz haberlerin yanı sıra İran ile ilgili son gelişmeleri dış pazar için yeni fırsatların oluşacağını gösteriyor. Sözkonusu ülke 80 milyonluk nüfusuyla son derece cazip fırsatlar sunabilir.
2014 yılı Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri genel olarak beklentiler dahilinde olmakla birlikte, piyasalar açısından dikkate alınması gereken konular görülüyor. Geçtiğimiz 3-4 yıl süresince piyasa oyuncuları ve yabancı yatırımcı iç pazar ve perakende piyasamızın son derece canlı olduğu gerçeğiyle hareket ediyorlardı.

2009 yılından sonraki döneme baktığımızda özellikle AB’nin güney ülkeleri Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkeler başta olmak üzere tüm birlik genelinde ekonomik kriz kendini gösterdi. Sözkonusu krizin başlıca nedeni borç krizi olarak adlandırılan kamu borcunun, milli gelire oranını çok büyük rakamlara ulaşmasıydı. Yunanistan gibi ülkelerde bu oran yüzde 160’ları aştı, diğer bir değişle milli gelirinin yüzde 160’ı kadar kamu borcu oluştu. Diğer Güney ülkelerinde bu oran yüzde 100’lere ulaştı ve hatta aştı. Borç krizine bağlı olarak iç piyasalarında satışlar dibe vurdu ve tüm dengeler bozuldu, piyasalar resesyona girdi. AB genelinde kamu borcu milli gelir oranı yüzde 90’lara ulaştı, büyüme oranları eksiye indi. Sözkonusu durumun toparlanabileceği tarih olarak 2020’ler konuşuluyor.

Türkiye açısından olaya bakıldığında aynı dönemde AB’dekine benzer ekonomik kriz olmadığı gibi rekor büyüme oranları elde edildi. AB’de borç/milli gelir oranı yüzde 100’lerde seyrederken, Türkiye’de bu oran yüzde 37’ler seviyesinde son derece sağlıklı görünüyor ve Türkiye’yi krizlerden koruyan en önemli faktörlerin başında geliyor. Sözkonusu oranın nasıl sağlandığına baktığımızda Türkiye de kamu finansmanının yüzde 70 oranında dolaylı vergilerden sağlandığı görülüyor. Sözkonusu vergiler alışveriş anında araba, benzin, sigara, giysi, gıda gibi her türlü perakende ve diğer harcamalar esnasında ödediğimiz dolaylı vergilerden oluşuyor.

Tasarruf hedefi koyulduğunda üstüne bir de kredi kartları ile ilgili son düzenlemeler geldiğinde perakende sektörü ve iç ticaret hacmi gerilerse ve bu denge bir kez bozulursa tekrar toparlamak güç olur! Buna bağlı olarak alışveriş hacmindeki azalma kamunun gelirini de azaltacağından çok dikkatli olunmalı.

AB’deki benzeri durumları yaşamamak için alınacak önlemlerde tüm diğer faktörler hesaba katılmalı. Piyasanın enerjisi korunmaya gayret edilirken ihracata dayalı büyüme politikaları birlikte yürütülmeli. 

Eko Sentez

Dr. Fatih Anıl
ORKA Group İcra Kurulu üyesi

Yorum yok

Yorum Yazın

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

*

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Site Haritası